28 Şubat 2016 Pazar

Costume National – 21 (2007)

Kim sever ki sıkıcı matematiği. Sinemanın insanı içine çeken büyüsünün, edebiyatın ve okuma bağımlılığının anlatılmaz tadının, müziğin içimize işleyen sihirli ezgilerinin yanında matematik, anlamsız sayı karmaşası gibi gelir bana çoğu zaman. Neyse ki ilkokul seviyesindeki matematik bilgimle şu hesabı yapabiliyorum: 1986+21: 2007.

Yok, hayır, kabalaya, astro numerolojiye ya da ebcet hesaplarına kafayı takmadım. Gerçi Edip Yüksel’in 19 konusundaki çabasını takdir etsem de subliminal mesaj vermeye çalışmıyorum. Aslında konu basit. Costume National markasının kuruluş tarihi olan 1986’ya 21 rakamını eklediğiniz zaman karşımıza markanın 21 isimli parfümünün piyasaya sürülüş tarihi 2007 çıkar. İşte size Parfüm Merakı’nın kozmik bir hizmeti daha 🙂

Laf kalabalığını bırakırsam, Costume National’ın 21 parfümü, markanın kuruluşunun 21. yılını kutlamak amacıyla piyasaya sürülmüş tam da 2007 yılında. Tabii genellikle bu tür kutlamalar 10-20-25-50-100 gibi yıllarda yapılır ama Costume National’ın 21. yıllarını kutlamak nereden akıllarına geldi açıkçası bizi pek ilgilendirmiyor. Biz öze bakalım.

21’in eski tanıtımlarında parfümün uniseks olarak piyasaya sürüldüğü belirtilmesine rağmen çoğu yerde inatla kadın parfümü kategorisinde gösterilmesini anlayabilmiş değilim. Hatta çoğu mağazada kadın parfümü olarak satılmaya çalışılmasını, bembeyaz ve masum şişesine bağlamaya çalışmak istiyorum. İyi de şişesi beyaz parfümler mutlaka kadın parfümü mü olmalı. O zaman Kouros gibi bir canavarı nereye koyacağız?

resmi 21 yen

21, kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: “Beyaz saflık ve derin gizem.” Parfümden ziyade ruhani bir varlıktan bahsedildiği hissi veren 21’in başlangıcı mistik şekilde gerçekleşiyor. Egzotik ve derin amber, tam sevdiğim gibi. Biraz kremsi, tatlı ve vanilyamsı. Orta kısımda amberin etkisi devam ediyor. Ambere dumansı tütün ve baharatlar ekleniyor. Baharat derken kimyon, tarçın ve biber akla gelebilir. Tabii tonka fasulyesi önemli rol oynuyor orta bölümde. Karmaşık ve yoğun orta notalar. Son kısımda bir parça sakinleşme söz konusu. Vanilya kapanışta da etkili. Hatta alt notaları domine ediyor tatlımsı, yarı pudralı vanilya. Ortalama şekilde gerçekleşiyor son bölüm.

21, şaşırtıcı derecede baskın bir amber parfümü. Oysa açıklanan notalarında bulunan süt, aklımda tamamen farklı imaj çizmesini sağlamıştı 21’in. Kullanım döneminde gördüm ki, 21 süt teması üzerine kurgulanmamış. 21, kesinlikle egzotik amber kokusu. Baharatlı, tütünlü bir amberden bahsedilebilir.

Geleyim süt meselesine. Açıklanan notalarında süt görülüyor. Büyük ihtimalle süt hissiyatını verecek olan nota vanilyadır. Bazı yorumcuların bahsettiği üzere süt kokmuyor ama vanilya her daim hissediliyor. Hatta daha da ileri gidilip pirinçli, sütlü pudinglere benzetilmesini, bir sütlaç sever olarak kafamda oturtamadım.

21, bence epey zengin kokuyor. Birçok nota, zaman zaman kendisini gösteriyor. Fakat bu kadar çok nota hafiften bir karmaşa da yaratıyor. 21 ismini, parfümün 21 adet notadan oluştuğuna bağlayanlar da var. Her ne kadar 21 farklı koku burnunuza gelmiyorsa da, bence anlaşılması zaman isteyen parfümlerden.

costume_national_21 yen

Bırakın kadın parfümü olmayı, uniseks bile denmez bence 21 için. Erkek kullanımına çok daha yakın. Ve tam soğuk hava parfümü. Kimilerinin Prada Amber’e (kadın versiyonu) benzettiği 21, muhtemelen içeriğindeki paçuli sayesinde bu algıyı oluşturuyor. Başlangıcını ve tonka fasülyesi kullanımını Bogart Pour Homme’a benzettiğimi belirtmeliyim. Umarım yanılmıyorumdur.

