2 Kasım 2015 Pazartesi

Burberry – My Burberry (2014)


Burberry – My Burberry (2014)

"My Burberry, Burberry markasının koku, tasarım ve duruş olarak hayat bulmuş halidir. Bu parfüm zaman sınırı tanımayan efsanevi Burberry trençkottan esinlenerek hazırlanmıştır."

Burberry'nin CEO'su Christopher Bailey bir açıklamasında yukarıdaki sözleri söylemiş. Burberry'nin büyük umutlarla piyasaya sürdüğü My Burberry isimli kadın parfümü 2014 yılının ortalarında raflardaki yerini aldı. Zaten markanın, yeni parfümü My Burberry'e ne kadar önem verdiğinin kanıtı olarak, kokusunun tasarımı için Francis Kurkdjian'la anlaşmış olması gösterilebilir. Artık daha çok kendi niş parfüm evi için çalışan ünlü burun Francis Kurkdjian’ın, Burberry gibi ana akıma hitap eden markaya koku tasarlaması ilk anda şaşırtıcı gelebilir. Tabii parfüm sektöründeki iş ilişkilerinin nasıl olduğunu görmemiz açısından ilginç bir örnek teşkil ediyor bu durum.

Francis Kurkdjian, tasarımına imza attığı My Burberry için şunları söylemiş: "Burberry'nin CEO'su Christopher Bailey, yeni oluşturmayı düşündükleri kokuyla ilgili bana kısa bilgilendirme yaptı ve trençkot giyen kadının duygularını anlatmamı istedi. Bu koku güzel duyguları, paylaşılan mutlu anları, yaşanan güzel anları hissettirmeli. Bu nedenle yağmurdan sonra Londra bahçeleri fikrinden yola çıkarak çiçek kokuları ile birlikte kendini iyi ve güvende hissetme duygusunu yaşatmaya çalıştım."


Yani My Burberry hem markanın ünlü trençkotlarından hem de Londra'da bulunan bahçelerde yağmurdan sonra ortaya çıkan kokudan esinlenilmiş. Ayrıca parfümün tanıtım kampanyasında ünlü modeller Kate Moss ve Cara Delevingne rol almış. Parfümün şişe kapağının da trençkotların düğmesine benzediği söyleniyor. Şişesinin kıvrımlarının, trençkotun cep kısmından ilham aldığı belirtiliyor.

My Burberry'nin açılışı ferah ve tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Biraz kırmızı meyveler ve azıcık armut ya da elma. Üst notalarda ferah çiçekler, meyvelere eşlik ediyor. Üst notaları gayet güzel. Orta kısımda parfümün ana öğesi çiçekler ağırlığını arttırıyor. Beyaz çiçekler ve gül ön plana çıkıyor. Çoğu kullanıcı frezya çiçeğinden bahsetmiş. Bence gül orta kısmın kazananı. Burası başlangıcına göre daha çiçeksi ve karakterli. Ferahlık devam ediyor orta bölümde. Son kısım benim için hayal kırıklığı. Kapanışta yapay parlak amber ve vasat miskle sıradan davranıyor ne yazık ki My Burberry. Zarif paçuli bile durumu kurtaramıyor bana göre alt notalarda.

Genel anlamda ferah çiçeksi yapısı olduğu açıkça görülüyor. Ferah ve yumuşak meyvelerin eşlik ettiği kokusu gayet tanıdık. Evet o birçok kadının üzerinde duyduğum parfümlere benziyor. Çok risk alınmamış anlaşılan. Ortalama bir çiçeksi-meyveli olarak düşünülebilir. Abartılı şekilde kadınsı aldehitler yok neyse ki. Canlı, parlak, neşeli, pozitif bir parfüm. Ağır, ağdalı ya da kasvetli-karanlık değil. Gayet açık, basit ve güvenilir. Onu kullanıp nefret edecek kişi sayısı muhtemelen az olacaktır.


