10 Mart 2017 Cuma

Parfums MDCI – Les Indes Galantes (2015)

İsmini ve ilhamını ünlü Fransız besteci Jean-Philippe Rameau’nun 18. yüzyıla ait eseri Les Indes Galantes’ten alan bir parfümle beraberim. Fransa merkezli niş parfümevi MDCI’nın 2015 çıkışlı parfümü Les Indes Galantes, kendi sitelerinde kadın bölümüne konulmuş. MDCI’nın şöhretli parfümlerinin biraz gerisinde kalan Les Indes Galantes, yine kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: ” Hayali bir egzotik ülkeye seyahat etmeye davet eden, rafine ve şehvetli bir parfüm. Değerli baharatların, çiçeklerin ve meyvelerin sarhoş edici kokuları duyu ve duyguları uyandırır.”

Les Indes Galantes’in açılışı kremsi turunçgillerle gerçekleşiyor. Portakal-mandalina ikilisine benzettiğim başlardaki turunçgiller, modern, tatlı ve yüksek kaliteli. Üst notaları çok güzel. Orta bölümde turunçgiller biraz geri plana geçiyor ve bu sefer kremsi baharatların gelişine şahit oluyoruz. Tarçın ve karanfile benzettiğim baharatlar kaliteli. Orta bölümden itibaren tatlılık devam ediyor ve azıcık artıyor. Orta kısımda baharatlara biraz badem ve vanilya da eşlik etmeye başlıyor. Orta kısmı da beğendim. Kapanışta vanilya artık tek oyuncu. Tatlılık kapanışta üst sınıra dayanıyor. Şekerli vanilyaya dönüşen alt notaları epey sıradan.

Başlangıçtaki ferah olmayan kremsi turunçgillerin dinamik ve başarılı kokusu, orta kısımda yoğun baharatlarla birleşiyor. Orta bölümdeki badem sürprizi gerçekten ilginç. Böyle bir kompozisyona badem yakışırdı ve parfümün tasarımcısı Cecile Zarokian bu fırsatı kaçırmamış. Gerçi badem büyük rol oynamıyor ana yapıda.

Les Indes Galantes’in baharatlı bir vanilya parfümü olduğunu söyleyebilirim. Bu ana kompozisyona eklenmiş turunçgiller, reçineler, badem ikincil elemanlar olarak düşünülebilir. Tatlılığın her daim olduğu fakat sonlarda iyice abartıldığı Les Indes Galantes’in, üst-orta bölümünü beğendim, kapanışını başarılı bulmadım. Keşke tatlılık daha az verilseymiş.

yakin galamentes yen
Fotoğraf parfumo sitesinden alınmıştır.

Sonuç olarak sıcak, reçinemsi, vanilyalı, baharatlı bir parfüm arıyorsanız, Les Indes Galantes emrinize amade. Kadın parfümü olarak sunulsa da erkekler rahatlıkla kullanabilir. Tobacco Vanille ve Herod’dan daha kadınsı değil. Ha bu arada kimi kullanıcıların Tobacco Vanille’ye benzettiği Les Indes Galantes, bence koku güzelliği anlamında Tobacco Vanille ve Herod’un gerisinde. Bunu da küçük bir not olarak belirteyim.

Sonları dışında belli bir kaliteyi tutturan Les Indes Galantes, EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ortalamanın biraz altında. Tam bir kış parfümü. Günlük kullanıma uyabilecek ve çoğu kişinin hoşuna gidebilecek tarzıyla, markanın başarılı sayılabilecek eserlerinden birisi. Muhteşem mi? Değil. Benzersiz mi? Cık. Kötü mü? Tabii ki değil.

Koku Güzelliği:10/7

6 Mart 2017 Pazartesi

Masque – Montecristo (2013)

İtalyanların niş parfüm sektörünü sevmeye başladığını düşünüyorum. Her ne kadar Fransız ve Amerikalı rakipleri kadar saldırgan olamasalarda, geleceğini parlak görüyorum İtalyanların. Niş parfüm alanında Acqua di Parma ve Lorenzo Villoresi’nin başarılı işlerinin etkisiyle, ilgimi çekiyor İtalya merkezli niş markalar. Ve 2012 yılında yeni bir marka doğdu Milano’da.

