6 Ocak 2018 Cumartesi

Bois 1920 – Oro 1920 (2013)

Bois 1920 markasını yeniden canlandıran Enzo Galardi’nin sahibi olduğu Bois 1920, İtalyanların başarılı niş parfümevlerinden birisi. Sadece İtalya’da değil, son yıllarda Amerika’da da ilgi gören Bois 1920, koku ailesini genişletiyor. Markanın popüler sayılabilecek dört parfümünü denemiş fena bulmamıştım. Uzun zamandır dolabımda masum masum duran Oro 1920’ye şans vermek istedim bu aralar.

Bois 1920’nin sitesinde açıklanan nota kısmında farklı terimler gözüme çarptı. Raspberry neo nat je, Orris abs pure je, May rose absolute, Opoponax, Osmanthus, Beeswax, Firbalsam gibi oldukça değişik notalar içerdiğini gördüm Oro 1920’nin. Tabii bu durum merakımı daha da arttırdı. Bakalım nasıl bir arkadaşla karşı karşıyayız.

Oro 1920’nin açılışı yüksek kaliteli meyvemsilikle gerçekleşiyor. Kendi sitelerinde verilen ahududu notasını rahatlıkla algılayabiliyorsunuz. Genellikle severim parfümlerde ahududuyu. Buradaki kullanımı gayet yumuşak, sakin ve müthiş. Açılışını sevdim. Orta bölümde ahududuya biraz iris çiçeği ekleniyor. Bu andan itibaren kremsi hale gelen kokusuna şekerli olmayan harika deri destek veriyor. Deri orta bölümde yavaş yavaş kokuya nüfuz ediyor ve etkisini sonlara kadar taşıyor. Kapanışta deri tek hakim diyebilirim. Meyvemsilik kalmazken iris çiçeğinden geldiğini tahmin ettiğim kremsilik ve hafiften pudramsılık tenden ayrılana kadar kendisini hissettiriyor.

Oro 1920 açık ara deri parfümü. Başlangıçtaki meyvemsilik ve geri plandaki kadınsı olmayan çiçekler deriyi yüceltmek için kompozisyona eklenmiş sanki. Deri, yeni nesil parfümlerdeki gibi şekerli ve yapay değil. Deri oldukça dengeli verilmiş ayrıca çok kuru değil. Kadınsı yönü az ama kremsi ve hafiften çiçeksi. Sert şekilde erkeksi değil ama hafiften deri kemer ya da deri mont gibi de kokuyor. Çok hoş, kibar, şık, lüks bir parfüm Oro 1920.

Ahududu ve deri size hangi ünlü parfümü çağrıştırıyor sorusunun cevabı çoğumuz için basit: Tuscan Leather. Tom Ford’un özel serisinin yıldızlarından Tuscan Leather, erkeksi, meyvemsi deri kokusuyla parfümler dünyasında epey yer edindi kendisine. Hatta onu taklit eden birçok marka benzer parfümler piyasa sürdüler. Oro 1920’de bu kervana katılmış gibi görünüyor. Evet, oldukça fazla benziyor Tuscan Leather’a fakat iyi haber şu ki Oro 1920 çok daha iyi bir parfüm. Belki de boynuz kulağı geçer durumu var burada. Oro 1920, oldukça kaliteli ve kullanımı Tuscan Leather’a göre daha kolay. Defalarca denediğim Tuscan Leather benim için fazla kuru, sert ve acımsı deriye sahipti. Oro 1920 ise çok daha kremsi, çiçeksi ve daha meyvemsi yani tam istediğim gibi. Müthiş bir deri parfümü keşfetmiş durumdayım kendi adıma.

Benim gibi deri kokusu seven birisi için harika haber Oro 1920. Sevmesi ve kullanması kolay Oro 1920, olabilecek en iyi şekilde vermiş deriyi. Buradaki deri ne hayvansı ne de fazlasıyla maço. Deriyi gayet kibar ve modern şekilde vermiş Bois 1920. Markanın şimdiye kadar kullandığım en iyi parfümü olarak hafızamdaki yerini alıyor Oro 1920. Eğer Tuscan Leather’ı seviyorsanız fakat zor bir parfüm olduğunu düşünüyorsanız Oro 1920’den daha iyisini bulmanız zor gibi görünüyor.

