Bulgari – Aqua Pour Homme (2005) Markanın popüler parfümü.
"Mükemmel
parfümü nasıl bulabiliriz?"
İnternette dolaşırken
yabancı kaynaklı bir sitede gördüm bu soruyu? Önce pek ciddiye almadım. Ama
sonra zihnimde bazı şeyler aydınlanmaya başladı. Ne dersiniz? Bir parfüm sever
için can alıcı soru bu mudur? Muhtemelen evet. Yaklaşık üç yıldır yazılarım ile
devam ettirdiğim Parfüm Merakı sitesi, bana bazı şeyleri öğretti zaman içinde.
Bu site sayesinde belki de yüzlerce kişiden mesajlar aldım. Neredeyse tamamını
cevapladım. Mesaj atma zahmetini gösteren herkese elimden geldiğince yardım
etmeye çalıştım.
Parfümlerle ilgili
olarak bana yöneltilen sorulardan toplumun ve bireylerin psikilojisini anlama
babında çok şeyler öğrendim. Hala da öğreniyorum. Adeta bir okul oldu Parfüm
Merakı sitesi benim için. Gelen mesajların çoğunda benden harika, etkileyici ve
mükemmel parfümü öğrenmek isteyen arkadaşlarla karşılaştım. Herkes benden
sihirli bir formül istiyordu. Bir parfüm sıkacaksın ve hayatın değişecek.
Herkes seni konuşacak, kıskanarak izleyecek, etrafında pervane olacak. Bu
kadarı ancak filmlerde olur dersem hayal kırıklığı yaşar mısınız?
Bir kere herkes neden
mükemmeli arıyor? İnsanın hayat yolculuğunda var mıdır mükemmele ulaşabilen?
Nirvana'ya varabilmiş kaç kişiye rastladınız? Etrafınızda mükemmel ve kusursuz
kaç kişi var ki? Bir bakın şöyle. Siz mükemmel misiniz de parfümün mükemmelini
arıyorsunuz? Önce aynayı çevirip kendimize bakmamız gerekmez mi? Haydi bir soru
daha o zaman. Mükemmeli hak ediyor muyuz ki mükemmel parfüme layık olalım?
Bende sorular bitmez
anlaşılacağı üzere. Artık soruları geride bırakıp bugünkü konumuza geçeyim.
Kimileri için mükemmel bir parfüm var sırada. Bu kadar başarılı olmasını,
böylesine yüksek satış rakamlarına ulaşmasını, popülerliğini sürekli
arttırmasını, kadınların çok beğenmesini hatta bazı kadınların bile onu
kullanmasını hangi argümanlarla açıklayabileceğimi bilemiyorum. Belki
arkasındaki Bulgari markasının büyüklüğü ile. Yada herkesin içinde kendisinden
bir şeyler bulabilmesinde. Ne dersek diyelim 2000'li yılların en büyük ticari
başarısını sağlamış parfümlerden birisi Aqua Pour Homme.
Hatırlıyorum, 2005
yılında ilk çıktığında gerek ismi, gerek benzersiz şişesi ve büyük reklam
kampanyaları ile çoğu kişinin dikkatini çekmişti Aqua. İsminden de anlaşılacağı
üzere deniz-su-okyanus temalı parfümlerden birisi ile karşı karşıyayız. Fakat
oldukça güçlü rakipleri de var segmentinde. Mesela kült haline gelmiş Cool
Water, çığır açan kokusuyla Kenzo Pour Homme, yıllardır dünyanın en çok satan
erkek parfümlerinden olan Acqua Di Gio, CK One Summer serisinin bazı üyeleri
hatta ucundan azıcık L'eau d'Issey Pour Homme ve Chanel'in ses getiren atağı
Bleu de Chanel. Görüleceği üzere akuatik temaya sahip parfümlerin rakipleri
gayet dişli ve şöhretli. Fakat gördüğüm kadarıyla Bulgari, böylesine zor
rakiplerden hiç çekinmemiş ve 2005 yılında ortaya Aqua Pour Homme'u çıkarmış.
