Hermes – Voyage d’Hermes Parfum (2012)
"Yolculuk, insanlık
tarihinin ana konularından biridir. Tarih, bir yönüyle göçlerin, seferlerin ve
bir mekânı terk edişlerin hikâyesidir. Bu sebeple de yolculuk dini kıssalardan
mitolojiye, mitolojiden efsaneye, hikayeden şiire kadar edebiyat metinlerinin
vazgeçilmez ana teması olmuştur.
Yolculuk fizik planında
olabileceği gibi maddeden mânâya, mânâdan maddeye, ya da tamamen mânâ
düzleminde de ilerleyebilir. Sözgelimi Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin Belh’ten
Konya’ya gelmesi fizik planda bir yolculuktur. Oysa Şems-i Tebrizî ile
tanışması ve dostluğu mânâ düzleminde bir yolculuktur. Çünkü Şems’le değişen,
olgunlaşan, kendisine dönen ve orada gerçek aşkı bulan bir Mevlânâ vardır.
Nihâyet ölüm de bir
yolculuktur. Bu yüzden ölüm de seyr, sefer, yol vb. kelimelerle anlatılır ve
hayaller yol metaforu ile şekillenir." (Şerife Yalçınkaya - Yol Metaforu ve
Klasik Türk Edebiyatında Arayış Yolculukları)
Bu güzel geç-ilkbahar
gününde ölüm gibi soğuk bir konuyu konuşmayalım isterseniz. Yukarıdaki alıntı
yaptığım makalede yol ve yolculuk temalarının detaylı olarak Türk ve Dünya
tarih-edebiyatlarında incelendiğini
söyleyebilirim. Aslında yolculuk daha önce de belirtildiği gibi iki
türlü. Birincisi bedensel ikincisi ruhsal yolculuk. Sanırım yolculuğu ve
sürekli bir yerlere gitmeyi sevmiyorum. Ve uzun yolculuklar her zaman için
gözümü korkutmaya yetiyor. Belki biraz tembellikten belki de bedenden ziyade
ruhsal yolculuklar ilgimi çektiğinden. O meşhur ve klişe soruyu sorayım madem
seyahat etmek ile ilgili: "Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?"
2010 yılında dünyanın en
önemli lüks markalarından olan Hermes, bütün sorulara kulaklarını tıkadı ve
ilhamını yolculuktan alan yeni parfümünü piyasa sürüverdi. Baş parfümör Jean
Claude Ellena imzasını taşıyan bu EDT'den iki yıl sonra da “Parfum” versiyonu
raflardaki yerini aldı. Hermes'in, Terre d'Hermes'ten sonra en çok dikkatlerin
çevrildiği parfümü haline dönüştü Voyage. Bu önemli parfüme Hermes, yeteri
kadar pazarlama imkanı sundu neyse ki. Bakalım resmi tanıtımında neler
söylenmiş Voyage için:
"Hermes'in hikayesi
bir yolculuktur. Voyage d'Hermes, yaşayan ve güven verici, yeni ve tanıdıktır.
Parlak ve yumuşak, ferah odunsu bir amber kokusudur. Hem kadınlar hem de
erkekler için uygundur."
Voyage Parfum'ün
başlangıcı yüksek kaliteli ve ferah turunçgiller ile gerçekleşiyor. Biraz limon,
tatlımsı portakal, mandalina, greyfurt, aromatik otlar ve yeşil çay. Canlı ve
pozitif başlangıcı harika Voyage Parfum'ün. Orta bölüme geçildiğinde bu sefer
devreye yeşil çiçekler giriyor. Fazlaca kadınsı olmayan çiçekler hala ferah ve
ilginç. Ellena'nın diğer parfümlerinden alışık olduğumuz "güneş altında
ısınmış taş" efekti burada da mevcut. Kimileri mineral deseler de tozlu
değil daha çok sabunsu bir çiçeksilik hakim. Turunçgiller hala destek veriyor
gerilerden. Ferah ve yumuşak baharatları da unutmamak gerek. Başrolün kakule de
olması kuvvetle muhtemel. Başlangıcı kadar hayran kalmasam da gayet başarılı
orta notaları. Son bölümde artık tamamen odunsu karaktere bürünüyor. Sedir
ağacı ve miskin hakimiyeti hissediliyor. Biraz sıradan verilmiş sedir, küçük
bir hayal kırıklığı yaratıyor. Keşke daha farklı bir kapanışı olsaymış.
Voyage Parfum, hiç
şüphesiz ki yüksek kaliteli bir parfüm. Bir çok niş markanın eseriyle bu
anlamda rahatlıkla yarışır. Yapaylık hissedilmeyen duru, ferah, gerçekçi, canlı,
insanı mutlu eden bir kokusu var. Özellikle başlangıcı anlatılmaz. Üst notaları
şöyle tarif etmeye çalışayım. Yeni soyulmuş limon ve portakal kabuklarını üst
üste koyup, sıcak bir yaz gününde güneşin altında bırakın. Ortaya çıkacak koku
büyük ihtimalle Voyage Parfum'ün üst notalarına benzeyecektir. Orta bölüm
klasik Ellena kompozisyonu. Ferah baharatlar, neredeyse ıslak taşlar ile
turunçgillerin kesişimi, sabunsu nötr çiçeklerin cümbüşü, yeşil çayın müthiş rahiyası,
gülün davetkar hüznü. Sanki hepsi bir arada. Sonlar ise ortalama bir odunsu
olarak çok daha iyisine layık.
