Aramis – Aramis
(1965)
Kral
13. Louis şerefine: "Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için!"
Çocukluğumuzun
belki de en aklımızda kalan cümlesidir bu muhtemelen. Oyunlarımızda diğer
arkadaşlarımızla bu yemini tekrarlar ve adeta kendimizi Üç Silahşör gibi
hissederdik. Ne güzeldir çocukluk aslında. Dert yoktur, tasa yoktur, geçim
kaygısı yoktur, yalan yoktur, iki yüzlülük yoktur. Belki de çoğumuz onun için
severiz çocukları ve hatta imreniriz onlara. Çünkü çocuk saflığı ve
günahsızlığı simgeler çoğu zaman.
Alexander
Dumas'ın dünya klasikleri arasında yer alan Üç Silahşörler'ini muhtemelen
çoğumuz okumuştur. Aralarına katılan D'Artagnan ile biricik kralları 13.
Louis'i korumak için çarpışan bu dört şövalye, dünya edebiyat tarihine de
geçmiştir uzun yıllar önce. Üç Silahşörler'in en yakışıklısı, en genci,
kadınların yüreklerini hoplatan Aramis'in ününü ise biliyoruz.
Aramis
kelimesi, zihnime Üç Silahşörler sayesinde sağlamca kazınmış durumda. Fakat
Aramis ismini dünyanın en büyük kozmetik şirketlerinden Estee Lauder'in alt
markası olarak da biliyoruz. Estee Lauder'in Üç Silahşörler'deki Aramis
karakterinden ismini aldığı söyleniyor bu markanın. Tabii Aramis'in, Amerika
kökenli olması, daha çok Amerika kıtasında yüksek popülariteye ulaşmasını
sağladı. Özellikle 1960'lı yılların sonlarından itibaren Amerikan kültüründe
Aramis markasının ürünleri önemli yer tutmaya başladı. İlk parfümlerini 1965
yılında piyasaya sürdüler. Ve olan oldu.
Sade
bir şişe ve kutu tasarımıyla piyasaya sürülen ilk parfümleri erkek kullanımı
içindi. İsmi, markanın ismiyle aynı idi. Aramis parfümü, 1965 yılında piyasaya
sürüldükten sonra özellikle Amerika pazarında büyük başarı yakaladı ve çok uzun
yıllar en çok satan erkek parfümleri listesinden ayrılmadı. Aramis'in ilk
parfümü çok büyük bir yıldıza dönüşmüştü yıllar içinde. Amerika kıtasından
gelen Aramis rüzgarına dünyanın geri kalanı da daha fazla direnemedi ve parfüm
dünyasının kült kokularından birisi haline geliverdi. Bugün bile Amerika'nın
hala en çok satan erkek parfümleri listesine üst sıralardan girmeyi başarıyor.
Aradan 48 yıl geçmesine rağmen.
Bu
müthiş başarı öyküsünün arkasında ne vardı? Aramis parfümü neden böylesine
fenomen olmuştu? Tabii bu soruları reklam ve pazarlama kampanyaları ile açıklamak
fazlaca yüzeysel kaçar. Çünkü hiç bir reklam, neredeyse 50 yıl boyunca
erkeklerin o parfümü kullanmasını sağlayamazdı. Aramis bir şekilde erkeklerin
bam teline dokunmuştu. Belki de onu kullanan erkekler, kendileri ile Aramis'i
özdeşleştirmişti. Ya da Aramis'e saygıyla karışık hayranlık besliyorlardı.
Çocukluğumdaki
anılardan birisi de babamın Aramis kullanmasıyla ilgiliydi. Hayal meyal
hatırladığım anılarım, beni yanıltmıyorsa, banyodaki dolapta bir şişe Aramis
parfümü her zaman dururdu. Zaten çoğu kişi, Aramis'i babasının kullandığını
söyler. İşin ilginç tarafı belki de otuz sene önce babamın kullandığı Aramis'i,
bugün ben kullanıyorum. Eski anılarla birlikte... Babadan oğula geçen bir
gelenek gibi...
Anıları
zor da olsa bir kenara bırakıp, 2014 yılının dünyasına dönelim. Hayatın
inanılmaz hızlı aktığı, sokakta yürüyen çoğu insanın yüzünün asık olduğu,
depresif, sıkışmış, sıkılmış, kaygılı, sinirli ve neredeyse patlamaya hazır
bomba haline gelmiş "güzel ve yalnız ülkemize" dönelim. Ve bakalım
bilgi çağını yaşadığımız 2014 yılında, Aramis, bana neler hissettirecek.
Aramis'i
kullandığımda üst notalarında her seferinde nostaljik bergamot, biraz artemisya
ve çokça aromatik otlar karşıma çıktı. Ağırlığın eski kokan bergamot ve tozlu
aromatik otlarda olduğu söylenebilir. Neredeyse eski kolonyaları hatırlatan
başlangıcını sevdim Aramis'in. Orta bölüme geçildiğinde eski bergamotun geri
plana geçtiğini anlıyoruz. Orta notalar, güçlüce ortaya çıkan hayvansallık ve
misk ile birlikte verilmiş. Fakat çok abartılı ve mide bulandırıcı kadar yoğun
değil hayvansallık. Yine de orta bölümü domine ediyor hayvansal misk. Orta
kısımda karanlık ve tozlu kokan baharatlarda ciddi destek veriyor
hayvansallığa. Baharat olarak kakule ve karanfil olduğu söylenebilir. Orta bölüm
biraz bana uzak olsa da yine çok etkileyici. Geçeyim son kısma. Asıl şenlik alt
notalarda başlıyor. Tatlılık barındırmayan karanlık/korkutucu deri önce sizi
kendinize getiriyor. Arkasında ciddi anlamda tozlu kuru paçuli ve biraz da meşe
yosunu mevcut. Harika bir sürpriz yapıyor meşe yosunu ama ne yazık ki deri ve
paçulinin gerisinde kalıyor. Kapanış bölümünde vetiver de var. Evet eminim.