Riccardo Tedeschi ve Alessandro Brun’un kurduğu Masque ana çalışma alanını parfümler olarak belirlemiş. Henüz on bir parfümleri olan Masque’nin ilerleyen zamanlarda yeni işlere imza atmaları sürpriz olmaz. Masque’nin muhtemelen en popüler parfümü olarak öne çıkan Montecristo’yu gelecek vaat eden parfümörlerden Delphine Thierry tasarlamış.

Montecristo’nun açılışı keskin ve kuru baharatlarla gerçekleşiyor. Kimyon, tarçın ve küçük hindistan cevizi benzeri yapıya ilk dakikalarda karanfil de ekleniyor. Orta kısmın başlangıcında devam eden baharatlara eklenen kuru ve dumansı tütün, hayvansallık ve içki teması parfümün daha da zenginleşmesine sebep oluyor. Son bölüme gelmeden geç orta notalarda müthiş bir tütsü algılıyorum. Kapanışta, artık odunsu notaların hakimiyeti var. Sedir ağacı alt notalara imzasını atarken biraz sıradan ve plastiğimsi de kokmuyor değil.

Montecristo’nun üst ve orta kısmı nefis. Son bölüm ortalama. Üst ve orta bölümdeki keskin-kuru baharatlı ana yapıya eklenen hayvansallık-tütün-tütsü teması çok başarılı. Dumansı, derin ve entelektüel çağrışımlar yapan orta bölüm, parfümün en ilginç yeri. Koku zenginliğinin üst seviyede olduğu orta bölüm, erkeksi ve sağlam. Kapanışı kötü değil ama sedir ağacının bu tür kullanımına yakın hissetmiyorum kendimi.

yatik montecristo

2013 yılında piyasaya sürülmüş bir parfümün, günümüzün bol tatlı modern kokularına hiç benzememesi ilginç. Tatlılığın neredeyse olmadığı kuru yapı, acımsı aromatik otları bile anımsattı bana. Parfümün tasarımcısı Delphine Thierry, Montecristo’yu tasarlarken deri ve içki (rom) notalarından ilham aldığını ayrıca tütün yaprakları, kullanılmış oyun kartları ve şömine gibi bir ambians düşündüğünü belirtmiş.

Montecristo, aldığı övgüleri hak edecek kadar güzel. İçkiye yatırılmış tütün yapraklarına eklenmiş tütsümsü, dumansı karakter gayet şık. Yüksek kaliteli notaları, zengin ve derin kokusu, bol tatlı günümüz parfümlerinden ayrılan tarzıyla, denenmesi gereken bir eser. Yarı karanlık ve gizemli duruşu, onu koklamayı daha da keyifli hale getiriyor.

Son olarak hayvansallığın ayarında verilmesi iyi olmuş. Kimilerinin Muscs Koublai Khan’a benzettiği Montecristo, bana göre çok daha başarılı Lutens’in eserinden. Ayrıca kullanması ve sevmesi daha kolay Montecristo’yu. Hayvansallık benim için bile rahatsız edici değil. Zaten bana göre bir baharat parfümü Montecristo. Çoğu kişinin aksine deri ve hayvansallığın ikinci hatta üçüncü planda olduğunu düşünüyorum. Belki de benim tenimde öyle davranıyordur Montecristo.

puro montecristo yen

İtalyan niş parfümcülüğünün bu yeni ve başarılı eseri EDP formunda. Kalıcılığı iyi. Kötü haber şu ki fark edilirliği zayıf. Kullanım döneminde bol bol sıkmama rağmen sonuç değişmedi. Tam bir kış parfümü. Uniseks olarak geçse de erkek kullanımına yakın. Günlük kullanıma da uyar ama sanki takım elbise-akşam tarzına daha yakın. Yaş olaraksa otuz ve üzerindeki arkadaşlara önerebilirim.

Koku Güzelliği:10/8

2 Mart 2017 Perşembe

Thierry Mugler – A Men Pure Leather (2012)

1992 yılında parfüm dünyasında küçük çaplı devrimin adıydı Angel. Thierry Mugler’in bu müthiş kadın parfümü, 1990’lı yılların başlarından itibaren imrenilecek büyüklükte başarıya imza attı. Çarpıcı ve cezbedici karamel-paçuli ikilisi, daha sonraki yıllarda Mugler parfümlerinin ana gövdesini oluşturmaya devam etti. Angel’in kadın versiyonunun başarısının ardından gelen A Men, erkekler için de karamel-çikolata-paçuli birleşimini müjdeliyordu. 1996 çıkışlı A Men’de çok sevildi erkek kullanıcılar tarafından.

