Guerlain – Mitsouko (1919)
Fransız bir adam. Türkiye dostu olduğu
söylenen. Atatürk ile kişisel dostluğu olan. "Türklerin Manevi Gücü"
isimli kitaba imza atmış bir adam. İsmi İstanbul'da caddeye verilecek kadar
benimsenmiş bir adam. Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında kendi
ülkesini eleştiren ve Türkiye'yi öven bir yazar. Bu yüzden kendi ülkesinde ve
Avrupa'da zor zamanlar geçirmiş bir isim. Claude Farrere’yi hiç duydunuz mu?
İlk mesleği askerlik olan Claude Farrere'in, Fransız ordusundaki görevinden ayrılmasından sonra yazdığı kitaplar, çoğu zaman
eleştirilmesine rağmen, ilerleyen yıllar onun haklılığını ortaya çıkaracaktı.
1909 yılında yazdığı La Bataille (Savaş) isimli kitabındaysa farklı bir aşk
hikayesini anlatıyordu.
1905 yılındaki Rus-Japon savaşı sırasında
geçen bir aşk hikayesini anlatıyor La Bataille kitabı. İngiliz deniz subayı ile
bir Japon güzeli arasındaki aşk öyküsü, geleceği olmayan imkansız bir sevda
romanıydı. İşin ilginç yanıysa bu romandan, parfüm dünyasının en önemli
klasiklerinden birisinin fikrinin çıktığı söylenir.
Guerlain'in 1919 yılında piyasaya sürdüğü
Mitsouko, hala en önemli parfüm klasiklerinden birisi olarak bilinir. Bu
meyveli şipre, ismini La Bataille romanındaki Japon kadın karakterinden alır.
Romandaki ismi Mitsuko olan Japon güzelinin ismi, Guerlain tarafından Mitsouko'ya
dönüştürülür ve parfümünde kullanılır. Japonca'da "gizem" anlamına
gelen Mitsuko'nun ismi, bir parfümde, neredeyse yüz yıldan beri yaşıyor. Ne
büyük şans!
Fakat internette karşıma çıkan şu ilginç
alıntıyı da vermem gerekir. Aybala Yentürk'e göre durum biraz farklıymış:
"Başarılı tiyatro eserlerinin,
romanların, operaların ya da karakterlerinin parfümlere ilham kaynağı olması,
Avrupa’da, özellikle Belle Epoque döneminde yaygın bir pazarlama yöntemiydi.
Bunlara en güzel örnekler, 1905 yılındaki Japon-Rus Savaşı’ndaki bir aşkı konu
eden Claude Farrere’in “La Bataille” romanından esinlenilerek 1919’da Guerlain
tarafından üretilen “Mitsouko”, yine Guerlain tarafından Puccini’nin “Turandot”
Operası’ndan esinlenilerek 1929 da üretilen Liu parfümü, 1908’de Gaston
Leroux’nun L’Illustration Dergisi ile dağıtılan tefrika romanı “La Dame en
Noir” ile aynı adı taşıyan Lentheric firmasına ait parfüm, ilk kez 1890 yılında
sahnelenen Borodin’in “Prince Igor” operasından esinlenen ve 1909 yılında V.
Rigaud tarafından üretilen Prince Igor parfümü." (Aybala Yentürk)
Başka bir iddiaya göreyse Jacques Guerlain,
ünlü Coty firmasının 1917'de piyasaya sürdüğü Chypre isimli parfümünü çok
beğenmiştir. Ona rakip olabilecek bir parfüm tasarlar ve iki yıl sonra da
herkesin beğenisine sunar. Oluşturulma sebebi veya öyküsü her ne olursa olsun,
karşımızda çok değerli bir parfüm var. Güzel kokular evreninin ikonlarından
birisi Mitsouko. Hem de doksan altı yıldan beri.
Mitsouko parfümü neden bu kadar önemlidir
sorusunu duyar gibiyim. Burada işin biraz teknik kısmı devreye giriyor. Baş
parfümör Jacques Guerlain, yapay şeftali kokusunu (Aldehit C14) ilk defa
kullanmıştır Mitsouko'da. Bu molekül 1908'de icat edilmiş. Çok güçlü ve yoğun
aromaya sahip bu molekülü ilk defa kullandığında ayarını tam olarak
tutturamadığı ve bol miktarda kullandığı iddia edilir Bay Guerlain'in. Bu
enteresan tesadüfün, Mitsouko'nun şeftalimsi kokmasını sağladığı anlatılır. Aslında
meşe yosunu kokusunu merkeze almış bir şipredir Mitsouko. Anlaşılacağı üzere
Mitsouko'yu böylesine önemli ve özel yapan, yoğun oranda Aldehit C14 molekülünün
kullanılmasıdır.
