14 Temmuz 2015 Salı
Kazanma Zamanı (Çekiliş sona erdi, kazanan açıklandı)
Değerli arkadaşlar,
Uzun zamandır sitemin okuyucularına, hediye anlamında paylaşımda bulunmadığımı fark ettim. Onun için elimde bulunan bir şişe Bentley - Infinite parfümünü (100 ml.) çekiliş ile bir arkadaşımıza hediye edeceğim.
Yapmanız gereken tek şey bu başlığın altına çekilişe katılmak istediğinizi belirten bir mesaj ve e-mail adresinizi yazmanız. E-mail adresinizi mutlaka yazın çünkü size mail yoluyla ulaşacağım. Eğer çekilişte kazanan kişiye mail ile ulaşamazsam, bir başka arkadaşımıza şans doğmuş olacak. Onun için mutlaka sürekli kullandığınız mail adresinizi yazınız.
Çekilişe katılmak için tek şartım beni blogger hesabımdan takip etmeniz. Takip etmeyenler çekilişte kazansalar dahi hediyeyi alamayacaklar.
16 Temmuz 2015, Perşembe günü öğlen 12.00 saatine kadar mesaj yazabilirsiniz. Lütfen herkes sadece 1 adet mesaj yazsın. Çoklu mesaj atanlar çekilişten yararlanamayacak.
Herkese bol şanslar:)
Parfüm Merakı çekilişi sona erdi. Lütfen artık mesaj göndermeyiniz. Kazanan arkadaşımız:
Volkan Demiray: azra_yener@hotmail.com
Volkan Demiray'a ulaşamazsam yedek talihli:
Oğuz Aker: oguazker1@gmail.com
Volkan Demiray'a e posta yoluyla ulaşıp, kargo bilgilerini alacağım ve Bentley Infinite'i en kısa süre içinde adresine göndereceğim. Umarım şansınız hep böyle olur hayatınız boyunca Volkan bey.
Katılan herkese teşekkür ederim.
9 Temmuz 2015 Perşembe
Acqua di Parma – Colonia Assoluta (2003)
Acqua di Parma –
Colonia Assoluta (2003)
Parfümler
tarihinin muhtemelen en nadide parçalarındandır Acqua di Parma'nın Colonia'sı.
1916 yılında ilk formülü piyasaya sürülen bu geleneksel İtalyan Eau de Colonia’sı,
peşinden gelen parfümlere on yıllardır öncülük etmeye devam ediyor. 20.
yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan Acqua di Parma'nın şık Akdenizli kolonyaları,
21. yüzyılda da üretilmeye devam ediyor, üstelik aileye yeni üyeler katılıyor.
İtalya
merkezli niş parfüm evi Acqua di Parma'nın ünlü parfümü Colonia'ya yaklaşık
doksan beş yıl sonra yeni kardeşler geldi. Colonia ile aynı şişe tasarımına
sahip yeni nesil Acqua di Parmalar, 2015 yılında bile yeni üyelere kavuşuyor.
Bugün biz 2003 yılına göz atacağız. Yani Acqua di Parma'nın Colonia
Assoluta'sına.
Colonia
ailesi Assoluta, Intensa, Essenza ile genişlemeye devam ediyor. Assoluta ile
ilgili okuduğum övgü dolu yorumlardan sonra kendisiyle tanışmak için sabırsızlanıyordum.
Colonia Assoluta, kendi sitelerinde "Klasik Colonia yapısının yeniden
canlandırılmış hali" olarak tasvir edilmiş. Ayrıca "modern notalarla sofistike
nüansların sıra dışı birleşimi" olarak tanıtılmış. "Eklektik,
yaratıcı ve meraklı insanlar" için tasarlandığı vurgulanmış. "Colonia
Assoluta'nın benzersiz tarzı, modernliğin özgün ifadesidir" denmiş.
Colonia
Assoluta'nın açılışında eski tarz kolonya ruhuna uygun olarak tozlu bergamot,
nostaljik portakal, aromatik otlar ve biraz da limon karşıma çıkıyor.
