Carolina
Herrera – CH Men (2009) Markanın erkek parfümlerinden.
Evet evet çok iyi hatırlıyorum. İlk
karşılaşmamızı. Daha doğrusu ilk tanışmamızı. Hatta onun kokusunun burnuma ilk
gelişini. Bir yakın arkadaşım aracılığıyla. Zaten hep öyle olmaz mı?
Etrafımızdaki olaylar duygu dünyamızı şekillendirmez mi? Bize yeni ufuklar
açmaz mı? Yada bizi felaketlere sürüklemez mi? Hayatımızın akışını değiştirir çoğunlukla
etrafımızda geçen olaylar ve hayatımıza giren kişiler. Ve genellikle bizi
bekleyen kaderimize gitmekten başka ne yapabiliriz ki?
Oysaki hayatımız ne kadar kısa ve ne kadar
çabuk geçip gidiyor. İnsan 20'li yaşların heyecanı ve "bana bir şey
olmaz" umursamazlığı ile etrafındaki bir çok şeyi göremiyor, görse bile
anlayabilecek muhakeme yeteneğine sahip olamıyor. Onun için tecrübe sanırım
hayatın her alanında insanların en büyük yardımcısı ve yol göstericisi.
Büyüklere neden saygı göstermemiz ve onların sözlerini dinlememiz gerektiğini
artık daha iyi anlıyorum.
Bu aralar çok düşünüyorum. Tek bir şeyi
değil. Bir sürü farklı şeyi. Ölümü, ölümün sonrasını, dünyayı, sonsuzluğu,
insanların yaşam savaşını, hayatın amacını, 30 sene sonra eğer yaşarsam nasıl
bir insan olacağımı, 30 sene sonra dünyanın nasıl bir yer olacağını ve daha bir
sürü şeyi.. İstediğin kadar düşün çünkü çoğu sorunun cevabı yok aslında. Nasıl
olsun ki. Aklıma hemen bugün büyük bir trajedi yaşayan kadının haberi geliyor.
1999 yılındaki depremde göçük altında kalan bir kadın. Oradan kurtulan ve travmayı
atlatmaya çalışırken evlenen. Evlendikleri gün balayına giderken geçirdikleri
trafik kazasında kocasını kaybeden kadının hikayesi. Daha sonra yeniden
evleniyor. Bu seferde eşi gözlerinin önünde vurulup öldürülüyor. Kendisi de
kurşunlardan nasibini alıyor ve ağır yaralı olarak kurtuluyor. Bu kadının
başına daha ne gelebilir ki. Daha ne yaşayabilir ki. Hayat daha ne kadar tokat
atabilir ona. Oysaki duymadığımız ve haberimiz olmayan binlerce böyle hayat var
dünyanın çeşitli bölgelerinde. Dilimize muhtemelen yabancı dillerden giren
"Seni yıkamayan güçlük, seni güçlendirir" sözü belki de doğrudur.
İnsan öyle bir varlık ki, kimi zaman tahmin edebileceğinden çok daha güçlü
olabiliyorken bazen de sandığından çok daha zayıf ve aciz olabiliyor. Yani hiç
birimiz mükemmel değiliz.
Tahmin ediyorum ki çoğunuz bir an önce
parfümün incelemesine geçmemi istiyor. Ama dünya sadece güzel şişelere
doldurulmuş kokulu sıvılardan ibaret değil ki. Parfüm Merakı blogu hayatın
içinde yaşayan bir organizma gibiyse, bunun gereklerini de yerine getirmek
zorunda. Ama çok abartmadan, sıkmadan ve itham etmeden.
En baştaki paragrafa döneyim o zaman. Bir
tanışmadan bahsetmiştim kısaca. Bu tanışma hikayesi 5-6 yıl geriye gidiyor.
Carolina Herrera'nın en sevilen ve ilgi gören erkek parfümü kuşkusuz 212 Men.
Bu çiçeksi miskli kokuyu o zamanlar ilk defa arkadaşımın üzerinde duyduğumda
çok sevmiştim. Etrafa mutluluk ve canlılık saçan bu parfümün, karşı cinsinde
oldukça ilgisini çektiğini daha sonra yaptığım okumalarımda anlamıştım. Daha
sonra bir başka Carolina Herrera parfümü Chic For Men elime geçti. Bir dönem
severek kullandığım bu parfüm zamanla yeterince ilgi çekici gelmemeye başladı.
Maymun iştahlı parfüm sever refleksi ile hemen elimden çıkarıp, yeni kokulara yelken
açtım. Sonrasında Carolina Herrera'nın eski dönem klasiklerinden olan Herrera
For Men'i bir heves denedim. Fakat tam istediğim gibi değildi. Son Carolina
Herrera parfümüm ise bir şişe 212 Sexy Men oldu. Başarısız parfümlerdendi
diyebilirim rahatlıkla.