Oro 1920, nefis kokuyor ama çok derin ve katmanlı değil. 3-4 nota üzerinden ilerleyen genel yapısı tekdüze ve sürprizsiz. Parfümün tek eksi tarafı diyebilirim tekdüzeliği. Ha bir de etrafa yayılımı iyi değil. Oysa kalıcılığı çok iyi. EDP formunda. Tam bir kış parfümü gibi duruyor. Kimi kaynaklarda uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın buldum onu.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/8.5

2 Ocak 2018 Salı

Tom Ford – Noir Pour Femme (2015)

Tom Ford’un başarılı erkek parfümü Noir’in çıkışından üç yıl sonra kadın versiyonu da eklendi seriye. Aslında hiç çaktırmadan beş parfümlük seri haline dönüştü Noir’ler. Özel seriye ait olmayan Noir’ler, bu gidişle daha da artacak gibi görünüyor. 2012 çıkışlı ilk Noir’i kullanmış ve beğenmiştim.

Hatırladığım kadarıyla çok sık görülen durum değil bir parfümün önce erkek versiyonunun çıkması, sonraki yıllarda da aynı isimli kadın versiyonunun piyasaya sürülmesi. Tom Ford’un Noir serisinden, bu anlamda şaşırtıcı hamleler geliyor. Belki de Noir çatısı altında başka kadın parfümleri de gelir ilerleyen yıllarda. Bekleyelim ve görelim.

Noir Pour Femme, Tom Ford’un klasik simsiyah şişe tasarımıyla, koyu, yoğun ve belki de karanlık koku vaat ediyor olabilir. Kendi sitelerinde Noir Pour Femme’nin şık ve şehvetli yönünden bahsedilirken, çiçeksi oryantal tarzına yakın olduğu vurgulanıyor. Parfümün başlangıcı garip, metalik ve kuru baharatlarla gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında kulfi isimli Hint yemeğine atıf yapılmış. Bir de farklı olarak damla sakızı reçinesinden bahsedilmiş. Hangisinden geldiğini çözemediğim açılışını pek sevemedim. Orta bölümde o garip kuru koku geri plana geçiyor. Onun boşalttığı yeri oldukça tatlı ve lezzetli vanilya-sütsü çikolata dolduruyor. Orta kısım tam gourmand gibi davranıyor ve kendisini bir şekilde sevdiriyor. Kapanışta leziz sütsü vanilya devam ederken çok hoş amberle birlikte kapanışa imza atıyor.

Noir Pour Femme isminden de anlaşılacağı üzere kadın parfümü. Fakat gelin görün ki rahatlıkla erkeklerin kullanabileceği gibi. Hele başlangıçtaki o tuhaf metalik kuru bölümün kadınsılıkla ilgisi yok. Sonrasındaki vanilya ve amberde de gayet dengeli davranılmış. Bu parfüm için uniseks dersek yanılmış olmayız. Sadece üst notaları değil sonrasındaki vanilya kullanımı da birçok günümüz erkek parfümünde tekrar edilen tarzda. Dior Homme’ye ne kadar erkek parfümü dersek Noir Pour Femme’ye de o kadar kadın parfümü diyebiliriz.

Tom Ford bizi şaşırtmaya mı çalışıyor anlayamadım. Yoksa klişe haline gelen kadın-erkek parfüm ayrımıyla mı dalga geçiyor. Deneme sürecinde bol bol kullandım dışarıda Noir Pour Femme’yi ve kadın parfümüyüm diye bağırmadı.

