22 Ağustos 2014 Cuma

Hermes – Terre d’Hermes Eau Tres Fraiche (2014)




Hermes – Terre d’Hermes Eau Tres Fraiche (2014)

Hermes'in 2000'li yılların ortalarında piyasaya sürdüğü ve şimdiden kült parfümlerden olan Terre d'Hermes, yeni parfümlere ve fikirlere ilham olacakmış gibi görünüyor. Şimdiden bazı niş markalar ve ana akım üreticiler ona benzer formüller geliştirip şanslarını deniyorlar. Tabii "aslı varken benzerini kim alır" dediğinizi duyar gibiyim. Yine de bu kadar şöhretli bir parfümün benzerlerinin ortaya çıkması şaşırtıcı olmamalı. Sonuçta başarı göz kamaştırıcıdır ve hiç kimse onun cazibesinden mahrum kalmak istemez.

Ortalama bir ana akım üretici, Terre d'Hermes kadar başarılı bir parfüme sahip olsaydı muhtemelen aradan geçen sekiz yılın ardından bir çok farklı versiyonunu çıkarır ve bu güçlü markalaşmış kokuya yatırım yapardı. Fakat Hermes, olaya biraz farklı yaklaşıyor anladığım kadarıyla. Temsil ettiği lüks-üstü marka imajını bozmaktan hoşlanmıyor. Snop davranıyor, ortalığı onlarca versiyona boğmak istemiyor. Seçici davranma anlamında ise kesinlikle doğru yapıyor.

İlk Terre d'Hermes piyasaya çıkalı sekiz oldu ve Hermes, aynı isimli sadece iki versiyon çıkardı. İlki 2009 yılı EDP versiyonu Terre d'Hermes Parfum idi. İkincisi ise 2014 çıkışlı Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche. İsminin verdiği ilk izlenim olarak ferah bir kokuyla karşılaşacağımı düşünüyordum. Tahminim doğru çıktı.


Henüz çok yeni bir parfüm Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche. Bazı büyük zincir mağazalarda satışının başladığını gördüm. Demek ki ülkemizde resmi olarak dağıtımına başlanmış. Parfümün tanıtım cümleleri şöyle:

"Dünyanın ötesinde, derininde ne var? Su ve yaşam. Taptaze bir kreasyona olanak sağlayan elementlerin yeni bir birleşimi. Su, dünyanın merkezinden yeryüzüne ulaşır, yeryüzünün susuzluğunu giderir ve onu bereketli hale getirir. Suda bulunan aldehit içerikleri, buza, buzullara, soğuğa ve kusursuz doğanın bir parçasına dönüşür. Acı portakalın ve köklü ağaçların sıcak gücüyle karışan yeni bir ferahlık. Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche, 'i' harfinin üzerindeki noktadır. Bu harfin çizgisi dünyadaki insanı, noktası ise onun ruhunu temsil eder. Bu ikisi birbirinden asla ayrılamazlar. Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche, toprak ve suyun eşsiz uyumu."

Parfümün yukarıdaki tanıtımı aslında kokusu hakkında önemli ipuçları veriyor. Fakat Parfüm Merakı hiçbir zaman tanıtım cümlelerine takılıp kalmaz bizatihi kokuyu kullanır ve öyle söyleyeceklerini söyler. Anlaşılacağı üzere bugün günlerden Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche günü.


Fragrantica'da odunsu aromatik olarak sınıflandırılmış Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche. Üzerime sıktığımda beni çok ferah bir aroma karşılıyor. Harika bir limon bütün doğallığı ile mutlu olmamı sağlıyor. Parlak, canlı, modern limon nefis. Başlangıcı harika diyebilirim. Orta bölüme geçildiğinde limon daha az etkili. Turunçgiller devreye girmeye başlıyor. Ben portakal baskınlığı beklerken bergamot ön planda. Biraz buruk portakal da eşlik ediyor bergamota. Gerilerde ferah ve hafif kullanılmış baharatlar var. Kakule ve karabiber olabilir. Baharatlar başat aktör değil. Hakimiyet buruk portakal kabuğu-bergamot ikilisinde. Başlangıcı kadar hayran kalamadım orta bölüme. Yine de doğal ve kaliteli. Son kısımda küçük bir değişiklik yaşanıyor. Sedir ağacı daha etkili. Yani orta bölümdeki baharatların yerini alt notalarda odunsuluk alıyor. Tabii sedir ağacına ferah turunçgillerde eşlik ediyor. Kapanış bu şekilde gerçekleşiyor.

Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche, çok çok ferah bir parfüm. Hafif, canlı, pozitif, rahatlatıcı yapıda. Kokusu limon-turunçgiller ve odunsu notalar üzerine kurulmuş. Aynen abisi gibi basit ve sade. Çok karmaşık karakter beklemeyin ondan.

Başlangıçtaki limon sevilmeyecek gibi değil. Genel olarak böylesi güzel limonlu açılışları seviyorum. Burada da limon nefis vurgulanmış. Yüzünüze bu sıcaklarda vuran doğal limon kokusu, olabilecek en iyi kullanımlardan birine sahip. Gayet modern ve kolonyamsı his vermiyor. Sanırım parfümün en sevdiğim yeri üst notaları oldu. Orta bölümde bergamot ve portakal kabuğu benzeri burukluk biraz yavan kalmış. Parfümün ismindeki ve konseptindeki su teması burada verilmeye çalışılmış gibi. Fakat bence pek iyi sonuç vermemiş. Hafiften Calone algılıyorum "derin-orta notalardan". Son kısımda çok güzel bir odunsuluk ve turunçgil işbirliği var.


Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche, yüksek kaliteli, pürüzsüz, basit, ferahlatıcı ve çok hafif. Terre d'Hermes'in o güçlü kuvvetli yapısı küçük kardeşinde yok. Daha çok abisinin ferah kardeşi olarak düşünülebilir. Eğer Terre d'Hermes'in keskinliği ve topraksılığı size ilginç gelmiyorsa bir de bu arkadaşı deneyin. Belki beğenirsiniz.

Geleyim asıl konuya. İsmindeki Terre d'Hermes vurgusu hatta şişelerinin bile aynı tasarımda olması onların kokularının benzer olduğunu düşündürtüyor. Aslında böyle olması pek de şaşırtmamalı hiç kimseyi. Evet Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche, abisine benziyor. Ama bence başlangıçta ve orta bölümde değil. Sadece sonlarında. Yani üst ve orta notalar daha farklı bence. Terre d'Hermes'in o vetiverli topraksılığı burada neredeyse yok. Fakat ara ara sanki burnunuza o rayiha geliyor. Yani abisinin genlerinden bir kısmını taşıdığı söylenebilir. Sonuç olarak ikisi de turunçgil merkezli ve benzer yanları var. Fakat birebir benzerlik olduğunu söylemek abartılı olabilir.

İyi de Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche neden tercih edilmeli? Sonuçta Terre d'Hermes'in başarısı ve kalitesi ortada. Neden onun daha ferahlatılmış versiyonunu kullanmak isteyelim ki? Burada asıl etken Terre d'Hermes'in kendisi. Alışılmışın dışında bir tasarım diline sahip Terre d'Hermes, herkes için çok sevilesi ve kullanışlı bir seçenek olmayabilir. Özellikle kimi kullanıcılara "zor" gelebilecek tozlu vetiver ve Iso E Super kullanımı köşeli bir karakterin mesajını veriyor. Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche hamlesi ile Terre d'Hermes'in daha yumuşatılmış ve ferahlaştırılmış hali ortaya çıkarılmış. Buradan, Terre d'Hermes'i kendisine yakın bulamayan kullanıcılar hedeflenmiş olabilir. Artı olarak Terre d'Hermes'i çok seven büyük bir kullanıcı grubun da, onu merak edip alacaklarını düşünürsek, ayrıca piyasada yüksek kaliteli ve ulaşılabilir yazlık parfüm seçeneğinin az olduğunu hesaba katarsak, Hermes'in bu hamlesinin doğru olabileceği anlaşılıyor. Tabii bu parfümün başarılı olup olmayacağına yine son tahlilde koku severlerin karar vereceğini söylemek yanlış olmaz. Bekleyip göreceğiz.


Bu haliyle Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche, çarpıcı ve yenilikçi bir parfüm değil. Hatta orta kısmı fazla basit ve buruk buldum. Farkedilirliği 15-20 dakika sonra ciddi anlamda düşüyor. Kalıcılığı da harika değil. E o kadar kusur kadı kızında da olur.

