Givenchy – Insense Ultramarine (1994) Markanın erkek parfümlerinden.
İlkokuldan
itibaren eğitim sistemimizin içinde olan cümlelerden birisidir “Üç tarafımız
denizlerle çevrili.” Aslında kocaman bir yarım ada olan Anadolu topraklarının
belki de eşine az rastlanır şekilde üç ayrı denize kıyısı var. İyi de Türk insanının
denizle ilişkisi nasıl?
Orta
Asya bozkırlarından geldiği kabul edilen Türkler için deniz kuşkusuz bir
muammaydı. Daha doğrusu denizle pek yakın bir ilişkisi olmadı bir türlü ülke
insanının. Daha çok “seviyeli bir ilişki” olarak tanımlayabiliriz. Hala bir çok
insanımız yüzme bilmez. Hatta öğrenmeyi de önemsemez.
Denizle
arası pek de iyi olmayan bir ülkede deniz temalı Insense Ultramarine parfümü
neden bu kadar ilgi görüyor anlamak zor. Belki de Givenchy markasının gücünü
arkasına alıyor. Ya da kokusu büyük kitlelerin ilgisini çekecek gibi.
Bugün
Givenchy’nin şu an üretimde olmayan önemli klasiklerinden Insense’den bir yıl
sonra çıkarılan Ultramarine versiyonunu inceleyeceğim. Abisi Insense’in üretimi
kısa sürede bitirilmesine rağmen, Ultramarine farklı kokusuyla oldukça başarılı
olmuşa benziyor. Markanın çok satan parfümlerinin başında gelirken, geçen
yıllar biraz yıldızını söndürmüşe benziyor. Çünkü artık rekabet yoğun. Her yıl
yüzlerce yeni parfüm piyasaya sürülüyor. Markalar ise değişime ve trendlere
ayak uydurmaya çalışıyorlar. Bu da sürekli yeni parfüm demek.
Insense
Ultramarine fragrantica’da aromatik meyveli olarak sınıflandırılmış. Aslında
parfümün şişesinin içindeki sıvının rengi bize çok şey anlatıyor. Açılışı garip ve yapay meyveler ile gerçekleşiyor. Biraz
da sabunsuluk hakim. Meyve derken büyük ihtimalle karpuz. Orta notalardan itibaren yabancıların ozonic dedikleri kısım başlıyor. Bu andan itibaren güçlü bir nane hissediyorum.
Nane çok doğal olmasa da parfüme ferah hatta soğuk bir hava katıyor. Biraz da
baharatlar. Nanenin etkisiyle soğuk, ferah baharatlar diyebilirim. Sonlara
doğru ise garip meyvelere misk ve yumuşak odunsu notalar ekleniyor. Böylece de
tenden ayrılıyor.
Insense
Ultramarine, aynı şişesinin rengi gibi masmavi bir kokuya sahip. Sanki
gökyüzüne bakıyorsunuz bu parfümü koklarken. Mavi yolculuğa çıkmışsınız da
etrafınız göz alabildiğine Akdeniz gibi. Akuatik-meyveli bir kokuya sahip diyebilirim.
Başlangıcının
oldukça yapay olduğunu belirtmem gerek. Onun için ilk kısmını çok sevmedim.
Orta notalarda da yapay nane pek ilgi çekici değil. En beğendim yanı son kısım.
Birebir aynı olmasalarda
içeriğindeki sabunsuluk
Azzaro – Chrome’u andırıyor genel itibariyle. Fakat Ultramarine daha yapay ve
daha deniz gibi kokuyor.
Orta notaları da Versace Pour Homme’a benzettim.
Gerçekten
garip bir parfümle karşı karşıyayım. Bir tarafım “fena değilmiş” derken, diğer
tarafım “yok artık bu kadar yapay kokan bir parfüm nasıl iyi olabilir” diyor. Sanırım
ben ikinci tarafımın sözünü dinleyeceğim. Bir yorumcunun ilginç yaklaşımı
kafama takıldı. Acaba Ultramarine, Givenchy tarafından Davidoff’un meşhur parfümü Cool Water’a rakip olarak mı düşünüldü? Muhtemelen evet.
Insense Ultramarine'in, ülkemizde sevilen bir parfüm
olduğunu düşünüyorum.
Bu kokuyu etraftaki bir çok insanda duyabilirsiniz. Genel olarak ortalama bir
parfüm kullanıcısını oldukça memnun edecektir. Fakat işin biraz daha derinine
inmeye meraklıysanız, vasat bir ana akım parfüm olarak hatırlamanız muhtemel.
Kokusu çok büyük değişim göstermiyor. Başından sonuna kadar benzer bir tarzda
ilerliyor.
Tam
bir yaz parfümü. Günlük spor kıyafetlerle veya deniz kenarında kullanmaya çok
uygun. Rahat ve genç bir havası var.
Parfüm kullanmaya yeni başlayan arkadaşlara hitap ediyor sanki. 30 yaşın
altındaki erkekler
için tavsiye edebilirim.
Artıları:
+
Sonlara doğru ortaya çıkan kokuyu beğendim.
+
Kalıcılığı tenimde çok iyi oldu.
Eksileri:
-
Başlangıcı çok yapay ve sabunsu.
-
Orta notaları da çok hoşuma gitmedi.
-
Tek düze ilerliyor. Çok fazla değişmiyor.
-
Kalite hissi vermeyen yapısı.
Koku
Güzelliği:10/5