Parfum d’Empire – Wazamba (2009) Markanın
odunsu ağırlıklı parfümü.
Bir çoğumuz duymuşuzdur “Kara Kıta”
sözünü. Afrika için söyleniyor. Neden Afrika için kara kıta diyorlar?
Yaşayanlarının derileri siyah olduğu için mi? Yoksa şu anda dünyanın en yoksul
ve muhtaç durumdaki ülkelerin burada bulunmasından dolayı mı? Sanırım Afrika
kıtasının kaderinin “kara” olmasından dolayı bu ibare kullanılıyor.
Sadece Afrika halklarının acıları değil
dansları da zaman zaman yansıyor haber bültenlerine. Hani ilkel sayılabilecek
müzik aletleri ile turistlerin ilgisini çekecek danslar ederler. İşte bugünkü
inceleyeceğim parfüm böylesi şeyler çağrıştırdı bana. Neden mi?
Fransa merkezli niche parfüm evi Parfum
d’Empire’ın Wazamba parfümünün ismi için Afrika’dan esinlenilmiş. Bir çeşit
müzik aleti Wasamba. Oldukça basit bir yapılışı var. Wasamba için bir çeşit
çıngırak da denilebilir. Ağaç dalının düzeltilerek ona yuvarlak diskler
takılması ile yapılıyor. Batı Afrika ülkelerinde yerel halkın ritüellerinde
kullandıkları bir müzik aleti kısacası.
Wazamba parfümü ismini Wasamba olan bu
müzik aletinden almış. Yani bir anlamda Afrika’ya ve oranın müziğine, kültürüne
gönderme yapılmış. Zaten Parfum d’Empire’ın resmi açıklaması her şeyi açıklıyor.
Wazamba parfümünün ilginç açıklaması şöyle:
“ Dini törenlerin ağaçsı, reçineli kokusu.
Milenyumlar
için insanoğlunun Tanrılara kokulu mesajları. Wazamba'da pek çok farklı
kültürün dini törenlerinde yakılan çam sakızı (reçine) ve ağaçlar bir araya
getirildi. Derinden yankılanan Somali tütsüsü, Kenya mürü (myrrh), Etiyopya
opoponaxı, Hint sandal ağacı ve Fas'ın servisi. Wazamba, zamansız bir geziye
davetiyedir. Öz uyumlaşmaya bir yolculuk.
Bu
yoğun, güçlü koku, gizemini, hızla yükselen tütsü kokusu ile açmaya başlar.
Kompozisyonun ana ekseni aldehidler ile güçlendirilmiştir. Eski zamanlardan
beri Sheba'nın topraklarındaki bu kibirli reçine, kokusunu dünyevi meseleleri
saf güzelliğe yüceltmeye adamıştır.
Wazamba
adını Batı Afrika ritüellerinde kullanılan bir çeşit sistruma benzeyen müzik
aletinden almıştır. Derinliği ile Afrika'nın kabul ritüelleri boyunca perküsyon
gibi yankılanır, bu mistik koku tütsü, mür, opponaxın reçine notaları ile
sarhoş edici bir hal alır.
Wazamba
daha sonra bizi, içsel yolculuğumuza çıkarcasına ormanların kalbine götürür.
Arapların çok tercih ettiği ve simyacılığın ağacı kabul ettikleri servi, yeşil,
toprağımsı notalarını kokuya dokur.
Sandal ağacı kremsiliği ile onu bağlar ve ruhu arındırdığı düşünülen,
meditasyonu yoğunlaştıran dumansılığı ile Hintli havasını bu sihirle ortaya
çıkarır. Wazamba'nın uzun süren uyandıran karışımı, mürün meyankökü aksanları,
katışıksız köknar balsamının sıcak meyvemsiliği, elmanın unutulmuş meyve notası
yanık laden reçinesine eriyip karışır.”
