9 Aralık 2018 Pazar

Jean Paul Gaultier – Scandal (2017)

Jean Paul Gaultier’in piyasaya sürdüğü parfümlerin uzun zamandır bekleneni verememesi muhtemelen Scandal’a daha önem verilmesine sebep oldu. 2017 yılının haziran ayında dünya prömiyeri yapılan Scandal isimli kadın parfümünün sunumu ünlü Hotel de Behague’da yapıldı. Avrupa sosyetesinden isimler, modeller, İspanyol dansçı Blanca Li ve diğer konuklar karşılarında kırmızı ve karanlık sayılabilecek bir parti buldular.

Neon ışıklar, kırmızı giymiş garsonlar ve dansçılar parfümün dünya prömiyerinin ilginç olmasını sağlamak içindi. Moulin Rouge kabaresine benzeyen partiye en son tabii ki Jean Paul Gaultier katıldı. Ve böylece markanın en yeni kadın parfümü, çarpıcı ve iddialı ismiyle dünya pazarlarına sunuldu. Scandal’ın kokusunu tasarlayan ünlü parfümör Daphne Bugey, Scandal için özetle şunları söylemiş: “Bu parfümü güçlü, özgür ruhlu, cesur, çok yönlü kadınlar için tasarladım. Scandal, şekerli, bağımlılık yaratan aynı zamanda kompleks bir parfümdür. Onu kokladığınızda bal peteğini kokluyormuş hissi verir. Bal notası parfümlerde yeni kullanılan bir içerik değil ama kullanması da bir o kadar zordur. Beyaz çiçeklerden oluşan parfümün baş bölümünde bulunan gardenya notası güçlü, meyveli ve kadifemsi his verir. Buradaki beyaz çiçekler bir kadının şık tarafını temsil eder. Scandal’da kullanılan paçuliyse seksi gece hayatını çağrıştırır.”

Scandal’ın açılışı şekerli portakal ve mayhoş meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında kan portakalı bulunuyor. Muhtemelen oradan gelen turunçgilimsi hissiyat asla ferah ya da hafif değil. Tanıdık ve modern meyveli açılıştan sonra çiçekler kendisini göstermeye başlıyor. Beyaz çiçeklerin hakimiyetindeki orta kısımda gardenya, yasemin ve bir parça portakal çiçeği olduğu söylenebilir. Orta kısımda çiçeklere şekerli hatta karamelimsi yapı eşlik etmeye devam ediyor. Son bölüm hala fazlaca tatlı. Kapanışta kadifemsi ve hafiften metalik paçuliyle yine kadınsı şekilde son buluyor Scandal. Alt notaları en sevdiğim kısmı oldu.

İsmine bakınca bu parfümün pazarda ilgi çekmek için tasarlandığı, hoş şişesinin raflarda çoğu kadının gözünü alacağı ve kokusunun da modern şekerli meyve-çiçek-paçuliden oluştuğunu söylersek, Scandal’ın özetini yapmış oluruz. Lezzetli meyveler, süper-kadınsı beyaz çiçekler ve karamelli paçuli Scandal’ı çok tanıdık bir kadın parfümüne dönüştürüyor.

Tanıdık diyorsun da hangi parfümleri andırıyor Parfüm Merakı derseniz işte Scandal’ın rakipleri: Prada – Candy, La Vie Est Belle, Poison Girl, Miss Dior, Coco Mademoiselle, YSL – Mon Paris, D&G – The One, Lolita Lempicka ve diğerleri. Bu yeni nesil bol şekerli, meyveli, çiçeksi ve süper-feminen kadın parfümlerinin arasına Scandal da yerleşiyor. Genel yapısını birçok kadının seveceğini ve kolayca benimseyeceğini düşünüyorum. Bu anlamda popüler olma ihtimali bulunan bir parfüm fakat ne yazık ki kalite anlamında harikalar yaratamıyor. Başlangıcını ve sonlarını sevdiğim Scandal’ın orta bölümü ne yazık ki hiç de bana göre değildi.