Sıradan son kısmı dışında temiz ve kolay giyilebilecek kompozisyon hazırlamış Francis Kurkdjian. Yeterli kalitede olması, bir ustanın elinin değdiğini fısıldıyor zaten. Derinliği olmayan, tek düze, günlük kullanıma uygun, sivri taraf barındırmayan, dişil nüanslar barındıran, çok satması ihtimaline göre kurgulanmış gibi hissiyata sahip oldum. Buna çok şaşırmamak gerekiyor. Burberry gibi ana akıma seslenen bir markanın, Maison Francis Kurkdjian kadar enteresan veya yüksek kaliteli işlere imza atmasını beklemek anlamsız olur. Bu anlamda Burberry ve Francis Kurkdjian doğru bir seçim yapmış gibi görünüyor fakat kokusu anlamında farklı bir yerde durduğunu söylemek zor. My Burberry’e yaklaşımım şöyle olacak: “Olsa da olur olmasa da olur.”

Eau de Parfum (EDP) formundaki My Burberry'nin kalıcılığı iyi. Fark edilirliği ortalamanın üzerinde oldu tenimde. Kıyafet üzerine biraz fazla uyguladığımda bütün gün kendisini rahatlıkla hissettirmeyi beceriyor. Kullanım dönemi olarak ilkbahar-sonbahar sanki daha uygun. Çok soğuk kış günlerinde veya çok sıcak yaz günlerinde kullanmak uygun olmayabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

31 Ekim 2015 Cumartesi

By Kilian – Intoxicated (2014)


By Kilian – Intoxicated (2014)

Türk kahvesinin tarihinin 1517 yılına kadar gittiği söylenir. Dönemin Yemen valisi Özdemir Paşa'nın, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirmesinin, Türklerin kahveyle tanışmasında milat olduğu belirtilir. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını almış. İlk olarak Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanışmış. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuş.

Artık kahvehanelerin eski işlevlerinin kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Türk kahvesinin yerini ise çayın aldığı sır değil. Değişen alışkanlıklar, yavaş yavaş toplumun dönüşmesini de sağlıyor. Türk kahvesi, onun vaat ettiği gelenekler ve kültür de gerilerde kalmaya başlıyor. Kim bilir belki de Türk kahvesi, ilerleyen yıllarda tamamen unutulup, gidecek.

Oysa kendi kültürümüzün öğesi olan Türk kahvesine bizim sahip çıkmamız gerekirken, bu işi Fransa merkezli niş parfüm evi yapmış. By Kilian'ın 2014 çıkışlı Intoxicated isimli parfümü, ilhamını Türk kahvesinden almış. Açıklanan notalarında da kahve bulunuyor. Aslında Intoxicated, markanın "Addictive State of Mind" serisine ait. Bu seri 2014 yılında piyasa sürüldü. Şu üç parfümden oluşuyor: Intoxicated, Light My Fire ve Smoke For The Soul.


Bir süredir kullandığım Intoxicated'in başlangıcı tatlı-modern baharatlarla gerçekleşiyor. Kakule, tarçın ve diğerleri. Tanıdık üst notalar biraz karanlık daha doğrusu koyu ve dolgun. Açılışı çok güzel Intoxicated'in. Orta kısma geçildiğinde koku karakterinde büyük değişim olmuyor. Koyu baharatlara bu sefer tatlı hatta şekerli-sütlü kahve ekleniyor. Bu lezzetli aroma, Türk kahvesini anımsatmıyorsa da karamelli kapuçinoyu andırıyor. Son kısımda hoş bir sürpriz var. Karanlık bir çikolata algılıyorum, sütlü ve gayet leziz. Sanki biraz paçuli var sonlarda. Alt notalar gayet güzel denebilir.

Intoxicated, ilhamını Türk kahvesinden aldığını iddia etse de bence durum söylendiği gibi değil. Onu denemeden önce kuru kahve satılan dükkanlara girdiğinizde burnunuza gelen mis gibi kokuyu bekliyordum. Fakat karşıma çıkan daha modern ve batılı tarzda bir kahve kullanımı. Koyu baharatların eşlik ettiği tatlı kahveye, vanilya da destek veriyor. Böylece cezvede pişen orta şekerli Türk kahvesinden ziyade Starbucks'lara girdiğimizde karşılaştığımız sütlü, kakaolu yoğun aromaya benziyor Intoxicated.

