Bond
No.9 – Andy Warhol (2011) Ünlü sanatçı Andy Warhol’a ithaf edilmiş
parfüm.
Nazi Almanyasının orduları, 1940 yılında,
Avrupa’nın neredeyse tamamını işgal etmeye başladıklarında, kuşkusuz sanata da
büyük darbe vurmuştu. Dünya tarihinin en kanlı savaşlarından olan İkinci Dünya
Savaşı sırasında Avrupa kıtasındaki bir çok sanatçı, artık yaşanamaz hale gelen
bu coğrafyadan ayrılmışlardı. Okyanusun ötesinde ve savaşın hiç bir etkisi
hissedilmeyen Amerika, en güvenli limandı. 1950'li yıllar bu anlamda sanatın
Amerika'da yükselişine tanıklık ediyordu. Bu sanatçı akımı yeni sanat
yorumlarına neden olacaktı. Hatta soyut dışavurumculuğa tepki olarak doğacak
bir sanat akımı, popüler kültüre göndermeler yaparak müthiş bir ilgi odağı
haline gelecekti. "Pop Art" denilen yeni bir sanat akımının doğumuna
tanıklık ediliyordu 1950'li yılların sonlarında.
Aslında herşey İngiltere'de başladı
denilebilir. 1956 yılında sanatçı Richard Hamilton, "Just what is that
makes today's homes so different, so appealing?" isimli kolaj çalışmasını
gerçekleştirmişti. Türkçeye "Günümüz evlerini bu kadar farklı ve bu kadar
baştan çıkarıcı yapan nedir?" olarak çevirilebilecek bu eser, büyük merak
uyandırmıştı sanat çevrelerinde. Bu tuhaf kolajın merkezinde şişirilmiş kasları
ile duran bir erkek figürü vardı. Elinde tuttuğu kocaman lolipop, geri planda
zamanın popüler kültür öğelerine yaptığı göndermeler (elektrik süpürgesi ile
temizlik yapan kadın, duvarda asılı duran çizgi roman, bir tiyatronun giriş
bölümü ve kafasında abajur olan çıplak kadın) ilk bakışta hiç bir anlam ifade
etmiyordu. Oysa kolajdaki herşey o yılların kültür öğeleri ile alay ediyordu ve
çok ironikti. Bu kolaj çalışması adeta bir işaret fişeğiydi.
Cevap fazla gecikmeden Amerika'da yaşayan
sanatçılardan geldi. 1960'lı yıllarda Amerika adeta dünya sanatına yön
veriyordu. Roy Lichtenstein, Claes Oldenbourg, Keith Haring gibi sanatçılar her
türlü popüler kültür öğesini sanatlarında kullanmaya başladılar. Neler yoktu ki
bu nesnelerin içinde. Coca Cola şişeleri, Marilyn Monroe, Elvis Presley,
Elizabeth Taylor portreleri, arabalar, konserve kutuları, pizza, patlamış
mısır, hazır çorba ve ketçap kutuları sanat eserlerine konu ve nesne oluyordu.
İngilizce "Popular Art"
kelimelerinden geldiği düşünülen Pop Art, şüphesiz 20. yüzyılın en sıradışı
sanat akımıdır. Bu akımın en önemli isimlerinden birisi hatta en popüler olanı
sanatçı Andy Warhol'dur. 1928 yılında Pennsylvania'da doğan Andy Warhol'un
gerçek ismi Andrew Warhola'ymış. Babası Andrej Warhola Rus, annesi Julia Warhola
ise Slovak kökenliydi ve Rusya'dan Amerika'ya göç etmişlerdi. İnşaat işçisi
olan babası daha sonraları maden işçisi olarak çalışmıştı. Warhol ilkokul
üçüncü sınıfta ömrü boyunca etkilerinden kurtulamayacağı bir hastalığa
yakalandı. Sinir sistemini zedeleyen, bazen istem dışı hareketler yapmasına
neden olan bu hastalık yüzünden Warhol zaman zaman yatağa bağlı yaşıyordu. Bu
süreç içinde hastalık hastası olan, hastanelerden ve doktorlardan korkmaya
başlayan Warhol'un dehasını annesinin keşfetmesi uzun sürmedi. Ve onu
"Aman üniversite okusunda devlet memuru olsun" demeyerek genç yaşında
sanata yönlendirdi. Warhol daha sonra Newyork'a taşındı ve burada da sanat
çevrelerinin dikkatini çekmesi uzun sürmedi. Seri üretim nesnelerinin sıkça
kullanılması temeline dayanan sanatında Warhol, resimlerini afiş tekniği ile çoğalttı.
