Maison
Francis Kurkdjian – Absolue Pour Le Soir (2010)
Markanın uniseks olarak piyasaya sunulan
parfümü.
Serge Lutens – Muscs Koublai Khan
Frederic Malle - Musc Ravageur
L’Artisan Parfumeur – Dzing!
Amouage – Gold Man
Parfumerie Generale – L’Ombre Fauve
Mazzolari – Lui
Yves Saint Laurent – Kouros
Emanuel Ungaro – Ungaro II
Givenchy – Gentleman
On binlerce yıldır insanlar ile
hayvanlar arasında karşılıklı bir bağ olduğunu düşünmek mümkün. İnsan ırkı
zekasını kullanabilme yeteneği ile bütün doğayı ve hayvanları egemenliği altına
alabilmiştir. Yakın zamanın fikirleri en çok tartışılan düşünürlerinden Charles
Darwin’de insanlar ile hayvanlar arasındaki ilişkilere geniş yer ayırmış
kitaplarında. Ama en ilginç değerlendirme ise Newyork Times gazetesinden
gelmiş: “İnsanlar ile hayvanlar arasındaki sevgi hem karmaşık hem de değişken.
Hayvanlar bizim en yakın dostlarımız ancak aynı zamanda laboratuar deneklerimiz
ve akşam yemeklerimiz.”
İnsanoğlu hayvanlarla olan ilişkisini
her zaman yakın tutuyor gördüğüm kadarıyla. Kedi-köpek besleyen ne kadar çok
insan vardır kim bilir. Peki insanlar hayvanlara özgü kokuları severler mi? Bu
tür parfümleri kullanmaya sıcak bakarlar mı?
Parfüm dünyası ile biraz yakından
ilgilenenler değişik tanımlarla karşılaşacaklardır. Bu terimler kokuları daha
iyi anlama ve anlatmak için gerekli kimi zaman. Mesela baharatlı parfümler,
meyveli parfümler, çiçeksi parfümler yada hayvansal parfümler…
Hayvansal parfümler demek aynı zamanda
hayvansal kokan parfümler demek ile eş anlamlı. Peki bir parfüm nasıl hayvansı
olabilir. Değişen bir şey yok. Parfümün içine hayvanlardan alınıp da konulan
bir içerik değil bahsedilen. Yine laboratuar ortamında oluşturulmuş içeriklerin
hayvansal kokular vermesini sağlamak basitçe.
Hayvansallık hissi veren parfümlerde iki
önemli koku kullanımı öne çıkıyor. Birisi deri diğeri de misk. Bu iki element
hayvansal kokan parfümlerin en çok başvurdukları yardımcılar denebilir. Yani
genellikle “pis, zaman zaman idrar kokan, hatta dışkı gibi kokan” parfümler çok
sık tasarlanmıyor. Ama üreticiler seyrek de olsa bu tür uç ve marjinal
parfümlere imza atıyorlar. Örnek olarak, bildiğiniz ahır gibi kokan L’Artisan
Parfumeur’un Dzing’i, Yves Saint Laurent’in edepsiz kült parfümü Kouros,
hayvani kokan Givenchy – Gentleman ve diğerleri… “Bir insan neden dışkı, idrar
yada kirli iç çamaşırı gibi kokmak ister” dediğinizi duyar gibiyim. Ama zevk
bu. Dior Homme’u da sever Kouros’u da.
Yazımın en başında ismi geçen hayvansal
veya pis koktuğu düşünülen parfümlere 2010 yılında ciddi bir rakip geldi. Hem
de başarılı bir parfümör olan Francis Kurkdjian’dan. Kendi niche markası ile
adından oldukça söz ettiriyor Kurkdjian. Fakat şimdiye kadar denediğim farklı
temalardaki parfümlerini başarılı bulmamıştım. Daha doğrusu çok yüksek fiyat
etiketlerini hak edecek kadar ilgi çekici olduklarını düşünmüyorum. Bugün ise
parfüm platformlarında çok daha fazla konuşulan ve tartışılan bir arkadaşa yer
vereceğim. Bakalım anlaşabilecek miyiz kendsiyle?
Absolue Pour Le Soir oryantal olarak
sınıflandırılmış. İlk sıktığımda burnuma gelen kokuyu çözmekte zorlanıyorum.
