Her parfüm için uzun uzun giriş yazısı yazmalı mıyım diye düşünüyorum. Kimi zaman canım pek bir şey karalamak istemezken, bazen de bir bakıyorum paragraflar birbirini kovalıyor. Kimi parfümler uzun yazıları hak ederken, bazılarını kısa kesmek gerekiyor.
Söz konusu klasikler olunca, canım uzun uzun yazmak istiyor. Guerlain’in Chanel’in ve tabii ki Hermes’in eski klasikleri muhakkak önemliler. Parfümler dünyasının bir dönemini anlamak için çok tipik örnekler bu klasikler. 1970’li yılların koku karakteriyle, 1980’lerinki farklı olabiliyor. Ara ara tipik olmayan örnekler de çıkabiliyor doğal olarak. Fakat parfümler genellikle o yılların koku karakterini yansıtıyorlar.
Hermes’in bence erkek parfümü olması gereken uniseks klasiği Eau d’Hermes’ten sonraki en önemli klasiklerinden Equipage, uzun zamandır merak ettiklerim listesinin başlarındaydı. Daha önce hiç kullanmadığım Equipage’ı seveceğimi tahmin ediyordum. Açıkçası çok yanılmadım ama bazı eksik tarafları da burnuma çarpmadı değil.
Ünlü parfümör Guy Robert tarafından 1970’li yılların hemen başında tasarlanan Equipage, aromatik, baharatlı ve odunsu olarak tanıtılmış. Ayrıca kendi sitelerinde Hermes’in ilk erkek parfümü olarak vurgulanması önemli. Equipage’ın başlangıcı aromatik turunçgillerle gerçekleşiyor. Limon, tozlu turunçgiller, biraz bergamot ve aromatik otlarla üst notalar size merhaba diyor. Açılışı 70-80’ler tadında. Eski ve tozlu. Üst notaları güzel. Orta bölümde nostaljik turunçgillere tatlı olmayan dumansı baharatlar ve tütün ekleniyor. Aynı baharatlar gibi tütün de kuru ve dumansı. Kimilerinin pipo tütününe benzettikleri orta bölümde bir parça da paçuli olabilir. Orta kısmı da sevdim. Son bölümde yine radikal değişim var. Kapanışta eskilerden bir dost bizi karşılıyor: meşe yosunu. Azıcık da vetiver var. Odunsuluğun hafif esintileri de burnunuza geliyor.
Çoğu kişi bana katılmasa da Equipage’ın başlangıcında tozlu limon olduğunu düşünüyorum. Üst notalar kesinlikle iki öğenin üstüne kurulmuş: turunçgiller ve aromatik Akdeniz otları. Otlardan adaçayı, fesleğen ve diğerleri aklınıza gelebilir. Acaba hafiften nane de var mı? Aromatik şiprelere benzeyen üst notalar yeterince rafine ama biraz sönük. Orta kısımda baharatlar olaya dahil oluyor. Tabii karanfil epey domine ediyor orta bölümü. Küçük hindistan cevizi de yüksek ihtimalle orta bölümde var. Bence buradaki sürpriz tütün. Fazlaca tatlı verilmeyen dumansı tütünle baharatların uyumu başarılı ve epey tanıdık. Sonlardaki meşe yosunu hoş bir sürpriz yapıyor ama çok rafine değil. Bilemiyorum daha iyi verilebilirdi sanki.
Equipage, kendi sitelerindeki tanımı tam anlamıyla karşılıyor: Aromatik, baharatlı ve odunsu. Başlangıcı aromatik, orta kısmı baharatlı ve sonları odunsu. Katmanlı, erkeksi, şık, nostaljik ve beyefendi tarzı var. Üst yaş guruplarını hedefleyen, eski dünyanın centilmen erkeklerine hitap eden, yarı resmi tarza sahip, hafifçe de züppe yapısı, onu günlük kullanım için bir parça zorlaştırıyor. Evet, o kesinlikle züppe parfümü olmalı. Aileden zengin burjuvazinin orta yaş ve üzeri erkeklerine yakışabilecek, Mercedes değil de Aston Martin kullanan ve popüler mekanlar yerine akşamlarını golf kulübünde geçirenlerin parfümü olarak yer ediyor zihnimde.
Sonuç olarak tarzını ve vermek istediği mesajı anlıyorum Equipage’ın. Bu tür parfümleri seven birisi olarak bazı ufak pürüzler fark ettim. Bir kere başlangıçtaki turunçgilleri harika bulamadım. Sonları da pek başarılı gelmedi bana. Ayrıca performansı oldukça düşük. Kalıcılığı epey sınırlı. Fark edilirliği zayıf. Muhtemelen geçirdiği reformülasyonların etkisiyle bazı değişimler yaşamış. Beklediğim tadı alamasam da, bu önemli klasiği denemenizi tavsiye ederim.
EDT formunda Equipage. Serin ilkbahar-sonbahar dönemi bence kullanım için en uygun zaman dilimi. Luca Turin’in kitabında dumansı odunsu olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilmiş.
Koku Güzelliği:10/7