Baskılama tekniğiyle çoğaltma, Warhol’un önderliğinde Pop Art’ın en önemli
tekniği olarak öne çıkmıştı. Bu tekniği kullanarak yaptığı Marilyn Monroe
tablosu sanatçının en çok bilinen işlerinden birisi.
Amerikan popüler kültürünün öne çıkan
imajlarını kullanmayı seven Warhol, çalışmalarında günlük hayatta herkesin
kullandığı nesneleri temel alıyordu. Para, ayakkabı, yiyecek, ünlüler ve gazete
küpürlerini figür olarak işleyen sanatçı, sıradan ürünleri ya da markaları
işlerinde kullanmasını ise şu şekilde açıklıyordu: "Bu ülkenin
(Amerika'nın) başlattığı en güzel gelenek zenginin ve fakirin aynı şeyi
tüketmesi. Televizyon izleyip Coca Cola içebilirsin ve bilirsin ki Amerikan
Başkanı'da Liz Taylor'da bunu içiyor. Cola, Coladır ve hiçbir zaman daha çok
para ile daha iyi bir Cola alamazsın. Bütün Colalar aynıdır ve güzeldir, bunu
Amerikan Başkanı da bilir Liz Taylor da bilir, dilenci de bilir, sen de
bilirsin."
"Birisinin yazdığı kitabı okumaktansa,
kendine iç çamaşır alışını seyretmeyi tercih ederim" diyecek kadar alaycı,
"Bir gün herkes 15 dakikalığına da olsa ünlü olacaktır" diyecek kadar
da ileri görüşlü sanatçı için Newyork merkezli parfüm evi Bond No.9'nın parfüm
üretmemesi düşünülemezdi. Parfümlerinde Newyork'un simgelerini kullanan Bond
No.9, Andy Warhol gibi Amerikan sanatını dünyaya tanıtmış bir ikona, vefa
örneği göstermiş. Hem de ne vefa. 2013 yılının mart ayı itibariyle altı tane
Andy Warhol isimli parfüme imza atmış Bond No.9. Bugün inceleyeceğim 2011
çıkışlı yeni bir parfüm. İsmi sadece Andy Warhol bu parfümün.
Andy Warhol, markanın Uptown serisine ait.
Fragrantica'da aromatik odunsu olarak sınıflandırılmış. Bana kalsa meyveli,
çiçeksi odunsu tarafı daha ağır basıyor. Parfümü ilk sıktığımda karşıma tatlı
meyveler çıkıyor. Açıklanan notalarında erik var. Muhtemelen erik-şeftali ve
kırmızı meyveler (kiraz, vişne) karışımı. Biraz tatlı, çok modern ve çok güzel.
Evet basit ama aynı zamanda ilgi çekici ve sevilesi. Açılışını sevdim Andy
Warhol'un. Sonrasında aynı tatlımsı meyveler devam ediyor. Bu lezzetli
meyvelere tatlı ve yumuşak gül eşlik diyor. Bir parça da tatlımsı baharatlar
mevcut. Ama keskin ve rahatsız edici değil. Orta kısım da gayet güzel. Son
kısımda ise odunsu notaların hakimiyeti var. Kimi yorumcular öd ağacından
bahsetmişler. Evet haklı olabilirler. Muhtemelen öd ağacı, bu gül benzeri
odunsu notalar.