Bir taraftan tanıdık gelirken, diğer taraftan yabancılık hissediyorum. Sanırım
keskin baharatlar (tarçın, kimyon veya karabiber), otlar ve miskin sıra dışı
birlikteliği denebilir. Baharatlar ve misk ön planda. Fakat büyük bir sürpriz
beni karşılıyor daha başlangıçta. Yoğun bir hayvansallık. Evet neredeyse uzun
zamandır yıkanmamış kirli iç çamaşırı kokusu misk sayesinde verilmiş. Çok
sevdiğimi söyleyemem. Ama saygı duyuyorum.
Absolue Pour Le Soir’in ikinci kısmına
geçeyim. Uzun süren hayvansal misk ilerleyen saatlerde usulca ortadan
kayboluyor. Ortaya tatlı modern baharatlar, vanilyamsı amber (bu tür amber
kullanımını çok seviyorum), yumuşak odunsu notalar çıkıyor. Ve böylece devam
ediyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki en sevdiğim kısım ikinci bölümü.
Nefis olmuş alt notalar.
Parfümün başlangıcı olan ve 2-3 saate
yakın devam eden hayvansal misk algıları zorlayan, kabul etmesi ve sevmesi zor,
kafa karıştırıcı, sıra dışı. Benzerine çok rastlanacak gibi değil. Oldukça
rahatsız edici olduğu bir gerçek. Fakat yurt dışındaki parfüm severlerin bu tür
kokulara çok ilgili olmalarını anlayamıyorum. Evet cesur bir karar böylesi
parfüme imza atmak. Zaten niche markalar dışında kimsenin uğraşmayacağı aşikar.
Ama yine de başlangıcı ile orta notaları benim için fazla pis ve fazla sıra
dışı. Bazı yorumcuların bu kısmı kokarcaya benzettiklerini küçük bir not olarak
vereyim. Kimileri de kokusunu çok erotik ve seksi bulmuş.
Daha güvenli olan son kısım ise bence
harika. Çok iyi harmanlanmış yumuşak baharatlar ve vanilyamsı amber baş rolde.
Hafif tatlılık hissediliyor. Bu durum bal ile sağlanmış. Ne çok şekerli ne de
çok baygın. Tam olması gerektiği gibi. Genel olarak zengin ve derin bir parfüm.
İlerici ve sanatsal. Soyut ve şaşırtıcı. Bu parfümü oldukça beğendiğimi
söylemem lazım. Yoksa haksızlık etmiş olurum. Hatta şimdiye kadar denediğim en
iyi Maison Francis Kurkdjian parfümü oluyor rahatlıkla.
Absolue Pour Le Soir ilginç bir parfüm.
Başlangıcındaki yoğun hayvansallık zaman zaman 1980 öncesinin şipreleri gibi
davranıyor. Eski bir parfüm kokluyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Ama sonları ise
tamamen değişiyor. Ve çok modern bir Fransız niche parfüm kokluyor izlenimi
veriyor. Kibar, asil ve rafine. Francis Kurkdjian’ın diğer parfümleri gibi.
Aynı parfüm 3-4 saat arayla sizi iki farklı dünyaya götürüyor. Adeta zaman
yolculuğuna çıkarıyor. Boyut değiştirmenizi sağlıyor. Ah o başlardaki kısım yok
mu. Ona tahammül edebilirseniz sonlarda sizi müthiş bir sürpriz bekliyor.
Absolue Pour Le Soir uniseks olarak
satışa sunulmuş. Bence de hem kadınlara hem de erkeklere uyacaktır. Fakat yoğun
hayvansallık, erkek kullanımına daha mı yakın olur sorusunu aklıma getiriyor.
Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonunda. Başlangıcı keskin ve yoğun. Sonrasında
tene yakın hale geliyor. Tam bir sonbahar-kış kokusu. Denemeden almanızı
tavsiye etmem. Herkesin sevebileceği bir yapısı yok.
Artıları:
+ Sonlarında ortaya çıkan koku nefis.
+ Farklı ve sanatsal kompozisyonu
etkileyici.
+ Sadece deneyim olması bakımından bile
denenmeli.
Eksileri:
- Başlangıçtaki yoğun hayvansallık biraz
fazla geldi bana.
- Çok yüksek fiyata sahip.
Koku Güzelliği:10/8