2009 yılında ise marka yeni ve farklı bir
erkek parfümüne imza attı. Güzel bir şişe ile sunduğu parfüme markanın baş
harfleri olan CH ismini verdi. Bir de kadın versiyonu olan CH Men için şöyle
bir tanıtım yazısı hazırlamışlar:
"Herrera ailesinin en yeni erkek
parfümü. İdeal Carolina Herrera erkeği için yaratılan bu parfüm stil sahibi,
maskülen, kaliteli ve sofistike erkekler için yaratılmıştır. Yaşadığı her anı
tutkuyla yaşamayı bilen, gizemli maceraperest erkeklere… CH MEN‘in bayan kokusu
olan CH bayan ile uyumlu odunsu ve çiçeksi kokusu içinde gizlenmiş deri notaları
Carolina Herrera butik koleksiyonuna atıfta bulunurken sizleri Herrera
dünyasına taşıyacaktır. CH Men erkeğini tanımlayan beş kelime, macera, kalite,
tutku, stil sahibi, çılgın. Modern erkeksilik. Kendi ile barışık, beklenmeyen
çılgınlık. Her zaman her yerde kullanabileceğiniz bir parfüm sizin imzanız
olabilecek kadar akıllarda kalıcı ve özel."
Açıkçası beni hiç de etkilemeyi başaramayan
bu süslü pazarlama cümleleri, "ben bu filmi daha önce de gördüm"
hissi vermesi anlamında ilginç tabiki. Parfümümüz baharatlı oryantal olarak
sınıflandırılmış. Geçelim detaylara.
İlk sıktığımda oldukça tatlı metalik
turunçgiller ile karşılaşıyorum. Günümüzün modern ve popüler parfümlerinde
sıkça kullanılan bir yapı. Üst notalarda ilerleyen saniyelerde çiçeklerde
hissedilmeye başlanıyor. Menekşe ve sanki biraz da lavanta. Oldukça yeşil
kokuyor üst notalar. Kısaca tatlı turunçgiller ile tatlı erkeksi yeşil
çiçeklerin karışımı diyebilirim başlangıç için. Beğendim mi? Pek değil. Bir
süre sonra orta notalara geçiliyor. Burada yeşil çiçekler biraz sakinleşiyor.
Turunçgillerde geri plana çekiliyor. Ve ortaya tatlı baharatlar çıkıyor.
Kakule, küçük hindistan cevizi yada biber. Yine çok tatlı ve modern bir orta
kısma sahip. Biraz Yves Saint Laurent - La Nuit de L'Homme'u hatırlattı. Orta
kısımda çok hoşuma gitmedi. Sonlarda ise oldukça değişiyor kokusu. Yeşil
çiçekler artık hiç yok. Onun yerine yapay amber, metalik ve yapay kabe samanı (vetiver),
biraz deri baş role geçiyor. Bence parfümün en yapay kokan ve en başarısız yeri
sonları. Alt notalarını hiç sevmedim.
CH For Men'in oluşturulmasının arkasındaki
fikri çok iyi anlıyorum. Günümüzün modern ve popüler parfümleri ile rekabet
etmek. Ayrıca onlardan olabildiğince müşteri çalabilmek. Peki bunu nasıl
yapacak. Tabi ki rakiplerine benzeyerek veya onları taklit ederek. Ama
orijinali varken neden taklidini almak isteyelim ki?
Paco Rabanne - One Million, Yves Saint
Laurent - La Nuit de L'Homme, Givenchy - Play, Dolce & Gabbana - The One ve
daha sayabileceğim onlarca benzer örneğe bir ek de Carolina Herrera'dan gelmiş
anlaşılan. Önce tatlı turunçgiller ile açılış yapılsın. Sonrasında tatlı
baharatlar ile devam etsin. Sonlarda da biraz vanilya, deri ve odunsu notalarla
kapanış yapılsın. Ne kadar basit ve sıkıcı bir formül.
CH Men başından sonuna kadar yapay kokan,
kalite anlamında çok şey vaat etmeyen, parfüm sektörüne hiç bir yenilik
getirmeyen bir arkadaş. Ticari olarak bile başarılı bulmadım. Bir kere bu kadar
yeşil çiçekler herkesin hoşuna gitmeyecektir. Çünkü menekşe zaten çok baskın
bir kokuya sahip. Ve herkesin sevebileceği bir çiçek değil. Ayrıca tatlılık
oranı da biraz fazla kaçmış. Kimi zaman şekerli hale dönüşen yapısı beni bile
bıktırdı. Bence CH Men denemeden alınmaması gereken arkadaşlardan.
Şimdi bir yorumcunun dedikleri aklıma
takıldı. Yurt dışındaki parfüm platformlarında yazan bir parfüm sever, CH For
Men'in ten üzerinde çok başarılı bir parfüm olmadığını söylemiş. Demek ki
kıyafet üzerinde daha iyi sonuç veriyor. Bende öyle yaptım. Kıyafet üzerine
sıktığımda daha iyi sonuçlar verirken, ten üzerinde çok vasat bir parfüm karşıma
çıktı. Fakat kıyafet üzerindeki hali de harikalar yaratmıyor. Ben iki uygulama
şekli ile de pek sevemedim. Sanırım yıldızımız barışmayacak.
Eğer popüler piyasa parfümlerine
meraklıysanız, yeşil kokan çiçekler de ilginizi çekiyorsa size uyacaktır. Fakat
üst düzey bir parfüm beklemeyin. Günlük kullanıma için ideal kokusu.
Sonbahar-kış mevsimi için daha uygun olacaktır.
Artıları:
+ Yeşil çiçeksi moden bir oryantal
arıyorsanız deneyebilirsiniz.
Eksileri:
- Sonları çok başarısız.
- Genel olarak yapaylık hissediliyor.
- Benim için fazla "yeşil"
kokuyor.
Koku Güzelliği:10/5