2 Mart 2022 Çarşamba

Yves Saint Laurent – Rive Gauche Pour Homme (2003)

Yves Saint Laurent parfüm biriminin 2003 yılında hepimize sürprizi vardı. 1971 yılında piyasaya sürdükleri kadın parfümü Rive Gauche’nin erkek versiyonu biraz gecikmeli de olsa 2000’li yılların başlarında raflara çıktı. Dünya parfüm sektörüne geçmişinde önemli klasikler kazandıran Yves Saint Laurent kimseyi şaşırtmamıştı ve Rive Gauche Pour Homme, sıra dışı şekilde 1970’lı yıllara götürdü herkesi.

1960’lı yıllar ünlü erkek parfüm klasiği Brut’un at koşturduğu zamanlardı ve tarih sayfasının o anları aromatik fujerlerin gösterişli ve erkeksi geçidine sahne oluyordu. Brut’ün ardından gelen Azzaro Pour Homme ve Aramis’in maskülen klasikleri muhtemelen erkek parfümleri tarihinin en maço dönemiydi. 2000’li yıllardan sonra koku trendleri değişti ve şekerli, vanilyalı parfümler etrafımızı sardı. Oysa 2003 yılında dünyaya gelen Rive Gauche Pour Homme modernizme doğru değil de retro evrene yolculuğu seçmişti.

Rive Gauche Pour Homme’nin açılışı anason ve lavantayla gerçekleşiyor. Aromatik ve havada uçuşan baharatları görmezden gelmemek mümkün değil. Karanfil orta kısımdaki dumansı baharatların abiliğine soyunuyor. Baharatlar ağır ve şekerli değil aksine nostaljik ve kaliteli. Sonlarda fujer etkisi devam ederken köksü ve hippi davranmayan paçuliyle kapanış yapılıyor.

Karşımızda eski ve hatta sabunlu sayılabilecek dinamik, canlı ve yüksek kaliteli erkeksi arkadaş duruyor. Tabii ki günümüzün parfüm trendlerinin yanından geçmiyor. Tatlılık oldukça az, lavanta baskın ve geçmişin anılarını çağrıştıran yapısıyla bizi 1970’li yıllara ışınlıyor.

Rive Gauche Pour Homme’yi ilk kullandığım andan itibaren aklıma tabii ki Brut geldi. Faberge’nin efsane erkek parfümü Brut kendisinden sonra gelen kimi eserlere yol gösterdi. Rive Gauche Pour Homme’yi ağırlıklı olarak Brut’un çok daha kaliteli haline benzetiyorum. Ayrıca Penhaligon’s – Sartorial ile de aynı aileden olduklarını düşünüyorum.

Modern zamanlarda piyasaya sürülen bu nostaljik eser, kimileri tarafından baba parfümüne (benim babamın da Brut kullandığını anımsıyorum), berber dükkanı kokusuna (gerçekten de berber dükkanlarının içi garip şekilde böyle kokuyor) ve yüksek kaliteli traş köpüğüne benzetiliyor ki hepsine katılıyorum. Erkekler traş köpüğünün nasıl koktuğunu iyi bilirler ve Rive Gauche Pour Homme’yi en iyi tanımlayacak metafor traş köpüğü kokusu, buna şüphe yok.

Benim açımdan sorun şu ki bu tür traş köpüğü kokan erkek parfümleri ilgimi çekemiyor ve Rive Gauche Pour Homme’ye aşık olamadım. Kullanım anlamında da çok zevk alamadım. Yine de bu tarz parfümlerin en iyi ve kaliteli örneklerinden olduğunu belirtmeliyim.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk dakikalarda iyi, kısa süre sonra normale dönüyor. Otuz yaş üzeri erkeklere daha çok yakışacağını sanıyorum. Ilık ilkbahar-sonbahar dönemlerinde kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu sektörün en tanınmış isimlerinden Jacques Cavallier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

25 Şubat 2022 Cuma

Initio – Side Effect (2016)

“Başlangıçta, eski Mısır zamanlarında, parfüm iyi kokmak dışında her şey için kullanılırdı. Sihir yaratmak, sevgiyi çekmek, evi arındırmak, tanrılarla iletişim kurmak, vücudu iyileştirmek ve temizlemek için kullanıldı. Bugüne kadar, parfümler bazı ülkelerde örneğin Fas, Cezayir ve Tunus’ta tedavi etmek ve arındırmak için kullanıldı. Parfümü herkesten daha iyi bilen Orta Doğu’da bile parfüm hala bir güç nesnesi olarak kullanılıyor.”