Sonuç olarak Noir Pour Femme, başlangıcı dışında gayet güzel vanilya-sütlü çikolata-amber parfümü. Leziz, modern, tatlılığı olan ama burnu yormayan, saldırgan olmayan bir parfüm. Tom Ford parfümlerinin genellikle fazlaca iddialı koktuğunu ve etrafa yayılımının iyi olduğunu biliyoruz. Noir Pour Femme bu kuralı da çiğniyor. Fark edilirliği yüksek değil. Yumuşacık ve koklayan çoğu kişinin seveceği gibi bir arkadaş. Bu anlamda onunla övgüler alabilirsiniz. Ha şunu da söyleyeyim çok farklı, ilginç ya da yaratıcı kokmuyor. Klasik, modern vanilya parfümü. Yine de ilginç bir çekiciliği var. Muhtemelen Tom Ford parfümlerinde şeytan tüyü var. O çekiciliğin sebebi bu.

EDP formunda Noir Pour Femme. Kokusunun tasarımını genellikle vasat markalara parfümler tasarlamış olan Sonia Constant yapmış. Tam bir kış parfümü.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

30 Aralık 2017 Cumartesi

Yılbaşı Çekilişi :) (Kazanan Belli Oldu)

Bu seferki talihlimiz:

Asıl: Cihad  cihadkaratekin@gmail.com

Yedek: UFUK SÖNMEZ usonmez@gmail.com

Yine kazanma zamanı sevgili parfümseverler hem de yılbaşı gecesi 🙂 Vertus’un Oud Noir isimli parfümünü (30 ml.), çekilişle bir kişiye hediye edeceğim. Ayrıca Oud Noir’in yanında deneme boy sürpriz niş parfümler de ekleyeceğim pakete. Çekiliş için tek şartım “parfummerakiofficial” Instagram adresinin takip edilmesi. Instagram adresini takip ettikten sonra bu başlığın altına çekilişe katılma isteğinizi bildirip, e-posta adresinizi de yazmanız önemli çünkü eğer kazanırsanız, size e-posta üzerinden ulaşacağım.

Çekilişe katılım 30 Aralık 2017 Cumartesi günü saat 20.00’da başlayacak ve 31 Aralık Pazar günü saat 24.00’da sona erecek. Çekiliş sonucunu, yılbaşı gecesi yine bu başlıktan açıklayacağım. Lütfen herkes tek sefer katılsın, aynı kişiden gelen birden fazla mesajı ciddiye almayacağım.

Herkese bol şans ve mutlu yeni yıllar.

Parfüm Merakı’nın resmi Instagram hesabı: https://www.instagram.com/parfummerakiofficial

29 Aralık 2017 Cuma

Aramis – Havana (1994)

Parfüm merakımın ilk farkına vardığım zamanlardan itibaren Aramis’in Havana’sını merak ederim. Bu parfüme neden bu kadar ilgi duyduğumu bilemiyorum. Muhtemelen onun hakkında okuduklarımdan sonra gelişen içgüdüsel bir istek. Havana’nın ilk şişesinin mavi, silindirik ve egzotik görüntüsü beni Havana’ya çekiyordu tahminimce. Sadece şişesi değil, içeriğinde tütün olması ve Küba’nın efsanevi başkenti Havana’nın ismini alması da ona olan ilgimin sebeplerindendi. 2017 yılının bu son günlerinde şişesi ve muhtemelen de kokusu değişime uğramış yeni Havana’yla tanıştım.

Aramis markasının sahibi Estee Lauder’in sitesinde Havana ile ilgili hiç bilgi yok. İlk çıkış yılının 1994 olduğunu biliyoruz Havana’nın. Aramis markasının kuruluşunun 1964 olduğunu düşündüğümüzde, markanın otuzuncu yılı anısına Havana’nın piyasaya sürüldüğünü söyleyebiliriz. Bakalım uzun yıllardır merak ettiğim ve benim için ilginç bir deneyim olacak Havana nasıl kokuyor.