Bu kadar ilgi gören A Men’in ardı ardına bir sürü devam parfümü piyasaya sürülmeye başlandı Mugler tarafından. 2008 yılında ilk “Pure” isimli A Men, yani Pure Coffee yine başarılı bulundu. Limitli üretim olarak tasarlanmıştı “Pure” serisi. Neredeyse her yıl yeni bir “Pure” isimli Mugler gördük. 2012 yılında Pure Leather karşımıza çıktı. Mugler’in parfüm birimi, önemli notaları (deri, tonka, kahve, tütün, ağaç, içki) merkeze alan “Pure” serisine devam ediyor. Biz, bugünkü yazı konuğum olan Pure Leather’a odaklanalım artık.

Kendi sitelerinde Pure Leather’in, Thierry Mugler’in parfümlerinin yirminci yılı anısına piyasaya sürüldüğü belirtilmiş. Limitli üretim olduğunu da biliyoruz Pure Leather’ın. Parfümün açılışı klasik A Men tadında gerçekleşiyor. Karanlık, şekerli paçuli ve çikolata ilk saniyelerde A Men’i kokladığınızı düşündürtüyor. Açılışı gayet güzel Pure Leather’in. Orta bölümde parfüme ismini veren deri ortaya çıkıyor. Deri, çikolatalı paçuliyle gayet uyumlu. İşin ilginci deri biraz plastiğimsi, kuru ve erkeksi. Hala karanlık Pure Leather. Son bölümde deri etkisini kaybederken tatlı vanilya kapanışı yapıyor.

Pure Leather için özetle şöyle diyebilirim: Klasik A Men’in orta notalarına deri eklenmiş hali. Parfümün genelinde bolca tatlılık içeren koyu çikolatalı paçuli ana yapı hakim. A Men’den bildiğimiz bu yapı, Pure Malt ve Pure Havane’de de tekrarlanmıştı. Onun için Pure Leather’daki A Men benzerliğine şaşırmadım ve yadırgamadım. Gördüğüm kadarıyla Mugler parfüm biriminin böylesine tutarlı çizgisi var. İsminin başında Pure olan parfümler bir şekilde klasik A Men ile ilişkililer. Tabii denemediğim diğer Pure isimli Mugler parfümlerini dışarıda tutuyorum.

fra leather yen

Orta kısımdan itibaren karşımıza çıkan karanlık, kuru, plastiğimsi ve erkeksi deri bence harika değil. Hafiften yapaylık hissi veriyor deri. Koyu yapısı günlük kullanıma uymayabilir. Konforlu ve kolay giyilebilir bir parfümden ziyade iddialı ve tematik deneme Pure Leather. Ne muhteşem ne de kötü. Mugler kalitesini ve çizgisini hissediyorsunuz.

Sonuç olarak artık piyasada bulması zor olan Pure Leather, plastiğimsi deriyi düşünmezsem gayet güzel. Tabii deriyi dışarıda tutmak mümkün değil çünkü parfümün büyük kısmında varlığını hissettiriyor. Bu anlamda Pure Leather’in, kullanılmaması büyük eksiklik olmayacaktır. Ortalama bir Mugler Pure Leather. Pure Havane, benim için hala “Pure” isimli parfüm serisinin yıldızı.

EDT formundaki Pure Leather’in kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği biraz düşük. Tam bir kış parfümü. Ilık havalarda bile fazla gelecektir. Özel günlerin, akşam çıkmalarının ya da takım elbisenin üzerine daha bir yakışacaktır sanki.

Koku Güzelliği:10/6

26 Şubat 2017 Pazar

Bois 1920 – Real Patchouly (2005)

Paçuli notasının çalışılması en zor kokulardan olduğu söylenir. İşin teknik kısmına o kadar haiz olmasam da, paçulinin yoğun ve karakteristik kokusunun parfümlerde diğer notalarla uyum anlamında sorunlar çıkaracağını görmek zor değil. İlk zamanlarda hiç sevemediğim paçuli parfümlerini artık sevdiğimi düşünüyorum. Tabii her paçuli yorumunu değil. Mesela kadifemsi ve parlak kullanılan yapay paçuli çoğu zaman baş ağrısına sebep olur bende. Oysa derin, karanlık ve köksü paçuliyi koklamaya doyamam. Ancak yüksek kaliteli ve ilginç olması gerekiyor paçulinin.