Evet
bir niche markaya da böyle bir açıklama yakışırdı. Şimdi bu açıklamadaki ip uçları
ve deneme sürecinde bende hissettirdikleri şöyle bir izlenim oluşturdu. Ağırlık
tütsü, reçine, mür ve odunsu notalarda. O zaman detaylara geçeyim.
Kendi
sitelerinde odunsu, reçinemsi bir koku olduğundan bahsedilmiş. Fragrantica’da
ise oryantal denmiş. İlk sıktığımda karşıma yine tanıdık bir koku çıkıyor. Serge
Lutens’in nefis parfümü Fille en Aiguilles’in kardeşi adeta. Wazamba’nın
açılışı aromatik otlar, meyveler ve dumansı bir tütsü ile gerçekleşiyor. Aromatik
otlar daha geri planda. Tütsü ve meyveler ana öğe. Meyve derken sanki
kurutulmuş meyveler gibi. Elma veya erik olabilir. Başlangıcı güzel
Wazamba’nın.
Bir
süre sonra çok büyük değişim göstermeden orta kısmına geçiyor. Burada çam ağacı
teması ekleniyor yoğun bir şekilde. Tabiki yumuşak tatlımsı baharatları da
unutmamak lazım. Muhtemelen tarçın-karanfil işbirliği mevcut. Parfümün en
zengin ve ilginç kısmı burası. Tatlı ve
derin meyveler, çam, baharatlar ve tütsü. Eğer mutlaka bir şeye benzeteceksem
reçineleri akan çam ağacının dalına asılmış bir tütsü gibi diyebilirim.
Son
kısımda yine büyük değişim göstermiyor. Aynı karakter devam ediyor. Fakat
burada kokusu biraz sıradanlaşıyor. Yani orta kısımdaki gizemli, derin ve
ilginç koku, burada yerini sıradan sayılabilecek kabe samanı ile reçineye
bırakıyor.
Wazamba
niche parfüm kalitesini ve standartlarını yakalamış. Malzeme kullanımı
etkileyici. Çok gerçekçi bir kokusu var. Özellikle çam ağacı reçinesi ve tütsü
kokuları ustalıkla harmanlanmış. Şimdiye kadar denediğim en güzel tütsü kullanımına
sahip parfümlerden birisi. Bence Wazamba tam olarak tütsü ve odunsu notaların
hakimiyetinde. Diğer öğeler daha çok tamamlayıcı gibi.
Yapaylık
barındırmayan, yüksek kaliteli, günlük kullanıma uyacak, ama karşı cinsin çok
ilgisini çekeceğini düşünmediğim, modern ve derin bir parfümle karşı
karşıyayız. Parfümün oluşturulmasında Afrika’dan esinlenildiği söyleniyor. O
zaman benimde hayal gücüm çalışmaya başlıyor:
Batı
Afrika ülkesi Burkino Faso’dayız. Uluslararası bir yardım kuruluşunda çalışan
Kanada’lı doktorun kulübesinin kapısı çalınıyor. Hava kararmış. Yazın en sıcak
günlerinden birisi. Doktor günün yorgunluğuyla uzandığı yatağında kalkıyor.