Yani bahsi görüp arttırmış poker deyimiyle.
Kendi sitelerinde
aromatik-akuatik-odunsu olarak sınıflandırılmış Aqua. Ayrıca şöyle tanıtılmış:
"Akuatik, soylu ve erkeksi Aqua Pour Homme, denizin güzelliği ve gücünü
çağrıştırıyor. Dairesel şişe formunun mükemmelliği. Derin yansımalar yaratan,
ışığı yakalayan, akuatik mavi ve yeşilin birleşimi."
Aqua'yı ilk
sıktığımda karşıma buruk turunçgiller çıkıyor. Portakal gibi değil de daha çok
mandalina-bergamot benzeri turunçgiller. Çok parlak, canlı yada neşe dolu
değil. Daha ağırbaşlı, sakin ve olgun. Üst notaları harika olmasa da fena
değil. Orta kısımda büyük oranda geri çekiliyor buruk turunçgiller. Onun yerine
deniz teması geliyor. Soğuk bir esinti gibi burnunuza değiyor bu tuzlu yosun
kokusu. Geri planda ise hayalet gibi aromatik otlar var. Adaçayı, fesleğen ve
diğerleri. Onlar da gayet ferah kullanılmış. Ve ne yazık ki en sevmediğim
notalardan olan Calone'nin o yapay-soğuk deterjanımsı kokusu. Orta notaların
sonlarına doğru gittikçe yapaylaşıyor Aqua. Geleyim son kısma. Yoksa hiç
gelmesem mi? Fakat nasıl atlayabilirim bu yapay tatlımsı odunsu notaları ve
yapay amberi. Ayrıca Calone'in etkisi de hala devam ediyor. Açıkçası alt
notaları çok başarısız, vasat ve yapay. İnanılır gibi değil. Hiç sevmedim
kapanışını.
Aqua Pour Homme
başlangıcı ile idare eder, orta kısmı başarılı, sonları ile büyük hayal
kırıklığı. Üst notalardaki buruk turunçgiller çok ilgi çekici değil. Biraz
sıradan kalmış. Bir çok ferah yaz parfümünde rastlanabilir gibi. Orta kısım ise
bence en güzel yanı. Özellikle deniz kokusu ve aromatik otlar işbirliği tam
olması gerektiği gibi. Alt notaları ise konuşmaya bile gerek yok. Çünkü kötü
şeyler çıkabilir ağzımdan. Bu tür yapay odunsu-amber işbirliği aklıma markanın
yeni parfümü Bulgari Man'i getirdi. Orada da hatırladığım kadarıyla böyle vasat
ve kötü kullanılmıştı. Sanki iki parfümün sonları arasında benzerlik var. Yoksa
yeni parfümlerde bu tür bir kullanım trend oldu da haberimiz mi yok?
Şu bir gerçek ki
modern bir aromatik-odunsu-akuatik karakterine sahip. Kendi sitelerindeki
tarife aynen katılıyorum. Kokusunu güzel özetlemişler. İlgimi çeken konulardan
birisi orta notalarındaki "deniz çalısı." Denizlerin altında yetişen
ve bir tür yosun olduğu söylenen bu bitkinin, denizlerin nefes almasını
sağladığını öğreniyorum. Resmi sitelerinde de bu deniz çalısı notası olması
ilginç olmuş. Muhtemelen akuatik yönü vurgulamak için eklenmiştir. Fakat bana
deniz çalısından ziyade hatırı sayılır miktarda Calone aroması geliyor orta
kısım biterken.
