Lolita
Lempicka – Lolita Lempicka (1997) Markanın ilk ve en popüler kadın parfümü.
1954 yılında Fransa-Bordeux’da dünya
geldi Josiane Maryse Pividal. Henüz altı yaşında oynadığı Barbie bebeklerine
küçük kıyafetler yapmaya başladı. Genç yaşında evde annesinden pantolon dikmeyi
öğrendi. 1970’li yıllarda ikinci el kıyafetleri yeni ve özgün görünmeleri için
tekrardan tasarlıyordu. 1984 yılında ise en büyük hayaline kavuştu. Kocası ile
beraber Paris’te ilk kıyafet butiklerini açtılar. Fakat tam bu noktada ilginç
bir şeye imza attılar.
Josiane Maryse Pividal
Moda dünyasında iş yapan tasarımcıların
neredeyse tamamı, markalarının isimlerini kendi isimlerinden oluştururlar.
Mesela Giorgio Armani, Roberto Cavalli, Thierry Mugler gibi. Josiane Maryse Pividal
ise oluşturduğu yeni markanın ismini koyarken farklı bir yol izlemiş.
Lolita ismi Vladimir Nabokov’un 20.
yüzyılın en tartışılan romanlarından olan “Lolita”dan gelmiş. Bu roman daha
sonra da Stanley Kubrick tarafından aynı isimle beyaz perdeye de uyarlanmış.
Lempicka ismi ise Art-deco akımının ünlü ressamlarından Tamara de Lempicka’dan
geliyor. Yani Lolita ismi bir romandan, Lempicka ismi ise bir ressamın
soyadından geliyor. İkisinin birleşiminden Lolita Lempicka ismi çıkmış.
Kıyafet tasarımlarında sık sık 1940’lı
yıllardan esinlenmesine rağmen, modernlik ile nostaljiyi bir araya getirmesi
markanın da başarı olmasının sebeplerinden olarak gösteriliyor. Lolita
Lempicka, 1997 yılında parfüm pazarına girme kararı almış ve ilk parfümlerini
bu tarihte piyasaya sürmüşler. Bugün yazacağım Lolita Lempicka ilk parfümleri.
Belki de en popüler ve başarılı olanı. Evet o bir kadın parfümü olarak
pazarlanıyor.
Lolita Lempicka, Fragrantica’da çiçeksi,
meyveli gourmand olarak sınıflandırılmış. Bence de çok doğru bir tanımlama.
Zaten daha parfümü sıktığınız ilk anlardan itibaren bu üç öğe bir araya
geliyor. Başlangıcında tatlı meyveler (muhtemelen kiraz, vişne), tatlı
baharatlar ile size merhaba diyor. Üst notaları çok modern ve tatlı. Bence
herkesin sevebileceği gibi. Güvenli sayılabilecek açılışı var Lolita’nın.
Sonrasında bu meyveli baharatlı kombinasyona ballı badem ekleniyor. Biraz da
yapay kremsi odunsu notalar. Ve tabiki meyan kökü. Lolita Lempicka aslında
ağırlıklı olarak meyan kökü hissi veren bir kokuya sahip. Bazı kişilerin bu
parfümü anasona benzetmesinin sebebi de büyük ihtimalle bu. Meyan kökünü çok
sevdiğim söylenemez. Onun için orta notalar bana göre değil.
Son kısım ise klasik gourmand efekti ile
kendisini gösteriyor. Yumuşak kremsi odunsu notalara bolca vanilya eşlik
ediyor. Kendi sitelerinde praline’den söz etmişler. Sanırım vanilyaya destek
veriyor praline. Tabiki miski de unutmayalım alt notalarda.
Lolita Lempicka’yı deneyen yada kullanan
bir çok kişi Thierry Mugler’in başarılı parfümü Angel’a benzetmiş. Hatta
kimileri de Chopard – Wish’le bağlantı kurmuşlar. İki parfümüde denemediğim
için bir şey söylemem doğru olmaz. Anladığım kadarıyla Lolita Lempicka koku
karakteri anlamında Angel’ın açtığı yoldan yürümüş.
Lolita Lempicka, tatlı meyveler, tatlı
baharatlar, biraz badem, tatlı çiçekler ve vanilya üzerine kurulmuş. Dikkatinizi
çektiyse sürekli tatlılıktan bahsediyorum. Günümüzün bir çok modern parfümü
gibi Lolita’da oldukça tatlı hatta şekerlilik sınırında dolaşan bir arkadaş. Bu
tatlılığı tonka fasulyesi veriyor olabilir. Kendi sitelerinde de bu yönde
vurgular var.
Bence
başlangıcı güzel. Tatlımsı meyveler ve baharatlardan çok az kişi nefret
edecektir. Üst notaları güvenli diyebilirim. Orta kısımdaki yapay odunsular ve
meyan kökü hoşuma gitmedi. Onun için bence en başarısız kısmı orta notaları.
Sonları ise klasik hafif pudralı-kadınsı bir vanilya ile son buluyor. Eh işte
diyebilirim. Çok ilginç değil. Kötü de değil.