Nefis bir vetiver hem de. Kapanışı çok başarılı Aramis'in.
Evet
değerli koku delileri. Karşımızda 1960'lı yıllardan kopup gelmiş, adeta
ışınlanmış ve "2014 yılının dünyasında ne arıyorum" diye şaşkın
şaşkın etrafına bakan bir zaman yolcusu var. Aramis isimli arkadaş şaşırmakta
haklı. Çünkü 2014 yılının dünyasındaki modern parfümlerin çoğu bol bol tatlılık
içeriyor, adeta şeker dükkanı gibi. Aramis ise 20. yüzyılın genlerine sahip,
kuru, tozlu, eski, erkeksi, güçlü, sert, derin, çok katmanlı, tatlılık
barındırmayan, sağlam ve karakterli bir parfüm. 2014 yılının şeker bombası
tikilerinin arasında bocalaması ve şaşırması olağan. Onu kesinlikle
kınamıyorum. Hatta destekliyorum.
Aramis,
günümüzün parfüm trendlerine hiç uymayan, ülkemiz insanının yüksek ihtimalle
"ıyyy hacı yağı gibi kokuyor" diyecekleri, nostaljik, abartacak
olursam arkaik, über-maço, ultra-ödünsüz, hiper-acımasız ama adaletli,
sofistike, babacan, karizmatik, sululuğu sevmeyen, ciddi, karanlık ama yasa
dışı olmayan, kabadayı, mert ve cesur bir parfüm. O, bir takım elbise parfümü.
Eğer şort ve tişörtle kullanacaksanız kaçacak yer arayın çünkü Aramis'in ruhu
gelir ve sizi elbette bulur, bunun hesabını sorar.
Anlaşılacağı
üzere yaşı otuz beş olup, yolun yarısını devirmiş hatta kırklı yaşların
erkeğinin parfümü Aramis. Çoğu kişi için o "baba" parfümü. Baba
derken kendi babanız da olabilir, Ford Coppola'nın "Baba"sı da
olabilir, 50 yaşından sonra kendisine Harley Davidson alan bir tıp doçenti
olabilir, Kadirizmin kurucusu Kadir İnanır da olabilir, hatta Sedat Peker bile
olabilir.
Aramis
tehlikeli, riskli, anlaşılması zor, tozlu, kirli, hayvansı miskli, baharatlı,
erkeksi çiçeksi, bergamotlu, karanlık derili, paçulili, meşe yosunlu bir klasik
ve efsane. Bu kadar farklı notanın bir araya gelip, berbat bir koku ortaya
çıkacağını zannetmeyin çünkü Aramis harika bir erkek parfümü. Onun neden bu
kadar sevildiğini ve saygı duyulduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Eğer
Aramis'i bundan 3-4 yıl önce, bu kadar deneyimim yokken kullansaydım büyük ihtimalle
değerini anlayamayacak, "modası geçmiş" diye burun kıvıracaktım.
Demek ki herşeyin doğru zamanını beklemek gerekiyor. Benim için doğru zaman
2014 yılının kasım ayının son günleriymiş.
Luca
Turin'in kitabında Aramis, deri şipre olarak sınıflandırılmış. Beş üzerinden
dört puan verdiği Aramis'i çok beğenmiş bay Turin. Eski Amerika başkanı George
Bush'un da kullandığı parfümlerden birisiymiş Aramis. Bu küçük bilgiyi de
vermiş olayım.
Parfümün
tasarımcısı çok önemli parfümörlerden
Bernard Chant. Bay Chant, kayıtlara göre en son 1977 yılında Aramis -
Devin'i tasarlamış ve ondan sonra başka parfüme imza atmamış. Sadece 6-7 adet
parfüme imza atmış Chant ama hepsi birer klasik olmuş durumda. Gres -
Cabochard, Estee Lauder - Estee, Clinique - Aromatics Elixir, Aramis 900, Devin
ve Aramis Classic. Bu müthiş eserlerin hepsine imza atmış Bernard Chant.
Tam
bir kış parfümü olduğunu söylemek durumundayım. Herşeyiyle bir erkek parfümü o.
EDT formülasyonuna sahip Aramis'in 48 yıl içinde defalarca reformüle olduğunu
düşünmek hiç de yanlış olmamalı. Eski formüllerinin çok daha sert, kalıcı ve
saldırgan olduğu söylenen Aramis'in, benim denediğim güncel versiyonun çok
agresif olmadığını söylemek durumundayım. Denemeden alınmayacak parfümlerin
başında geldiğini belirteyim ki sonrasında kokusunun karşısında küçük çaplı şok
yaşamayın.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/7.5