Bu parfüm neye benziyor
diye düşünürken ampul yine yanıyor zihnimde. Bir başka Hermes/Ellena
kompozisyonu Un Jardin Sur Le Nil, yardıma yetişiyor. Evet üst notalar ve orta
kısmın bir bölümü Un Jardin Sur Le Nil'i andırıyor. Voyage Parfum farklı olarak
biraz sabunsu çiçekler, yeşil çay ve gül barındırıyor. Aynı dinamik koku
formunu takip etmek olası. Çok az Declaration havası, biraz Terre d'Hermes
göndermesi. Hepsinden bir parça var sanki. Ama hiç birisine tam anlamıyla benzemiyor.
İsmi ile uyumlu bir koku
konseptine sahip Voyage Parfum. İlk sıktığınız andan itibaren sizi
ruhani/şamanistik yolculuğa çıkarıyor. Önce masmavi Akdeniz sahillerinin üzerinde
uçuyorsunuz. Taptaze narenciyeler, mis gibi Amalfi limonu, Anamur'un portakal
bahçeleri, greyfurt kasaları, sıcak altında dalından koparılmayı bekleyen mandalinalar.
Sonrasında Isparta'ya kırıyorsunuz dümeni. Oranın harika güllerinden bir demet.
Yetmedi mi? Rize'nin tavşan kanı buzlu çayı, hem de üzerine kakule serpilmiş
hali ile. Hatta sakızlı muhallebi mi o derinden gelen? Yoksa hindistan cevizli
güneş kremi mi? Yeni yıkanmış nevresimden gelen sabun kokusu? Hayal etmesi zor
mu? O zaman son olarak sedir ağacı ormanında yolunuzu kaybedin, nereye
gideceğinizi bilmeden. İşte size Voyage Parfum.
Özellikle Terre
d'Hermes'in büyük başarısından sonra gözlerin dikkatlice çevrildiği bir parfüm
oldu Voyage, acaba aynı büyük başarı gelir mi diye. Bay Ellena'nın genel tarzı,
Voyage Parfum'ün üzerine fazlasıyla sinmiş. Yenilikçi kokusu olduğu söylenemez.
Başyapıt olacağını iddia etmek de abartılı olabilir. Fakat bence gayet güzel
bir parfüm. Kullanım döneminde bol bol kullandım ve sonları dışında hiç bir
rahatsız edici yanına rastlamadım. Sevmesi ve kabul etmesi kolay yapıda
diyebilirim. Ve bu parfümü kullandığınız için güzel övgüler de almanız olası.
Eğer Voyage Parfum, ismini ve konseptini seyahat temasından alıyorsa, beni
farklı coğrafyalara götürme konusunda başarılı oldu.
Geleyim ten-kıyafet
üzerindeki karşılaştırmaya. Ten üzerine sıktığımda canlı tatlımsı
portakal-limon yani turunçgil tarafı öne çıktı. Daha ferah, hayat dolu ve
sevilesiydi. Kıyafet üzerine uyguladığımda turunçgillerin biraz buruklaştığını
fark ettim. Kıyafette sanki damla sakızlarını hatırlatan bir sabunsuluğa doğru
evrildi. Ten üzerindeki canlılığı yoktu. Daha hüzünlü ve sonbaharımsı hale
geldi. Bu anlamda ten üzerinde çok daha sevdim Voyage Parfum'ü. Size de tavsiye
ederim ten üzerinde kullanmanızı. Parfümün iki başarısız olarak
gösterilebilecek tarafları fark edilirliğinin düşük olması ve sonlarının
sıradanlığı. Onun dışında günlük kullanım için ideal bir arkadaş.
Voyage Parfum'u tuhaf
sayılabilecek bir Haziran ayında kullanıyorum. Sabah havanın oldukça serin
olduğu, öğle vakitlerinde aşırı sıcak hale geldiği ve öğleden sonra çılgınca
yağmurun yağdığı enteresan hava şartlarında kullandım. Özellikle sıcak
zamanlarda kokusunu çok sevdim. Serin dönemde o canlı ve parlak yapısını kaybediyor.
Bu anlamda bence tam bir ilkbahar-yaz kokusu. Soğuk kış günlerinde kullanmanın
iyi sonuç vereceğini düşünmüyorum.
Kalıcılığı yeterli fakat
fark edilirliği zaman zaman fazlaca uyguladığım halde yüksek olmadı. Hem
kadınların hem de erkeklerin rahatlıkla kullanabileceği gibi. Fiyat etiketinin,
rakiplerinden epey yüksek olmasının sebebi, Hermes ve Jean Claude Ellena
faktörü olduğu düşünülebilir.
Koku Güzelliği:10/7