20 Eylül 2022 Salı

Prada - La Femme (2016)

Prada’nın 2016 yılı çıkışlı yeni nesil kadın parfümlerinden La Femme büyük çıkış yapamasa da ilgi çekmeyi başardı. Tabii bu duruma Prada’nın marka değerinin yüksekliği rol oynamışa benziyor. Prada’nın internet sitesinde parfümün tanıtım yazısında frangipan çiçeğine özellikle vurgu yapılmış.

Parfümün tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Prada La Femme, frangipan çiçeğine saygılarını sunar. Balmumu ve vanilya ile yumuşatılmış , sümbülteber ve şaşırtıcı derecede kadınsı vetiverle zenginleştirilmiş, pozitif enerji veren aşırı şehvetli bir çiçeksi parfüm.”

Üzerime sıktığımda beni armut benzeri şekerli meyveli-çiçekli yapı karşılıyor. İlk dakikalarda modern ve tatlı beyaz çiçeklerin varlığından söz edebilirim. İlerleyen saatlerde kadınsı beyaz çiçeklerin arttığını görüyorum. Orta kısımdan itibaren tatlılık azalıyor. Yasemin benzeri kuru çiçekler iyice öne çıkıyor. Sonlarda yumuşak vanilyaya tabii ki beyaz çiçekler eşlik ediyor.

La Femme, gayet kadınsı, temiz, sabunsu, yapaylık barındırmayan bir arkadaş. Kalite anlamında ana akım markaların arasında iyi yerde durduğu söylenebilir. Bir kadın için sevmesi ve kullanması kolay sabunlu beyaz çiçek teması daha önce yüzlerce defa kullanılmıştır. Bu anlamda çok ilginç ya da sıradışı kokmuyor. Basit, değişim göstermeyen, stabil bir parfüm. Sürprizlere sahip olduğu söylenemez.

Diğer taraftan işini iyi yapan, hoş ve kadınsı davranan, burun tırmalamayan eser gibi değerlendirilebilir. La Femme dünyayı sarsmayacaktır fakat çoğu kadının sevdiği çiçeksi parfüm duruşuyla burunlarda güzel anılar bırakacaktır.

Eau de Parfum formundaki La Femme’nin kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Serin ilkbahar günlerine yakışacağını sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Eylül 2022 Perşembe

Penhaligon’s – Opus 1870 (2005)

Dünyanın İngiltere kraliçesi Elizabeth’in ölümünü konuştuğu şu günlerde, tamamen şans eseri ünlü İngiliz niş parfüm evi Penhaligon’s’un Opus 1870 isimli kokusunu kullanıyorum. Geleneklerine sıkı sıkıya bağlı İngiliz ekolüne ait Penhaligon’s markasının ömrü yüz yılı geçmiş durumda.

Opus 1870, 2005 yılında piyasaya sürülen ve markanın modern sayılabilecek eserlerinden denebilir. Parfümün tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Opus 1870 Penhaligon’s’un uzun tarihinden ilhamını alan şık, odunsu baharatlı bir parfümdür. Elbette başyapıttır. Klasik ama asla zorlayıcı değil. Hassas tütsü esintisi canlandırıcı yuzu ile buluşuyor.”

Parfümün başlangıcı neredeyse yeşil meyvemsi yapıyla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yuzu meyvesi var. Hafiften ekşi turunçgilli yapı ilk dakikalarda hissediliyor. Orta kısımda benzer yapı devam ediyor. Orta kısımda yeşil aromatik baharatlar önümüze çıkıyor. Burada biber en dikkat çeken öğe. Sonlarda sedir ağacını andıran odunsulukla tenden ayrılıyor.

Opus 1870, hafiften züppe bir yeşil baharatlı odunsu esere benziyor. Lüks ve kaliteli hissettiriyor. Kokusal anlamda Gucci Pour Homme II’ye oldukça benziyor. Hatta Opus 1870 için Gucci Pour Homme’nin niş hali bile diyebilirim.

Gucci Pour Homme II’yi severim ve sıradışı şekilde güzel bulurum. Biberin ve baharatın bu kadar farklı ve çekici kullanılması kolay değil. Erkeksi ve şık hissettiren Opus 1870, etraftan güzel övgüler alabileceğiniz yumuşak, imza kokusu olmaya aday modern bir eser denebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterliyken etrafa yayılımı ilk on dakika dışında zayıf kalıyor. Sonbahar-kış döneminde kullanmaya yakın duruyor. Resmi veya takım elbiseye uyabilecek tarzıyla otuz yaş üzeri erkekler için bıktırıcı derecede şekerli olmayan Opus 1870, akşam gezmeleri için de iyi seçenek olarak düşünülebilir.

Koku Güzelliği:107/5

10 Eylül 2022 Cumartesi

Christian Dior – Sauvage Eau de Parfum (2018)

Christian Dior’un 2015 yılı çıkışlı erkek parfümü Sauvage’nin dünya çapında fenomene dönüşmesi üzerine bir çok ana akım marka Sauvage benzeri parfümleri piyasaya sürmeye başladı. Bu başarıyı gören Christian Dior boş durmuyor. Kısa süre içinde Sauvage’nin farklı versiyonları raflara çıktı.