Eğer çok sıcak yaz günleri için fazlasıyla ferah ve bol bol sıktığınızda boğucu olmayacak bir turunçgil parfümü arıyorsanız ve ortalama-üstü kalitesini de hesaba katarsanız denemeniz gereken seçeneklerden birisi karşınızda duruyor. Parfümün konseptindeki su temasına ise güçlü şekilde rastlamadım. Yani onun için akuatik demek isabetli olmayacaktır.

Yine bir gözlemimi aktarayım. Deneme sürecinde hiç acımadan kullandım Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche’i. Kimi zaman günde iki defa 7-8 fıs uyguladım. Hem ten üzerine hem de kıyafette kullandım. Ten üzerinde buruk ve biraz yavan koktuğuna şahit oldum. Kıyafetlerin üzerinde kullandığımda ise daha canlı ve güzel bir kokuyla karşılaştım. Kıyafet üzerindeki alt notalarını da daha çok beğendim. Onun içindir ki genel olarak kıyafet üzerinde daha çok sevdim kokusunu. Size de tavsiye ederim.


Parfümü tahmin edebileceğiniz gibi Jean Claude Ellena tasarlamış. Onun elinin değdiği hemen anlaşılıyor kalitesinden ve koku formundan. Hermes'in kendi sitesinde erkek bölümünde görünüyor. Evet erkeksi yanı yok değil. Fakat kadınların da kullanabileceklerini düşünüyorum.18-40 yaş arası herkes rahatlıkla kullanabilir. Bu anlamda bence hafiften "genç işi" bir parfüm Terre d'Hermes Eau Tres Fraiche. EDT konsantrasyonunda olduğunu hatırlatmış olayım.

Şişesi 2006 çıkışlı Terre d'Hermes'in aynısı. Elimdeki şişesine baktığımda kenarındaki etiketi dışında Terre d'Hermes'in şişesinden ayırt etmeniz mümkün değil. Sadece kutusunun üstünde ekstradan Eau Tres Fraiche ibaresi var. Yani şişe tasarımları bile aynı abi-kardeşin.

Koku Güzelliği:10/7

17 Ağustos 2014 Pazar

Calvin Klein – Escape for Men (1993)




Calvin Klein – Escape for Men (1993)

Tamamen tesadüf eseri üç 1993 çıkışlı parfümü bir ay içinde yazmış oluyorum. İlki Rochas’ın ülkemizde fazla tanınmayan eseri Eau de Rochas Homme,  diğeri Givenchy'nin üretimi bitirilmiş klasiği Insense, sonuncusu ise bugün inceleyeceğim, en az Givenchy kadar popüler Calvin Klein'in Escape for Men'i. Tarzları, kokuları ve verdikleri mesaj bakımından birbirlerinden ayrılsalar da Escape for Men ve Insense’in akıbetleri aynı oldu. İkisinin de üretimi bitirildi.

Aslında Escape for Men başarılı bir parfümdü. İlk çıktığında oldukça popülerdi. Hatta birçok parfüm severe göre Dior'un Dune for Men'i gibi kendisine ait özel bir alıcı kitlesi bile vardı. Escape sevilen bir Calvin Klein parfümü iken muhtemelen ekonomik sebeplerle üretiminin bitirildiğini okuyoruz. Eğer Escape for Men’in müdavimiyseniz bir kaç şişe dolabınızda stoklamanızı tavsiye ederim. Çünkü ilerleyen yıllarda bulunması iyice zorlaşacak.

İlk Escape 1991 yılında kadın parfümü olarak çıkmıştı. İki yıl sonra erkek kardeş de dünyaya geldi. Escape for Men’in dünya çapında çok güçlü rakipleri olacaktı 1990’ların başında. L'Eau d'Issey Pour Homme, Platinum Egoiste, Dolce & Gabbana Pour Homme, Hugo Boss - Hugo, Blue Jeans, Safari for Men, XS, Eau de Rochas Homme gibi parfümlerle aynı jenerasyona aitti Escape for Men.