Scandal’ı beğendim mi? Bir kere benim için fazlasıyla şekerli ve kadınsı. Bu demek değil ki size bu parfüm uymaz. Eğer bu tür modern meyveli-çiçeksi-paçuli temalı parfümlere ilginiz varsa Scandal fena seçim değil. Cazibeli, dikkat çekici ve çarpıcı kokusu, doğru kadında hoş bir silaha dönüşebilir. Genel olarak etrafta uçuşan şekerli ve pudralı parfümleri anımsatan Scandal, gündüz kullanımlarına uyacak gibi dursa da akşam kokusu olmaya daha yakın sanki.

Scandal, EDP formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Yaş olarak sanki 25 ve üzerindeki kadınlara yakın duruyor. Tam bir kış parfümü olduğunu belirtmem gerekiyor. Kokusunun tasarımını Daphne Bugey, Fabrice Pellegrin ve Christophe Raynaud birlikte yapmış.

Koku Güzelliği:10/6

5 Aralık 2018 Çarşamba

Azzaro – Wanted by Night (2018)

Azzaro’nun 2016 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Wanted’ın kısa süre sonra devam kokuları gelmeye başladı. 2017 yılında Wanted Freeride çıktı. 2018’de ise Wanted by Night karşımızdaydı. Serinin ilk parfümü Wanted’ı yakın zamanda kullanmış ve pek başarılı bulmamıştım. Bakalım Night versiyonu nasıl olmuş.

Azzaro’nun internet sitesinde Wanted by Night odunsu-oryantal-baharatlı koku ailesine dahil edilmiş. Parfümün açılışı ekşi ve buruk turunçgillere eşlik eden vasat meyvelerle gerçekleşiyor. Sulandırılmış hissi veren mandalina-portakal ve mahiyetini çıkartamadığım şekerli ve modern meyveleri tabii ki sevemedim. Orta kısma geçildiğinde neyse ki meyveler, baharatlara eşlik ediyor. Dinamik ve canlı baharatlar bir parça metalik ve bolca tatlılık içeriyor. Baharatlara tütün ve sedir ağacı da eşlik ediyor. Sedir ağacı tahmin edeceğiniz üzere yapay ve neredeyse Iso E Super tarzında. Kapanışta yapay sedir ağacı, kuru vetiver ve ambroxan benzeri yapıyla sonlanıyor.

Wanted by Night, son yıllarda örneğine çokça rastladığımız yapay-modern-metalik, aromatik-meyveli-baharatlı-odunsu bir vasatlık örneği diyebilirim kısaca. Evet, bu yazının tamamı bir önceki cümlede özetlenebilir sanırım. Marketlerde satılan ucuz, genç erkekleri (15-21) hedefleyen, hiçbir amacı ve çekiciliği olmayan bir deneme daha gelmiş Azzaro’dan. Ah be Azzaro, bari geçmişindeki ünlü erkek parfüm klasiklerinden biraz utansan da şöyle ucubeleri karşımıza parfüm diye çıkartmasan keşke.

Başlangıçtaki ekşi ve kötü meyveler ne yazık ki orta kısmın sonlarına kadar hissediliyor. Bir tek sıcak baharatlı orta kısım sevilesi, onun dışında direkt cinayet sebebi Wanted by Night. Absürt ve çocukça şişesinden bahsetmeme bile gerek yok sanırım.

Daha da bir şey yazasım gelmiyor Parfüm Meraklıları siz anladınız durumu. Ultra jenerik bu arkadaşın tasarımcıları Michel Girard ve Quentin Bisch. EDP formundaki Wanted by Night’ın performansı iyi değil. Etrafa yayılımı düşük, kalıcılık eh işte. Serin ilkbahar-sonbahar kullanımına uygun. Günlük kullanıma, spor kıyafetlere uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/4

1 Aralık 2018 Cumartesi

Oliver & Co. – Resina (2012)

Madrid merkezli niş parfümevi Oliver & Co.’nun avangart tarzı, beklenmedik ve tutkulu parfümler yapmalarını sağlıyor. Dünya niş parfüm sektöründe yavaş yavaş ismini duyurmaya başlayan Oliver & Co.’nun geçtiğimiz aylarda Vetiverus’unu denemiş ve pek beğenmemiştim. Bakalım Resina neler hissettirecek bana.

Kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış Resina: “Reçinelerin çoğunun harmanlandığı pervasız bir bileşim: labdanum, mür, opoponaks, benzoin ve diğerleri. Sonuç, baharatlı ve hoş çiçek notalarıyla dolu zengin ve görkemli bir karışımdır ve bunların hepsinin toplamı olan yeni bir reçine kokusuyla sonuçlanır. Bu bileşenler şık ve cüretkar bir koku oluşturan, Avustralya ateş ağacı yağının nadir esansı ile birleştirilmiştir.”

Resina’nın açılışı plastiğimsi reçinelerle gerçekleşiyor. Üst notalardaki reçineler keskin ve kuru değil, kremsi, yumuşak ve sakin. Orta kısma geçildiğinde plastiğimsi-pudralı hissiyat azalırken, yumuşak baharatlar devreye giriyor. Bir parça kadınsı olmayan yasemin de var sanki orta kısımda. Son bölümde keskin olmayan odunsu notalarla kapanış gerçekleşiyor. Bir parça da kremsi vanilya var odunsulara eşlik eden. Resina’nın tüm olayı bu kadar.

Şimdi Oliver & Co.’nun internet sitesinde Resina’nın açıklanan notalarını yazayım da şaşırıp kalın: “Benzoin, kahve Co2 özütü, elemi reçinesi, fir balsamı özütü, ateş ağacı, buhur, ferah zencefil, yasemin, labdanum, mür, küçük hindistan cevizi, opoponaks, rooibox tentürü, yıldız anason, tolu balsamı, tonka fasulyesi.” Görüleceği üzere reçinelerin ağırlıkta olduğu notaların arasında kahve, buhur, rooibox, ateş ağacı gibi enteresan içerikler var fakat kullanım döneminde kahve ve buhura rastlamadım. Ateş ağacı ve rooibox’un nasıl koktuğu konusundaysa en ufak fikrim yok.

Resina’nın ismini ve notalarını gördüğümde bolca reçineli, ağır, keskin, baş ağrısı yapacak kurulukta bir parfüm bekliyordum, tabii ki yanıldım. Resina, yumuşak sayılabilecek plastiğimsi, pudramsı, kremsi, vanilyamsı, hafiften dumansı reçine-baharat parfümü gibi duruyor. İçerisindeki reçineler başka parfümlerde rastladığım reçinelere benzemiyor. Buradaki reçineler ağaçsı, çamsı, kozalağımsı ve yeşil değil. Reçineler, baharatlar ve odunsular da aynı şekilde kremsi, steril, endüstriyel şekilde verilmiş.

Bazı yorumcuların Resina’daki o derimsi-plastiğimsi hissiyatı yeni alınmış lastiğe, dalış giysisine, pudralı ameliyat eldivenlerine, deri el çantalarına benzetmelerini kesinlikle anlıyorum. Gerçekten de deriye benzeyen o tuhaf plastiğimsi hissiyat sonlara kadar mevcut ama ne olduğunun ismini bir türlü koyamıyorum.

Fotoğraf scentbar sitesinden alınmıştır.

Resina, ilginç şekilde Comme des Garçons’un Odeur serisi parfümlerine benziyor sanki. Örneğine pek rastlanamayacak bu soyut koku formu canlı değil, stabil, sakin, durağan ve tekdüze. Ayrıca karanlık, koyu ve ağır da değil Resina. Bu parfümü bir renge benzetsem beyaz olurdu.

Resina, çarpıcı ve aklınızı başından alan bir arkadaş değil. Farklı bir temayı kokusuna yansıtmış. Çok ilgimi çektiğini ve kullanmaktan keyif aldığımı söyleyemem Resina’yı. Kötü değil ama sanırım bana göre de değil Resina.

