Davidoff
– Cool Water (1988) Davidoff’un referans parfümü.
Şöhret nedir sorusunun cevabı en basitinden
şöyle olabilir: Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ünlü olma. Sosyal üstünlük
dürtüsü de deniliyor bu duruma. Acaba insanlar güç sahibi olmak için mi ünlü
olmak isterler? Gücün çekiciliğine kavuşmanın kısa yolu mu şöhretli olmak? Sen
benim kim olduğumu biliyor musun! sorusu bu anlamda enteresan ve üzerinde
durulmaya muhtaç. Fakat konuyu dağıtmadan gidelim.
Bazı insanlar doğarken şanslı ve
şöhretliyken, kimileri her şeyini tırnaklarıyla kazıyarak elde ederler. Bazı
parfümlerse büyük pazarlama kampanyalarıyla doğar ve şöhretli olurken, bazı
parfümler sessizce piyasaya çıkarlar. Sonradan büyük şöhret kazanırlar. Belki
de parfümlerle insanlar arasında bağ kurulabilir bu anlamda.
1998 yılında, muhtemelen kimsenin böylesine
büyük başarılar yakalayacağını düşünmediği bir parfüm piyasaya sürdü ünlü puro
üreticisi Davidoff. Yazar Chandler Burr, Cool Water'ın oluşturulma aşamasına
daha teknik olarak bakmış ve parfümde kullanılan Dihydromercenol'e büyütecini
tutmuş. Özetle şunları söylemiş:
“Kokuları özgün moleküllerle tanımlayan
kimyagerlere gıpta ediyorum. Mesela Ethyl Maltol, pamuk helva gibi kokar.
Calone, istiriyde bıçağı gibi kokar.
Phenylethyl Glycidate, çilek ve bibere benzer. Cis-3-hexenol kesilmiş
çimen gibidir. Butyric Acid, ayak gibi kokar. Ve parfümler: Chanel No.5'in sırrı
Aldehitlerdir; Davidoff - Cool Water'ın ise Dihydromyrcenol.
Dihydromyrcenol, bazı deterjanlarda
kullanılan özel bir kimyasaldır. Bu kimyasal, ilk olarak 1973 yılında Paco
Rabanne Pour Homme'da kullanıldı. Daha sonra 1982 yılında Drakkar Noir'de yüzde
on oranında kullanıldı. Parfümör Pierre Bourdon ise Cool Water'da yüzde yirmi
oranında kullanmıştı.
Tabiki bazı kimyasallardan nefret ediyorum.
Ne yazık ki listemin üst sırasında Dihydromyrcenol var. Kokusu bana alüminyum
tezgahın üzerine dökülmüş çamaşır deterjanlarını hatırlatıyor. Drakkar Noir,
Polo, CK One ve Cool Water'da güzel kullanılmıştı. Fakat artık bir çok parfümde
kullanılıyor. O, sıkıcı bir klişe haline geldi. Gerçi ben doğal yada yapay
farketmez, lavanta kokusundan nefret ederim. Sonuç olarak bir klişe, her zaman
için klişedir."
Chandler Burr’den bu alıntıyı Cool Water'ın
baskın şekilde Dihydromyrcenol gibi koktuğunu açıklamak için verdim. Bugün
Dihydromyrcenol kimya ve kozmetik sanayisinde kullanılıyor. Zaten Cool Water'ın
kokusunun kimi zaman kolonyalı mendillere kimi zaman traş köpüklerine kimi
zaman da çamaşır deterjanlarına benzetilmesinin sebebi işte tam da bu. Artık
geçeyim kokunun bana hissettirdiklerine.
Aromatik akuatik olarak sınıflandırılmış
Cool Water. Kimileri de aromatik/ferah fujer olarak anlandırıyor. Üzerime ilk
sıktığımda lavanta, turunçgiller (limon ve bergamot) ve ozonik deniz esintisi
karşıma çıkıyor. O kadar tanıdık ki kokusu. Üst notalarında ağırlık ozonumsu
yeşil lavanta da sanki. Başlangıcını çok beğendim. Orta notalara geçildiğinde
yeşil koku devam ediyor. Fakat kalite anlamında biraz düşüş var. Burada yeşil
erkeksi çiçekler devreye giriyor. Ve herkesin bahsettiği o deterjan kokusu. Sabunsuluk
artık ortaya çıkıyor. Hem de dikkati çekecek oranda. Sanırım o traş köpüklerine
benzetilme sebebi de sabunsuluk. Orta kısmı başlangıcı kadar ilgimi çekmedi.
Geçeyim alt notalara. Burada hala yeşil ozonik koku devam ediyor. Misk ve odunsu
notalar hissediyorum ek olarak. Sonları fena değil. Böylece de tenden ayrılıyor.
Cool Water, başlangıcından sonuna kadar
neredeyse hiç değişmiyor. Parfümün ana ekseni ferah, serin, sabunsu yeşil
erkesi çiçekler ve tuzlu/yosunsu deniz teması. Enteresan bir birliktelik.
Başlangıcı gayet güzelken, orta kısımdan itibaren sabunsu yapaylık
hissediliyor. Sabunsu kokan yeşil çiçekler, hiç ilginç gelmedi bana. Son
kısımsa orta notalarla paralel ilerliyor. Her ne kadar odunusluk ve misk
eklense de alt notaları bana yakın gelmedi ne yazık ki. Şu haliyle en sevdiğim
kısmı başlangıcı oldu.