Tatlı baharatlar ve tatlı kahve-kakao, neyse ki fazla şekerli ve iç bayan cinsten değil. Karanlık sayılabilecek rayiha, onun soğuk kış günü kokusu olduğunun ipucunu veriyor. Kasvetli baharatlara eklenen enfes kahve, kakao ve vanilya, onu koklamaktan bıkmayacağınız hale getiriyor. Son zamanlarda kullandığım en güzel By Kilian parfümü olarak hafızamdaki yerini alıyor. Love'da (Don't Be Shy) yaşadığım büyük hayal kırıklığını, Intoxicated kısa sürede silmeyi başarıyor. Evet gayet hoş bir parfüm olduğunu söylemem gerekiyor. Ya da benim sevdiğim tarza yakın olduğu için bu kadar beğendim, bilemiyorum.


Şimdi geleyim önemli detaya. Intoxicated, birçok kullanıcı tarafından Thierry Mugler'in ünlü parfümü A Men'e benzetilmiş. Bu konuda kesinlikle haklılar. Daha ilk kullanımda özellikle orta bölümden itibaren iki parfümün büyük benzerliği dikkat çekiyor. Zamanında A Men'i kullanmış ve fazla beğenmemiştim. Onda itici bir kabalık ve şekerli yanık asfalt gibi bir hissiyata kapılmıştım. Intoxicated, rahatlıkla söylenebilir ki A Men'in çok daha kaliteli benzeri. Eğer A Men'i seviyorsanız ve daha iyi seçenekler arıyorsanız Intoxicated'a mutlaka şans verin. Tabii aradaki büyük fiyat farkını da aklınızdan çıkarmayın.

Çok büyük değişim göstermeyen, aynı karanlık yapı üzerinde devam eden, rahatsız edici yapaylığın yaşanmadığı, insanların hoşuna gidebilecek, bohem, modern ve kaliteli bir eser Intoxicated. Soğuk kış günlerinde ya da serin sonbahar döneminde içinizi ısıtacak, sıcak çikolata gibi kokmak isterseniz işinizi görecektir.

Küçük bir not daha ekleyeyim. Intoxicated, "The Fragrance Foundation" tarafından, 2015 yılında verilen "yılın en iyi bağımsız parfümü" ödülünü almış.


Parfümün tasarımını By Kilian'ın birçok işine imza atan Calice Becker yapmış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı fena değil. Kötü haber ise fark edilirliği düşük. Hem tenimde hem de kıyafet üzerinde kimi zaman bol bol sıkmama rağmen performansı ilk yarım saat dışında iyi değil.

Koku Güzelliği:10/8

27 Ekim 2015 Salı

Scentstory – 24 Platinum (2012)


Scentstory – 24 Platinum (2012)

Periyodik cetvelde PT simgesiyle gösterilen platin elementinin, parlak beyaz renkte olduğu söylenir. İlk defa Amerika kıtasında nehir kumlarının arasında bulunduğu rivayet edilir. Dış etkenlere dayanıklı yapısı sayesinde birçok alanda kullanılıyor platin. Kimya ve tıp alanlarında, otomobillerin motorlarında, cam ve porselen sektöründe hatta kuyumculuk sektöründe bile kullanılıyormuş. Daha da ilginci, az bulunması sebebiyle altından daha değerli olduğu söylenir platin elementinin.

Bu önemli maden, 2012 yılında bir parfüme ilham vermiş hatta isim babalığı bile yapmış. Ünlü 24 dizisinden esinlenilerek oluşturulan Scentstory parfüm serisinin daha önce iki kokusunu denemiş ve pek beğenmemiştim. Şimdi Scentstory'lerin üçüncü parfümü 24 Platinum'u kullanıyorum bir süredir. Yurt dışı merkezli platformlarda 24 temalı parfümler oldukça seviliyor ve ilgi görüyor. Ülkemizde henüz satılmaması sebebiyle pek tanınmıyor. 24 Gold ile birlikte markanın popüler parfümlerinden 24 Platinum, kendi sitelerinde çiçeksi oryantal olarak sınıflandırılmış. Resmi tanıtımlarında da platin elementine vurgu yapılmış. Platinin eski dönemlerde (18. yüzyılda) seçkinliğin ve zenginliğin simgesi olduğu belirtilmiş. Hatta Kral XV. Louis'in platini, sadece krallara layık bir metal ilan ettiği bile unutulmamış Scentstory tarafından.