Şimdi
Lolita Lempicka benzersiz bir parfüm mü? Değil. Sanat eseri mi? Değil. Aklınızı
başınızdan alabilecek yapıda mı? Bence değil. Peki neden bu kadar başarılı
oldu? Cevabı basit. Lolita özellikle kadınların çok sevebileceği akorları bir
araya getirmiş. Ve bunları iyi harmanlamış. Bir çok kadının çok cazibeli
bulacağı bir koku ortaya çıkmış. İşte bence Lolita’nın başarısının sırrı
burada.
Lolita’da
kalite hissiyatı yüksek değil. Ortalama bir ana akım parfümü olduğunu
düşünmenizi sağlıyor. Bu anlamda çok başarılı bulamadım. Ama genel konsept
olarak oldukça giyilebilir ve sevilebilir buldum. Ne yazık ki bende her
kullandığımda baş ağrısı yaptı. Sanırım bu arkadaş ile yıldızımız
barışamayacak. Lolita Lempicka’yı sevdiğimi söyleyemem. Bence başarısız bir
kokuya sahip.
Parfümümüz
kadınlar için piyasaya sunulmuş. Fakat bazı yorumcular erkeklerinde
kullanabileceğini söylemişler. Bence de kadın kullanımına daha yakın. Ama bir
erkek olarak 3-4 gündür bu parfümü kullanıyorum. Eğer koku güzelliği hoşuma
gitseydi sanırım kullanmaya devam ederdim. Şu haliyle uzun süreli olarak
severek kullanacağımı sanmıyorum.
Parfüm
yazarı Luca Turin’in kitabı yine beni şaşırttı. Lolita Lempicka’yı “Otsu Angel”
olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş yıldız vererek en sevdiği
parfümlerden birisi ilan etmiş Tania Sanchez. Ve bakın şunları yazmış Tania
Sanchez Lolita ile ilgili:
"Thierry
Mugler'ın Angel'ına dayanan pek çok kokuyu ilk defa kokladığınızda düşündüğünüz
ilk şey "Merhaba Angel" demek olur. Ama bu sefer değil. Parfümcü
Annick Menardo'nun bulduğu taban varyasyonu tamamen kendine özgüdür. Angel'da
yoğun meyvemsi çiçeklerden yasemin, mango ve siyah frenk üzümünün tıpkı
birbirine bağlı trompetliler grubu gibi uyumları farkedilir. Aynı zamanda
silhatın (paçuli) merkezinde yer alan maskulen tatlı odunumsu bölüm de
desteklenmiş olur. Birlikte boğuk sesli bir şarkı söylerler. Lolita Lempicka,
Angel ve sonrasında gelenlerden farklı ilk ve en iyisidir. Tatlı odunumsu kısmı
korurken, taze anasonumsu melodilerle oynar ve
tuzlu meyankökünde başlar ve çeşitli yapraksı değişikliklerle tazeleyici
misket limonu gazozu gibi hafifler, tıpkı Peggy Lee'nin meleğinde oynayan Doris
Day gibi. Bu koku şık ve akıllı. Bunun yanısıra Menardo'un Bulgari için yaptığı
Black gibi, bu da akıllı bir erkeğin de kolaylıkla kullanabileceği gibi
akıllıca hazırlanmış kadınsı bir örnektir. Hatta bir keresinde; genç şeker bir
adam bu parfümün bulutu içinde metrodan inmişti. Eğer bu koku kız arkadaşına
ait ise umarım parfümü ondan aşıracak kadar akıllıdır. Ayrıca şişesine de
bayıldım."
Parfümün
en güzel taraflarından birisi de şişesi. Küçük, mavi elma şeklindeki şişesi çok
yaratıcı. Eğer parfüm şişesi koleksiyonu yapıyorsanız bir tane edinmelisiniz.
Lolita
Lempicka’yı Bulgari – Black, YSL – Body Kouros, Lancome – Hypnose, Givenchy –
Xeryus Rouge, Hugo Boss – Boss Bottled gibi çok satan parfümlere imza atmış
Annick Menardo tasarlamış.
Parfümümüz
Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonunda. Bir de EDT versiyonu çıkmış sanırım. Onu
denemedim. Sonbahar-kış için kullanmak daha uygun olacaktır. 30 yaş ve
altındaki hanımlara tavsiye ederim. Daha üst yaş grubu için uygun değil bence.
Bu parfümde “genç kız” havası seziyorum.
Not: Bu parfümün bana ulaşmasını sağlayan www.siparis.im sitesinin çalışanlarına ve
Levent beye teşekkürü borç bilirim.
Artıları:
+
Başlangıcı gayet güzel.
+
Genel olarak seksi ve cazibeli kokusu.
+
Kalıcılığı fena değil.
Eksileri:
-
Orta kısmındaki yapaylığı sevmedim.
-
Her kullandığımda baş ağrısına sebep oldu.
-
Kaliteli bir parfüm hissiyatı vermiyor.
Koku
Güzelliği:10/5