Escape for Men, Fragrantica'da aromatik yeşil olarak sınıflandırılmış. Üzerime sıktığımda beni turunçgiller karşılıyor. Greyfurt-bergamot ikilisi başlangıçta etkili. Eski tarza yakın turunçgillere aromatik otlar eşlik ediyor. Üst notalar hafiften tozlu, ferah ve gayet güzel. Orta bölüme geçildiğinde turunçgillerin yerini meyveler alıyor. Açıklanan notalarında mango ve kavun var. Bence kavundan ziyade mango etkili. Fakat çok lezzetli ve rafine değil meyveler. Gerilerden gelen metalik yapaylıkla birleşiyor ve kalite hissiyatı düşüyor orta notaların. Aromatik otların desteği azalsa da hala sürüyor. Adaçayı-lavanta ve biberiye var sanki. Fakat keskin ya da zorlayıcı değiller. Ferah sayılabilecek yapıda verilmiş. Başlangıcı kadar sevemedim orta bölümü. Sonları orta kısmın paralelinde ilerliyor. Alt notalarda odunsuluk daha çok hissediliyor. Vetiver (kabe samanı) ve paçuli var gibi. Biraz da metalik amber kendisini gösteriyor. Son kısım pek ilgi çekici değil benim için.

Escape for Men, başlangıcıyla güzel bir giriş yapıyor. Eski tarz bergamotsu turunçgiller, olabilecek en iyisi. Bu parfümün sevilmesinde başlangıcının payı olduğunu düşünüyorum. Orta kısımdan itibaren meyveli tarafa dönse de çok ferah olmadığını söyleyebilirim. Geri plandaki metalik yapaylık ve aromatik otlar, onu süper-ferah bir akuatik yapmıyor. Ya da mis gibi bir portakal kokusu almıyorsunuz. 1990'lı yılların başlarına gönderme var kokusunda. Fakat buradaki metalik yapaylığa niçin ihtiyaç duydular anlayamadım.

Başlangıcıyla yüzümü güldüren fakat orta kısmıyla hayal kırıklığına uğratan bir parfüm Escape for Men. Biraz Cool Water tarzı yeşil lavanta algılıyorum. Bazen metalik amber zaman zaman Iso E Super. Onun için kısaca meyveli otsu fujer diyebilirim.


Kimi yorumcular onu tropikal içkilere benzetmiş. Kullanım sürecinde hiç de tropikal meyve veya içki kokusuna rastlamadım. Evet mango var ama pek öyle tropikal his vermiyor. Eğer tropikal içki kokusundan bahsediyorsak Virgin Island Water en iyi örneklerinden birisi ve Escape for Men'i hiç andırmıyor.

Keskin ve bariz yapaylığın, orta kısmın başından itibaren havada asılı kalması ve parfümün üzerinde hayalet gibi dolaşması üzücü. Bu durum ortalama-üstü parfüm kullanıcılarını muhakkak ki rahatsız edecektir. Fakat içimden bir ses bu parfümün karşı cins tarafından çok beğenileceğini ve övgü alacağını söylüyor. Hatta kadınların bu tür metalik ve yapay turunçgil kokularını garip şekilde cazip bulduklarını düşünüyorum. Mesela Chanel - Bleu, Creed - Aventus ve söylendiğine göre Nautica - Voyage örnek olarak gösterilebilir. Onun içindir ki Escape for Men'in karşı cinsi etkileme misyonu edindiğini farzediyorum.

Evet onda Calvin Klein parfümü vasatlığı ve yapaylığı mevcut. Niş parfüm kullanmaya alışmış arkadaşlar onu beğenmeyip burun kıvıracak. Bunda çok haklılar. Sanırım bende aynı burnu büyüklüğü yapacağım. Yine de o, birçok kullanıcı tarafından hoş anılarla hatırlanacak parfüm olarak hafızalardaki yerini alacaktır.

Kalıcılığı ortalama EDT standardında. Farkedilirliği başlarda yüksek. İlerleyen saatlerde normal hale geliyor neyse ki. Birçok yorumcu onu yaz parfümü olarak nitelemiş. Bence çok sıcak günlerde kullanılır ama yine de yaz akşamlarında daha güzel olacaktır. İlkbahar içinde uygun olur. Yılın en sıcak gününde öğlen vakti kullandığım Escape for Men, çok da rahatsız edici olmadı.


Escape for Men ile ilgili önemli bir gözlemimi aktarayım. Yakın mesafeden sıktığım Escape tişörtlerimi her seferinde açık sarı renge boyadı. Onun için beyaz ya da açık renkli kıyafetlerinize yakın açıdan sıkmanızı önermem. Daha uzaktan uygulayarak ya da sadece tene sıkarak bu sorunu aşabilirsiniz.

Luca Turin, Escape for Men'i odunsu turunçgil olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden iki puan vererek pek beğenmemiş. Genellikle vasat markalar için vasat parfümler tasarlayan Steve Demercado kokuyu imza atmış. Şişesinin tasarımını ise Pierre Dinand yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5.5

Eller Yukarı...


