Henüz bu sabah gördüm ve paylaşmak istedim :) Tarihe not olarak düşelim bizde.
6 Nisan 2014 Pazar
4 Nisan 2014 Cuma
Narciso Rodrigeuz – Narciso Rodriguez For Him (2007)
Narciso Rodrigeuz – Narciso Rodriguez For Him
(2007)
Ailesi Küba'dan
Amerika'ya göç etmiş bir ailenin çocuğu Narciso Rodriguez. Zaten isminin
latin-hispanik çağrışım yaptığı açık. 1961 yılında Amerika/New Jersey'de
doğmuş. "Babam bir liman işçisiydi. O, benim doktor, avukat yada diş
hekimi olmamı hayal ediyordu. Fakat ben her zaman yeni bir Donna Karan, Ralph
Lauren veya Calvin Klein olmayı hayal ediyordum." diyecek kadar da açık sözlü.
Hayallerinin peşinden
giderek, 1982 yılında tasarım okuluna başlamış ve burada eğitim almış. Okulu
bitirince de Anne Klein'in yanında çalışmaya başlamış. Ünlü modacı Donna
Karan'la çalışma şansını yakalamış ve onun yardımcılığını yapmış. Nino Cerutti
ile bir süre çalışan Narciso Rodriguez'in aldığı "en iyi tasarımcı"
ödülleri, onu kendi markasını hayata geçirmeye yönlendirmiş.
"Ben Latin
kökenliyim ve tasarımcıyım. Kabul ediyorum ki sağım solum belli olmaz"
diyen Rodriguez'in kıyafetlerini Sandra Bullock, Salma Hayek, Sarah Jessica
Parker, Uma Thurman, Michelle Obama gibi ünlüler tercih ediyor. Amerika'nın son
yıllarda yetiştirdiği önemli modacılardan birisi haline gelen Rodriguez, doğal
olarak parfümlere de el atmış durumda.
Narciso Rodriguez,
parfümlerini "Beaute Prestige International" aracılığı ile
ürettiriyor. İlk olarak 2003 yılında Narciso Rodriguez For Her isimli kadın
parfümünü piyasaya sürdüler. Bugün ise 2007 çıkışlı olan ve ilk parfümlerinin
erkek versiyonu Narciso Rodriguez For Him'i inceleyeceğim. Kendi sitelerinde
şöyle tanıtılmış parfümümüz:
"Sıcak ve seksi,
rafine ve saf. Amberin dokunuşu ve bir parça menekşe yapraklarıyla
yoğunlaştırılmış farklı bir misk kokusu. Erkek için zamansız, baştan çıkarıcı
ve akıllı bir koku. Üç zamansız akor -odunsu paçuli, sıcak amber ve çiçeksi
fujer- dikkat çekici bir miski tamamlıyor."
Fragrantica'da aromatik
fujer olarak sınıflandırılan Narciso Rodrigeuz For Him'i, üzerime sıktığımda karşıma
çok tanıdık bir koku çıkıyor. Karanlık, yeşil, erkeksi menekşe ve bir parça
salatalık ile karşımızda Fahrenheit var neredeyse. Evet şaka yapmıyorum.
Parfümün başlangıcı neredeyse Fahrenheit ile aynı. Bir çok kişinin onu Fahrenheit'a
benzetmesi gayet normal. Benim için hiç de etkileyici açılışa sahip değil.
Geçeyim orta bölüme. Burada menekşe geri plana geçiyor. Ortaya çimensi yeşillik
ile paçuli çıkıyor. Orta bölümde ağırlık paçuliden yana. Bu kısım neyse ki
başlangıcına göre daha kabul edilebilir benim için. Son kısımda paçuli hala
etkili. Ona hissedilir oranda erkeksi misk ekleniyor. Biraz da amber. Böylece
de tenden ayrılıyor.
Fahrenheit'in patalojik,
gıcık ve sinir bozucu başlangıcına benzeyen üst notalarını sevmediğim çok net.
Orta kısımda neyseki devreye paçuli giriyor. Kuru ve erkeksi paçuliye yeşil
çimensilik eşlik ediyor. Keşke bu yeşillik daha az olsaymış. Son kısımda orta
bölümle paralel ilerliyor. Alt notalarına hayran kaldığımı söyleyemem.
