Joop – Nightflight (1992) Markanın
pek popüler olmayan erkek parfümü.
Hah bir de bu
çıktı. Pişkin hırsızlar. Hani Türkçemizin güzel deyimlerinden birisi “Yavuz
hırsız ev sahibini bastırır” der. Aynen öyle. Biraz alttan alıp efendilik
edecek olsan hemen tepene çıkacaklar. Hatta seni hırsız ilan ediverecekler.
Bu pişkin insan
formu uzun zamandır aramızda mıydı yoksa son yıllarda gizlendikleri
deliklerinden mi çıktılar emin değilim. Utanmazlık ve onursuzluk başarı mı
kabul ediliyor artık bu ülkede. Ne oluyor bu ülke insanına anlamıyorum.
Blogumu uzun
zamandır takip edenler, benim ve daha başka blog yazarı arkadaşların yazılarını
aynen kopyalayıp, bir de o sitelere reklam alıp para kazanmaya çalışanların
farkındadır. Valla bravo. Bir biri ardına mantar gibi türeyen bu siteler
yazılarımızı aynen kopyalayıp, kendi siteleri gibi rahat davranıyor bir de.
Pişkinliğinde, utanmazlığında bir sınırı olması lazım. Sanırım bu ülkede her
türlü manevi değer büyük bir erozyon geçiriyor. Ve ülke insanı da bu
çürümüşlüğün kurbanı oluyor. Saygı imiş, değer vermekmiş. İzin almakmış. Pehh.
Neredeyse bunları hatırlatanları enayi yerine koyacaklar.
Geçenlerde bu
sitelerden birisini yakaladım. Hem de alışveriş sitesi. Blog diye bir sayfa
açmış. Ve sürprizzz. Benim yazıların aynısı hatta resimlerde dahil bu alışveriş
sitesinin sayfasında. Tabiki hemen iletişime geçtim ve blogu kapattırdım. Zaten
bir daha öyle bir şey yapmaya kalkarsa buradan ve Facebook sayfamdan teşhir
edeceğim bu siteyi. İşin komik tarafı bir de bana akıl öğretiyor. “E sende ters
tıklayınca kopyalanamayan script’ler kullansaydın” demez mi! “Peki sen önce
önüne gelen siteden yazı araklamasan nasıl olur” da dahil bir çok şey söyledim.
Sanırım anlamıştır. Neyse artık beklemedeyim.
Evet içimde
kalmasın diyerekten sizinle yaşadığım hadiseyi paylaşayım dedim. Tabiki bu
fikir hırsızlığı olayının inceleyeceğim parfüm ile bir ilgisi yok. Alman moda
endüstrisinin gururlarından olan Joop markası artık ikonik hale gelmiş ünlü
parfümü Joop Homme ile zaten uzun yıllardır en çok satılan eserlerden birisine
sahip. Bakalım denediğim üçüncü Joop parfümü bana neler hissettirecek. Çünkü
diğer ikisini pek beğenmemiştim.
Nightflight
markanın çok popüler bir parfümü değil. Jump ve Go gibi öne çıkmadı hiçbir
zaman. Geri planda kaldı nedense. Marka ilk parfümünü 1987 yılında piyasaya
sürmüş. İki yıl sonra da meşhur Joop Homme gelmiş. 1992 tarihinde ise
Nightflight piyasaya sürülmüş. Yani üzerinden 20 yıl geçmiş bir parfüm var
karşımızda.
Joop –
Nightflight, kimilerine göre oryantal, kimilerine göre çiçeksi, kimilerine göre
aromatik fujer. Madem öyle bende bir fikirde bulunayım. Akuatik-çiçeksi-odunsu
diyorum. Hadi bakalım.
Elimdeki 10
ml.lik decant şişenin içinden, üzerime püsküren sıvı ilk anda biraz geri
çekilmeme neden oluyor. “İyiki sadece tek fıs sıkmışım” diye düşünüyorum. Çünkü
çok yoğun ve güçlü bir açılışa sahip. İki ana öğe var başlangıçta. Buruk ve
biraz eski kokan turunçgiller (muhtemelen bergamot-limon) ve lavanta. Ortaya
çok ferah bir koku çıkmış. Daha ilk sıktığımda bu kokuyu nereden hatırlıyorum
diye düşünmeye başladım. Hani arabalarda kullanılan ve benzinliklerde satılan
ucuz, renkli kolonyalar vardır. Bende de olduğu için biliyorum o kolonyalardan.
İşte onları andırıyor. Pek sevdiğimi söyleyemem.
Orta notalara
gelindiğinde ana eksen çok değişmiyor. Yeşil kokan ferah lavana-bergamot biraz
geri plana geçiyor. Ortaya erkeksi meyveler (ananas-portakal olabilir) ve ferah
baharatlar size merhaba diyor. Hala başlangıçtaki gibi yeşil ve ferah kokuyor.