Şu bir gerçek ki Cool Water, tüm zamanların
en şöhretli, kült parfümlerinden birisi olmuş durumda. Zaten satış rakamları da
onun dünya çapında ne kadar büyük fenomen olduğunu kanıtlıyor. İlk çıktığı 1988
yılından 2003 yılına kadar en çok satan on beş parfümden birisiydi Cool Water.
Yani onun etkileri, 2000'li yılların ortalarına kadar devam etti. Onlarca
parfüm üreticisi ona benzeyen kokular piyasaya sürdü. Ama biliyoruz ki hiç
birisi onun kadar şöhretli olamayacaktı. Çünkü emitasyon, gerçeğin yerini asla
tutamaz.
Böylesine büyük ticari başarıyı, kokusunun
yeterince rafine olmaması sebebiyle eleştirebiliriz. Yada büyük şöhretine
hürmeten, onu övgülere boğabiliriz. Ben yine de aklıma takılan kısımları eleştirirken,
ona saygı duymaya devam edeceğim. Çünkü karşımızda sıradan bir market kokusu
yok. Beğenin yada beğenmeyin döneminin en önemli parfümü Cool Water. Çığır
açan, referans olarak gösterilen bir arkadaş. Parfüm endüstrisinde yeni bir
akımın oluşmasını sağladığı söylenebilir. Anlaşılacağı üzere ona gereken
saygıyı göstermemiz gerekiyor. Fakat saygı duymamız onu seveceğimiz anlamına da
gelmiyor.
Cool Water'ın eleştirebileceğim iki tarafı
var. Birincisi orta kısımdan itibaren beliren sabunsu çiçeksilik. İkinci olarak
da tek düze kokması. Derinliğe sahip olmayan yapısı, biraz hayal kırıklığına
uğrattı beni. Bu duruma parfümün geçirdiği reformülasyonların sebep olduğu
düşünülebilir. 1988 yılında üretilmiş bir parfümün günümüze kadar orjinal
formülüyle gelmiş olması olası görünmüyor.
Görünen o ki ilerleyen yıllar ve karşısına
çıkan rakipler, Cool Water'ın biraz geri plana çekilmesine neden olmuş. Bugün daha
çok "baba kokusu" olarak nitelenen Cool Water'ı genç kesimin tercih
etmediğini görüyoruz. Yılların verdiği "modası geçme" sendromuna
yakalanmış olabilir. Yine de parfümlerle ilgili herkesin almasa da mutlaka
denemesi gereken klasiklerden birisi olduğu aşikar.
Parfüm platformlarının en çok tartışılan
konularından birisine daha dahil olayım hemen. Cool Water, bir çok yerde
Creed’in ünlü parfümü Green Irish Tweed’e benzetiliyor. Hatta birbirinin
kopyası diyenler bile var. Şimdi benim edindiğim izlenime göre iki parfümün
benzer yanları var ama çok büyük benzerliğe rastlamadım. Green Irish Tweed,
ekşimsi yeşil çiçekler gibi kokarken, Cool Water akutik-yeşil-sabunsu kokuyor. İki
parfümün de yeşil kokan taraflarını birbirine yakın bulabiliriz. Fakat genel
olarak ikiz kardeş gibi değiller.
Şişesinin tasarımını Peter Schmidt yapmış.
Kokusunun tasarımını ise Pierre Bourdon gerçekleştirmiş. Bourdon parfüm
dünyasının önemli burunlarından birisi. Kouros gibi ikonik bir parfüme imza
atmış olan Bourdon, Dior'un Dolce Vita'sının, Frederic Malle'in French
Lover'ının, Shiseido'nun Feminite du Bois'i gibi başarılı eserlerin arkasındaki
isim olarak da biliyoruz.
Parfüm yazarı Luca Turin, Cool Water'ı
aromatik fujer olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş yıldız vererek en iyi
parfümler listesine almış. Ek olarak "Kadınlar için en iyi erkeksi
parfümler" listesinde de ona yer vermiş.
Tam bir ilkbahar-yaz parfümü bence. Çoğu
kimse kalıcılık ve fark edilirliğinin düşük olduğundan şikayet etmiş. Benim
denemelerimde tam tersi durum ile karşılaştım. Kalıcılığı bir EDT'ye göre gayet
iyiydi. Hatta kıyafetlerimde iki güne yakın kokusu hala hissediliyor. Fark
edilirliği ise ilk 2-3 saat yüksek oldu. Bu iki konuda hiç şikayetim olmadı
neyse ki. Her ne kadar çok bilinen bir parfüm olsa da siz yine de denemeden
almayın.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran
www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Artıları:
+ Başlangıcını sevdim.
+ Her parfüm severin denemesi gereken bir
klasik.
+ Oldukça uygun fiyatlara hemen her yerde
satılıyor.
Eksileri:
- Orta kısmını kendime yakın bulamadım.
- Yüksek kalite hissiyatı vermiyor.
- Tek düze kokusunun, uzun süreli
kullanımlarda sıkıcı olacağını düşünüyorum.
Koku Güzelliği:10/6.5