Narciso Rodrigeuz For
Him, hiç şüphe yok ki çok erkeksi bir parfüm. Hatta "Alfa Erkek"
kokusu olduğunu söyleyebilirim. Yüksek orandaki paçuli, karanlık menekşe ve
erkeksi miskin üzerinde, görünmez bir örtü olarak yerini almış çimensi yeşil
efekt. Eğer günümüzün modern, tatlı, hafif kadınsı kokularını seviyorsanız uzak
durmanız gereken bir arkadaş ile karşılaşmışsınız demektir. Aman kavga
çıkarmadan ortamı terkedin.
Narciso Rodrigeuz For
Him, erkeksi çiçekler, yeşil paçuli ve miskten oluşan kompozisyona sahip.
Günümüzün modern parfümlerindeki tatlılık fazla yok denebilir. Bu bağlamda
1980'li yılların sağlam karakterli erkeksi parfümlerine ciddi gönderme olarak
düşünülebilir. Fakat çok farklı yada yaratıcı tarafı yok. Kalite hissiyatı, ana
akım bir parfüme göre yeterli seviyede.
İktidar delisi, baskın,
buyurgan, yönetici ve lider potansiyelli, bağlı olduğu klanı idare etmeyi seven
erkeklerin yeni bir oyuncakları var artık. Bu parfüm adeta 2014 yılına düşmüş
bir mağara adamı gibi. Biraz kaba, patavatsız, homofobik, bencil, kadınını
sevdiğini herkesin içinde göstermeyen, maço, ödünsüz erkeklere uyacağını
düşünüyorum onun.
Simsiyah şişesine
istinaden özellikle başlangıcı karanlık, sisli, koyu ve depresif. Orta kısımdan
itibaren ortaya çıkan yeşillik, biraz koku formunun yumuşamasını sağlıyor
neyse ki. Yine de gündüz kullanımından ziyade akşam ve özel davetler için daha
uygun olacağını düşünüyorum. Evet o bir gece kokusu bence.
Şimdi merak ettiğim 2007
yılında üretilen bir parfüm, neden Fahrenheit izleri taşır? Özellikle
başlangıcındaki benzerlik, acaba kült bir klasiğe saygı duruşu olabilir mi?
Neden olmasın. Gerçi sonlarda Fahrenheit benzerliği bariz şekilde azalıyor.
Yine de onun için Fahrenheit'ın yeni ve modern versiyonu diyebilir miyiz emin
değilim.
Eğer 1970 yada 1980’li
yılların sert, acımasız ve güçlü erkeksi parfümlerini seviyorsanız, size
rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir arkadaşla tanışmış durumdasınız.
Fahrenheit, Antaeus, Grey Flannel ve Azzaro Pour Homme sevenler, Narciso
Rodrigeuz For Him’i de seveceklerdir.
Parfüm yazarı Luca
Turin'in kitabında Narcisio Rodrigeuz For Him, yeşil odunsu olarak
sınıflandırılmış ve beş üzerinden üç puan verilmiş.
Unutmadan ekleyeyim.
Parfümün tasarımını Francis Kurkdjian yapmış. 2008 yılında yani piyasaya
sürüldükten bir sene sonra “Grand Prix du Parfum Awards”da “En iyi erkek
parfümü ve en iyi tasarım” dallarında ödüller almış.
Narciso Rodrigeuz For
Him'in EDT versiyonunu denedim. Başlangıcında oldukça saldırgan olan kokusu
ilerleyen saatlerde normale dönüyor. Kalıcılığı çok iyi olmadı tenimde. Otuz
yaş ve üzerindeki erkeklere tavsiye edebilirim. Tam bir sonbahar-kış kokusu.
Denemeden almanızı tavsiye etmem. Herkesin sevebileceği “güvenli” bir kokusu
yok. Benden söylemesi.
Not: Bu parfümü bana
ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/5.5
3 Nisan 2014 Perşembe
Parfumerie Generale - Isparta 26 (Yeni Parfüm)
Fransa merkezli niş parfüm evi Parfumerie Generale, 2014 yılında geçtiğimiz haftalarda gül temalı bir parfüm piyasaya sürdü. Bu yeni parfümün ismine, ülkemizin gülleri ile ünlü şehri Isparta'yı layık görmüş. Böylece Christian Dior'un Oud Ispahan isimli gül parfümünden sonra Parfumerie Generale'de yine doğu coğrafyasına gül göndermesi yapmış oluyor Isparta 26 ile.