Initio’nun sanat yönetmeni Nadia hanımın yukarıdaki cümleleri, markalarını Arap-Orta Doğu pazarına açmaya çalıştıklarının ip ucunu veriyor. Hakkında pek fazla bilgi olmayan Initio markasının 2016 yılı çıkışlı parfümü Side Effect’in ilginç notaları merakımı cezbetti. Tarçın kabuğu, rom içkisi, tütün, safran, sandal ağacı ve hedione notaları Initio’nun internet sitesinde verilmiş.

Side Effect’in ilk dakikaları tatlı sıcak baharatlar ve safranla gerçekleşiyor. Safranı pek sevmem parfümlerde ve yine uyuşamadık kendisiyle. Ferah olmayan yoğun ve modern açılıştan sonra şekerli baharatlara tütün ekleniyor. Bir parça vanilya hissi de var orta bölümde. Sonlarda çikolatamsı vanilyayla kapanış yapılıyor.

Side Effect’i ilk kullandığımda aklıma Tobacco Vanille geldi. Tobacco Vanille’nin popüler hale getirdiği vanilyalı, tütünlü, tatlı baharat teması bir çok marka tarafından taklit edildi. Side Effect bu temayı taklit etmiş diyemesem de genel havası benziyor. Tatlılığın fazla olduğu Side Effect, leziz baharatlarla ve dumanlı tütünle birleştiğinde fena iş yapmıyor. Bu tarz kokuları seviyorum ve deneyen çoğu kişi beğenebileceğini düşünüyorum.

Başlardaki safranı ne yazık ki sevemedim ve onun içindir ki açılışı pek bana göre değil. Açıklanan notalarındaki rom içkisi ise büyük yer kaplamıyor. Sonları en sevdiğim yeri oldu.

Side Effect genel olarak sıcak hissettiren bir eser ve uniseks tarafa yakın gösterilmiş. Bu formun erkeklere daha çok yakıştığını sanıyorum. Muhtemelen tütünün ağırlığı böyle düşündürüyor. Tütün merkezli parfümleri pek kadınlara yakın bulamıyorum. Side Effect’i koklayan kimi hanımefendilerin kokusunu ağır bulduklarını da ekleyeyim.

Kalite anlamında iyi yerde duruyor. Kokusal anlamda biraz karmaşık ve yoğun. Basit ve sıkıcı değil. Kullanması zevkli bir arkadaş. Şık sayılabilecek genel yapısı takım elbise ile kullanmaya da gayet uygun.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı yeterli. Tam bir kış parfümü.

Koku Güzelliği:10/7

20 Şubat 2022 Pazar

Loewe – 7 (2010)

1846 yılında kurulan Loewe’nin 175 yılı aşan tarihi şüphesiz önemli ve değerli. Deri yapım kolektifi olarak başlayan Loewe markası, bugün küresel lüks ürünler üreten ve oradan da tabii ki parfümlere uzanmış durumda.

Loewe’nin ilk parfümlerinin 1970’li yılların başlarında raflara çıktığını biliyoruz. Dünya parfümler tarihine büyük klasikler bırakamadıklarını söyleyebiliriz. Yine de parfüm severlerin ilgisini çeken bir marka ve Loewe 7, onların modern kokusal tasarım dilini gösteren çalışmaya benziyor. Loewe’nin internet sitesinde 7 isimli parfüm hakkında pek detay verilmemiş. 7’nin tanıtımı şöyle yapılmış: “Orijinal ve yoğun LOEWE 7 Eau de Toilette, tütsü, kırmızı biber meyveleri ve kırmızı elma dahil yedi bileşenden oluşur. Koku, gece mavisi metalik gölgeli yarı opak cam şişede gelir.”

7’nin başlangıcı yeşil sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah ve aromatik ilk dakikalardan sonra dumansı baharatlar ve odunsu tütsüye rastladım. Baharatların ağırlığını kara biberin oluşturduğunu düşünüyorum. Biberin yanında kuru tütsü parfümün önemli unsurlarından. Kapanışta tütsü yoluna devam ederken plastiğimsi sedir ağacı benzeri odunsuluk noktayı koyuyor.

7’yi büyük resim olarak düşünürsek odunsu-tütsülü-baharatlı ana yapıyı görebiliriz. Gayet kaliteli ve modern 7’nin aromatik yönü ağır basıyor. Baharat ve tütsü ağır, şekerli ve bıktırıcı şekilde verilmemiş. Gayet açık notalar karanlık ya da gotik değil. Tütsünün verdiği dumansılığı severim ve buradaki kullanım hiç fena değil. Kimi kullanıcıların 7’yi Encre Noire’ye benzetmesi gayet normal. Parfümün tek kusuru sedir ağacını andıran odunsuların hafiften yapay/plastiğimsi verilmesi.