24 Platinum'un açılışı yapay ve tuhaf şekilde gerçekleşiyor. Anlaşılması zor başlangıcında pudralı çiçekler mi var bilemiyorum ama bildiğiniz kötü kokuyor. Montale parfümlerini aklıma getiren bu acayip başlangıç pudralı ve zorlayıcı. Üst notaları sevmedim. Orta kısımda neyse ki o garip başlangıcın etkisi azalıyor. Onun yerini tozlu, pudralı gül almaya başlıyor. Oldukça tatlı pudralı güle biraz turunçgiller ve sandal ağacı eşlik ediyor. Bu haliyle orta notaları rafine ve kibar değil. Son bölüm parfümün en beğendiğim yeri oluyor. Kapanışta vanilya sazı eline alıyor. Biraz pudranın eşlik ettiği vanilya gayet güzel ve yumuşak ama üst ve orta kısma katlanabilirseniz.


24 Platinum, başlangıcıyla hafif çaplı baş ağrısı yaptı bende. O karmaşık ve kimyasal kokuya ne diyeceğimi bilemiyorum. Yukarıda dediğim gibi Montale'in o tanımlaması zor hastane-ilaç gibi kokan parfümlerini andırıyor üst notalar. Zaten açılışını Montale - Red Aoud'a benzetmişler ki kesinlikle haklılar. Red Aoud ve 24 Platinum'un başlangıçları aynı tuhaflıkta ve zorlukta. Orta bölümde daha yumuşayan ve sakinleşen 24 Platinum'da parfümün ana öğesi gül öne çıkmaya başlıyor. Buradaki gül, bildiğimiz anlamda gül sularını andırmıyor. Oldukça pudralı, kremsi, eski, tozlu ve köhne kokuyor. Şekerli orta bölümde vanilya da güle destek oluyor. Başlangıcı kadar irkilmesem de orta bölümü konforlu değil benim için. Son bölüm şahane değil ama en kabul edilebilir tarafını oluşturuyor 24 Platinum'un. Bu tür pudralı, şekerli, tozlu gül kokularını sevemiyorum. Bana hem biraz kadınsı geliyor hem de midemi kaldırıyor. 24 Platinum'da şeker oranı fazla. Tatlılık bazen bıktırıcı oluyor. Yoğun pudra kullanımı ise hiç bana göre değil.

Karşılaştırma yapmak ne kadar doğru olur bilemiyorum ama Shalimar'ın çok kötü ve fakir kopyası gibi davranmaya çalışıyor sanki. Kimi kullanıcıların onu Red Aoud'a benzetmeleri gayet yerinde. Hatta bence orta kısmın sonlarından itibaren Mancera - Roses Vanille'yi andırıyor kremsi, vanilyalı gül teması. Red Aoud ve Roses Vanille'in vasat karışımı sanki 24 Platinum. İki parfümü de pek sevemediğimi göz önüne alırsam 24 Platinum'un da pek şansı yok bana göre.

Kimileri öd kullanımından bahsetmiş. Evet olabilir. Belki de gülün bu tür verilişi, insanlarda öd çağrışımı yapmış olabilir. Bence onu öd parfümü olarak sınıflandırmak doğru olmayabilir. Eğer öd varsa da hiç sevemediğimi belirtmeliyim.


Kalite hissiyatı vermeyen, yapaylık sınırında dolaşan, herkesin sevemeyeceği, genç arkadaşlara uymayacak bir parfüm olarak hafızamdaki yerini alıyor 24 Platinum. Uniseks olarak piyasaya sürülmüş. Kadın kullanımına bir parça daha yakın. Sonbahar hatta kış kullanımı için uygun.

EDT konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı ve fark edilirliği bende fazla olmadı.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5

24 Ekim 2015 Cumartesi

Montale – Dark Aoud (2011)


Montale – Dark Aoud (2011)

Her türlü öd parfümüne her türlü ismi verebilen Montale’in çalışma şeklini ilginç bulurum. Öd ağacını farklı notalarla birleştirip farklı kombinasyonlara ulaşmaya çalışıyor belki de Pierre Montale. Parfümlerinin kalitelerine çok önem vermiyor gibi görülüyor dışarıdan. Amaç olabildiğince çok koku piyasaya sürüp, pastadan pay almak mı acaba? Fakat niş parfüm sektöründe işler bu kadar kolay mı?