Parfümör Pierre Guillaume imzalı Isparta 26, kırmızı meyveler, gül, öd, ambroxan, asalbent (benzoin), hint kamışı, reçine ve paçuli notalarından oluşuyormuş. Konusunu Türkiye'den alan bu parfümü, gül kokusu severlere hatırlatmamda fayda var.
Güzel kokulu günler..
1 Nisan 2014 Salı
Parfums de Nicolai – New York (1989)
Parfums de Nicolai – New York (1989)
"Çocukken Paris'te
büyük bir evde yaşıyorduk. O zamanlardan aklımda kalan en önemli hatıram
Guerlain'in Shalimar parfümü ile ilgiliydi. Annem Shalimar'ın kokusunu çok
severdi ve her sabah saat yedide onu kullanırdı. Bizim evin uyanmak için saat
alarmı Shalimar kokusuydu. Annem sabahları ne zaman Shalimar sıktıysa, o zaman
uyanma vaktiydi gelmişti benim için.
Gençlik yıllarımda
parfümör olacağımı sanmıyordum. Aslında doktor olmak istiyordum. Tıp eğitimi
çok uzun sürdüğü için doktorluktan vazgeçip iki yıl kimya okudum. Sonrasında
ISIPCA'da parfüm sanatları eğitimi aldım. ISIPCA'yı ilk gördüğümde, oranın
benim için doğru yer olduğunu anlamıştım.
Uzun bir eğitim süreci
geçirdim. Farklı şirketlerin farklı bölümlerinde ve laboratuvarlarında
çalıştım. 1980'li yıllarda kadın parfümör neredeyse hiç yoktu. Erkeklerin egemenliğindeydi
parfümörlük.
1985 yılında eşim, kendi
parfüm firmamı kurmamı önerdi. 1989 yılında "Parfums de Nicolai"
markamızı hayata geçirdik."
Yukarıdaki söyleşide aslında
her şey gayet açık. Fransa merkezli niş parfüm evi "Parfums de
Nicolai"'nin kuruluş hikayesi aşağı yukarı böyle. Fakat bahsetmemiz
gereken daha önemli bir ayrıntı var. Markanın kurucusu Patricia de Nicolai
isimli bir kadın parfümör. Patricia hanımın da Guerlain ailesi ile yakın akrabalık
bağı var. Ünlü parfümör Jean-Jacques Guerlain'ın yeğeni olan Patricia de
Nicolai, aile mesleği haline gelmiş olan parfümörlüğü devam ettirmekte kararlı anlaşılan.
1989 yılında parfümlerini
piyasaya sürmeye başladılar. Aynı sene New York isimli kokusu da görücüye çıktı
Parfums de Nicolai'nin. Ve geçen yılların ardından New York, markanın en
sevilen ve başarılı parfümlerinden birisi oldu. Bugün New York, hala
klasiklerden birisi olarak kabul ediliyor. Uzun zaman önce kullandığım New York
ile ilgili inceleme yazmıştım. Aradan geçen üç senenin ardından tekrar yazmak
istedim New York'u. Bu incelememi detaylı bir güncelleme olarak da düşünebilirsiniz.
Kendi sitelerinde
baharatlı amber kokusu olduğu söylenen New York'un limon, biber ve paçulinin
kombinasyonu olduğu söylenmiş. Parfümün başlangıcı aynen dedikleri gibi limon
ve bergamotla size merhaba diyor. Çok doğal ve ferah limona aromatik otlar da
eşlik ediyor. Eski tarz şipreleri andıran limon/turunçgiller/aromatik otlar
gayet güzel. İlerleyen dakikalarda kokusu ciddi değişime uğruyor. Tatlımsı
yumuşak baharatlar kendisini gösteriyor. Muhtemelen karabiber, karanfil ve
tarçından gelen baharatlı his, gerilerden gelen aromatik otların desteğiyle
ferah ve sakin. Orta kısım da gayet hoş. Alt notalarda biraz tatlanıyor kokusu.
Bal ile tatlanan sonlarında amber ve vanilya kendisini gösteriyor. Lezzetli ve
egzotik kapanışında eski şiprelere meşe yosunu göndermesi var. Kuru bir deri de
var sonlarda. Fakat sulandırılmış hissi veren deri hayal kırıklığına uğratıyor
beni. Parfümün tek eksi yanı buradaki başarısız deri diyebilirim.
