Tauer – Orange Star (2010) Markanın
uniseks olarak düşünülmüş parfümü.
Saat 00.29. Türkiye’nin
en batı noktalarından birindeyim. Küçük bir tatil kasabası burası. Yaz
mevsiminde nüfusu yüz bini geçen, kışın ise sessiz ve sakin diğer Akdeniz sahil
kasabalarıyla çok fazla ortak yönü olan.
Böylesine
küçük yerlerde herkesin birbirini tanıması normal. Tabiki yerlilerinden
bahsediyorum. Hatta yazın gelen tatilciler için hafif alaylı bir şekilde
“yazlıkçılar” demelerini seviyorum en çok. E haklılar. Buranın asıl sahibi
onlar. Diğerleri 15-20 günlüğüne gelip ondan sonra koştura koştura yaşadıkları
yerlere dönen insanlar. Burada yaşıyor olsam bende “yazlıkçılarla” hafiften
makaramı geçerdim.
Ne yazık ki
burada portakal ağaçları yok. Yani turunçgil yetiştiriciliği yapılmıyor.
Sebebini anlamış da değilim. Acaba iklimi mi elverişli değil? Ya da çok
zahmetli bir iş mi?
Çünkü Ege ve
Akdeniz toprakları sanki Allah’ın ülke insanlarına bir lütufu. Hangi sebzeyi ya
da meyveyi dikseniz size kat kat geri ödüyor bu topraklar. Yani doğanın bizden
çok fazla alacağı var. Bu kadar borcu nasıl öderiz toprağa bilemiyorum. Biz ise
o toprağı başımızın tacı edeceğimize üstüne piknikten arta kalan çöplerimizi
atıyoruz. Fabrikalarımız derelere atıklarını boşaltıyor. Derelere HES’ler yapıp
ekolojik dengeyi nasıl daha fazla bozarız diye uğraşıp duruyoruz.
Daha önce de
söylediğim gibi Parfüm Merakı blogu, kuru kuru parfüm yorumları yaptığım bir
yer değil. Zaman zaman etrafta gördüğüm haksızlıkları dile getirdiğim, kimseye
boğun eğmediğim bir platform. Hiçbir markaya ya da şirkete yaranmak gibi bir
derdim de yok. Ne hissediyorsam ve nasıl düşünüyorsam yazıyorum. İlgili ya da
ilgisiz. Çünkü burası benim aynı zamanda yaşadığımız dünya ile kurduğum
bağlardan birisi. Türkçe okuyabilen milyonlarca insana bir şeyler
anlatabildiğim defterim de diyebilirim.
Ülkemizin
özellikle Akdeniz bölgesi müthiş bir tarım potansiyeline sahip. Sofralarımızda
yediğimiz bir çok besin bize buradan geliyor dersek yanlış olmaz sanırım. Ama
en önemlisi de turunçgil üretimi.
Mersin-Tarsus
bölgesi beni ilk gittiğimde çok şaşırtmıştı. Mersin’den çıkıp Tarsus’a giderken
ve Tarsus’u geçtikten sonra kilometrelerce uzanan turunçgil bahçelerine tanık
olmuştum. Gerek Antalya gerekse Mersin bölgesi Türkiye’nin turunçgil ihtiyacını
tek başına rahatlıkla karşılıyor. Yani portakal, mandalina, greyfurt ve limon
bizler için hiç de yabancı meyveler değil. Sıcak mevsim meyveleri olarak
bilinen turunçgiller, mesela soğuk bir iklime sahip ülkede ne kadar biliniyor
ve seviliyor. Mesela İsviçre’de.
Bu sorunun
cevabını İsviçreli bir parfümör olan Andy Tauer bize veriyor. Bankacılık
sektörü ile dünyaya örnek olmuş bir ülke. Uluslararası meselelerde hep tarafsız
kalarak fazla suya sabuna dokunmamış. Dünyanın gelir düzeyi en yüksek
ülkelerinden birisi. Ve bu küçücük ülkenin, ismi sıkça duyulan dünya çapında
bir markası daha var artık. Adı da “Tauer Perfumes”.