2018 yılında Sauvage’nin Eau de Parfum versiyonu karşımızdaydı. Dior’un internet sitesinde Sauvage Eau de Parfum şu cümlelerle tanıtılmış: “Dior’un parfüm tasarımcısı François Demachy, ilhamını çöl alacakaranlığının büyülü saatinden alıyor. Gecenin soluğu çölün yakıcılığıyla bu eşsiz kokuda buluşuyor. Yoğun maviliğin çöktüğü ve en vahşi içgüdülerin ortaya çıktığı bu saatte kurtlar belirir ve yeni bir sihir tüm havayı kaplar.”

Sauvage’nin açılışı ferah turunçgiller ve anason benzeri yapıyla gerçekleşiyor. Yumuşak sayılabilecek ilk dakikalardan sonra orta bölümde aromatik baharatlar kendisini gösteriyor. Sonlarda amberi andıran miskli odunsulukla kapanış yapılıyor.

Karşımızda ilk Sauvage’nin benzeri yapı duruyor. Eau de Parfum versiyon, ilk çıkan Eau de Toilette kadar keskin, yoğun, saldırgan ve dinamik değil. Eau de Parfum daha sakin, seyreltilmiş, yumuşak ve performans anlamında zayıf diyebilirim. İlk Sauvage’de burnu yoran ve yapaylık hissettiren sinir bozucu ambroksan büyük yer kaplarken, Eau de Parfum de ambroksan yine var ama daha geri planda duruyor. EDP’de anason ve baharat benzeri yapı daha önde gibi.

İlk Sauvage’yi hiç sevememiştim ve Dior gibi markaya yakıştıramamıştım. Eau de Parfum versiyonu da pek benlik değil. Bu koku karakteri nedense sinirimi bozuyor ve burnum için konforlu değil. Yapaylık üst düzeyde, zorlama bir modernliğe sahip adeta. Kalite hissiyatı ise yeterli değil.

Tarihi müthiş parfümlerle dolu Christian Dior markasına yine yakışmayacak vasatlıktaki koku formu, genç erkeklerin ilgisini çekebilir. Eau de Parfum formunda ama performansı iyi sayılmaz. Kalıcılığı yeterli olsa da etrafa yayılımı zayıf. İlkbahar günlerinde kullanmak daha iyi sonuç verebilir. Kokusunu Francois Demachy tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

5 Eylül 2022 Pazartesi

Chanel – Bleu Eau de Parfum (2014)

Chanel’in 2010 yılı çıkışlı erkek parfümü Bleu’nun dünya çapındaki başarısı göz kamaştırıyor. Çok satan modern eserlerden birisi haline gelen Bleu de Chanel’in beklendiği üzere aynı isimli devam kokuları geliyor. İlk Blue de Chanel Eau de Toilette formundaydı. 2014 yılında Eau de Parfum Bleu ile tanıştık.

Chanel’in internet sitesinde Bleu de Chanel Eau de Parfum şöyle tanıtılmış: “Büyüleyici aromatik-odunsu kokuyla ifade edilen erkeksi özgürlüğe övgü. Derin ve gizemli mavi şişeye yerleştirilmiş zamansız bir koku. Bleu de Chanel, kurallara bağlı olmayı reddeden adamın kokusudur. Bağımsızlık ve kararlılıkla kendini gösteren karakter ortaya koyuyor. Kaderini seçen erkeğin ruhu.”

Parfümün ilk dakikalarında ferah ve canlı turunçgilleri görüyoruz. Biraz deniz hissi veren narenciyelere orta kısımda aromatik baharatlar ve ambroksan benzeri yapı ekleniyor. Sonları, orta bölümün paralelinde ilerliyor. Dinamik baharatlara metalik-ekşi ambroksan eşlik ederek kapanış yapılıyor. Alt notalarda sedir ağacı da kendisini gösteriyor.

Bleu de Chanel Eau de Parfum, 2010’lu yıllardan sonra moda haline gelen yapay deniz hissi veren metalik baharatlara yer vermiş. Parfümün ismindeki mavi vurgusu ve şişesinin renginin koyu mavi oluşu ilk anda su-deniz-okyanus temasını aklımıza getiriyor. Bleu de Chanel’de yoğun deniz kokusundan ziyade sahte yosun kokusuna yer verilmiş.

İlk Eau de Toilette formundaki Bleu de Chanel için bir hayli eleştiri gündemdeydi. Benim de pek sevemediğim ilk Bleu de Chanel erkek traş sonrası kolonyalarına benzetilir. Basit ve sıradan hissettiren ilk Bleu de Chanel’e göre Eau de Parfum versiyonu daha olgun, daha kaliteli, daha derin ve kokusal anlamda daha başarılı diyebilirim. Eau de Parfum’e aşık olmadım ve büyük boy şişesini alacağımı sanmıyorum. Yine de ikisi arasında seçim yapmak durumunda kalsam Eau de Parfum versiyonu tercih ederdim.

Genele hitap eden tarzıyla herkesin sevebileceği Bleu de Chanel Eau de Parfum övgüler alabileceğiniz vasat ulaşılabilir lüks parfüm hissi uyandırıyor. Yaratıcılık olmayan genel yapısı kısa süre içinde unutulup gitmeye yakın duruyor.

Kalıcılığı fena değil, etrafa yayılımı ne yazık ki zayıf. İlkbahar-sonbahar dönemine uyum sağlayacaktır. Kokusunu ünlü burun Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5