Kapıda oranın yerli halkından birisi. Evet hatırlıyor. Sabah çocuğunu muayene
etmişti. Zayıf İngilizcesi ile onu bu akşam düzenleyecekleri bir düğüne
çağırıyor. Doktor ilginç olabileceğini düşünerek gidiyor. “Afrika’nın geceleri
bile sıcak” diye düşünüyor düğün yerine vardığında. Ve bir kenara geçip
izlemeye koyuluyor. Ortada yakılan büyük bir ateşin etrafında ritmik
hareketlerle dans eden daha doğrusu zıplamaya benzeyen figürler yapan insanlara
bakıyor. Ellerinde Wasamba isimli müzik aletleri ile hem ritim tutup hem de
anlamadığı bir dilde tekrarlanan cümleleri dinliyor doktor. Acaba bu ritüeller
kaç bin yıllıktır diye düşünmeden edemiyor. Yanan odunların tütsüye benzer
çıkardığı dumanlar ile birlikte hayatının en ilginç törenlerinden birisine
tanıklık ediyor. Hatta hayatı boyunca unutamayacağına emin bu sahneyi…
Şimdi
de Nepal’deyiz. Özellikle Everest dağının bir bölümü topraklarında olması
sebebiyle son yıllarda oldukça ismi duyulan bir ülke diyebiliriz. Başkent
Katmandu’dan çok uzak bir dağ köyündeyiz. Halkın büyük çoğunluğunun Hindu
olduğu bu coğrafyalar, uzak köylerdeki tapınakları ile biliniyor. İnzivaya
çekilen Hindu din adamları, buralarda dünya nimetlerinden uzak bir hayat
yaşayarak ruhlarını temizlemeye çalışıyor. Sabahın çok erken saatlerinde bütün
öğrenciler ve rahipler avluda toplanıyorlar. Ve günün en önemli ibadeti olan meditasyona
başlıyorlar. Burası dünyanın en ücra köşelerinden birisi. Dik bir yamacın
üzerine kurulmuş. Aşağısı göz alabildiğine ağaçlar, tepeler ve zayıf akan bir
nehir. Henüz bilmiyoruz ama belki de Cennet böyle bir yerdir. Yüzyıllık kocaman
ağaçların arasındaki ahşap kulübeler, doğayla tamamen uyumlu. Zaten asıl sorun
insanın bir türlü doğaya uyum sağlayamaması değil mi? İşte Wazamba bana böyle
bir ormanda dolaşıyormuş hissi veriyor.
Tütsü
kullanımı niche parfüm markaları arasında oldukça popüler olmaya başladı. Comme
des Garcons’un İncense serisi artık kült olma yolunda ilerliyor. Amouage’in
krallara layık parfümü Jubilation XXV’i nasıl unutabilirim ki. By Kilian’in
yeni tütsü temalı parfümü Incense Oud, Tauer’in iki tütsü kokusu Incense Rose
ve Incense Extreme, Montale – Full Incense ve Sonomo Scent Studio – Incense Pure.
Tütsü
genellikle gizemli ve mistik bir hava veriyor içine girdiği parfümlere. Burada
da o mistik tarafını hissediyorsunuz. Ama bana ilginç bir şekilde içki teması
da var gibi geldi Wazamba’da. Sanki biraz konyak. Bu haliyle azıcık Lubin –
İdole’ye de benzettim. Oldukça sıcak bir kokusu var genel olarak.
Yukarıda
da bahsettiğim gibi Serge Lutens’in Fille en Aiguilles’ine oldukça benziyor.
Aradaki fark Serge Lutens’de karanlık meyveler daha baskın başlangıcında.
Devamında da daha ilginç Serge’nin parfümü. Wazamba çok benzemekle birlikte
Fille en Aiguilles’in daha az derin ve daha az karanlık hali diyebilirim. İkisi
arasında seçim yapacak olsam Serge Lutens’i seçerdim muhtemelen.
Wazamba
Eau de Parfum (EDP) formülasyonunda. Bu durum kalıcılığına olumlu anlamda etki
yapmış. Fark edilirliği başlarda yüksek. Keskin bir açılıştan sonra
sakinleşiyor. İyiki de öyle oluyor. Uniseks olarak piyasaya sunulsa da bence
erkek kullanımına daha yakın. Kadınlar için biraz fazla odunsu diyebilirim. Tam
bir sonbahar-kış parfümü.
Artıları:
+
Orta notaları çok iyi.
+
Başarılı bir odunsu tütsü kombinasyonu.
+
Kalitesi tatmin edici.
Eksileri:
-
Sonları biraz sıradan.
-
Yüksek fiyatı. Ayrıca her yerde bulmak zor.
Koku
Güzelliği:10/8.5