1 Ekim 2021 Cuma

Dolce & Gabbana – The One Eau de Parfum (2015)

Dolce & Gabbana’nın, 2008 yılında piyasaya sürdüğü erkekler için The One, büyük beğeni topladı ve en çok satanlar listelerine girmekte zorlanmadı. Benim de sevdiğim eserlerden olan ilk The One, Eau de Toilette formundaydı. Yıllar içinde parfümün başarısının ardından The One isimli devam kokuları çıkmaya başladı.

Son yıllarda ünlü Eau de Toilette formundaki erkek parfümlerinin Eau de Parfum versiyonlarının çıkarılması furyasına yeni bir oyuncu daha eklendi. 2015 yılında The One’ın Eau de Parfum formundaki kardeşi raflara çıktı. The One sever birisi olarak oldukça merak ediyordum yeni Eau de Parfum’u. Markanın resmi açıklamasına göre The One Eau de Parfum erkeksi ve çekiciymiş. Ayrıca yoğun, karizmatik ve inceliği temsil ediyormuş.

Parfümün ilk saniyelerinde ferah sayılamayacak modern, leziz ve tatlı turunçgiller bizi karşılıyor. Açılışta leziz ve çarpıcı greyfurdun olduğunu düşünüyorum. Başlangıcı çok güzel. Orta bölümde turunçgiller hafiften geriye çekilirken sıcak baharatlar hakimiyeti ele geçiriyor. Zencefilin sıcaklığı dikkat çekiyor. Ayrıca kakule de orta bölüme ayrı burukluk veriyor. Sonlarda tütün vurgulanıyor tanıtımlarda fakat kuru sedir ağacının rolünü görmezden gelemeyiz. Şekerli olmayan tütün ve odunsularla kapanıyor.

The One Eau de Parfum ile ilgili akla gelen ilk soruyu sizin yerinize sorayım. İlk çıkan The One’a benziyor mu? Eau de Parfum versiyonu, devam parfümü olduğu için tabii ki ilk The One’a benziyor. Hatta iki parfümün başlangıcı oldukça birbirine yakın. Orta bölümde ufak ayrışmalar gerçekleşiyor. Bu anlamda Eau de Parfum versiyonu biraz daha az tatlı, olgun ve resmi denebilir. İlk The One EDT çok daha cana yakın, yakışıklı, leziz ve ağız sulandırıcıydı. Onun enerjisi adeta kendinizi iyi hissettiriyordu. Eau de Parfum ise o kadar sosyal ve dinamik değil. Şaşırtıcı şekilde Eau de Parfum’un performansı düşük. Etrafa yayılımı sınırlı. Neyse ki kalıcılığı yeterli.

The One Eau de Parfum’u koklayan hanımefendilerin sevdiklerini gözlemledim. İlk The One EDT’nin de kadınlar tarafından çok sevildiğini görüyordum. Dolce & Gabbana karşı cinsi kokusal anlamda etkileme konusunda muhtemelen Giorgio Armani ile en iyi birkaç ana akım markadan birisi denebilir. Onu koklayan hanımefendilerden övgüler almanız sürpriz olmaz.

Gerçek bir parfüm sever, kadınlardan ya da erkeklerden övgü almak için değil, kendisini mutlu ettiği için parfüm kullanır diye genel kanı vardır. The One Eau de Parfum’u kullanım döneminde hiç yadırgamadım. Kalite anlamında harikalar yaratamasa da onu koklaması zevk veriyor. Yine de ilk The One EDT’yi daha çok sevdiğime karar verdim.

The One Eau de Parfum’un kokusunu ünlü burun Olivier Polge tasarlamış. Sıcak baharatlı kokusuna istinaden sonbahar-kış döneminde kullanmak yerinde olacaktır.

Koku Güzelliği:10/7

26 Eylül 2021 Pazar

Initio – Atomic Rose (2019)

Fransa merkezli niş parfüm evi Initio’nun ismi gün geçtikçe daha fazla duyuluyor. 2021 yılının eylül ayı itibariyle on beşten fazla parfüme imza atan Initio’nun koleksiyonu genişleyeceğe benziyor. Atomic Rose, markanın en ilgi çeken eserlerinden birisi olmayı başardı. Parfümün açıklanan notaları arasında Türk gülü olması da enteresan denebilir.