Sonuç olarak 21, fena parça değil. Her ne kadar günlük kullanıma çok uyacağını düşünmesem de, nişlere yaklaşan kalitesi ve koku karakteriyle iyi seçim olabilir. Fakat Costume National’ların fiyatlarının ana akım rakiplerinden bir parça yüksek olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Ayrıca kimilerinin modern olarak tanımlamasına da katılamayacağım. Bence hafiften eski-tozlu yapısı başlangıç ve orta kısımda hissedilebiliyor. Bu da onu eski erkeksi fujerlere yaklaştırıyor.

Luca Turin’in kitabında anasonlu oryantal olarak sınıflandırılan 21, beş üzerinden üç puan alabilmiş. Tania hanım da Prada Amber’e (kadın versiyonu) benzetmiş 21’i.

EDP formundaki 21’in fark edilirliği ilk anlarda oldukça yüksek. Bence genel performansı yeterli. Daha fazlası rahatsız edici olabilir. Çok genç arkadaşların denemesinden ziyade, otuz yaş üzerindeki arkadaşlara tavsiye ederim.

blogcuaary yen

Bir diğer tartışmalı konu parfümün tasarımcısı. Kimi kaynaklarda Juliette Karagueuzoglou kimi kaynaklarda Laurent Bruyere ismi geçiyor. Açıkçası tam çözebilmiş değilim bu durumu. Bu arada parfümün şişesinin, Costume National’ın kurucusu Ennio Capasa tarafından tasarlandığı söyleniyor.

Koku Güzelliği:10/7

24 Şubat 2016 Çarşamba

Parfum d’Empire – Aziyade (2008)

“Edward W. Sait, Şarkiyatçılık adlı kitabında, doğuya olan ilgiyi şöyle yorumlar: “Şark dipsiz acayiplikler kuyusundan çıkma, neredeyse cürüm kabilinden (ama asla gerçekten cürüm olmayan) davranışlardan ötürü seyredilir. Duyarlılığıyla Şark’ı kateden Avrupalı bir seyircidir; asla olup bitene dahil olmaz, her zaman aynı durur.” Ama Pierre Loti’nin konumu bir Avrupalı olarak çok farklıdır. O, Hatice’ye (Aziyade) gönlünü kaptırınca Türkçe öğrenir, Müslümanların oturduğu Eyüp’te ev kiralar ve Türk gibi giyinip, Arif Efendi kisvesiyle karşımıza çıkar. 1876’da başlayan İstanbul ve Türkiye macerası 1921’e kadar aralıksız sürer. Zaten iki yıl sonra da ölür. Pierre Loti “sadece tek bir amacın peşinde koştu; Türk peri masalının ve Osmanlı gerçeğinin özel yorumlamasından oluşan bilge karışımı yaşamaya ara vermeden kente duyarlı bir saygıyı dile getirmek.”

Sayın hocamız Galip Baldıran’ın Pierre Loti ile ilgili makalesinden alıntıladığım yukarıda tespitler, bir kitapla ilgili. Hangi kitap mı? Ülkemizde uzun yıllar yaşamış ve ismi İstanbul’da bir bölgeye de verilmiş ünlü yazar Pierre Loti’nin Aziyade kitabından bahsediliyor. Pierre Loti’nin Aziyade romanında, evli bir Türk kadın ile aşk yaşayan bir Avrupalının hikayesi anlatılır. Tabii 1870’li yılların Osmanlı Devletinde bu tür yasak aşkların nasıl karşılanacağı tahmin edilebilir fakat aşkın önünde kim ve hangi evlilik durabilir ki?

