Giorgio Armani – Armani Eau Pour Homme (1984) Markanın ilk erkek parfümü.
Klasikler. İyi de nereden geliyor bu klasik
sevdası. Eskiye özlem mi? Yoksa yeniye karşı duyulan tepki mi? Eskiler her
zaman daha mı iyi olur? Yoksa yeni hiçbir zaman eskinin yerini alamaz mı?
Klasikler deyince aklıma önce sinema sonra
da müzik dünyası geliyor. Sinemanın klasikleri neler olabilir? Yok Sergey
Eisenstein’ın Potemkin Zırlısına kadar gitmeyeyim. Daha yeni sayılabilecek
sinema klasiklerini bir hatırlayalım. Michael Curtiz’in Cazablanca’sı, Alfred
Hitchcock’un Psycho’su, Orson Welles’in Citizen Kane’i. Biraz daha günümüze
gelelim. Artık bir efsane olmuş The Godfather serisi, Frank Darabont’un
etkileyici eseri The Shawshank Redemption, Quentin Tarantino’nun nefis filmi
Pulp Fiction, şimdiden kült filmler kategorisinde sayılan David Fincher’in Fight
Club’ı.
Müzik dünyasında durum nedir acaba? Beni
her dinlediğimde hala etkileyen Depeche Mode’un Enjoy The Silence şarkısı ilk
aklıma gelen. Queen’in nefis albümleri. Nirvana’nın eşi benzeri olmayan
Nevermind eseri. Prodigy’nin spekülatif albümü Fat of Land. Metallica, The Beatles, Rolling Stones ve
diğerleri. Hala yukarıdaki eserleri izledikçe ve dinledikçe aldığım keyfi çok
az yeni eserden alabiliyorum. Evet o malum “Ne varsa eskilerde var” klişesi
belki de doğrudur. Bu yeniliklere kapalı olalım, hep eskileri sayıklayalım
anlamına gelmiyor tabiki. Fakat eski eserlere de gereken saygı göstermeliyiz
bence.
Parfüm dünyasının da aynı müzik ve sinema
alanları gibi klasikleri var kuşkusuz. İşte bugün o klasiklerden birisine göz
atacağım. Artık şuna eminim ki 1980’li yıllar parfüm dünyasının en ilginç
dönemlerinden birisiymiş. Arka arkaya öylesine parfümler piyasaya sürülmüş ki
insan hangi birisine bakacağını şaşırıyor. Sanırım 1980’lerin erkek parfümleri
için “Şiprenin Yükselişi” demek pek yanlış olmaz. Bu tür bol limonsu,
turunçgilli aromatik otsu şiprelerin en önemli mihenk taşlarından birisi
Christian Dior – Eau Sauvage. Bu herkesçe kabul ediliyor artık. Hatta bence
sonrasındaki bir çok parfüm, Eau Sauvage’dan esintiler taşıyarak var
olabildiler. Yani bir anlamda yeni bir kapı açmıştı Eau Sauvage parfüm
endüstrisine.
Giorgio Armani’nin ülkemizde pek bilinmeyen
ilk erkek parfümü Armani Eau Pour Homme’da Eau Sauvage’ın açtığı kapıdan girmiş
diyebiliriz. Giorgio Armani’nin bizzat kendisinin de kullandığı bir parfümmüş
Eau Pour Homme. Bazı yerlerde Armani Pour Homme olarak da karşınıza çıkabilir.
İkisi aynı parfümdür. Şaşırmayasınız.
Giorgio Armani’nin ülkemizde Code, Acqua di Gio, He gibi popüler ve modern parfümleri daha revaçta. Hatta Code ve Acqua di Gio bildiğim kadarıyla dünyanın en çok satan on parfümü listesinin her zaman
üst sıralarında. Armani Eau Pour Homme bu çok popüler kardeşlerinin etkisiyle
biraz geri planda kalmış gibi. Fakat parfüm meraklılarının çok iyi bildiği
klasiklerden birisi.