15 Ağustos 2014 Cuma

Comme des Garcons – Vettiveru (2002)




Comme des Garçons – Vettiveru (2002)

2000 yılında başlayan Comme des Garcons'un parfüm serileri 2006 yılında Guerrilla serisi ile son bulmuş gibi görünüyor. Her yıl bir temayı seçip, onunla ilgili parfümler piyasaya süren Comme des Garcons'un, en sevilen serisinin Incense olduğu söylenebilir. Özellikle Kyoto ve Avignon'un Incense serisi içindeki başarısı gözden kaçacak gibi değil.

Markanın 2002 yılı serisi "Cologne" fazla ilgi görmedi nedense. Üç parfümden oluşan seriden bir tek Vettiveru sivrilebildi. Muhtemelen Anbar ve Citrico'nun üretimi bitirilirken, Vettiveru hala yurtdışında çoğu yerde satılmaya devam ediliyor. Çünkü Vettiveru, markanın sevilen kolonyalarından birisi haline geldi. Comme des Garcons'un diğer popüler parfümleri ülkemizde satılırken Vettiveru'nun satışının olmaması şüphesiz ki koku severler için kayıp. 

Vettiveru'nun parfüm severler tarafından bu kadar talep görmesi benimde merakımı cezbetti. Genel olarak parfüm platformlarında hakkında iyi şeyler söyleniyor ve öneriliyor. Zaten Comme des Garcons'un kendine özgü farklı stili, parfümlerine de yansıyor. Benzerine zor rastlanan kokulara imza atıyorlar. Onların pazarda farklı bir yer edinmesinin sebebi de muhtemelen özgün olmaya çalışmaları. Bunu da gördüğüm kadarıyla başarıyorlar.


Kolonya serisinin üyesi Vettiveru, Fragrantica'da odunsu aromatik olarak sınıflandırılmış. Üzerime sıktığımda karşıma turunçgiller çıkıyor. Biraz limon ve bergamot var sanki. Üst notalar çok parlak ya da limon kolonyası gibi değil. Daha buruk, sakin ve bergamot merkezli denebilir. Ferah başlangıcı doğal ve güzel kokuyor. Orta kısımda limon geri planda kalıyor. Bergomot-neroli benzeri yapı devam ediyor. Orta notalarda ağaçsı vetiver (kabe samanı) kendisini gösteriyor. Başlangıcı kadar ferah devam etmiyor Vettiveru. Aynı buruk koku devam ediyor. Sanki biraz nötr çiçekler ve geri planda ferah baharatlar da var. Fakat ağaç kökünü andıran vetiver başrolde. Son kısımda ağaçsılık biraz daha artıyor. Neredeyse sedir ağacı ve topraksı Iso E Super var diyeceğim. Belki de vardır. Böylece de tenden ayrılıyor.

Vettiveru genel olarak ferah sayılabilecek bir vetiver parfümü. İsmine binaen orta notalarda karşımıza çıkan vetiver, son kısımlara kadar etkisini hissettiriyor. Vetiverden sonra ikinci önemli nota turunçgiller. Neroli-bergamot-limon üçlüsü parfüme hoş ve buruk bir aroma katmış. Kimi zaman limon ön plana geçiyor kimi zaman bergamot burnunuzu okşuyor. Turunçgil kullanımı başarılı ama klasik ve parlak bir portakal kokusu beklemeyin. Zaten en büyük şaşkınlığım buradaki turunçgil kullanımına yönelikti. Hem çok göze batmıyor ve geri planda kalıyor turunçgiller hem de kokuya ferahlık vermeyi başarıyor. Sonlarıysa bence odunsuların hakimiyetinde. Tabii vetiver de eşlik ediyor ağaçsı yapıya.

Vettiveru, klasik bir ferah parfüm değil. O hem topraksı, hem odunsu, hem turunçgilli kokmayı başarıyor ve bunları güzelce harmanlıyor. Karşımızda sıkıcı bir akuatik yok. Acqua Di Parma'lardaki gibi canlı ve baskın turunçgil kullanımı da yok. Tatlı ve şekerli değil. Yapay kokmuyor. Anlatması zor bir şekilde ferah ve güzel. Aynı zamanda oldukça çekingen ve sakin.


