Robert Piguet – Calypso (2010)
"Yunanlılar Troya’yı
yakıp yıktıktan sonra ülkelerine dönerken fırtınaya tutulurlar. Çok zarar
görürler. Odysseus ise tam 10 yıl denizler üzerinde sürüklenip durur. Bu sürüklenmelerin
bir durağı güneş tanrısı Helios’un sığırlarının otladığı Thrinakie adasıdır.
Açlıkla karşı karşıya kaldıkları bu adada Odysseus’un dokunmayın demesine rağmen
arkadaşları bu kutsal sığırlardan birkaçını keserler. Helios’un sığırlarına
dokunan kimse bir daha yurdunu göremeyecektir. Yola çıkan gemileri güneş tanrısının
kışkırtmasıyla, Zeus’un yolladığı şimşeklerle parçalanır. Sadece Odysseus
kurtulur. O da Calypso adasına çıkmayı başarır. Bu sırada Odyssus’un
Telemakhos’da bulunan eşi Penelope ile evlenip onun zengin krallığını da ele
geçirmeyi amaçlayan birçok kişi bulunmaktadır. Calypso ise Odysseus’la evlenmek
isterken Odysseus’un da tek isteği yurduna dönmektir. Bunu gören tanrılar
Odysseus’a acırlar ve Calypso’dan onu bırakmasını isterler. Calypso bu teklife
çok sinirlense de sonra ikna olur ve Odsseus’un yurduna dönmesi için gereken
yardımı yapar. Odysseus, büyük mücadeleler vererek Penelope’ye kavuşur."
(Bedrettin Cömert)
Calypso, Homeros'un
Odysseia destanında adı geçen gizemli tanrıçadır aslında. Adı Yunanca gizlemek
anlamına gelen kalyptein'ten türetilmiş. Ayrıca, Olympos’a saldırdığı için Zeus
tarafından gök kubbeyi omuzlarında taşımakla cezalandırılan Atlas'ın kızı
olarak geçiyor kaynaklarda.
Benim de okumakta
zorlandığım Yunan Mitolojisindeki bu karmaşık olaylar ağına daha fazla
sokmayayım sizi. 1978’de Hacettepe Üniversitesinde görevliyken, henüz 38
yaşında siyasi bir suikaste kurban giden Bedrettin Cömert’in, Türkiye'nin hala
en kapsamlı mitoloji kitabı olarak kabul edilen Mitoloji ve İkonografi'sini ne
kadar okusanız da sonuç değişmeyecektir.
Onlarca tanrı ve tanrıça, onların
genellikle tuhaf ilişkilerinden doğan çocukları ve bir sürü farklı karakterle
birlikte, Yunan Mitolojisi tam da dönemin ruhunu uygundu belki de. Bugün
okuduğumuzda anlamsız gelen bu mitolojik hikayeler, Antik kültürün en önemli söylenceleriydi.
Homeros'un ünlü İlyada ve Odysseia'sı bunun en bariz kanıtı olarak sunulabilir.
Antik dönem Anadolu ve Yunanistan'da halk İlyada ve Odysseia'yı ezbere bilirmiş.
Askerlik, tıp, teknoloji, hukuk, din bilgilerinin tamamının kaynağı bu
kitaplardı.
Antikite, yüzlerce yıl
öncesinde kalmış olsa da, Avrupa kültürünü önemli ölçüde etkilemiş. Özellikle
İtalyan ve İngiliz edebiyatına etkilerinden söz edilebilir. Sadece edebiyat
alanında değil, toplumsal hayatta bile mitolojinin etkileri hala görülür Batı
kültüründe. Bazı şehir isimleri, özel şirketler hatta çocuk isimleri bile
mitolojiyle ilintilidir zaman zaman. Bu anlamda derin izlere sahiptir Yunan
Mitolojisi, günümüzün kıta Avrupasında.
Bu izleri hayatın farklı
alanlarında da takip edebiliriz. Bizi ilgilendiren kısım olan parfümlerde de
karşımıza çıkar mitolojik kahramanlara ait isimler. Mesela Chanel'in ünlü Antaeus'u,
Givenchy'nin Xeryus'u, Versace'ın yeni parfümü Eros'u ilk aklıma gelen
örnekler. Ve 1950'li yıllardan kaynağını almış bir başka mitolojik isme sahip
esere göz atmanın vakti geldi artık.
1940'lı yıllara kadar
gider Robert Piguet'in parfüm macerasının başlaması. Kıyafet tasarımcısı ve
günümüz deyimiyle modacı Piguet, dönemin Fransız aristokratlarına hizmet verir.
İsmi en çok geçen tasarımcılardan birisiyken, güzellik ürünlerine el atar.