Başlangıcı çok şık, olgun, ferah ve klasik. Üst notalarını sevdim. Orta kısma
geçildiğinde bariz değişim göze çarpıyor. Turunçgiller az da olsa etkisini
sürdürürken sabunsu ferah baharatlar ve nötr çiçekler başrole geçiyor.
Baharatlar gayet ferah, yumuşak ve sakin. Bu kısımda turunçgiller buruk ve
hüzünlü hale dönüşüyor. Çiçekler ise kadınsı değil. İtiraf etmeliyim ki
başlangıcı kadar ilgimi çekmedi orta kısım. Alt notalar, orta bölümün
paralelinde ilerliyor. Sabunsu baharatlar hala etkili. Misk daha görünür oluyor
sonlarda. Yumuşak ve ferah odunsu notalar, çok farklı değil. Kapanışı "eh
işte".
Kabul
ediyorum, Colonia Assoluta'nın sırtındaki yük çok fazla. Colonia gibi önemli
klasiğin devam parfümü olarak 2000'li yılların başlarında piyasaya sürüldü. İlk
bakışta hepimiz Colonia ile kıyaslayabiliriz onu. Bence büyük abisi Colonia ile
farklı yolda ilerliyorlar. Colonia Assoluta'da dikkatimi çeken üç şey oldu
Colonia'ya göre. Birincisi sabunsuluğun fazlalığı, ikincisi turunçgil
kullanımının buruk/acı olması ve üçüncüsü sedir ağacının yadsınamaz etkisi.
Evet
şuna eminim ki Colonia Assoluta, gelecek sene yüz yaşına basacak Colonia'nın
modern versiyonu gibi davranıyor. Başlangıçtaki eski-tozlu bergamot, Colonia’nın
köklü geleneğine saygı duruşunda bulunuyor adeta. Orta kısımdaysa daha günümüze
yakın ferah, sabunsu hale geliyor. Bir taraftan da geri plandaki o hüzünlü acı portakal
aroması, parfümü eski hatırlara doğru çağırıyor. Hem basit hem de derin yapısı
var.
Sihirli
soruyu sorayım: Colonia Assoluta'yı sevdim mi? Pek değil. Başlangıcındaki tam
sevdiğim gibi verilen turunçgiller umudumu arttırmışken, orta kısımdaki sabunsu
yapı ufak çaplı hayal kırıklığına uğratıyor. Tabii burada Prada Amber Pour Homme'daki
kadar göze sokulan sabunsuluk yok. Turunçgiller ve çiçeklerle dengelenmiş sabunsu
yapı, parfümden soğumama yetti.
Şu
da var ki eğer bu tarz kokuları seviyorsanız, nefis bir alternatif var artık
elinizde. Doğal, ferah, abartısız yapısı kesinlikle rafine ve lüks. Fakat bir
şeyler var ki bu parfümü sevmeme engel oluyor. Tam karar veremiyorum. Siz yine
de beni pek dikkate almayın ve deneyin Colonia Assoluta'yı. Belki de tam
aradığınız ve hayatınızın kokusudur. Fakat benim için uzun süreli kullanımda
kolayca sıkılacağım bir arkadaş olarak yerini alıyor.
Colonia
Assoluta'nın kokusunun tasarımını Bertrand Duchaufour ve Jean-Claude Ellena'nın
beraber yaptıklarını gördüğümde şaşkınlığım daha da arttı. Dünya parfüm endüstrisinin
bu iki önemli ismini kolay kolay bir arada, aynı parfümde göremeyiz. İşte size
Colonia Assoluta'yı denemek için çok sağlam bir sebep daha.
Colonia
Assoluta, serinin diğer parfümleri gibi uniseks olarak geçiyor her yerde. Bence
erkek kullanımına daha yakın. Tam ilkbahar hatta sıcak yaz günleri kokusu. EDC
(Eau de Cologne) konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı bir EDC'ye göre yeterli.