Initio, Atomic Rose’u romantik bir koku olarak tanımlıyor. Parfümün temelini Türk gülünün oluşturduğunu öğreniyoruz. Ayrıca Hedium adındaki özel bileşenin de parfümde önemli yer kapladığını söylüyorlar. İlk saniyelerde bir parça bergamot ve kremsi gülle karşılaşıyoruz. Ferah sayılamayacak ve Arap etkilerini hissettiren başlangıcı kaliteli ve hafiften kadınsı tarafa yakın duruyor. Orta kısımda gülün ağır etkisi devam ediyor. Yağlımsı ve kremsi güle geri planda çiçekler ve sıcak baharatlar (pembe biber) ekleniyor. Sonlarda gülün kanatlarının altına şekerli sayılamayacak vanilya giriveriyor.

Atomic Rose, ismi gibi atomik bir gül parfümü diyebilirim. Ağır, baskın ve güçlü gül teması baştan sona etkisini kaybetmiyor. Buradaki gül pudralı-kremsi ve tatlı güle yakın duruyor. Gül, hafiften kimyasal davranıyor. Kimi kullanıcıların orta kısımdan itibaren amonyak kokusu aldıklarını söylemeleri anlamsız değil. Gerçekten de garip bir metalik-çamaşır suyu efekti var. Bu anlamda Montale’nin bazı zorlayıcı parfümlerini andırıyor. Kokusal olarak Mancera Roses Vanille’nin daha az şekerli haline benziyor. Bazı kullanıcıların Atomic Rose’u Baccarat Rouge 540’a benzetmesini ise pek anlayamıyorum.

Atomic Rose’u ilk kullandığımda bana ne hissettirdiğini düşündüm. Aklıma ilk gelen gül kokulu el kremleri veya pembe renkli vazelinleri anımsattı. Malzeme kalitesi olarak kötü değil ama verdiği hissiyat olarak şekerli Montale tarzı gül temasını aklıma getiriyor. Bu anlamda çok severek kullanmasam da gül kokusu meraklılarının ilgisi çekeceğini anlıyorum.

Atomic Rose ile ilgili en dikkat çekici durum, kokusunun Delina’ya benzetilmesi. Parfums de Marly’nin popüler eseri Delina’yı ben de çok seviyorum ve onu koklamaya bayılıyorum. Atomic Rose ile Delina’nın çok benzediğini ise söylemem mümkün görünmüyor. İki parfümün benzer tek tarafı gül kokması, onun dışında ayrı dünyadalar. Delina ekşimsi leziz meyvelerle canlı ve dinamik bir genç kızken, Atomic Rose daha olgun, kadınsı, kremsi ve tematik denebilir.

Eau de Parfum formundaki Atomic Rose’un kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ortalama düzeyde. Sonbahar-kış döneminde daha iyi sonuçlar vereceğini sanıyorum. Kimi platformlarda uniseks olarak tanıtılsa da kadın kullanıma uygun.

Koku Güzelliği:10/6.5

21 Eylül 2021 Salı

Burberry - Her (2018)

Ana akım markaların sevilen isimlerinden Burberry’nin parfümleri genellikle talep görür fakat çok büyük hitlere imza attıkları söylenemez. London’lar dışında iz bırakan parfümleri olmasa da her yeni Burberry kokusu merak uyandırır.

2018 yılında piyasaya sürdükleri kadın parfümü Her, dikkat çekici bir parfümörün imzasını taşıyordu: Francis Kurkdjian. Kendi markasıyla dünya niş parfüm sektörüne büyük hareket getiren Francis Kurkdjian’ın ara ara tasarım evlerine kokular tasarladığını görüyoruz. Tabii böylesine önemli parfümörün tasarladığı eserleri koku severler hemen dikkatle incelemeye başlıyorlar.

Her, Burberry’nin internet sitesinde “yaratıcı ve eklektik metropol Londra şehrinin genç ruhunu yakalamak için tasarlandığı yazılmış. Londralıları kalbinde hisseden kadınlar için yapıldığı vurgulanmış. Kompozisyonun, Francis Kurkdjian tarafından, çiçeksi-meyveli temanın gurme alt tonlarıyla yorumlanması olarak imzalandığı da belirtilmiş.

Her’ün açılışı modern, leziz ve ekşi kırmızı meyvelerle gerçekleşiyor. Çilek, vişne ve diğer yabani böğürtlen benzeri meyveleri andıran başlangıcı çok güzel. Orta bölümde mayhoş meyveler yola devam ediyor. Ağız sulandıran çilek benzeri meyvelere bir parça çiçek ekleniyor. Muhtemelen yasemin ve menekşe orta bölümde bulunuyor. Sonlarda meyvemsi karakter devam etse de şekerli olmayan vanilya kendisini gösteriyor.