Aqua Pour Homme büyük
bir ticari başarı. Bu yönünü görmezlikten gelemeyiz. Büyük ihtimalle Bulgari'ye
güzel paralar kazandırmıştır şimdiden. Fakat deneme sürecinde söylendiği gibi
harika bir akuatik kokuyla karşılaşmadım. Evet bariz deniz esintisi var. Ama
bunu yapay Calone ile vermeselermiş keşke. Yada daha ustaca kullanılabilirmiş.
Aqua ferah bir parfüm
görüntüsü veriyor. Fakat bazı yorumcuların dediği gibi inceden derin ve
karanlık bir akuatik bence de. Hatta şişesinin koyu mavi olması muhtemelen
buraya bir gönderme. Kimilerinin baharat dediği derinlerdeki aromatik otlar
geri planda epey iş görüyorlar. Şöyle bir düşündüğümde haklılık payı var. Aqua
Pour Homme çok açık ve transparan yapıda değil. Biraz gizemli bile diyebilirim.
Orta kısımdan
itibaren yapaylığın hissedilmeye başlandığı Aqua, yüksek kaliteli ve rafine
hissiyatı veremiyor. Ana akım markaya ait olduğunu adeta haykırıyor. Daha önce
bir kaç defa deneyip, "fena değilmiş" dediğim parfüm, uzun süreli
kullanımlarda tahammül edilecek gibi değil bence. Bir şişesini alayım mı
derseniz size cevabım gönül rahatlığıyla "Hayır" olacaktır.
Şimdi vay efendim
Parfüm Merakı. Sen nasıl bizim bu kadar sevdiğimiz Aqua'yı nasıl eleştirirsin
diyeceğinizi tahmin ediyorum. Her türlü görüşe hakaret ve aşağılama olmadığı
sürece sonuna kadar saygılıym. Fakat iyi bir akuatik parfüm nasıl olur diyorsanız
The Different Company - Sel de Vetiver yada James Heeley - Sel Marin deneyin.
Sorunuzun karşılığını tamamiyle alacaksınız.
Bu haliyle Aqua Pour
Homme rakiplerinin çok ilerisine çıkamayacak gibi. Oysaki Jacques Cavallier
gibi bir üstad tasarlamış kokusunu. Çok önemli parfümlere imza atmış Cavallier
için küçük bir yol kazası olduğunu düşünmek istiyorum.
İlgimi çeken başka
tarafı ise Aqua'yı kadınların oldukça beğenmesi. Genel olarak yorum yapan
kadınlar övgüyle bahsediyorlar. Hatta bazı kadınların erkek parfümü olarak
sunulmasına rağmen Aqua'yı kullandıklarını okuyorum. Eğer kadınlar için parfüm
kullanırım diyorsanız işte size güvenli bir seçenek.
Parfüm kritikçisi
Luca Turin, Aqua'yı odunsu turunçgil olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden
sadece iki yıldız vermiş. Ayrıca "düşük profilli" olduğunu iddia
etmiş. Bu düşüncesine bende destek veriyorum Turin'in. Verdiği notta gayet
yerinde görünüyor.
Anlaşılacağı üzere
tam yaz parfümü. Soğuk kış mevsiminde iyi sonuçlar verir mi şüpheliyim.
Genç arkadaşlarımıza hitap eder halini yadsımamak gerek. Günlük spor kıyafetlerle, hafta sonları
gezmelerinde yada ofiste kullanım için gayet uygun. Fakat fark edilirliği zayıf
geldi bana. Kalıcılığı yeterli.
Not: Bu parfümü bana
ulaştıran www.decantshop.com'a teşekkür ederim.
Artıları:
+ Orta kısmı gayet
güzel.
+ Deneyen bir çok
kişinin beğeneceğini düşünüyorum. Bu anlamda arkadaşınıza hoş bir hediye
olabilir.
Eksileri
- Sonları çok
başarısız.
- Bariz yapaylık can
sıkıcı olabiliyor. Kalite hissiyatı düşük.
- Fark edilirliği
zayıf.
Koku Güzelliği:10/5.5