Fark edilirliği en büyük sorun olarak görülüyor. Kimi zaman bol bol sıkmama rağmen
ilk on beş dakika dışında tene yakın duruyor. Son notalardaysa iyice
silikleşiyor. Eğer parfümlerden beklentiniz etrafa çokça yayılan bir karakterse
sizin için uygun olmayacaktır. Başka seçeneklere yönelmenizi öneririm. Otuz
hatta otuz beş yaşın üzerindeki arkadaşlara öneririm. Genç delikanlı kokusu
değil.
Luca
Turin'in kitabında rafine kolonya olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört
puan verilerek oldukça beğenilmiş.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
6 Temmuz 2015 Pazartesi
Bentley – Infinite (2015)
Bentley –
Infinite (2015)
Hedef
gurubunu görünümüne önem veren, iyi iş ve eğitime sahip, kendine güvenen,
dinamik erkekler olarak belirlemiş Bentley. Tüketici profili anlamında lüks ve statüye
meraklı, saygınlık, yüksek kalite, performans ve özgünlüğe vurgu yapılıyor.
Parfümlerini de benzer kıstaslara göre tüketicilerin beğenisine sunuyorlar.
Mükemmele
yakın tasarımı ve nefes kesici performansıyla Bentley otomobilleri, iddiasını
parfüm alanında da kanıtlayacak anlaşılan. Ultra lüks araba markası Bentley, parfüm
koleksiyonunu genişletmeye devam ediyor. Bentley'in daha önce üç parfümünü
kullanmış ve For Men Intense ile Azure'yi sevmiştim. 2015 yılının beklenen çıkışlarından
birisiydi Bentley'in Infinite isimli parfümleri. 2015 yılının bahar aylarında
İnfinite ve Infinite Intense'in dünya sunumları yapıldı. Bir süredir ara ara kullandığım
Infinite'i artık yazma zamanım gelmişti.
Kaynaklarda
erkek parfümü olarak geçiyor Infinite. Parfümün tanıtımında Infinite serisinin
"dinamizm ve heyecana atıfta bulunarak incelikle tasarlanmış lüks bir
dünya" sunduğundan bahsedilmiş. Infinite'in kısa öyküsü şöyle:
"Gezgin,
dünyanın en uzak ve saklı cennetlerini keşfetmek için uzun bir yolculuğa çıkar.
Oluşan bu nadide güzellik ve özgürlük atmosferinin keyfine varmak için aracından
iner. İstediklerini gerçekleştiren ve sınırları ortadan kaldırma deneyiminden
haz alan ve hep ileriye giden erkekler içindir Infinite. Şişe tasarımı, cam ve
metal arasındaki mükemmel uyumlu çizgilere sahip saf Bentley DNA'sından ve
eşsiz tarzını yansıtmak için köşelerden başlayıp ovalleşen geçiş şekillerinden
oluşmaktadır."
Odunsu
aromatik tarzında olduğunu öğrendiğim Infinite'in açılışı ferah öğelerle
gerçekleşiyor. Bergamot, azıcık limon ve ferah baharatlar ilk saniyelerde size
merhaba diyor. Baharatların biber ve tarçın olduğunu sanıyorum. Tabii
baharatların kavun benzeri meyvemsilikle birleştiğini söylemeliyim. Erkeksi üst
notalar aromatik ve karakterli. Orta kısımda o farklı meyveli kısmın geri
çekildiğini ve yine erkeksi lavantanın egemen olmaya başladığını görüyorum.
Ferah lavantaya başlangıçtaki ferah baharatlar ve menekşe eşlik ediyor. Orta
bölümde parfümün yeşil tarafı ağır basıyor. Son kısım klasik odunsu kapanışla
gerçekleşiyor. Islak odunsu yapıya amber ve azıcık da vetiver katılıyor.
Kapanışta koku zayıf bir iz olarak teninizde kalıyor.