Niş parfümcülüğün paçuli kokularına ağırlık vermeye başladığını görüyoruz. Birçok marka paçuliyi merkeze alan parfümler üretiyor ve iyi de yapıyorlar. İtalyan niş parfümevi Bois 1920’de koleksiyonuna 2005 yılında paçuli merkezli parfüm eklemeyi ihmal etmedi. Real Patchouly, merakla denemek istediğim parfümlerdendi. Şükür ki kavuştuk birbirimize.

Parfümün başlangıcı koyu, güçlü ve karanlık paçuliyle gerçekleşiyor. Paçuli yağlarını andıran bu yoğun koku, çikolatayla harmanlanmış gibi. Üst notalarını sevdim. Orta kısma geçilirken güzel sürpriz beni bekliyor. Başlangıçtaki paçuliye, aynı karanlıkta tütün ekleniyor. Hafif dumansı tütün, ıslak tütün yapraklarını düşündürtüyor. Paçuli-tütün ikilisi harika ilerliyor ve onları karanlık ve egzotik amber karşılıyor. Orta bölümde, amber o kadar büyük yer kaplıyor ki neredeyse başrole yerleşiyor. Son kısımda hafiften pudralı ve yüksek kaliteli vanilya yerini alıyor. Neyse ki günümüz parfümlerindeki gibi şekerli verilmemiş vanilya.

Real Patchouly, başlangıcında paçuliyi, orta kısımda amberi, sonlardaysa vanilyayı merkeze alıyor. Paçuli, başlangıçta etkiliyken, orta bölümde geri planda kalmayı tercih ediyor. Orta kısımda tenimdeki tütünü rahatlıkla hissediyorum hatta amberli tütün diyebilirim. Bu iki notadan sonra paçuli üçüncü eleman olarak orta bölümde varlığını sürdürüyor. Kapanıştaysa artık paçuli yok denebilir.

real buyuk yen
Fotoğraf parfumo sitesinden alınmıştır.

Real Patchouly, dolgun ve kasvetli bir parfüm. Tütün, amber ve paçulinin bir arada kullanıldığı bir eser, ancak bu kadar başarılı dengede tutulabilirdi. Bu anlamda parfümün tasarımcısı Enzo Galardi’yi tebrik etmek gerekiyor. Hem çoğu kişi için kullanması ve sevmesi zor yapıda, hem de bu tarzı sevenlerin oldukça ilgisini çekecek kadar kaliteli ve gerçekçi. Çok iyi iş çıkarılmış.

Parfümdeki bütün elementlerin kullanımını sevdim. Sadece amber biraz fazla verilmiş bence. Amberin yerine orta kısımda paçulinin ağırlığı fazla olsaymış, artık önünde saygıyla eğilmekten başka şansım kalmayacaktı Real Patchouly’nin. Kimi kullanıcıların Ambre 114’e benzetmeleri gayet doğal. İki parfümdeki amber birbirine epey benziyor. Kimileri de Ambre Sultan’a benzetmiş ama bence Ambre 114’e daha çok benziyor Real Patchouly.

Bir süredir yapmadığım ten-kumaş değerlendirmesi de yapayım. Ten üzerinde gayet derin ve gizemli kokan Real Patchouly, kumaşta aynı ilginçliği gösteremiyor. Hırkamda kullandığımda dümdüz ve koyu bir amberle karşılaştım ki gayet tekdüze idi ve koku güzelliği anlamında sıradandı. Asıl marifetini ten üzerinde gösteriyor Real Patchouly.

Bir EDT nasıl bu kadar yoğun ve dolgun kokabilir. Bu sorunun cevabı bay Gallardi’de fakat şunu söyleyebilirim ki, vereceğiniz paranın hakkını verecektir Real Patchouly. Performanstan da öteye, gerçek bir parfüm kullandığınızı size hissettiriyor.

onde real yen
Fotoğraf parfumo sitesinden alınmıştır.

Karanlık ve derin kokan Real Patchouly, günlük kullanım için olmasa da ara ara dolabınızda canınız çektiğinde kullanmak için durabilir. Akşam kullanımına uygun bulduğum Real Patchouly, ofiste ya da işyerinde değil de, farklı ambiyansa sahip yerlere giderken düşünülebilir. Hem kadınlar hem de erkekler için tasarlandığı söylense de, erkek kullanımı için uygun. Otuz yaş ve üzerindeki deneyimli arkadaşların kullanmasını öneririm. Genç delikanlı işi değil. Tam bir kış kokusu. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/8