Sözü daha da uzatmadan bana
çağrıştırdıklarına geçeyim. Kendi sitelerinde meyveli şipre olarak
sınıflandırılmış. Üzerime ilk sıktığımda karşıma eski/tozlu/kuru turunçgiller
çıkıyor. Bergamot baş rolde. Ona limon ve aromatik otlar destek veriyor. Adeta
1920'li yıllara geri döndürüyor beni üst notalar. Çok eski ama kaliteli. Müthiş
bir başlangıcı var. Oldukça etkileyici. İlerleyen dakikalarda turunçgiller
(bergamot) geri çekiliyor. Onun boşluğunu meşhur şeftali aroması dolduruyor. Günümüzün
modern meyveli parfümlerindeki gibi zirzop ve yapay değil şeftali. Çok olgun,
rafine, şık ve biraz eski. Şeftaliye biraz da erkeksi çiçekler ve baharatlar
eşlik ediyor. Muhtemelen yasemin ve tarçın. Dikkatimi çeken şey orta kısımda
hissedilir oranda tatlanıyor kokusu. Sonlara geçeyim. Alt notalarda tam bir
eski dönem parfümü olduğunu ispatlıyor. Günümüz parfümlerinde artık neredeyse
hiç kullanılmayan meşe yosunu baş role geçiyor. Ona odunsu notalar ve kabe
samanı (vetiver) eşlik ediyor. Hatırı sayılır oranda da vanilya hissediyorum
geri planda. Son kısımdaki vanilya nefis kullanılmış. Böylece de tenden
ayrılıyor.
Öncelikle Mitsouko'nun, meyveli-baharatlı
bir şipre olduğunu söylemem gerek. Başlangıcındaki o eski/nostaljik bergamotun
tarifi zor. 1900'lü yılların başlangıcında üretilmiş bir parfüm nasıl kokarsa
muhtemelen öyle üst notalar. Günümüzün modern parfümlerinden çok uzak. Oldukça
erkeksi, rafine fakat kabul etmesi zor. Benim çok hoşuma gitti ama genç bir
arkadaşa koklatsak büyük ihtimalle burun bükecektir. Orta kısımda günümüzün
modern parfümlerine biraz daha yaklaşıyor. Tatlımsı şeftali ve baharatlar, bana
biraz sulandırılmış hissi veriyor nedense. Sanırım parfümün defalarca geçirdiği
reformülasyonların sonucu bu durum. Son kısımdaysa meşe yosununu görmek hoş bir
sürpriz. Ona eşlik eden hayvansal sayılabilecek vanilya beni mutlu etti.
Mitsouko'nun uzun yıllar içinde farklı versiyonları
çıkmış. EDC, EDP, PDN ve EDT olarak farklı formülasyonları var. Benim denediğim
EDT olanıydı. Bu versiyonda başlangıcı dışında çok eski bir parfüm havası
hissedemedim. Sanki yapılan formül değişiklikleri onu günümüzün modern
parfümlerine oldukça yaklaştırmış. Özellikle orta kısımdaki şeftali-baharat
kombinasyonu neredeyse yeni çıkarılan bir parfüm kadar günümüze yakın ve
tanıdık. 1919 yılında çıktığını görüp, çok eskilerde kalmış koku beklemeyin. Bu
anlamda biraz şaşırttı beni.
Mitsouko, şüphesiz yüksek kaliteli bir
parfüm. Fransız, şık, dengeli, ciddi, aristokratik ve muhafazakar. Yapaylığa
veya uyumsuzluğa rastlanmıyor. Fakat o beklediğim derinliği, ilginçliği veya
"tarihi" hissi alamadım bir türlü. Orta kısımdaki o ünlü şeftali
kokusunu biraz sulandırılmış/seyreltilmiş buldum ve hafiften hayal kırıklığı
yaşadım. Evet günümüzün yeni nesil çoğu parfümünden çok daha rafine ama sanki
bir şeyler eksilmiş Mitsouko'dan. Yada bana öyle geliyor.
