Geoffrey Beene – Grey Flannel (1975) Markanın ilk erkek parfümü.
Bence bazı
insanlar gerek zihinlerinin çalışma şekliyle gerekse olaylara farklı açılardan
bakabilme yetenekleriyle diğerlerinden farklı ve “özeller”. Mesela önemli
liderler, fikir insanları veya sanatçılar.
Bizim sanatçı
derken eline mikrofon alıp şarkı söyleyen insanlar aklımıza geliyor muhtemelen.
Yada anlamsız resimler yapan ressamlar. Fakat bence modacılarda sanatçı
kapsamına girmeli. Mesela Yves Saint Laurent, Coco Chanel ve diğerleri.
Geoffrey
Beene’de Amerika doğumlu bir isim. Eğitimine tıp alanında başlıyor. Sanırım
dünyadaki bir çok anne baba gibi “aman çocuğumuz doktor olsun” hayallerindeler.
Fakat herkesin çocuğu doktor olacak olsa diğer işleri kim yapacak meçhul.
Bir süre sonra
hayalindeki işin doktorluk olmadığını anlayıp eğitimini yarıda bırakıyor ve
kıyafetler tasarlamaya başlıyor. Aşık olduğu işi yapmanın motivasyonu ile
başarı basamaklarını hızla çıkmakta hiç zorlanmıyor. Onun için “ Modern
Amerikan modasının minimalist babası” diyenler çoğunlukta.
Normalde böyle
başarılı bir modacının parfüm işine güçlü şekilde girmesini beklenir. İsminin
popülerliğini kullanarak, onlarca parfüm piyasaya sürerek güzel kazançlar
sağlaması normal karşılanır. Fakat Geoffrey Beene, 1963 yılında kurulmuş bir
marka olmasına rağmen, sadece beş tane parfüme imza atmış. Bugün inceleyeceğim
Grey Flannel markanın en bilinen parfümü diyebilirim rahatlıkla.
1970’li
yılların ortalarını hatırlayanlar bugün tahminen 50’li yaşlarında olmalılar. Parfüm
merakı blogunu okuyan kaç tane 50 yaş ve üzerindeki kişi vardır bilemiyorum.
Hiç böyle bir merakım da olmadı. Ama çok fazla kişi olduğunu sanmıyorum. Yaşı
50 ve üzerinde olan erkeklerin mutlaka bileceği bir parfüm olduğunu tahmin
ediyorum Grey Flannel’in. Karşımızda 1970’li yılların en popüler parfümlerinden
birisi var. Rahatlıkla klasik diyebilirim onun için.
Oryantal
odunsu olarak sınıflandırılmış Grey Flannel. Başlangıcı küçük bir şok etkisi
yarattı bende. Algıları zorlayan, tuhaf ve sevmesi zor bir açılış. Nasıl
anlatayım bilemedim. Tozlu, kuru, sert bir lavanta-bergamot ikilisine
benzettim. Sanki binlerce yıl öncesinden gelen bir koku. Başlangıcı bana çok
uzak. Biraz eski lavanta kolonyalarına benzettim.
Orta notalara
doğru neyseki bu gaddar koku ortadan kayboluyor. Onun yerine bol sabunsu-pudralı
koku geliyor. Bu sabunsuluğa erkeksi çiçekler de eşlik ediyor. Muhtemelen
menekşe. Çünkü bu parfümü Fahrenheit’e benzeten epey kişi var. Bu benzerlik iki
parfümdeki menekşe notası sayesinde olabilir. Orta notalar da hiç bana göre
değil. Grey Flannel alt notalarda ise yine değişim gösteriyor. Sabunsuluk
azalırken, odunsu notalar kendisini öne çıkarıyor. Biraz da tatlılık ekleniyor.
Bence sonları parfümün en güzel ve etkileyici kısmı. Alt notalara benden on
puan.
Evet Grey
Flannel hakkında ne düşündüğüm çok açık. Böylesi eski kokan sabunsu bir parfüm
hiçbir zaman tercih edeceğim gibi değil. Evet o bir klasik. Eskilere her zaman
saygımız var. Ama bu parfümün özellikle üst ve orta notaları bana çok çok uzak.
Grey
Flannel’in alt notaları bana tuhaf bir şekilde Amouage’ları hatırlattı. Onlar
kadar detaylı ve zengin olmasa da Grey Flannel’in son kısmı bence Amouage – Gold Men’i biraz anımsatıyor.
Pudramsı-sabunsuluk
ve menekşe benim parfümlerde hiç de sevdiğim kokular değil. Yani Grey
Flannel’den nefret etmek için çok sebebim var. Fakat çok başarılı alt
notalarının hatırına kötü şeyler söylemek istemiyorum. Yine de hiçbir zaman bir
şişesini alıp kullanacağımı sanmıyorum. Grey Flannel ile ayrı dünyaların
insanlarıyız. Bu çok açık.
Bazı
yorumcular Fahrenheit’a benzetmişler kokusunu. Evet biraz orta notalara doğru
andırıyor. Onun sebebi muhtemelen menekşe. Fahrenheit daha motor yağı gibi
kokarken, Grey Flannel sabunsu.
Eğer yaşınız
40 ve üzerindeyse, zıpır, modern, şekerli parfümler ilginizi hiç çekmiyorsa ve
bol sabunsu, erkeksi bir parfüm arıyorsanız Grey Flannel’e bir şans
verebilirisiniz. Luca Turin kitabında beş üzerinden beş yıldız vererek çok
beğendiğini anlatmış. Biraz şaşırdım açıkçası bu kadar yüksek bir nota.
Piyasaya sürüldükten bir sene sonra 1976’da FIFI tarafından “En başarılı erkek
parfümü” seçilmiş.
Grey Flannel,
keskin yapısından dolayı sonbahar-kış mevsiminde kullanıma uyacak gibi
görünüyor. Genç arkadaşlar pek denemesinler. Çünkü ilgilerini çekeceğini
sanmıyorum. Biraz “yaş” istiyor tarzı. Benim için bile fazla yaşlı kokusu.
Denemeden kesinlikle almayın.
Artıları:
+ Alt notaları
çok konforlu ve başarılı.
+
Yurtdışındaki internet sitelerinde çok uygun fiyatlara bulabilirsiniz.
Eksileri:
- Başlangıcındaki
kokuyu sevmedim.
- Orta
notaları da bana göre değil.
- Eski ve
nostaljik kokusu çoğu kimsenin ilgisini çekmeyebilir.
Koku Güzelliği:10/6