“Cennet gibi tropikal bir ada… Güneşin parıldadığı sahil kenarında, sabahları yeşil palmiye yapraklarının üzerinde duran çiğ taneleri… Saydam, sessiz denizin ritmiyle gidip gelen Tahiti Gardenyasının havada uçuşan kokusu… Bronzlaşmış bir bedenin, harika bembeyaz kumların üzerine uzanması ve vücudunu hindistan cevizi kokusuyla bezemesi…” Kimin hayali değildir ki böyle bir yerde ömrünün sonuna kadar yaşamak.
Özellikle son yıllarda tropikal adaların dünya turizminde önemli yer tutması, bu tür sahneleri zihnimize yerleştiriyor. Masmavi ve tertemiz bir deniz, beyaz kumlar ve sahilden denize doğru uzanan hindistan cevizi ağaçları, tropikal adaların olmazsa olmazları. Bu cennet adalarda yaşamak ve oralara yerleşmek kolay değil kuşkusuz. Neyse ki parfümseverler olarak o adalara gidemesek de aynı hissiyatı yaşama imkanımız var.
Heeley’nin Coccobello’su bu ihtiyaca cevap vermek için tasarlanmış sanki. Hakkında bol bol övgü olan bu parfümü kullanmayı ne zamandır istiyordum. Ve artık tenimi süslüyor Coccobello. Parfümün açılışı sütsü, kremsi, vanilyalı hindistan cevizi yağıyla gerçekleşiyor. Leziz, yüksek kaliteli üst notalar harika. Orta bölümde hindistan cevizi yerini korusa da parfüm yeşil tarafa doğru kayıyor. Resmi olarak açıklanan notalarındaki palmiye yaprağı parfümün orta kısmında epey etkili oluyor. Orta notalar yeşil yaprağımsı hindistan cevizi gibi kokuyor. Başlangıcı kadar çarpıcı değil orta bölüm. Kapanışta sedir ağacı bu sefer hindistan cevizine eşlik ediyor. Son bölüm, en sıradan yeri.
Coccobello, zaten ismiyle kendini ifşa ediyor. Hindistan cevizini merkeze alan parfüm, yeşil ve odunsu yapıyla desteklenmiş. Başlangıçtaki müthiş sütsü, kremsi hindistan cevizi, kendinizden geçmenizi sağlayabilir. Deniz kenarında sürdüğümüz hindistan cevizli güneş kremlerine benzeyen başlangıcı adeta tropikal bir adaya ışınlıyor beni. Orta kısımdaysa yeşil yaprağımsı yapı hindistan ceviziyle uyumlu ama müthiş değil. Kapanışı eh işte denebilir.
Coccobello, modern, ferah, sakinleştirici. Tatlılığı dengeli verilmiş. Plajlarda güneşlenenlerin, sosyetik beachlerdeki akşam üstü partilerinin ve sıcak gündüz vakitlerinde kendisini dışarıya atanların yardımcısı olacaktır. Coccobello, sıcak yaz günlerinde, tatile gidemeyen, denizin o tuzlu kokusunu içine uzun uzun çekemeyen şanssız çoğunluğun derdine çare olabilir. Her ne kadar bizim ülkede tropikal adalar bulunmasa da deniz ve tatil özlemini bir parça da olsa giderecektir.
Sonuç olarak hoş bir parfüm. Aslına bakılırsa büyük umutlarla kullanmaya başladım. Beklediğim kadar iyi çıkmadı. İlk on dakikası dışında ortalama denebilir. Yeşil palmiye yaprağı kokusu kulağa hoş gelse de uygulamada iyi sonuç vermemiş. Keşke incir yaprağı benzeri bir tema seçilseymiş.
Coccobello’nun rakipleri kimler? Nişlerden Virgin Island Water, Philosykos, Montale – Intense Tiare. Hatta incir merkezli Fico di Amalfi, Premier Figuier. Coccobello, bu güçlü rakiplerinin koku güzelliği anlamında bir basamak gerisinde kalıyor ne yazık ki. Yüksek fiyatına istinaden, denemeden almanızı önermem.
Kokusunun tasarımını, markanın kurucusu ve sahibi James Heeley yapmış. EDP formunda. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği düşük. Hem erkeklerin hem de kadınların rahatlıkla kullanabileceği gibi. Sıcak yaz günlerine yakışacaktır. Yaş sınırı olmaksızın kullanılabilir.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/6