Parfümün açılışı kuru ve tozlu baharatlar ve kadınsı olmayan çiçeklerle gerçekleşiyor sanki. Bu kokuyu bir yerlerden hatırlıyorum derken 1980’li yılların erkek parfümlerine doğru yol alıyorum. Pelin otu çiçeğinin o anlatması zor kokusu var sanki başlangıçta. Aromatik olmayan garip otların bile varlığından söz edebiliriz. Başlangıcını kendime yakın bulamadım. Orta bölümde işin rengi değişiyor. Orta notalarda baharatlar, pelin otu ve diğer otsu-çiçeksilerin yerini alıyor. Baharat derken kimyon ve tarçından bahsedebiliriz. Tatlılığı az baharatlar keskin ve hafiften metalik denebilir. Orta kısımdaki baharatlara biraz kuru ama dumansı olmayan tütün de ekleniyor. Orta notalar tütün ve baharatın güzel birleşimiyle gerçekleşiyor. Son bölümde tütün yoluna devam ederken baharatlar geri çekiliyor. Alt notalarda köksü olmayan paçuli ve yüksek kaliteli meşe yosunuyla nefis bir kapanış yapıyor.

Havana’nın üst notalarını sevemedim, orta kısmı fena bulmadım, alt notalarını sevdim. Tabii Havana’nın 1990’lı yılların başlarında piyasaya sürüldüğünü düşünürsek, koku karakterinin 1980’leri andırmasına şaşırmamalıyız. Hele ki başlangıcı 1980’lerin maskülen erkek parfümlerini hatırlatıyor. Erkeksi ve eski kokan açılışı bana göre değil. Orta kısımda erkeksi taraf epey törpüleniyor. Aslına bakılırsa Havana’nın daha tütün merkezli olacağını ve epey egzotik kokacağını hayal ediyordum. Hem isminin ünlü puroların üretim yeri Havana olması hem de o eski mavi şişesi beklentimin yükselmesine sebep olmuş farkında olmadan.

Kullanım döneminde gerek tenime gerekse kıyafetlerimin üzerine bol bol uyguladım. Başlangıç kısmını saymazsam baharatlı, tütünsü meşe yosunu parfümüne benziyor. Buradaki ne baharatlar ne de tütün kendisini fazlaca öne atmıyor ve domine etmiyor kokuyu. Hem ilginç dengede duruyorlar hem de çekingen davranıyorlar. Ne baharatlar tek tek algılanabiliyor ne de meşe yosunu. Açıklanan notalarını bilmesem meşe yosununu algılamam bile zor olacaktı.

Oysaki Havana’yı kullanan kimi parfümseverler onun oldukça güçlü yapısından bahsetmişler. Ne tende ne de kıyafet üzerinde öyle bir güce rastlayamadım. Tene yakın duran tarzını şaşırarak inceledim. Sebebini bilemiyorum fakat yaşadığı reformülasyonlardan sonra bu hale gelmiş olabilir. Zaten kokusu genel anlamda bazı kopukluklar yaşatıyor burnunuza. Bir şeyler eksik sanki genel yapıda. Mesela eskilerden çok isteyip de dinleyemediğiniz bir şarkının yeniden düzenlenmiş halini duyduğunuzda içinizde oluşan burukluğa benzetebilirim Havana’yla ilgili duygularımı. Son bölümü dışında doya doya koklamak isteyecek kadar kendisini sevdiremedi bana.

Yine de Havana gibi bir klasiğe küsecek değilim. Ona saygı duyuyorum fakat benim için yeterli sofistikeliğe sahip değil Havana. Siz yine de tütün-baharat temalı parfüm arıyorsanız Havana’ya şans verin derim. En azından piyasadaki en farklı kokulardan birisine sahip. Ayrıca yeni nesil bol şekerli erkek parfümlerine de benzemiyor ve ilginç şekilde başı dışında eski ve nostaljik kokmuyor. Kullanacak doğru düzgün parfüm bulamayan 35 yaş üzeri erkeklere hitap edecektir.

EDT formunda Havana. Kalıcılığı iyi ama fark edilirliği zayıf. Tam bir sonbahar-kış parfümü.

Koku Güzelliği:10/6.5