Parfümümüz kaynaklarda uniseks olarak geçiyor. Kullanım sürecinde topraksı ferah vetiver ve odunsuluğun baskın olduğunu farkettim. Onun içindir ki erkek kullanımına daha yakın gibi düşünülebilir. Erkeksi vurgular olsa da bir kadın rahatlıkla kullanabilir onu. Fakat kadınsı bir form beklemeyin.

Evet kabul ediyorum ve sürüye katılan bir koyun olmayı kabul ediyorum. Vettiveru harika bir parfüm değil. Etkileyici ve vurucu da değil. Hayatınızı kokusu da olamayacaktır. Yine de çok güzel ve doğal bir vetiver kokusu. Garip şekilde ferah, temiz, transparan ve basit. Belki de asıl gücünü bu basitliğinden alıyor.

125 ml.si 60 dolar civarında satılan Vettiveru, bir yorumcunun dediği gibi bu fiyata alınabilecek en iyi vetiver temalı parfüm olabilir. Özellikle yurtdışında çok uygun fiyatlara satılıyor. Hele bir de 500 ml. dev şişesi var ki ömür boyu kullanırsınız rahatlıkla.

-Vetiverru, karbon, oksijen, su ve elektromanyetik spektrumun, karmaşık biyokimyasal tepkimelerin fantastik şekilde fışkırmasının sonucu mu? Pek sanmıyorum.
-Fizikçi Freeman Dyson’un söylediği üzere, eğer hiçbir iki fermionun aynı kuantum durumunda bulunamayacağını dikte eden Pauli-dışlama (Pauli-exclusion) ilkesi var olmasaydı Vetiverru yine de piyasaya sürülebilir miydi? Tabii ki!
-Bütün elektronlar en alt seviyedeki atomik yörüngeyi işgal eden parçacıkların, sadece ayrık, izinli kuantum durumlarını işgal edebileceklerini öğreten kuantizasyon ilkesi olmasaydı Vetiverru yine de güzel kokar mıydı? Neden olmasın!
-Bu parfüme meşhur enformasyon ölçümü veya negatif entropi’sinden türetilebilen enformasyon teorisi içinde önemli teorik bir temel kazandırılabilir mi? Pardon?


Şaka bir yana bence Vettiveru dünya jet-set'inin en sevdiği yaz lokasyonlarından İbiza'ya yakışır. Buradaki sabahın ilk ışıklarına kadar süren partilerden birisindeyiz. İbiza Adası’nın en büyük kulübünün o geceki sürprizi Tiesto ve Paul Van Dyk. Üst üste yıllardır dünyanın en iyi DJ'yi seçilen Tiesto setin başına geçiyor. Partiye Adagio for Strings ile başlıyor. Sonrasındaysa Dance For Life ve Just Be ile devam ediyor. Saat gece yarısını geçtiğinde bu sefer setin başında Paul Van Dyk geliyor. Benimde sevdiğim DJ'lerden olan Van Dyk, o tuhaf ve hüzünlü sayılabilecek geçişlerini yapıyor. Partideki herkes mutlu ve yarı sarhoş. İçeriye sadece beyaz kıyafetle alınan dans müziği severler, kullandıkları sentetik uyuşturucuların etkisiyle sağa sola sallanıyorlar. Avrupa'nın en büyük elektronik müzik partisinin loş ortamında ve Ağustos ayının rutubetli ve gece uyutmayan sıcağının ortasında kullanmak için birebir Vettiveru'yu.

Kimi yorumcuların Lalique'in başarılı parfümü Encre Noire'in ferah haline benzettiğine rastladım. Bazılarıysa Guerlain'in ünlü klasiği Vetiver'e benzetmiş. Bence Guerlain - Vetiver kadar yeşil kokmuyor Vettiveru. Ben Sycomore'a daha çok benzettim genel halini. Tabii Sycomore'un 2-3 basamak altında verdiği kalite hissiyatı anlamında.

Bu çok sıcak ve rutubetli Ağustos ayında kullandığım Vettiveru'yu bol bol sıktım. Kimi sefer 7-8 fıs kullanmama rağmen hiç rahatsız etmedi. Onun tam bir ilkbahar-yaz parfümü olduğunu düşünüyorum. Fakat bu kadar çok uyguladığım halde farkedilirliği yüksek olmadı. Genel olarak tene yakın kalıyor. Kalıcılığı ise bir Eau de Cologne'ye (EDC) göre etkileyici.

Koku Güzelliği:10/7