Her, Burberry’nin resmi açıklamasına göre meyveli-çiçeksi gurme tarafa yakın duruyor. Çiçekler var fakat çoğu kadın parfümündeki gibi kompozisyonu ezmiyor. Burada çilek-vişne benzeri ekşi meyvelerin payının, çiçeklerden daha fazla olduğunu görüyoruz.

Gerek kadın gerek erkek parfümlerinde kolay kolay harika ve yüksek kaliteli çilek-vişne-kırmızı meyve kokusuna rastlanmıyor. Var olanlar ya çok yapaylar ya da badem-menekşe gibi öğelerin baskısı altında kalıyor. Burada Francis Kurkdjian doğru olanı yapmış ve kaliteli meyveli-çiçeksi yapıya imza atmış. Tatlılık var ama bıktırıcı değil. Ekşi meyveler araba kokusu gibi davranmıyor. Çiçekler burun tırmalayıcı biçimde verilmemiş. Bu yanlışlar yapılmadığı için iyi bir parfüm ortaya çıkmış.

Meyveleri severim. Kokularını severim. Parfümlerde verdikleri canlılığı severim. Her’de basit, leziz, modern, gerçekçi ve neredeyse uniseks vurgulanmış çilek-vişne benzeri yapıyı, bu tarza meraklı koku bağımlıları deneme listesine almalı.

Her’in en öne çıkaran tarafı, yine Francis Kurkdjian tasarımı ünlü Baccarat Rouge 540’a fazlasıyla benzemesi denebilir. Her, meyveli tarafa yakınken, Baccarat Rouge 540 lüks, çarpıcı ve şık denebilir. Tahmin edileceği üzere, Baccarat Rouge 540’ın kalitesi ve sanatsallığı, Her’den birkaç seviye yukarıda. Yine de Baccarat Rouge 540’ın çılgın fiyatını göze alamayanlar için hoş bir benzeri denebilir Her.

Her, Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında ne yazık ki. Ilık ilkbahar günlerinde kullanması daha keyifli olacağa benziyor. Dinamik ve giymesi kolay yapısıyla, günlük kullanım için gayet uygun diyebilirim.

Koku Güzelliği:10/7.5

16 Eylül 2021 Perşembe

Guy Laroche – Drakkar Noir (1982)

Moda tasarımcısı Guy Laroche’nin çok az parfüm ürettiğini ama Fidji ve Drakkar Noir gibi iki önemli klasiğe imza attığını söyleyebiliriz. 1982 yılı çıkışlı ve simsiyah şişeye sahip Drakkar Noir’in erkek parfümleri tarihine geçtiğini söylemek abartılı olmaz. Guy Laroche’nin internet sitesinde Drakkar Noir’in güç temasıyla bağdaştırılması rastlantı olmasa gerek.

Drakkar Noir’in duyguyu, küstahlığı ve gücü aynı anda barındırdığı iddia ediliyor ki kokusal anlamda durum pek öyle sayılmayabilir. Parfümün ilk saniyelerinde ferah ve yeşil lavanta ile artemisya/aromatik Akdeniz otları sizi karşılıyor. Orta kısımda lavantanın payı azalsa da devam ediyor. Sonları en sevdiğim yeri oluyor. Paçuli ve meşe yosununun harika uyumuyla kapanış yapılıyor.

Drakkar Noir, genel kanıya istinaden aromatik fujer olarak sınıflandırılabilir. 1980’li yılların erkeksi maço parfümlerinin genel yapısını koruyor. Tatlılık ve vanilya yok. Onun yerine yeşil erkeksi çiçekler ve aromatik otsular mevcut. Büyük resimde çok sert ve kullanması zor bir maskülen değil. Eski kafa erkeksi parfümleri sevenlerin ilgisini çekeceği aşikar. Genç erkeklerin onu çok sevebileceğini düşünmüyorum. Bu tarz aromatik lavantalı fujerler pek bana göre değil fakat sonlarını deneyimlemek için bile kullanılabilir.

Bu yeşil sayılabilecek eserin siyah şişeye sahip olması yeterince garip veya uyumsuz bir durum. Erkekler kulübü üyelerinin veya kadınlara yer olmayan centilmen toplantılarının kokusu adeta Drakkar Noir. Kalite anlamında iyi yerde duruyor. Performansıysa zayıf ne yazık ki.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal seyrinde olsa da etrafa yayılımı zayıfa yakın yerde duruyor. Serin havaların parfümüne benziyor. Kokusunu Pierre Wargnye tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5