Ortaya müthiş bir parfum koleksiyonu çıkar. Bandit, Visa, Fracas, Baghari
parfümleri çok büyük ilgiyle karşılanır Fransa'da. Fakat markanın ömrü fazla
olmaz ve 1950'li yıllarda üretime son verilir.
2000'li yıllar Robert Piguet parfümleri
için hayata dönüş anlamına gelir adeta. İşte ismini mitolojiden alan Calypso'da
bu yeniden dirilişten nasibini alır. 2010 yılında parfümör Aurelien Guichard
tarafından tekrardan formüle edilerek, koku bağımlılarının beğenisine sunulur.
Böylece Calypso isimli klasik, uzun yıllar sonra tekrardan karşımıza çıkıverir.
Bize de onu koklamak, anlamak ve elimizden geldiğince yazmak düşer.
Calypso, kendi
sitelerinde kısaca şöyle tanıtılmış: "Büyüleyici ve romantik. Calypso, ateşli
ve yeşil çiçeksi yönleriyle büyüleyici bir karışımdır."
Fragrantica'da oryantal çiçeksi
olarak sınıflandırılmış Calypso'nun başlangıcı bir paça turunçgiller (bergamot
ve mandalina) ve sardunya ile gerçekleşiyor. Çok temiz, pürüzsüz, yüksek
kaliteli güzel bir açılışı var Calypso'nun. Üst notalarını sevdim. Orta kısma
geçildiğinde gül bütün ağırlığıyla baş role geçiyor. Turunçgiller ortadan
kayboluyor. Sardunya gerilerde kalırken, güle nefis bir süsen (iris) ekleniyor.
Orta kısımda gül ve süsen ağırlıklı diyebilirim. Hala çok temiz, kaliteli ve
güzel. Orta kısımda çok başarılı. Alt notalara geçildiğinde gülün ağırlığı
hissediliyor. Süsen gerilerde kalırken, bu sefer de paçuli, misk ve biraz da
süet kokusu ekleniyor. Sonları çok ilginç gelmedi bana. Başlangıcını ve orta
kısmını düşündüğümde ortalama bir kapanışa sahip. Böylece de tenden ayrılıyor.
Calypso, gördüğüm
kadarıyla tam bir gül kokusuna sahip. Gülden sonra en öne çıkan nota süsen
(iris). Başlardaki turunçgil-sardunya işbirliği tam olması gerektiği gibi.
Fakat sonları beklentilerimin biraz altında.
Calypso, çok güzel bir
gül parfümü. Yüksek kaliteli, sakin, saldırgan olmayan, hüzünlü, modern,
yapaylık barındırmayan ve doğal kokan yapısıyla dikkat çekiyor. Bu aralar
şansıma mıdır nedir, hep çok hoş gül parfümleri ile karşılaşıyorum. İşte yine
öyle oldu ve Calypso'yu sevdim.
Kısa süre önce
kullandığım Histoires de Parfums'ün 1876'sına benzettim genel halini. 1876 daha
baharatlıyken, Calypso, daha çiçeksi. Fakat 1876 daha detaylı ve kompleksken,
Calypso biraz düz çizgide ilerliyor. Yine de kalitesi ve size yaşattığı
duygular bakımından ikisi de birbirinden güzel deneyimler oldu benim için.
Calypso, kadın parfümü
olarak sunulmuş. Bence öyle yoğun kadınsılık barındırmıyor. Mis gibi kokan gül
parfümü arayan erkeklerin denemesi gereken seçeneklerden birisi olduğunu
düşünüyorum. Muhtemelen pişman olmayacaksınız.
Kabul etmek gerekir ki
Calypso, çok yaratıcı, farklı yada benzersiz bir kokuya sahip değil. Onu
piyasadaki bir çok niş parfümde kullanılan güle benzetebilirsiniz. Fakat gül
kokusu, zaten baskın olduğundan, artık bana bir çok gül temalı parfüm,
birbirine benzer geliyor. Calypso, bu anlamda ünik değilse de kokusunu tecrübe
etmeye değer.
Eau de Parfum ve Parfum
Extrait olarak iki versiyonu bulunuyor Calypso'nun. Benim denediğim Eau de
Parfum (EDP) olanıydı. Sonbahar-kış kullanımı için daha uygun olacağını
düşünüyorum. Özellikle hüzünlü ve serin sonbahar günlerine çok yakışacaktır.
Parfüm Merakının kendi çekimidir.
Artıları:
+ Başlangıcını sevdim.
+ Orta kısmı da çok
güzel.
+ Yüksek kaliteli ve duru
kokusu, denenmeye değer.
Eksileri:
- Sonları enterasan
değil.
- Fark edilirliği zayıf.
- Fiyatı biraz yüksek.
Koku Güzelliği:10/7.5