Bu duruma ‘Helmut Lang’in geri dönüşü’ denmeli belki de. 2000’li yılların kült parfümleri haline gelen fakat 2005 civarında üretimleri bitirilen Helmut Lang parfümleri 2014 yılında tekrardan diriltilerek piyasaya sürüldü. Tabii firmaların bu tür eski klasikleri canlandırma hamlelerini her zaman için destekliyoruz. Sadece Helmut Lang için değil, diğer üretimi bitirilmiş ve unutulmaya yüz tutmuş önemli parfüm klasiklerinin genç kokuseverlerle buluşturulması bence önemli. 1970’lerin, 80’lerin, 90’ların ve hatta 2000’li yılların önemli parfümlerinin, yeni nesil parfümlerle kıyaslanması açısından iyi oluyor diyebilirim.
Helmut Lang’in ünlü klasiklerinden Cologne, ilk defa 2000 yılında piyasaya sürülmüş ve bir süre sonra üretimi bitirilmişti. 2014 yılında kokusu yeniden formüle edilip, bir parça değiştirildikten sonra üretimine başlandı. Benim kullandığım 2000 yılındaki ilk çıkan versiyonuydu Cologne’nin. Kendi sitelerinde Cologne’nin “baştan çıkarıcı ve dolaysız” olduğu vurgulanan parfümün açılışı yumuşak aromatik otlarla gerçekleşiyor. Açıklanan notalarındaki biberiyeyi pürüzsüz, temiz ve neredeyse miskli hissediyorsunuz. Bir süre sonra yine sütsü ve miskli lavanta partiye katılıyor. Orta kısımda tatlı ve sabunsu vanilya kendisini gösteriyor. Genel konsepte uygun vanilyayı kapanışta yüksek kaliteli sedir ağacı izliyor. İşte size Helmut Lang’in Cologne’si.
Parfümün isminin Cologne ve biliriz ki bu tür ada sahip kokular genellikle turunçgil teması üzerine oturur. Bu noktada Helmut Lang’in farkı ortaya çıkıyor çünkü Cologne’de neredeyse hiç turunçgil yok. Ne portakal ne limon ne de bergamot algılayabiliyorum. Cologne, merkeze bembeyaz, tertemiz, sütsü, leziz, vanilyalı miski almış. Bu misk daha ilk dakikalarda bile algılanıyor ve parfüme temiz hissiyatını veriyor. Evet, bu parfümün anahtar kelimesi temiz kokması.
Bu nasıl bir temizlik diye sorabilirsiniz. Kimi yorumcuların isabetle belirttiği gibi yeni yıkanmış ve çamaşır makinesinden çıkmış temiz kokan kıyafet hissiyatı veriyor Cologne. Ve artı olarak vanilyamsı miski andıran o beyefendi daha doğrusu efendi kokusunu da ekleyebiliriz.
Cologne, biberiye ve lavanta gibi iki burun tırmalama potansiyeli olan notayı aşırı dozdaki miskle baskılayıp, onları evcilleştirmiş. Ortaya uysal, temiz bir aromatik fujer çıkmış. Parfümün genelindeki sakinlik, huzur, ölçülülük, minimalizm Helmut Lang markasının çizgisini de bize hatırlatıyor.
Çok basit bir kompozisyona sahip Cologne. Baştan sona neredeyse değişmeyen ana yapı inanılmaz bir kaliteyle verilmiş. Yapaylığın bulunmadığı Cologne, bu anlamda yeni nesil şekerli yapay bombalardan çok farklı bir yerde. Bu arada modern kokusu asla köhnemiş hissiyatı vermiyor. Helmut Lang bu anlamda çok iyi iş çıkarmış.
Sonuç olarak harika bulmasam da Cologne gayet iyi bir parfüm. Yüksek kaliteli Cologne’nin performansının zayıf olması ve fazlasıyla basit kokması birbirini dengeleyen unsurlar. Kullanım aşamasında biraz Sartorial’a benzettim. Tabii büyük orandaki temiz miski unutmamak gerekiyor Sartorial’a benzetirken. Benim çok ilgimi çeken bir koku formu olmasa da, enteresan bir parfüm olarak yerini alıyor Cologne.
Sürekli beyaz kıyafetler giyen, saçlarını yan tarafa tarayan, modayı yakından takip eden hafiften züppe ve tarz sahibi erkeklerin parfümü gibi Cologne. Hani şu moda defilelerinde aklımızın almayacağı ilginçlikte kıyafetler giyen zayıfcacık ve uzun boylu erkeklerin kokusu olabilir Cologne.
İsmi gibi Eau de Cologne formatındaki kokusunun kalıcılığı idare eder, fark edilirliği zayıf. Günlük kullanıma, ofislere, hem spor giyime hem de takım elbiseye uyabilecek şık bir seçenek olarak düşünülebilir. Tabii kendi sitelerindeki 185 dolarlık fiyat etiketini hak ediyor mu emin değilim. Hadi ama Helmut Lang, o paraya canavar gibi niş parfümler alırız Amerika’dan.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/7