Uzun zamandır merak ettiğim ve denemek
istediğim klasiklerden birisiydi. Daha önce okuduklarıma binaen çok seveceğimi
düşünmüyordum. Çünkü genel yapısı benim tarzıma yakın değil. Fakat orta
notaları dışında gayet başarılı buldum. Sonlarına bayıldım. Orta kısımdaki
biraz basit kaçan şeftali kokusu için aklıma farklı bir durum geliyor. Belki de
denediğim EDT versiyonu yüzündendir. EDP'si çok daha ilginç olabilir. Fakat şu
haliyle bir şişesini alıp da kullanacak kadar sevemedim. Kullanım sürecindeyse
bana beklediğim keyfi veremedi. Yada hayatımın parfümü olacak kadar enteresan
gelmedi. Aklımı başından alamadı.
Mitsouko, kadın parfümü olarak çıkarılmış.
Halen kadın reyonlarında satılıyor. Deneme sürecinde hiç de kadın parfümü gibi
kokmadığını anladım. Onu, erkekler rahatlıkla kullanabilir. Hatta erkek parfümü
olarak satışa sunulsa, hiç kimse onu kadınsı bulmayacaktır. Bu anlamda bence
oldukça erkeksi kokuyor. Zaten hatırı sayılır sayıda erkek kullanıyor gördüğüm
kadarıyla. Rahatlıkla uniseks olarak düşünülebilir.
Herşeye rağmen Mitsouko'ya saygı duyuyorum
ve onu doksan altı yıl boyunca severek, hayran kalarak kullanan, üzerinde
taşıyan parfüm severlere doğru karar verdiklerini söylemek istiyorum. Usta bir
parfümörün ve arkasındaki hikayesinin gücü, onu 2013 yılına kadar getirdiyse,
şapka çıkartılması gereken bir başarıdan rahatlıkla söz edebiliriz.
Bu tarz eski kokuları sevin yada sevmeyin.
1920'li yılların şiprelerinden hoşlanın yada hoşlanmayın. Hiç önemli değil.
Fakat Mitsouko gibi bir "yaşayan tarihi" koklamadan veya kullanmadan
"ben parfüm severim" demeyin. Çünkü gerçekçi olmayacaktır.
Mitsouko'yu kullanan ünlüler arasında
Charlie Chaplin, Ingrid Bergman, Jean Harlow, Prenses Diana ve Ava Gardner'ın olduğu bilgisine rastladım. Parfüm kritikçisi Luca Turin, Mitsouko'yu referans
şipre olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş yıldız vererek en iyi
parfümler listesine almış. Bir başka parfüm yazarı Chandler Burr’de Mitsouko’ya
beş üzerinden beş yıldız vermiş.
Küçük bir bilgi daha vereyim unutmadan.
Mitsouko'nun şişesinin, Guerlain'in 1912 çıkışlı başka klasiği L'Heure Bleue
ile aynı olması dikkatlerinden kaçmamıştır parfüm severlerin. Sadece
üzerlerindeki etiketler farklı. Oysa ikisi tamamen ayrı parfümler. Burada
karşımıza çıkan açıklama şöyle: "1914 yılında başlayan ve 1919 yılında
sona eren Birinci Dünya Savaşı'na gönderme yapılmış bu iki aynı şişeyle. Hatta
Mitsouko'nun Birinci Dünya Savaşının sonlanmasını kutlamak amacıyla da piyasaya
sürüldüğü söyleniyor."
Şu haliyle dört mevsimde de kullanılacak
gibi. Ama ilkbahar-sonbahar mevsimlerinde kullanmak hoş olabilir. Üst yaş
gruplarındaki arkadaşları hedeflediği kesin. Otuz hatta otuz beş yaşın üzerindeki
kadın-erkek herkese uyacaktır. Her şeye rağmen denemeden almak iyi fikir değil.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran
www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Artıları:
+ Başlangıcını ve sonlarını sevdim.
+ Yüksek kaliteli yapısı memnun edici.
+ Dünya parfüm klasiklerinden olan
Mitsouko'yu herkes mutlaka denemeli.
Eksileri:
- Orta kısmını biraz sıradan buldum.
- Fiyatı yüksek.
Koku Güzelliği:10/7