Infinite'in,
başlangıcındaki baharatlarını görüp de meraklanmayın çünkü üst notalar gayet
ferah. Turunçgiller ve kavunumsu yapı gayet erkeksi. Orta kısımdan itibaren ferah,
yeşil fujer yanını bize gösteriyor. Son kısımdaysa sedir ağacı destekli odunsu
notalar etkili. Amber hafiften yapaylık sınırında. Metalik sayılabilecek
vetiver fena değil. Parfümün genel tarzını aromatik odunsu baharatlı olarak
söyleyebilirim.
Infinite'i
her kullandığımda ıslak odunsu yapının parfümün önemli oyuncusu olduğunu
düşündüm. Orta kısımdan itibaren parfümün üstünde dolaşan bu odunsu koku muhtemelen
sedir ağacından geliyor. Neyse ki günümüzün yeni nesil örneklerindeki gibi
fazlaca şekerli ve plastiğimsi verilmemiş sedir ağacı. Baharatlarla uyumu başarılı.
Infinite'deki
lavantayı ve genel yapıyı biraz Cool Water'a benzettim. Tabii Infinite'in daha
baharatlı, menekşeli ve odunsu olduğunu belirtmem gerekiyor. Cool Water'ın o
ilginç ozonik yeşil lavantalı karakteri, Infinite'te biraz daha
zenginleştirilmiş sanki. Tatlılık fazlaca kullanılmamış. Modern sucul
parfümlerden farklı bir yol izlenmiş Infinite'te. İyiki de öyle yapılmış. Çünkü
birbirinin aynısı parfümlerden artık sıkılmaya başladık. Infinite, bu anlamda
kolay yolu kullanmamış ve daha farklı koku yolu çizmeye çalışmış kendisine.
Aslına
bakılırsa basit kompozisyona sahip Infinite. Çok derin ya da katmanlı değil.
İlkbahar-yaz aylarında kullanılabilecek ferah ve erkeksi yeşil bir parfüm
arıyorsanız, Infinite'i listenize ekleyebilirsiniz. Türkiye'de internet
üzerinden de satışı başladı Infinite'lerin.
Infinite'in
koku tasarımını Nathalie Lorson yapmış. Lorson, geçtiğimiz yıllarda Bentley For
Men ve For Men Intense'in tasarımına da imza atmıştı. EDT konsantrasyonuna
sahip. Kalıcılığı ve fark edilirliği ortalamanın biraz altında kalıyor. Soğuk
kış günleri dışında her zaman kullanılabilir.
2 Temmuz 2015 Perşembe
Hermes – Un Jardin Sur Le Nil (2005)
Hermes – Un
Jardin Sur Le Nil (2005)
Bu
hikaye, Hermes'in o zamanki başkanı Jean Louis Dumas'ın kafasındaki stratejiyi
hayata geçirmek istemesiyle başlar. 2000'li yılların başlarında her alanda
rekabet ettiği en güçlü rakibi Chanel'in gerisinde kaldıklarını görür bay
Dumas. Hermes'in Chanel karşısında gerilemesini önlemek en büyük arzusudur.
Chanel, özellikle No.5'in itici gücüyle, büyük gelir sağlıyordu parfümlerinden.
Hermes ise önemli klasikleri olmasına rağmen, Chanel'in ulaştığı satış
rakamlarını yakalayamıyordu. O yıllarda Hermes'in sahibi olan Hermes ailesi,
daha cesur yönetim anlayışına yönelmeye karar verdi. Chanel ve diğer iddialı
rakipleriyle mücadele edebilecek parfümler piyasaya sürmeyi artık ciddi ciddi
düşünüyorlardı.
İlk
iş olarak 2000'li yılların başında ünlü parfümör Jean Claude Ellena'yı,
Hermes'in kadrolu baş parfümörü olarak atadılar. İkinci iş olarak rakiplerle
mücadele edebilecek ve ses getirecek parfümler meydana getirmek için yola
koyuldular. Bu bağlamda Hermes'in ünlü "Jardin" serisi hayata
geçirildi. İlk Jardin parfümü Un Jardin En Mediterranee olarak kayıtlara geçti.
