Loewe
– Solo (2004)
Markanın erkek parfümü.
İlk soru şu: Loewe'nin okunuşu nasıldır?
Cevap: "low-ay-ve." İkinci sorumda şu olsun. Dünyanın en eski lüks
deri ürün markası hangisidir? Cevap: "Loewe."
Yok hayır soru-cevap oyunu değil amacım.
Markanın internet sitesinde bulunan iki küçük bilgi notları aslında. 1846 yılından
itibaren kesintisiz yoluna devam eden bir marka Loewe. Her ne kadar bu günlerde
büyük ekonomik sıkıntılar ile boğuşsa da İspanya'nın bünyesinden çıkardığı en
önemli markalardan birisi diyebiliriz Loewe için. Anlaşılacağı üzere bir parfüm
markası değil Loewe. Fakat kozmetik veya hazır giyim ile ilgilenen bir çok
markanın yaptığı gibi parfüm işine de girmişler. 1970'li yılların başından
itibaren parfümler üzerine çalışıyorlar. Daha önce Esencia Pour Homme'u
denemiştim Loewe markasına ait. Solo ikinci Loewe deneyimim olacak. Önce
markanın Solo için hazırladığı tanıtım yazısına bakalım:
"Birbirini dengeleyen karşıt
notalardan oluşmuştur. Guava, lavanta, kekiğin karşısında kaşmir ve paçuli
bulunuyor. Bergamot, limon ve mandalinaya karşılık muskat, tarçın ve kimyon
bulunur. Yaratıcı, erkeksi, geleneksel görünen ancak modern erkeğin kokusudur.
Günlük hayatında duygusal tatmine önem
veren ve arayışlarının yoğunluğunu bu yönde kullanan farklı erkeklerin
kokusudur. Güçlü, kendine güvenen ve tek olmayı arzulayan erkeklerin
vazgeçilmezi. İlk bakışta şişesinden farkedildiği gibi yalın ama bir o kadar da
sıra dışılık kokan bir parfüm. Solo kullanan erkekler, aynı parfümün ismi gibi
"solo" yani "tek başına" hayata karşı durabilen erkelerdir.
Kendisine güvenen ve özgün bir erkektir."
Uzatmadan geçelim parfümümüze. Kendi
sitelerinde Solo ile ilgili bilgiye rastlayamadım. Fragrantica'da oryantal
olarak sınıflandırılmış. İlk sıktığımda karşıma oldukça erkeksi bir yapı
çıkıyor. Turunçgiller (mandalina), bergamot ve lavanta var sanki üst
notalarında. Biraz da tropikal meyveler. Açıklanan üst notalarında guava var. Muhtemelen
oradan geliyor bu meyvemsilik. Sonrasında orta notalara geçiliyor. Burada
hafiften lavanta ve turunçgiller etkisini sürdürüyor. Fakat ana oyuncu aromatik
otlar ve baharatlar oluyor. Otlar derken kekik ve biberiye ağırlıklı. Baharat
olarak da biber-karabiber ikilisi. Sonlara geldiğimizde koku karakteri oldukça
değişiyor. Bu andan itibaren yapay bir amber etkinliği söz konusu. Iso E Super
benzeri bu amber-odunsu birlikteliği kalite hissiyatı vermiyor ne yazık ki.
Solo bence başlangıcı ile güzel bir izlenim
bırakıyor. Turunçgil destekli erkeksi lavanta fena değil. Oldukça modern
diyebilirim. Orta kısımdaki aromatik otlar-karabiber yoğunluğu da fena değil.
Son kısımdaki yapay amber ise parfümün en başarısız ve tatsız kısmı. Hiç
sevmedim sonlarını.
Solo oldukça erkeksi bir kokuya sahip.
Günümüzün bol tatlı/şekerli parfümlerine benzemiyor. Fazla tatlılık yok. Bu
anlamda ilginç. Yeni bir parfüm olmasına rağmen, popüler olan yolu değil, zor
kısmı seçmiş kendisine. Genel itibariyle aromatik otsu, baharatlı odunsu bir
yapıya sahip. Yer yer üretimi sonlandırılmış Gucci Pour Homme esintileri
alıyorum. Zaman zaman ise Issey Miyake - L'Eau Bleu d'Issey Pour Homme'daki
yoğun ve burnu zorlayıcı aromatik otlara benzetiyorum. Hatta Kenzo - Tokyo'daki
karanlık sayılabilecek odunsu-tütsü kullanımını bile andırıyor. Hangisine daha
çok benziyor karar veremedim.
2004 yılında piyasaya sürülmüş, yeni
sayılabilecek bir parfüm olmasına rağmen, genç işi olmayan, tatlılık
barındırmayan, zaman zaman eski tip erkeksi parfümlere gönderme yapan kokusunu
takdir etmek gerek. Oysaki Paco Rabanne - 1 Million veya Yves Saint Laurent -
La Nuit de L'Homme gibi popüler olma ihtimali yüksek, güvenli parfümler yapıp,
bol bol satabilirdi. Fakat Loewe belki de İspanyol bir marka olmasının da
etkisiyle, daha Akdeniz kokan bir parfüme imza amış. Özellikle keskin aromatik
otlar (kekik, biberiye), Ege'nin dağlarındaki o mis gibi kokan şifalı otları
hatırlatıyor size.
Solo bence üst ve orta notalarda çok zengin
ve detaylı bir parfüm. Bu iki kısımdaki koku güzelliği de gayet iyi. Fakat
sonlara gelindiğinde işin rengi değişiyor. Rakiplerinden bu kadar farklı yerde
duran bir parfümün son kısmı nasıl bu kadar vasat hatta kötü olabilir. Buna
nasıl izin vermişler anlamak zor. Alt notalar adeta bir çuval inciri berbat
ediyor. Çünkü tende en fazla hissedilen kısım doğal olarak sonları. Ve alt
notaları şiddetli baş ağrısına sebep oldu bende.
Yeşil denebilecek kokusu ile bu tarzın
modern örneklerinden birisi. Fakat Davidoff - Cool Water gibi yeşil akuatiklere
benzemiyor. Daha odunsu ve baharatlı. Bazı yorumcular ferah olduğundan
bahsetmiş. Bence o kadar da hafif ve ferah bir yapısı yok. Bu anlamda sıcak yaz
günlerinde rahatsız edici olacağını düşünüyorum. Bence sonbahar-kış mevsiminde
kullanmak daha iyi sonuçlar verebilir.
Solo bence 25 yaş üstü modern, erkeksi
parfüm arayan erkekler için uygun seçeneklerden birisi. Oldukça köşeli bir
kokusu var. Herkes sevmeyebilir. Onun için denemeden almak riskli. Benden
söylemesi.
Artıları:
+ Başlangıcı fena değil.
+ Orta kısmını da beğendim.
+ Modern ve fazla tatlılık barındırmayan
erkeksi yapısı ilgi çekici.
Eksileri:
- Son kısmı çok kötü.
- Zaman zaman baş ağrısı yaptı bende.
- Herkesin sevebileceği gibi değil kokusu.
Koku Güzelliği:10/7