Encre Noire daha koyu, karanlık, kasvetli ve mürekkebimsi kokarken 7 daha günlük ve hatta ofis-işyeri kullanımına yakın duruyor. Çok saldırgan ya da güçlü değil. Deneyen çoğu kişinin beğenebileceği yapısı sayesinde övgüler alabilirsiniz. Hissedilir orandaki erkeksi yapısı ve temiz-duru kokusuyla yeni nesil bol şekerli erkek parfümlerinden rahatlıkla ayrılıyor. Karakteri olan güzel bir parfüm.

Eğer Comme des Garçons – 2 Man ve Kyoto, Azzaro – Visit gibi parfümleri seviyorsanız 7’ye şans verebilirsiniz. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ederken, etrafa yayılımı zayıf. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Şubat 2022 Salı

Etat Libre d’Orange – Je Suis un Homme (2006)

Geleneksel parfüm endüstrisinin ve modern tabuların dayattığı klişelerden kurtulmak için başlatılan Etat Libre d’Orange projesi büyüyerek ilerlemeye devam ediyor. Etienne de Swardt’ın hayata geçirdiği sıra dışı niş parfümevi Etat Libre d’Orange’ın 2006 yılında başlayan macerasının ilk eserlerindendi Je Suis un Homme.

Hakkında bol bol övgülere rastladığım Je Suis un Homme’nin, Etat Libre d’Orange’nin internet sitesinde yer almaması, üretiminin bitirildiğine işaret ediyor olabilir. Je Suis un Homme’nin anlamının “Ben bir erkeğim” olduğunu öğreniyoruz ve tanıtım bülteninde Napolyon’a atıf yapıldığını görüyoruz. Anlaşılacağı üzere bir erkek parfümü fakat tanıtımında “Erkeksi taraflarını üstlenen, rolleri değiştirmekten korkmadan taarruza geçmeye hazır kadınlara yakışacağı” da belirtilmiş ki onu uniseks sınıfına dahil etmeye çalışmışlar.

Je Suis un Homme’nin ilk dakikaları eski tip erkek parfümlerini andıran nostaljik bergamot-limon ve turunçgillerle gerçekleşiyor. 1980’li yılların erkek parfüm geleneğini hatırlatan ferah ilk dakikalardan sonra orta bölümde aromatik tozlu baharatları görüyoruz. Karanfil ve tarçını öne çıkaran orta bölümde pudramsı odunsulara da rastlıyoruz. Sonlarda yine değişim var ve şekerli olmayan kuru deri kapanışa imza atıyor.

Je Suis un Homme’nin genel yapısının erkeksi aromatik turunçgiller, baharat ve deri üzerine kurulduğunu düşünüyorum. Kimi kullanıcılar kokusunu Derby’ye kimisi de Azzaro Pour Homme’ye benzetmiş. Nostaljik erkek parfümlerini anımsatan genel yapısı kaliteli ve şık. Bu tür baharatlı fujerleri severim ve Je Suis un Homme’yi de beğendim. Hoş bir retro göndermesi olmuş. Yeni nesil modern parfümlere pek benzemiyor neyse ki. Tatlılık az, derinlik ise fazla denebilir. Üst-orta-alt nota değişimleri fark edilebiliyor ve sıkıcı tek düze parfümlerden olmadığını kanıtlıyor.

Parfümün tek garip tarafı orta kısımdaki pudramsı odunsu-deri yapısı. Gerçekçiliği ve rafineliği bir parça düşüren o tuhaf pudramsı tona bir çok Etat Libre d’Orange parfümünde rastlıyoruz. Keşke bir Derby pürüzsüzlüğünü bize verebilseydi. Je Suis un Homme, eski erkeksi parfümlere modern niş bakış olarak değerlendirilebilir. Etat Libre d’Orange’nin birbirinden acayip ve uyumsuz parfümlerinin aksine, oldukça stabil ve kullanılabilir eserlerinden birisi denebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı saldırgan sayılmaz. Erkek kullanımına yakın duruyor. Serin havalarda daha iyi tepkiler vereceğini söyleyebilirim. Genç arkadaşlardan ziyade orta yaşa yakın erkeklere uyabileceğini sanıyorum. Denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Kokusunu Antoine Lie tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7