Bugün
inceleyeceğim Orange Star markanın çok öne çıkan bir kokusu değil. Bunun sebebi
yeni bir parfüm olması da olabilir. Henüz 2010 yılında piyasaya sürülmüş. İsminden
de anlaşılacağı üzere turunçgil merkezli bir kokusu var. 9 numaralı parfümü
Tauer’in.
Oryantal-çiçeksi
olarak sınıflandırılmış. Başlangıcı çok kısa süreli bir portakal ile
gerçekleşiyor. Sadece saniyeler sonra parfümün neredeyse ana yapısı oluşturan o
acayip koku baş role geçiyor. Emin olun burnuma gelen kokunun ne olduğuna dair
hiçbir fikrim yok. Çünkü daha önce böyle bir kokuya rastladığımı hatırlamıyorum
Onun için de zihnim bu kokuyu daha önceki hiçbir tecrübem ile eşleştiremiyor.
Açıklanan
notalarına bakıyorum bir umut. Portakal var. Tamam onu anladık. Menekşe
görünüyor Hmm. Belki olabilir. Ama emin değilim. Yanmış portakal kabuğu mu
desem. Tuhaf odunsu notalar mı desem. Bu koku ne yahu!!! Yeniden notalarına dikkatlice
baktığımda clementine ve lemongrass isimli iki elemente rastladım. Daha önce
koklamadığım bu arkadaşlardan geliyor olabilir orta notalardaki burun büken
koku. Ya da silhat ve deri karışımı diyesim geliyor. Kimi yorumcular orta
notalarındaki o rahatsız edici kokuyu benzine benzetmiş. Ben ise tozlu ve kirli
kokan çiçekler diyorum son olarak. Fakat hala emin değilim.
Parfümün
sonları da aynı orta notalardaki koku ile özdeş. Fakat biraz odunsu notalar ile
amber hissediliyor. O kadar. Sonuç olarak garip bir parfüm.
Öncelikle
Orange Star ismi gibi portakal ağırlıklı. Fakat portakalın çok farklı ve uç bir
yorumu bana göre. Hem sevmesi hem de giymesi zor bir kokuya sahip. Yani en
azından benim için öyle. Ama şuna eminim bu parfümü deneyen bir çok ortalama
kullanıcı kaçacak yer arayacaktır.
Orange Star
düz çizgide ilerliyor. Çok büyük değişiklik göstermiyor. Biraz sert, algıları
zorlayan ve herkesin sevemeyeceği bir hali var. Aklıma hemen Tauer’in denediğim
diğer parfümü L’Air du Desert Moracain geldi. Sanki ondaki deri kullanımını
andıran bir hali var.
Eğer Orange
Star’ın 2010 yılında çıkmış bir parfüm olduğunu bilmeden bana koklatılsa
sanırım onun 1980’lerin eski ve acımasız turunçgil kokularından birisi olduğunu
sanırdım. Genel olarak çok temiz ve mis gibi kokan bir portakal aromasına sahip
değil. Daha ağır, keskin, güçlü ve tuhaf.
Orange Star
Eau de Parfum (EDP) olarak piyasaya sürülmüş. Uniseks olarak düşünülse de bence
erkek kullanımına daha yakın. Kokusunu bir kadına pek yakıştıramıyorum. Yaş
aralığı olarak daha üst grupları hedeflediğini düşünüyorum. Belki 35 ve üzeri. Parfümün tasarımcısı ise Andy Tauer.
Bahsetmem
gereken bir diğer durum ise kalıcılığı. Bir çok EDP denedim ama Orange Star
gibi inatçı ve teninizden çıkmak istemeyenine az rastladım. Üzerimde 2 güne
yakın kalarak bu konuda çok iddialı olduğunu gösterdi. Ayrıca fark edilirliği başlangıçta
çok yüksek. Onun için dikkatli sıkmanızı tavsiye ederim.
Artıları:
+ Başlangıcı
fena değil.
+ Kalıcılığı
çok iyi.
Eksileri:
- Orta
notalarından itibaren ortaya çıkan kokuya benim tahammül edebilmem mümkün
görünmüyor.
- Yapaylık
sınırında dolaşan nükleer bir bomba adeta.
- Fiyatı
yüksek. Ayrıca her yerde bulmanız da zor.
Koku
Güzelliği:10/5.5