New York, dengeli,
pürüzsüz, yapaylık hissedilmeyen, yumuşak, konforlu bir parfüm. Başlangıcındaki
Armani Eau Pour Homme veya Yves Saint Laurent Pour Homme tarzı aromatik otların
eşlik ettiği limon ve bergamot çok doğal ve nezih. Aromatik şipreleri andıran
üst notalar neredeyse yaz parfümleri kadar ferah ve rahatlatıcı. Orta kısımdaki
baharatlarda bence karanfil ön planda. Limon ve otsuların yumuşattığı
baharatlar, keskin ve burnu yoran cinsten değil. Gayet şık, olgun ve beyefendi.
Yer yer The Third Man ve Bois du Portugal'ı hatırlatıyor. Sonlardaki amber tam
istediğim gibi. Vanilya ve balın verdiği tatlılık abartılı değil fakat yine de
hatırı sayılır derecede tatlılık efektine sahip.
New York, erkek parfümü
olarak görünüyor kaynaklarda. Bence de doğru sınıflandırma. 1970'li yılların
erkeklerinde duysak hiç şaşırmayacağımız, nostaljik, yüksek kaliteli bir
parfümle karşı karşıyayız. Günümüzün modern parfümlerine benzemediği aşikar.
Gerek başlangıcındaki limon kullanımı gerekse orta kısımdaki baharatlar, 2014
yılı koku trendlerine uymayabilir. Bu durumda onu modası geçmiş veya yaşlı
erkek kokusu olarak nitelemek doğru olmayacaktır. Evet onu yirmi yaşındaki genç
arkadaşlarımıza öneremeyeceğim. Muhtemelen beğenmeyeceklerdir. Fakat otuz beş
yaşına gelmiş, karizmatik, şık, beyefendiler için gayet uygun bir seçim
olabilir.
Entelektüel ve aristokrat
auraya sahip New York ile ilgili konuşulan bir duruma daha değineyim. Yirmi beş
yıl önce piyasaya sürülmüş parfümün yeniden formüle edildiğini tahmin etmek zor
değil. Söylenenlere göre New York, kapsamlı bir reformülasyon geçirmiş. Eski
versiyonun çok daha elegant olduğu, kalıcılığının ve fark edilirliğinin yüksek
olduğu ve içeriğinde ciddi anlamda meşe yosunu bulunduğu ifade ediliyor.
Yeniden formüle edilmiş New York'ta ise bence kalite anlamında sorun yok. Fakat
kalıcılığının oldukça azaldığını söylemeliyim. Normal bir EDT kadar bile kalıcı
olmadı tenimde. Ayrıca meşe yosunu da son kısıtlamalardan sonra içeriğinden çıkarılmış.
Sanırım meşe yosunu yerine baharatların ve erkeksi çiçeklerin ağırlığı
arttırılmış. Bu haliyle bile sevdim. Muhtemelen eski versiyonuna aşık olacağım
ama artık bulmak pek mümkün görünmüyor "Vintage"i.
Günümüzün modern, bol
şekerli, yapay, baharatlı, vasat parfümlerinden sıkıldıysanız ve yaşınızda
artık genç değilse, uygun fiyatıyla New York çok iyi bir niş seçenek. Yorumcular
tarafından Creed'in nefis parfümü Bois du Portugal'a benzetiliyor New York.
Evet haklılar. Hatta şöyle de bir durum var. Bois du Portugal 1987 yılı çıkışlıyken,
New York'un 1989 çıkışlı olması ve birbirlerine oldukça benzemesi acaba
Patricia hanımın Creed'den esinlenmesinin sonucu mu merak etmekteyim. Genel
halinin biraz Derby’i andırdığını da eklemeliyim.
Parfüm eleştirmeni Luca
Turin, New York'u portakallı amber olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş
vererek en iyi parfümler listesine almış. Ayrıca New York'un "üretilmiş en
iyi erkek parfümü" olduğunu iddia etmiş. Bu ifadenin biraz iddialı olduğu
söylenebilir.
Kokusunun tasarımcısı,
aynı zamanda markanın kurucusu Patricia de Nicolai. Başlangıcında oldukça ferah
olsa da sıcak yaz mevsiminde orta kısımdan itibaren rahatsız edici olabilir
baharatlar ve amber. Onun için sonbahar-kış mevsimi için daha uygun olacaktır.
Koku Güzelliği:10/8
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)