Giorgio Armani’nin kendi sitelerinde Eau
Pour Homme için rafine, elegant ve erkeksi kelimelerine vurgu yapılmış.
Fragrantica’da aromatik turunçgil olarak sınıflandırılmış. Parfümümüzün açılışı
keskin bir limon ile gerçekleşiyor. Biraz eski kokan limon desem sanırım daha
doğru olur. Limona aromatik otlar da eşlik ediyor hafiften. Fakat ağırlık
limonda. Hatta bir çok kişi için limon kolonyası tadında bir başlangıcı var. Bence
idare eder. Daha sonrasında keskin limon biraz geri plana geçiyor. Bu sefer
ortaya yumuşak aromatik baharatlar geçiyor. Baharat derken karanfil olabilir.
Öyle yoğun ve keskin değil. Turunçgil-limon ile gayet güzel harmanlanmış. Orta
notalarını sevdim. Çok rafine ve erkeksi. Son kısımlarda çok büyük değişim
göstermiyor. Yumuşak baharatlara biraz odunsu notalar ekleniyor. Böylece de
tenden ayrılıyor.
Şimdi efendim bu parfüm 1980’lerin eski
kokan turunçgil-limon tarzının bir devamı gibi. Yani pek modern bir kokusu yok.
Daha eski kokan bir hali var. Bunu önemle belirteyim. Buradan anlaşılacağı
üzere genç erkeklere pek uymaz. Daha bir yaş ve olgunluk istiyor. Mesela 35
hatta 40 yaş üzeri erkeklerin kullanacağı gibi. Yani Giorgio Armani markasını
görüp de Code yada Acqua di Gio gibi bir parfüm beklemeyin. Eskinin
centilmenleri için tasarlanmış bir arkadaş. Bu çok açık.
Başlangıcındaki limon kolonyası efekti bir
çok eski parfümde karşımıza çıkıyor. Armani’de bu koku çok başarılı kullanılmış
diyemem. Yani açılışı çok etkileyici değil. Daha iyileri ile karşılaştığımı
söylemeliyim. Fakat orta notalardan itibaren devreye giren aromatik baharatlar
çok ayrı bir hava vermiş. Bu kısıma tam not verdim. Günümüzün modern
parfümlerinde pek karşılaşılmayacak bir kalite hissi var. Şık ve biraz
aristokrat. Sanki bu parfüm bir İtalyan beyefendisinin kullanması için
düşünülmüş. Şık bir takım elbise ile.
Armani Eau Pour Homme artık bir çok
parfümün kaderi haline gelmiş olan yeniden formüle edilmiş. Anladığım kadarıyla
benim kullandığım yeni formül olanı. Fakat bir çok yorumcu eski versiyonunu
daha çok beğenmiş. Yeni versiyonu için çok övgü dolu şeyler söylenmemiş. Keşke
eski formülünü bulup onu deneyebilseymişim. Belki ileride.
Sıcak yaz günleri için böylesine bir
limon-turunçgil kokusunu kullanmak iyi fikir. Bence soğuk kış mevsimi dışında
her zaman kullanılabilir. Tam bir erkek parfümü olduğunu hatırlatayım. Bu tür
erkeksi parfümleri sevmeyenlerin hoşuna gitmeyebilir. Parfümün tasarımını ise
ismi pek bilinmeyen bir burun olan Roger Pelligrino yapmış. Luca Turin ise
Armani Eau Pour Homme’a beş üzerinden üç yıldız vermiş ve odunsu turunçgil
olarak sınıflandırmış.
Artıları:
+ Orta notalarından itibaren ortaya çıkan aromatik
ferah baharatlar gayet güzel.
+ Günümüzün zıpır modern parfümlerinden haz
etmeyen orta yaşlı erkekler için sığınılacak bir liman.
Eksileri:
- Başlangıcı çok ilginç gelmedi bana.
- Tarz olarak daha başarılı örnekleri var.
Koku Güzelliği:10/7