Hermes’in 2006 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Terre d’Hermes’in dünya çapında çok büyük başarı sağlamasının ardından gözler bu markaya çevrildi. Farklı ve yüksek kaliteli turunçgil kokusuyla Terre d’Hermes şimdiden modern klasikler arasına girdi ve birbiri ardına narenciye kokularını raflara çıkardı Hermes. 2021 yılındaysa yepyeni erkek parfümü, Hermes’i yeniden ilgi merkezi haline getirdi.
H24 isimli erkek parfümü güçlü tanıtım kampanyasıyla boy gösterdi. Pazarlama cümlelerinde pek alışık olmadığımız fütüristik öğeler bulunuyor. Hatta parfümün tanıtım videosunda zamansız ve mekansız sayılabilecek ultra modern metropol kareleriyle karşılaşıyoruz. Hermes, H24’ü sınırların ötesinde bir parfüm olarak tanımlıyor. Ayrıca modern insanın hareket halinde, canlı ve çevresiyle mükemmel simbiyoz içindeki kokusal ifadesine gönderme yapan cümlelere rastlıyoruz. H24’ün dört ana hammadesi bulunduğu da vurgulanmış: Adaçayı, nergis, gül ağacı ve sklaren.
H24’ün açılışı buruk turunçgillerle gerçekleşiyor. Sessiz ve çekingen turunçgillerin greyfurda benzediğini söyleyebilirim. İlk dakikalardan sonra turunçgillere neredeyse sabunsu çiçekler ekleniyor. Hermes’in de parfümün resmi tanıtımında bahsettiği çiçeksiliğin nergisten geldiğini düşünebiliriz. Tabii burada kadınsı çiçeksilikten ziyade garip metalik yapaylık algılanıyor ki çoğu kullanıcı bu durumdan şikayetçi. Sonlarda büyük değişim olmuyor. Plastiğimsi çiçeklere eklenen odunsu notalarla kapanış gerçekleşiyor.
Öncelikle belirtmeliyim ki sadece benim değil çoğu erkek parfüm severin Hermes denilince aklına Terre d’Hermes geliyor ve bu durum şüphesiz marka için aşılması ciddi bir sorun. Her yeni çıkan Hermes erkek parfümü Terre d’Hermes’le hem kokusal hem de kalite anlamında karşılaştırılıyor. Oysa ki Terre d’Hermes gibi parfümler çok az karşımıza çıkar ve H24’te çoğumuz Terre’nin hayaletini arıyoruz. Oysa H24 biraz farklı yol seçmeye çalışmış.
H24, aromatik turunçgil tarafına yakın duruyor. Parfümün ilk birkaç dakika sonra üzerine çöken o tuhaf metalik çiçeksilik veya her neyse hem koku güzelliğini hem de kalite algısını düşürüyor. Kimi H24 kullanıcıları bu kokuyu sıcak demire bile benzetiyorlar ki haksız sayılmazlar. Parfümün genel yapısı gayet basit, minimal, düz çizgide ilerliyor ve sürpriz yapmıyor. Evet, farklı ve bir parfüme benzetemiyorsunuz ama hayatınızın parfümü olacağının ipuçlarını veremiyor. Bu anlamda Hermes markasından her zaman beklentimiz yüksek fakat H24 beklentilerimi karşılayamıyor.
Bu haliyle hoş bir ofis kokusu olması yönüyle dikkate alınabilir ama daha iyi turunçgil merkezli eserler varken H24’ün işi zor gibi görünüyor. En büyük sorun ise parfümün performansı alanında yaşanıyor. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı oldukça az ki ilerleyen yıllarda Eau de Parfum versiyonunun çıkacağının işaretini veriyor. Bu Eau de Toilette’yi ne kadar sıkarsanız sıkın, kısa süre içinde hemen içine kapanıyor ve dikkatlice koklamazsanız algılayamıyorsunuz.
İlkbahar-yaz dönemine uygun H24, Hermes’in dediği gibi yüksek teknoloji ürünü bir parfüm mü emin değilim. Eğer gelecekte erkek parfümleri böyle kokacaksa, 1980’li yılların parfümlerini bol bol stok yapmamız gerekebilir. Metalik, ısınmış ütü gibi kokmaktansa turunçgilli şipre kokmayı tercih ederim.
Kokusunu sektörün tanınmış isimlerinden Christine Nagel tasarlamış.
Koku Güzelliği:10/6.5