Aradan geçen yıllar bize gösteriyor ki boynuzun kulağı geçtiği örneklere yenisi eklenmiş durumda: Coco Mademoiselle.
Hypnotic Poison’un, ablası Poison’dan çok daha popüler olması ve sevilmesi, Eau de Merveilles’in, Elixir isimli başarılı devam çalışması ve Miss Dior’dan ismi daha çok duyulan devamı Miss Dior Cherie. Tabii durum erkek parfümlerinde de benzer seyrinde. Dior Homme’dan çok daha ilgi çeken Dior Homme Intense’i ve L’Homme’un pabucunu dama atan La Nuit de L’Homme.
Aslında şöyle bir düşündüğümüzde çok sık rastlanan durum değil, devam parfümlerinin asıllarından başarılı olup, öne çıkması. 2001 yılında, Chanel’in baş parfömürü Jacques Polge, belki de riskli sayılabilecek hamle ile ünlü klasikleri Coco’ya yeni bir arkadaş hediye etti. Bu isim Coco Mademoiselle olacaktı.
1984 yılında çıkan Coco, Chanel’in sevilen parfümlerindendi ama Coco Mademoiselle, yıllardır dünyanın en çok satan kadın parfümleri arasında. Hatta Amerika pazarında bir numarayı çok az kaptırıyor rakiplerine. Bu anlamda müthiş bir seven kitlesinin olduğu söylenebilir Coco Mademoiselle’in.
Kendi sitelerinde “kadınsı, seksi, genç ve etkileyici” sıfatları layık görülmüş onun için. Ayrıca parfümün ilhamını genç Coco Chanel’in ruhundan aldığı belirtilmiş. Modern oryantal olarak sınıflandırılan Coco Mademoiselle’in açılışı ferah sayılamayacak turunçgillerle gerçekleşiyor. Kısa süre sonra ona çiçekler eşlik ediyor. Başlangıcı için portakallı beyaz çiçeklerin hakimiyetinde denebilir. Orta bölümde parlak ve yapay amber karşımıza çıkıyor. Beyaz çiçeklerin eşlik ettiği orta bölüm, metalik ve rahatsız edici. Son bölüm parfümün en sevdiğim yeri oluyor. Burada, orta kısımda ipuçlarını aldığımız paçuliye fazlaca tatlı olmayan vanilya ekleniyor. Sıra dışı olmasa da başarılı kapanışa sahip.
Coco Mademoiselle anladığım kadarıyla portakallı beyaz çiçekler (portakal çiçeği ve yasemin) ve paçuli üzerine kurulmuş. Diğer unsurlar destekleyici gibi düşünülebilir. Gerçi çok da fazla notanın desteklediği söylenemez. Bir tek misk, parfümün üzerinde dolaşıyor orta bölümde. Derin, detaylı değil. Hatta yüksek kalite hissiyatı da vermiyor.
Orta kısımdan itibaren burnumu tırmalayan yapaylık, en sevmediğim haliyle verilmiş. Bu tür metalik amberden gelen yapaylık, cazgır ve tırnaklarını çıkarmış beyaz çiçeklerle desteklenince, bünyemde “aşırı doz” uyarısı yaptı. Neredeyse her kullandığımda hafif çaplı baş ağrısı ataklarına sebep oldu. Okuduğum kadarıyla bu durumdan çok fazla kişi muzdarip. Eğer migren ve ileri düzeyde sinüzitiniz varsa Coco Mademoiselle’i kullanırken bir daha düşünün. Eğer kullanmayı kafanıza koyduysanız da ağrı kesici hapınızı cebinizde bulundurmayı unutmayın.
Sadece başımı ağrıtsa iyi. Düşük kalite hissiyatı, büyük hayal kırıklığı yarattı. Bu kadar meşhur parfümün böylesine özelliksiz olabileceğini tahmin etmezdim. Başyapıtla karşılaşacağımı düşünürken, sıradan çiçeksi yapı tam da “hayaller-gerçekler” durumuna sebep oldu. Ama sonradan düşündüm ve popüler, çok satan parfümlerin genellikle vasat olduğunu aklıma getirdim. Ruhumu rahatlattım.
Sonuç olarak sevemedim Coco Mademoiselle’i. Kıyafete sıktım, farklı kollarıma uyguladım. Gündüz ılık saatlerde boca ettim, sabahın oldukça serin anlarında şansımı denedim. Pek değişiklik olmadı. Kullanım döneminde, bu parfümü daha önceleri başkalarından ne kadar çok duyduğumu fark ettim. Kimi kadınlarda harika kokan Coco Mademoiselle, muhtemelen benim erkek tenimle anlaşamadı.
Luca Turin, Coco Mademoiselle’i çiçeksi oryantal olarak sınıflandırmış ve beş üzerinde dört puan vererek oldukça beğenmiş.
Kullandığım Eau de Parfum (EDP) versiyonuydu. EDT ve Parfum (Pure Parfum) versiyonları da mevcut. Kalıcılığı iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. İlk on beş dakikadan sonra normale dönüyor tende. Kıyafet üzerinde fark edilirliği daha yüksek. Bence soğuk günlerin parfümü. Geç sonbahar-kış dönemine uyacaktır.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/5