Takvim 2008 yılını gösterdiğinde, Fransa merkezli niş parfüm evi Parfum d’Empire bu yasak aşktan ilhamını alarak Aziyade isimli parfümü piyasaya sürer. Anlaşılacağı üzere, Aziyade parfümü, Pierre Loti’nin ünlü romanı Aziyade’den ismini ve konseptini almış. Zaten markanın internet sitesinde de bunu destekleyen bilgiler mevcut.

loti res

Tabii kendi sitelerindeki tanıtımları biraz karışık ve abartılı. Yasak aşkın meyvesinden tutun da şarap tanrısı Diyonisos’a, antik Mısır’ın baharatlarından, eski Romalıların erotik şölenlerine, Sümerlilerin fuhuş ayinlerine kadar geniş skalada tanıtım yapılmış. En son, vanilyanın Aztek imparatorluğunun afrodizyağı olduğundan bahsedildiğini okuduğumda kendimden geçmişim 🙂 Bakalım bu kadar tarihi ve detaylı tanıtımı yapılmış Aziyade parfümü, beklentileri ne kadar karşılayabiliyor.

Aziyade’in başlangıcı ferah olmayan lezzetli meyvelerle gerçekleşiyor. Ağız sulandırabilecek kadar leziz meyvelerden ayırt edebildiklerim şeftali, erik, kiraz. Açıklanan notalarında hurma ve nar da bulunuyor. İki nota da pek karşımıza çıkmıyor. Bence hurmadan ziyade ekşi kırmızı meyveler baskın ilk dakikalarda. Başlangıcı güzel. Orta bölümde mayhoş meyvelerin etkisi devam ediyor. Bu sefer devreye meyvelerle harmanlanmış tütün ve aromatik baharatlar giriyor. Tütün, hafiften dumansı hava veriyor ki bu hissiyatı seviyorum. Baharatlardan öne çıkanlar tarçın gibi görünüyor. Baharatlı, tütünlü, reçineli orta bölüm bence parfümün en başarılı tarafı. Son bölümde vanilya ve tütsü var ama etkisi oldukça azalıyor kapanışta. İşte size Aziyade.

Ana tema şu olabilir: Mayhoş meyvelerin sardığı baharatlı tütün ve sıcak reçineler. Genel olarak modern ve kabul edilebilir oranda tatlılık barındırıyor. Gayet lezzetli bir baharat parfümü denebilir son tahlilde. Eskiden çok sevdiğim meyveli parfümler, artık eskisi kadar ilgimi çekmiyor muhtemelen. Yine de bu tür mayhoş meyvelerin yüksek kaliteli olarak verilmesine karşı zaafım var.
yatik aziyade yen
Aziyade’de Serge Lutensvari kuru ve yarı karanlık meyvelerden bahsedilebilir. Zaten Aziyade’yi çoğu kişinin Arabie’ye benzetmesi bu sebepten olabilir. Gerçi Arabie çok daha dumansı ve baharatlı. Aziyade biraz da meyveli Arabie’ye göre. Arabie’yi kullanması biraz zorken, Aziyade günlük kullanım için çok daha uyumlu. Arabie mesir macunu gibiyken, Aziyade yüksek kaliteli vişne suyuna benziyor bence.

Tabii modern meyveli niş parfümler deyince aklıma iki isim geliyor: Plum Japonais ve Feminite du Bois. Aziyade’in rakibi olarak bu iki arkadaş gösterilebilir. Aziyade bu iki örnekten daha sıcak, reçineli ve sanki azıcık içkimsi. İçlerinden hangisini seçeceğiniz ise size kalmış.

Sonuç olarak yine yüksek kaliteli bir işe imza atmış Marc-Antoine Corticchiato. Canlı, pozitif ve dinamik kokuyor Aziyade. Çok büyük değişimler geçirmese de bu tarzın en iyi örneklerinden birisi olduğu söylenebilir. Ferah sayılamayacak tarzına istinaden, sıcak yaz mevsiminde kullanmak iyi fikir olmayabilir. Serin havaların kokusu sanki.

Luca Turin’in kitabında İran tatlıları olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden üç puan verilmiş.
bahce sis
EDP formunda Aziyade. Kalıcılığı normal. Fark edilirliği ilk yarım saat gayet iyi. Sonrasında tene yaklaşıyor. Hem kadınlar hem de erkekler için uygun olduğu belirtilen Aziyade, bence bir parça erkek kullanımına yakın ama kadınların da kullanması tuhaf kaçmayacaktır.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

21 Şubat 2016 Pazar

Umberto Eco

Ölüm, yolcunun dinlenmesi, tüm çabaların sonudur.