Beklenen ilgiyi görmediği söylenebilir bu parfümün. Çok geçmeden Jardin
serisine ikinci üyeyi kazandırmak için çalışmalara başladılar.
Hermes'in
parfüm birimi yöneticileri Jardin serisinin ikinci üyesinin Nil nehrinden
esinlenmesini istediler. Çünkü o yıl Hermes markasının ana teması nehirlerdi.
Önce Amazon nehrini düşündüler. En son Nil nehrinde karar kıldılar. Böylece
parfümün ismi ve konsepti aşağı yukarı belirlenmişti. Bundan sonrası ilginç bir
Mısır seyahatiydi.
Hermes
parfüm bölümü yöneticileri Veronique Gautier ve Helene Dubrule, bir gün
Ellena'ya sürpriz haberi verdiler: "Mısır'a gidiyoruz ve siz de bizimle
geliyorsunuz!" Jean Claude Ellena bu durumdan şöyle yakınmıştı o zaman:
"Ne zaman yeni bir parfüm tasarlamak için çalışmaya karar versem, nereden
başlayacağımı asla bilmem. Onların bana 'Bizimle birlikte Nil'e geliyorsun'
dediklerinde acı duydum. Çünkü benim evrenimi sınırlandırabilirlerdi."
Mısır'a
vardıklarında, Jean Claude Ellena ağır tütsü, yasemin ve dumansı odunsu kokular
ile karşılaşacağını düşünürken oldukça şaşırır. Çünkü Mısır hiç de beklediği
gibi kokmaz. Mısır'ın farklı yerlerini dolaşırlar. Amaçları "Nil nehrini
çağrıştıran bir koku" bulmaktır. Bunun için Nil nehrinin kıyısında
gezinirler. Mısır'ın güneyinde bulunan ve hemen Nil'in kıyısındaki Asvan
kentini dolaşırlar. Fakat Asvan şehrinde dolaşırken Ellena'nın burnuna çöl
kokusundan başka bir şey gelmez. Ellena şaşkın ve gergindir.
Ertesi
sabah Kitchener adasına giderler. Orada birkaç çiçek kokusuyla karşılaşır
Ellena. Tropikal meyveler ve muz kokusu da algılar ama aradığı bu değildir.
Ellena, Gautier ve Dubrule hayal kırıklığına uğrar ama vazgeçmezler. Ertesi gün
bir bota binip, Nil nehrinin kıyısında dolaşırlar. Nehir gezintisine bir yerde
ara vermek isterler ve Nubian isimli köye uğrarlar. Yürüyüş sırasında etraftaki
ağaçlarda asılı gibi duran dolgun yeşil mangoları görürler. Mangonun o egzotik
kokusunu üçü de bol bol içlerine çeker ve Ellena'nın zihninde yeni parfümünün
ilham kaynağı belirivermiştir: Mango.
Un
Jardin Sur Le Nil ismini alacak parfümün doğumu böyle bir süreç sayesinde
gerçekleşir. Hermes'in "Jardin" serisine ait bu eser, çoğu parfüm
sever tarafından en çok övgüye mazhar olan Jardin parfümü olarak dikkat
çekiyor. İsminin ve bizzat kokusunun Nil nehrinden ilhamını alması, onun
egzotik tarafını öne çıkarıyor. Benim de yıllar önce kullandığım ve çok
sevdiğim Un Jardin Sur Le Nil'i yeniden ve arkasındaki hikayeyi de detaylı olarak
anlatmak istedim.
Un
Jardin Sur Le Nil'in açılışı ekşi, tuzlu, canlı ve doğal greyfurtla
gerçekleşiyor. Hafiften de limon var sanki. Fakat greyfurt çok daha baskın.