Son kısımda ise kokusu daha da güzelleşiyor. Yumuşak odunsu notalar biraz amber
ve sandal ağacı ekleniyor. Alt notaları hem daha sakin hem de daha etkileyici.
Nightflight’ın
genel bir karakterini çizeyim önce. Bence başından sonuna yeşil, akuatik, ferah
ve çiçeksi. Buradaki çiçekler gayet erkeksi. Muhtemelen lavanta ana oyuncu
çiçek anlamında. Ama güçlü bir akuatik yönü de var. Tamam bir Kenzo Pour Homme
değil. Ama ilginç şekilde deniz kenarında dolaşıyor hissini verebiliyor zaman
zaman. Hatta ufaktan sabunsuluk bile mevcut. Yani görüleceği üzere on
parmağında on marifet var. Hepsinden birer parça alıp harmanlayan bir yapıya
sahip. Bu tür fazlaca yeşil kokularla aram olmasa da ilginç bir etkisi var.
Genel olarak ortalama bir eski tarz akuatik koku olarak görüyorum
Nightflight’ı.
Kullanan bir
çok kişi Davidoff’un meşhur parfümü Cool Water’a benzetmiş. Evet bence de
andırıyor. Fakat ondan daha çiçeksi. Daha yoğun, dolgun ve kalıcılığı yüksek.
Zaten denediğim Joop parfümlerinin kalıcılık yönünden hiçbir sıkıntıları
olmuyor. Ki söz konusu olan ferah bir yaz parfümü.
Peki harika
mı? Ya da bir şişesini almaya değer mi? İşte biraz derine inelim o zaman. Çünkü
Nightflight, 1990’ların başında piyasaya çıkarılmış. Yani yirmi yaşını kutluyor
bu sene. Onun için de kokusu çok modern değil dersem yanlış olmaz. Biraz Cool
Water tarzı eski ve olgun havası var. Yani çok genç arkadaşlar özellikle
başlangıcını beğenmeyebilirler. Biraz yaş istiyor sanki. Unutmadan söyleyeyim.
Oldukça erkeksi bir tarzı var. Sanki maço bir erkeğin yaz kolonyası olmaya
aday. Belki de güçlü ve baskın kokusu böyle düşünmemi sağlıyor. Bu anlamda da
günümüzün modern erkek parfümlerinden ayrılıyor.
Bu parfüm neye
benziyor derken aklıma geliyor. Bleu de Chanel’e biraz benzettim genel halini.
Fakat Chanel daha kalitesiz, tek düze ve kolonyamsı kokarken, Nightflight daha
olgun, derin ve ilginç. Kalite anlamında da daha iyi. Zaten şişesinin mavi
olması onun adeta ferah bir akuatik olduğunu müjdeliyor.
Nightflight bir baş yapıt değil. Ama döneminin
özelliklerini bize sunan bir arkadaş. Eski kafa bir akuatik adeta. Başlangıcı
biraz kabul etmesi zor geldi bana. Orta notalara doğru daha tahammül
edilebilir. Sanki temizlik hissi veren bir tarafı da var. Belki de sabunsu yanı
böyle bir imaj çizmesini sağlıyor. Bence denemeden almayın. Küçük bir not
düşeyim. Nightflight’ın üretiminin sonlandırıldığına dair dolaşan söylentiler
var. Muhtemelen doğru. Onun için ilerleyen zamanlarda bulması zorlaşabilir.
Eğer bu parfümü sevenlerdenseniz elinizi çabuk tutmanızda fayda var.
Nightflight’ın
erkeksi yanı bence ağır basıyor. Kimi yorumcular uniseks olarak değerlendirmişler.
Pek katılamayacağım. Bir kadında bu kokuyu duymak isteyeceğimi sanmıyorum. 25
yaş ve üzerindeki erkekleri hedefliyor gibi bir hali var. İlkbahar-yaz ayları
için daha uygun olur gibime geliyor.
Kalıcılığı
bende gayet yüksek oldu. Farkedilirliği başlarda yüksek. Onun için çok fazla
sıkmamak gerek.
Artıları:
+ Sonlarını
başarılı buldum.
+ Artık orta
ve üst yaştaki erkekler için parfüm tasarlamayı unutmuş durumdaki üreticilere
bir hatırlatma olabilir. Bu dünyada sadece 15-25 yaş grubu insanlar yaşamıyor.
Ve sadece onlar parfüm kullanmıyor.
+ Kalıcılığı
tenimde gayet iyi oldu.
Eksileri:
- Başlangıcını
çok başarılı bulmadım.
- Biraz
nostaljik denilebilecek bir hali var.
Koku
Güzelliği:10/6.5