20 Şubat 2016 Cumartesi

Lalique Pour Homme (1997)

Açıkçası şaşkınım! Lalique’in, şimdiye kadar elliden fazla parfüm piyasaya sürdüğünü yeni farkettim. Ünlü mücevher markası Lalique’in, 1990’lı yılların başlarından itibaren parfüm alanına yatırım yaptığını biliyoruz. İlk parfümleri Lalique for Women’dan bu yana, koleksiyonu giderek büyütüyorlar.

Encre Noire’in belki de beklenmeyecek kadar büyük başarısının ardından gözler Lalique’in yeni çıkacak eserlerine çevrilmişti. Encre Noire’in farklı versiyonları piyasaya sürülmeye devam ediyor. Fakat bugün, Lalique’in geri planda kalmaya mahkum olmuş erkek parfümü Lalique Pour Homme’a göz atacağım. 1990’lı yılların sonlarında yaratılmasına rağmen, kullanım döneminde gayet modern auraya sahip olduğunu düşündürttü bana.

Kendi sitelerinde ferah, odunsu, ambersi olarak sınıflandırılmış ve şık, rafine erkekler için tasarlandığı iddia edilmiş. Lalique Pour Homme’un başlangıcı ferah sayılamayacak bergamot ile gerçekleşiyor. Hafif tozlu bergamota, kısa süre içinde lavanta ekleniyor. Erkeksi ve olgun hissi veren başlangıcını beğendim. Orta bölümde lavanta biraz daha öne çıkıyor. Ona pudralı ve şekerli olmayan vanilya ekleniyor. Bu andan itibaren vanilyalı lavanta haline dönüşüveriyor. Orta kısım da fena değil. Son bölümde lavanta artık yok. Vanilyanın etkisi azalıyor. Odunsu kapanış damga vuruyor alt notalara. Tabii hissedilir oranda deri de var. Hem deri hem sedir ağacı benzeri odunsular biraz plastiğimsi. Kapanışı eh işte.

Lalique Pour Homme, uzun zamandır kullandığım en çabuk gerçekleşen parfüm. Evet bu cümle saçma gelebilir size. Bende yazarken anlamsız buldum ama öyle. Yani biraz hızlı olup bitiyor her şey. Başlangıçtaki bergamota hemen lavantanın eşlik etmesi, sonrasında bergamotun çabucak geri çekilmesi, bir kaç saat sonra hemen vanilyanın ortaya çıkması, sonrasında hoop derinin gelmesi ve kapanışın odunsulukla gerçekleşmesi. Notaların kronolojisi aşağı yukarı böyle. Adeta eski, hızlı çekim filmlere benziyor.

afis yen

Lalique Pour Homme, yeterince erkeksi, lavantalı, derili, vanilyalı bir sedir ağacı kokusuna benziyor. Kimi kullanıcıların süsen (iris) ve meşe yosunundan bahsetmelerini ilginç buldum çünkü bu iki notaya da denk gelemedim ya da dikkat etmedim. Bence bu parfüm lavanta, vanilya ve deri üzerine kurgulanmış. Kendi sitelerindeki ferah vurgusunu da pek doğru bulmadım. Hiç de ferah kokmuyor. Ha ferah yerine aromatik deseler belki daha uygun olurdu. Görüyorsunuz, şimdi de tutmuş koca markaya akıl vermeye kalkıyorum. Bu blog yazarlığı tuhaf hale getirdi beni 🙂

Sonlarındaki kontrollü-steril yapaylığı saymazsam gayet temiz ve yumuşak başlı davranıyor. Saldırgan ve maço değil. Etrafa yayılımı sınırlı, kalıcılığı da epey düşük. Özellikle ten üzerinde bu kadar az kalan bir parfüm uzun zamandır kullanmamıştım. Eğer performans meraklısıysanız sizin için iyi seçim olmayacaktır.

Sonuç olarak çekingen karakterli, harika kokmayan ama günlük kullanıma ve takım elbiseye çok yakışacak, otuz yaş üzeri erkekleri hedeflediğini düşündüğüm, Lalique Pour Homme, ortalama bir parfüm, her yönüyle. Eğer bir şişesini almazsanız büyük şeyler kaçırmazsınız, alırsanız da pişman olmazsınız.

yakin

Maurice Roucel’in elinden çıkmış Lalique Pour Homme. Erkek parfümlerinde çok görmediğimiz şekilde hem EDT hem de EDP versiyonu bulunuyor. Benim kullandığım EDP olanıydı. Şişesini bizzat Marie-Claude Lalique’in tasarladığı söyleniyor. Sıcak yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5