Kendisini niş parfüm kulvarında gördüğünü zannettiğim Montale’in çoğu parfümündeki özensizlik ve aceleye getirilmişlik hissiyatı, onların oluşturmaya çalıştığı tipolojiye uygun olabilir. Şimdiye kadar denediğim/kullandığım on dört Montale parfümünün bende derin etkiler yaratmadığını söyleyebilirim. Dark Aoud’u da kullanım döneminde büyük beklentilere kapılmadım. Onun içindir ki sonuç şaşırtıcı olmadı.

2011 yılı çıkışlı olduğunu sandığımız Dark Aoud, yurt dışı merkezli platformlarda hakkında epey şey söylenen arkadaşlardan birisi. Kendi sitelerinde “Around The Aoud” serisine ait olarak gösterilmiş. Karanlık ve yoğun öd temasının bir çeşidi olduğu belirtilmiş Dark Aoud’un. Ayrıca içeriğindeki ihtişamlı sandal ağacının, Asya ormanlarının derinliklerinden geldiği söylenmiş ki, Dark Aoud’un sandal ağacını merkeze aldığı resmi olarak açıklanmış.


Dark Aoud’un başlangıcı ağır, garip, rahatsız edici ve irkiltici deri ile gerçekleşiyor. Karanlık sayılabilecek üst notalar ayakkabı boyalarını ya da yeni deri çantaları hatırlatıyor. Kabullenilmesi zor deriye, nane, hastane gibi kokan öd ve yumuşak sayılabilecek sandal ağacı eşlik ediyor orta kısma doğru. Başlangıçtaki sertliğe nazaran daha yumuşak orta bölüm benim için hala konforlu değil. Neyse ki son bölüm güzel. Kapanışta deri yok, sandal ağacı yok, öd yok. Alt notalarda hoş bir tütsü ortaya çıkıyor. Azıcık da vetiver var. Hatta kuru baharatlar bile olabilir. Son bölüm yapaylıktan uzak, sakin ve başlangıcı kadar karanlık değil.

Dark Aoud, üst ve orta kısımda rahatsız edici olabilmeyi başarıyor. Sonlardaysa hiçbir şey olmamış gibi güzel yüzünü size gösteriyor. Başlangıçta acı çektiriyor, kapanıştaysa bütün günahlarını unutturmaya çalışan bir günahkar rolünü oynuyor belki de. O, şeytani bir patavatsızlıkla, cüretkarlıkla başlıyor, dervişvari sakinlikle son buluyor.

Kimileri onun için kötü çocuk karakterli diyor ki haklılar. Hayvansallığı andıran deriye meylettiğini düşünüyorum Dark Aoud’un. Kimseyi kaale almayan serseri gibi davranıyor. Deri-öd ikilisi kirli verilmiş. Bazı yorumcular onda kullanılan ödün hastane-ilaç gibi koktuğunu vurgulamış. Haksız sayılmazlar. Zaten Montale’in bu tür öd kullanımına sıkça rastlıyoruz. Onun için sürpriz olmadı benim için fakat alışık olmayanlara küçük çaplı şok yaşatabilir. Sandal ağacı ise arayı bulmaya çalışan uyumlu anne figürü gibi. Sonlardaki tütsü ise yapaylık barındırmıyor ve bana göre parfümün en güzel kısmını oluşturuyor.


Demem o ki, zor bir parfüm Dark Aoud. Sevmesi zor, kullanması zor, etraftaki insanların beğenmesi zor, övgüler almanız zor. Uç bir deneme. Tuhaf bir yapaylık vaat ediyor. Aynı zamanda kaba ve erkeksi. Kimi yerlerde uniseks olarak sunulduğunu gördüğümde hafiften gülümsedim. Kadın kullanımı için uygun görünmüyor.

Bu tür kokulara çok ilgim olmadığı için, onu kullanmaktan zevk aldığımı söyleyemem. Eğer bu tür sert ve zorlayıcı kokuları seviyorsanız denemenizde fayda var. Onun dışında denemeseniz büyük kaybınız olmayacaktır, merak etmeyesiniz.

EDP formunda Dark Aoud. Kalıcılığı iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek fakat kısa süre sonra tene yakın kalmaya başlıyor. Sonbahar hatta kış mevsiminde kullanılmalı. Yaş isteyen yapısının olduğunu söylemem gerekiyor. Genç delikanlı kokusu değil. Aman dikkat.

Koku Güzelliği:10/6