İtalya merkezli iç tasarım markası Baldi için 2013 yılında hazırlanan dört parfümlük koleksiyonunun geçtiğimiz haftalarda ilkini yani Lapislazzuli’yi denemiştim. Sıra Baldi’nin diğer parfümü Ametista’ya geldi. Baldi için tasarlanan dört parfüme de Enzo Galardi imza atmıştı. Enzo Galardi, İtalya’nın önemli niş parfüm markalarından Bois 1920’den tanıdık geliyor bize. Bois 1920’nin 2005 yılından itibaren piyasaya sürdüğü birçok parfümün geri planında Enzo Galardi bulunuyor. Ayrıca Odori markasıyla da farklı koku deneyimleri sunuyor niş parfüm meraklılarına. Arada da Baldi gibi firmalara dışarıdan parfüm üretimi yapıyor anladığımız kadarıyla.
Ametista’nın resmi numunesinin üstündeki tanıtım cümlelerine göre parfümün içeriğinde daha önce hiç duymadığım bir nota olan Litsea Cubeba var. Tam Türkçe karşılığı var mı emin olmamakla birlikte bazı yerlerde dağ biberi olarak geçen Litsea Cubeba’nın, Lauraceae familyasında 5-12 metre yüksekliğinde yaprak dökmeyen bir ağaç veya çalı olduğu ve Çin, Endonezya, Tayvan ve Güneydoğu Asya’nın diğer bölgelerinde yetiştiğini öğreniyoruz. Bu çalıdan yapılan May Chang yağının, hafif, tatlı ve şerbetli kokusu ile güçlü bir meyve aromasına sahip olduğunu modern aromaterapide moral ve motivasyonu arttırmak, gerginliği ve sinirleri yatıştırmaya yardımcı olmak amacı ile kullanıldığını da bilmiyordum tabii ki. Bakalım parfümün genelinde bu duruma rastlayacak mıyım?
Ametista’nın açılışı tatlı ve neredeyse şekerli meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yeşil limon, bergamot, portakal gibi ferah notalar olmasına rağmen, üst notalar şeftali-erik gibi olgun meyveleri hatırlatıyor. Lezzetli ve kaliteli üst notalarını sevdim. Orta bölümde şekerli meyveler konsepti devam ediyor. Orta kısmında pudralı hissiyat biraz artıyor. Her ne kadar resmi olarak açıklanan notalarında menekşe varsa da iris çiçeği algısı hissediyorum ciddi anlamda. Orta notalar pudralı, şekerli meyveler ve iris çiçeği ekseninde ilerliyor sanki. Kapanışta kremsi vanilya ve odunsu notalarla tenden ayrılıyor Ametista.
Karşımızda modern, lezzetli, şekerli, meyveli, kremsi, vanilyamsı menekşe-iris kompozisyonu var gibi. Şekerli kremsi vanilya ve pudramsı hissiyatla birlikte kadın kullanımına yakın duruyor. Parfümün tekdüze ilerleyişiyse pudralı, rujumsu meyveleri andırıyor. Bu tarz parfümlerin en müthiş örneklerinden Dior Homme ilk anda aklıma geliyor. Ametista ile Dior Homme’nin büyük benzerlik taşıdığını söyleyemesem de “ruj, kozmetik ürünü, makyaj malzemesi çantasının içi” teması anlamında yakın kurgu taşıdığını düşündürtüyor. Dior Homme oldukça karanlık ve deri kokusuna sahip. Ametista ise tatlı şeftali-böğürtlen meyvelerini merkeze almış gibi. İki parfümün de pudralı yapısı benziyor. Ametista en çok Putain des Palaces’e benziyor sanki. Gerçi Ametista’da deri yok ama benzer meyveli-pudralı tema Putain des Palaces’e ışınladı beni adeta. Ha bir de Histoires de Parfums’ün 1889 Moulin Rouge’sini ciddi anlamda akla getiriyor kokusal bakımdan.
Ametista, kadın kullanımına yakın, modern bir arkadaş. Kimi kaynaklarda meyveli şipre olarak sınıflandırılmış. Şipre kısmına katılamasam da bu leziz meyveli parfüm, hem gayet kaliteli hem de ne yazık ki tatlılığı ilerleyen günlerde bıktırıcı oluyor. Son yıllarda fazlasıyla şekerli parfümlere maruz kaldım. Sanırım artık bu tür parfümler itici oluyor zihnimde. Keşke tatlılığı biraz daha az olsaymış ve mayhoş meyvemsi tarafı öne çıkarılsaymış müthiş bir eser ortaya çıkabilirmiş. Bu hali bile gayet güzel Ametista’nın.
EDP formundaki parfümün kalıcılığı fena değil fakat etrafa yayılımı ilk on beş dakikadan sonra oldukça zayıflıyor ve konforlu ten kokusuna dönüşüyor. Çok sıcak yaz günleri dışında her zaman kullanılabilir.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/7