EDP formundaki Resina’nın kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Uniseks olarak pazarlansa da hafiften erkek tarafına yakın duruyor. Sonbahar-kış kullanımına uygun olacaktır. Kokusunu Oliver Valverde tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

27 Kasım 2018 Salı

Yves Saint Laurent – Mon Paris (2016)

Yves Saint Laurent’in 2016 yılı çıkışlı Mon Paris isimli kadın parfümünün şimdiden ona yakın devam kokusu piyasaya sürüldü. İsminden de anlaşılacağı üzere ilhamını Paris şehrinden alan Mon Paris, bu büyülü şehrin aşk ile olan güçlü bağını parfüme yansıtmak istemiş. Kendi internet sitesinde sıcak çiçeksiler olarak sınıflandırılan Mon Paris’in açıklanan notalarında çilek, ahududu ve datura çiçeği öne çıkarılmış.

Daha önce bir parfümde rastlamadığım datura çiçeğinin halüsinasyonlara yol açan, öldürücü özelliği bulunan bir çiçek olduğunu okudum ve parfüm daha da ilgimi çekti. Mon Paris’in açılışı lezzetli ve mayhoş ahududuyla gerçekleşiyor. İlk saniyelerde çok sevdiğim bir meyve olan ahududuyla karşılaşmak mutluluk verici. Birkaç dakika sonra ahududuya, koku karakterleri benzer olan çilek ekleniyor. Çilek, ahududu kadar başarılı ve doğal verilmemişse de fena değil. Orta kısımda çileğe beyaz çiçekler eşlik etmeye başlıyor. Yasemin ve şakayığın öne çıktığını söyleyebilirim. Başlangıcına göre oldukça kadınsı tarafa kayan kokusu pek bana göre değil sanki. Sonlarda kadifemsi ve yapaylık sınırındaki paçuliyle veda ediyor Mon Paris.

Karşımızda baştan sona feminen bir yapı var. Harika meyveler, burun tırmalayan çiçekler ve paçuli-misk, onu tam bir kadın parfümüne dönüştürüyor. Oldukça tatlı, yapay, zaman zaman metalik, sıradan, bilindik bir kadın parfümü tadında Mon Paris. Canlı, neşeli, havalarda uçuşan pozitif kokusu var fakat kalite ve yaratıcılık anlamında pek bir şey vaat etmiyor. E zaten Loreal’in piyasaya sürdüğü Yves Saint Laurent parfümlerinden çok da bir şey beklememek gerektiğini biliyoruz. Tabii ki çok satmaya yönelik, risksiz, ticari bir koku formunu burnumuza dayayan Loreal bize bir sanat eseri sunacak değildi. Yine de geçmişinde harika parfüm klasikleri olan böyle bir marka için daha eli yüzü düzgün bir parfüm tasarlayabilirdi. Sanırım çok şey bekliyoruz bu anlı şanlı markalardan.

Burun tırmalayan çiçeklerden bahsettim ama datura çiçeğinden bahsetmedim sanırım. Nasıl koktuğu konusunda fikrimin olmadığı datura çiçeğinin büyüleyici ve sarhoş edici etkisi vardır muhakkak ama Mon Paris emin olun böyle bir parfüm değil. İnsanların kendilerini olmadıkları kadar güçlü gösteren, çılgınlıklar yaptırabilen datura çiçeği, Mon Paris’te hiç bir işe yaramamış anlaşılan 🙂

Tam bir meyveli-çiçeksi olan Mon Paris, günlük kullanıma, spor kıyafetlere, Avm gezmelerine, hafta sonu dolaşmalarına rahatlıkla uyum sağlayacaktır. Her ne kadar performansı sorunlu olsa da ara ara tazelemeyle bu sorun çözülebilir. Etrafa yayılımı az olan Mon Paris’in kalıcılığı idare eder. Benim kullandığım ilk çıkan EDP formunda olanıydı.

Kokusunun tasarımını Olivier Cresp, Harry Fremont ve Dora Baghriche birlikte yapmış. Ilık ilkbahar-sonbahar günlerine yakışacağını sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/5