Ineke
– Field Notes From Paris (2009) Markanın ilginç parfümü.
İstanbul için yazılmış şiirler, çekilmiş
filmler, yapılmış besteler çok fazla mıdır acaba? Ya “dünyanın başkenti”
denilen Newyork için durum nasıldır ki? Peki Londra’nın içinde bulunduğu modern
sanat eserleri var mı ki? Muhtemelen bir sürüdür. Hatta Berlin’in isminin
geçtiği edebiyat eserleri. İkinci dünya savaşının çıkmasının en büyük nedeni
olan Almanlar’ın en şöhretli şehri Berlin’in anlatıldığı kim bilir kaç tane
roman vardır. Hatta yeğenim sayesinde konusu Berlin’de geçen yeni nesil bir
Sniper temalı bilgisayar oyunu oynamışlığım bile var.
Yoook. Unuttum sanmayın Paris’i. Kimilerine
göre aşıklar şehri kimilerine göre romantizmin başkenti. Bazıları sıkıcı buluyor.
Bir başkası da fazla abartıldığından bahsediyor Paris’in. Hiç düşündünüz mü neden
acaba modern dünyada şehirler böylesine kutsanıyor? Onlara böylesi özellikler
atfediliyor. Nedir şehirleri böylesine çekici kılan? Niye herkes Paris’in,
Newyork’un ya da Londra’nın hayalini kuruyor. Yoksa buraların kendilerine özgü
cazibesine mi kanıyor insanlar. Televizyonlarda sürekli gördükleri bu ışıl ışıl
şehirlere ulaşamamak daha da mı arzularını kamçılıyor insanların.
Parfümlerinde Newyork’un değişik
semtlerinin isimlerini kullanan Bond
No.9 niche parfüm evini biliyoruz. Şimdi de Paris düşünülerek, daha
doğrusu Paris’ten esinlenerek ortaya çıkarılmış bir parfüm var karşımızda. Geçtiğimiz
haftalarda incelediğim Ineke parfüm evinin en popüler kokusu olan
Derring-Do’dan sonra, en çok övgü alan eser diyebiliriz Field Notes From Paris
için.
Tam da şimdi küçük bir ayrıntı vereyim
Ineke ile ilgili. Çıkardığı parfümleri alfabetik olarak sıralayarak piyasaya
sürüyorlar. Mesela ilk parfümleri “A” harfi ile başlayan “After My Own Heart”.
İkinci parfümleri ise “B” harfinden “Balmy Days & Sundays”. Yani
parfümlerini harf sırasına göre isimlendiriyor. Bugün inceleyceğim ise markanın
altıncı parfümü “F: Field Notes From Paris.” Hatta bu harfleri parfümlerin
kutularının üstüne büyükçe yazıyorlar. Yani bir çeşit gelenek anladığım
kadarıyla. Hatırlarsanız Tauer parfüm evi de kokularına numaralar veriyordu.
“Tatlı kokan Paris öğleden sonraları, hayat
kahve kaşıklarıyla ölçülür” manasına geldiğini tahmin ettiğim bir tanıtımla
karşımıza çıkıyor bu parfüm. Şimdi burada sanırım Paris’in çokça kahve içilen
meşhur ve sokaklara taşan “café”lerine bir vurgu var. Zaten markanın kurucusu Ineke Rühland’ın Paris’e ilk geldiği yıllarda oldukça etkilendiği bu hayat
biçiminden esinlendiği ve bu parfümü böylesi bir imgelemin ardına sığdırdığını
düşünebiliriz.
Kendi sitelerinde parfümlerini
odunsu-oryantal olarak sınıflandırmışlar. Başlangıcında portakal aroması ve
ferah baharatlar size merhaba diyor. Fakat baharat darken öyle keskin ve boğucu
değil. Gayet yumuşak ve portakal ile güzel bir işbirliği yapmış halde. Açıklanan
üst notalarına baktığımda kişniş ve portakal çiçeği görüyorum. Anlaşılan bu
ikili baş rolde açılışta. Fakat portakal çiçeğinin o kadınsı ve çiçeksi hali pek
yok. Daha erkeksi ve daha portakal kabuğu gibi. İyiki de böyle yapmış Ineke.