Şimdi böylesine önemli ve sıradışı bir
sanatçının adına yapılmış parfüm nasıl olmalı. Onun gibi farklı mı olmalı yoksa
genel beğeniye hizmet eden popüler bir yol mu izlemeli. Bu noktada Bond No.9
ikinci şıkkı seçmiş anlaşılan. Çünkü Andy Warhol, çok tanıdık, çok basit, çok
güzel ve çok kaliteli. Niş parfüm standartlarını size veriyor. Yapaylığa
rastlanmıyor.
Andy Warhol acaba fazla mı basit diye
içimden geçirmiyor değilim. Başından sonuna kadar büyük değişimler geçirmiyor
kokusu. Düz çizgide ilerliyor. Meyveli-çiçeksi yapı baştan sona etkin. Meyve
kullanımı hoşuma gitti. Her ne kadar biraz genç işi olsa da uyduruk meyveli ana
akım parfümlerinden çok önde. Belli özen gösterilmiş açılışına. Hatta en sevdiğim yanı başlangıcı oldu.
Sonrasında çok değişmeyen meyveler ile gül benzeri çiçeklerin karışımı çok hoş.
Azıcık da yumuşak baharatlar hareket katmış kokusuna. Sanırım en sıradan
bulduğum tarafı alt notaları. Son kısım çok ilginç yada etkileyici değil.
Standart bir sonlanışı var. Yine de kötü diyemem.
Evet Andy Warhol harikalar yaratmıyor.
Hayatınızın parfümü de olamayacaktır. Fakat ortalama üzerindeki kalitesi,
herkesin beğenmesi muhtemel güvenli kokusu, eğlenceli, pozitif tarzıyla bence
hiç de fena bir seçenek değil. Eğer otuz yaşın altındaysanız mutlaka deneyin.
Günlük kullanıma ve spor giyime uyacaktır. Genel olarak biraz tatlılık
barındırıyor. Ama hiç bir zaman bol şekerli yada bıktırıcı değil. Oldukça
modern ve yeni bir kokusu var.
Özellikle başlangıcını Costum National
Homme'a biraz benzettim. Hatta geçtiğimiz haftalarda yazdığım Robert Piquet -
Visa'yı oldukça andırıyor üst notaları. Orta notalarından itibaren ise By
Kilian - Incense Oud'e benziyor. Onun daha meyvelisi diyebilirim. Tabiki
Incense Oud kadar etkileyici ve çarpıcı değil. Yani başlangıcı biraz Visa'yı
devamı ise Incense Oud'u andırıyor.
Şişesi ise ayrı ilginç. Parfümün şişesinin
üzerinde Andy Warhol'un resmi var. 35 yaşındaki Warhol burada güneş gözlüklü,
yeni kesilmiş saçları, trench coat'u, beyaz tişörtü ve kravatı ile farklı bir
yönden ele alınmış. Şimdiye kadar bir parfümün üzerinde ithaf edilen kişinin
resmini hiç görmemiştim. Bu anlamda Andy Warhol'un kendisi gibi sıradışı şişe
tasarımına imza atılmış.
Çok sıcak yaz mevsimi dışında her dönemde
kullanılabilir. Eau de Parfum (EDP) olarak satılıyor. Üst yaş grupları için
uygun olacağını sanmıyorum. Daha genç işi sanki. Eğer arkadaşınıza hediye
etmek isterseniz iyi bir seçim olacaktır.
Artıları:
+ Başlangıcını sevdim.
+ Orta kısmıda güzel.
+ Genel olarak herkesin sevebileceği hoş
kokusu.
Eksileri:
- Sonları daha iyi olabilir miydi acaba?
- Çok değişmeyen, düz çizgide ilerleyen
yapısı.
Koku Güzelliği:10/7.5