Başlangıçtaki lezzetli meyvemsilik olabilecek en güzel haliyle verilmiş. Harika
bir açılışı var. Orta kısımda mango devreye giriyor. Başlangıçtaki meyvemsi
yapı orta bölümde de devam ediyor. Bu sefer portakal-greyfurttan ziyade leziz
tropikal meyveler başrole geçiyor. Mangoya orta bölümde kadınsı sayılamayacak
çiçekler eşlik ediyor. Sarmaşık ya da lotus çiçeği olduğu vurgulanan çiçeklerle
meyvelerin uyumu görülmeye değer. Orta bölüm şahane. Geleyim son kısma. Alt
notalarda meyvelerin yerini yumuşacık misk, ferah odunsular, Ellena'ya özgü
dünyasal mineral yapı alıyor. Son kısım üst ve orta notalar kadar gösterişli ve
canlı olmasa da yine de kötü demek insafsızlık olur.
Un
Jardin Sur Le Nil, yeşil, ferah meyve-çiçek kombinasyonuna sahip. Başlangıçtan
itibaren kendisini hissettiren tatlılık, neyse ki aşırı değil. Yine de epey
tatlı kokusu olduğunu söyleyebilirim. Başlangıçtaki çok ferah ve temiz yapı,
orta kısımda da devam ediyor. Evet o her şeyiyle ilkbahar-yaz kokusu. Canlı,
neşeli, masum, naif, pozitif enerji kaynağı adeta. Onu kullanıp da mutsuz
olacak kişi azdır. Etraftan güzel övgüler alacağınızı tahmin ediyorum onu
kullandığınızda.
Başlangıçtaki
ferah, yeşil, taze meyvelerin tuzluluk barındırdığını düşünüyorum. Yosun kokan
akutikler gelmesin aklınıza. Buradaki tuzluluk mis gibi ferah meyvenin doğal
aroması gibi. İnsanı şaşırtacak denli gerçekçi verilen notalarda yapaylığa
rastlanmıyor. Meyvelerle çiçeklerin uyumu muazzam. Onun kötü ya da başarısız
tarafını yazayım diye düşünüyorum ama aklıma hiç bir şey gelmiyor. Belki son
kısmın biraz ortalama olduğu söylenebilir.
Karşımda
muhtemelen şimdiye kadar yapılmış en iyi modern meyveli-çiçeksi kombinasyon
var. Bir gün karşıma çok daha iyisi çıkar mı bilinmez, ama daha iyisi yapılana
kadar benim için en iyi ferah yazlıklardan birisi Un Jardin Sur Le Nil. Sıcak
günlerde güneş teninize vurduğunda daha bir tuzlu tuzlu kokuyor ki, onu
sevmemek gerçekten zor. Bilemiyorum belki de ben bu tür yeşil, ferah ve
lezzetli kokuları sevdiğim için böylesine ilgimi çekti. Eğer bu tarz parfümleri
sevmiyorsanız benim hissettiklerimi yaşayamayabilirsiniz.
Kimi
kaynaklarda kadın parfümü olarak sınıflandırılıyor. Hatta bazı mağazalarda
kadın bölümünde satılıyor. Siz hiç aldırmayın. Un Jardin Sur Le Nil, kesinlikle
uniseks bir parfüm. Erkekler rahatlıkla kullanabilir ve onun tadını
çıkarabilir. Zaten Hermes'in Jardin serisinin tamamı uniseks olarak sunuluyor.
EDT
konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı yeterli. Fark edilirliği ortalama. Böylesi
ferah bir parfümden performans anlamında harikalar beklemek yerinde
olmayabilir. O, kendisine verilen görevi zaten başarıyla yerine getiriyor. Yaş
olarak bence kırk ve altındaki herkese uyacaktır. Üst yaş gurupları için biraz
"genç işi" kaçabilir.
Parfüm
eleştirmeni Luca Turin'in kitabında odunsu ferah olarak sınıflandırılmış ve beş
üzerinden üç puan almış.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/8.5
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)