Bence üst notaları gayet güzel. Orta notalara doğru portakal etkisi devam
ederken, baharatlar geri çekiliyor. Onun yerine ferah ve yumuşak sayılabilecek
tütün ve deri geçiyor. Deri biraz daha geri planda. Ağırlık pipo tütünü gibi
kokmayan tütünde diyebilirim. Bu kısmı başları kadar kendime yakın bulamadım.
Oysaki tam bir tütün kokusu sever olmama rağmen. Alt notalarında ise portakal
aroması oldukça etkisini kaybediyor. Parfümün sonlarında süpriz bir şekilde gül,
silhat ve odunsu notaları hissediyorum. Fena bir kapanış değil.
Bazı yorumcuların dediği gibi Field Notes
From Paris özellikle portakal aromasının etkisiyle birazcık “ekşi” kokuyor.
Özellikle başlangıcında. Orta notalarda da bu ekşilik meyvemsi bir his
verebiliyor. Hatta biraz meyve suyu kıvamı bile denebilir. Onun dışında zengin
bir aromaya sahip. Hatta biraz karmaşık. Çözmeniz zaman alabilir. Onun için 1-2
kere deneyip karar vermeyin derim.
Şimdi parfümümüz genel olarak yapaylık
barındırmıyor. Kalite anlamında sizi tatmin edecektir. Hüzünlü mü desem, belli
şeyleri aşmış mı desem karar veremedim. Bana garip bir şekilde eskileri hatırlattı
kokusu. Aslında çok modern bir yapısı var genel olarak. Sanki belli yaşın
üzerindekiler için daha uygun olacakmış gibi bir hisse kapıldım. Belki 30 hatta
35 yaş ve üzerindeki kişilere uyacak gibime geliyor.
İsmini Paris’ten alan bir parfümün Paris gibi
kokması gereker mi? Ya da Paris nasıl kokar? Bu güzel şehre hiç gitmediğim için
yorum yapamayacağım. İyi de her şehrin kendine özgü bir kokusu olabilir mi?
Bence hem olabilir hem de olamaz. Eğer Paris bir kokuya benzetilseydi ne
olabilirdi diye düşünüyorum. Belki romantizminden dolayı modern bir gül gibi
olmalı. Ya da ünlü cafélerinde içilen kahvelerin etkisiyle biraz kahve kokmalı.
Buradan yola çıkarak Field Notes From Paris, aynı ismi gibi Paris kokuyor
dersek sanırım yanılmış oluruz. Ya da böyle bir genelleme zorlama olacaktır.
Field Notes From Paris güzel bir parfüm ama
harika ya da çok özel değil bence. Yani bir niche marka olduğunu düşünürsek ve
fiyatının da ortalamanın üzerinde olacağını varsayarsak büyük boy şişesini
almak için çok iyi bir seçenek mi emin değilim.
Eau de Parfum (EDP) olması kalıcılığına çok
büyük bir etki yapmamış anlaşılan. Bazı yerlerde kadın parfümü olarak geçse de
bence uniseks kullanıma daha yakın. Hatta erkek parfümü olarak satsanız kimse
sesini çıkarmaz. Bu arada parfümün şişesindeki Paris haritası da güzel bir
detay olarak yerini almış.
Bu sıcak Ağustos günlerinde denemekle hata
mı yaptım bilmiyorum. Çünkü genel hali ile biraz serin havaları istiyor sanki.
Fakat sıcak yaz günlerinde de performansı fena değildi. Çok boğucu ya da keskin
olmadı. Yani sıcaklarda kullanmak beni rahatsız etmedi. Fakat daha
ilkbahar-sonbahar kullanımına yakın bir hali var diyebilirim. Parfümün
tasarımcısı ise markanın kurucusu ve sahibi Ineke Rühland.
Artıları:
+ Başlangıcı gayet güzel.
+ Sonlardaki gül ilginç bir süpriz olmuş.
+ Kaliteli kokusu memnun edici.
Eksileri:
- Orta kısmını pek beğenemedim.
- Çok çarpıcı ya da harika bir kokusu yok.
Bir şişesini almaya değer mi şüpheliyim.
- Her yerde bulmak zor. Fiyatı da biraz
yüksek.
Koku Güzelliği:10/7