Juicy Couture etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Juicy Couture etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ocak 2012 Pazartesi

Juicy Couture – Dirty English For Men (2008)


Juicy Couture – Dirty English For Men (2008)  2012 itibariyle markanın ilk ve tek erkek parfümü.

Moda tutkunu iki arkadaşın California’da kurdukları bir marka düşünelim. 1997 yılında ortaya çıkan bu fikir, günlük kullanıma uygun kıyafet tasarımları ile gelişsin. Asıl öne çıkmaları ise Madonna’nın onların kıyafetlerini giydiğini söylemesi ile doruk noktasına çıksın. Amerika’nın önemli markalarından Liz Claiborne onları bünyesine katsın. Büyük pazarlama ağı ile bugün sadece Kuzey Amerika’da 100’den fazla noktada ürünleri satılsın. Ve bütün bunlar 15 yılda olsun.

Artık dev bir pazarlama makinesi haline gelen Amerikan sisteminden çıkan yeni sayılabilecek bir marka Juicy Couture. Farklı ve yaratıcı tasarımları ile bir çok kişinin ilgisini çekmeyi başarıyorlar. Ayrıca mücevher, el çantaları, ayakkabı, aksesuvar ve güneş gözlükleri dahil bir çok alanda ürünler vermekteler. Tabiki bizi ilgilendiren kısmı çıkardıkları parfümler.

Gördüğüm kadarıyla markanın sadece bir tane erkek parfümü var. O da bugünkü konuğum. Dirty English hem ilginç ismi hem de havalı şişesi ile dikkat çekiyor. Bakalım içindeki sıvı nasıl.

Tarz olarak odunsu-baharatlı olarak sınıflandırılmış. Pek yanlış sayılmaz bu tanımlama. Parfümün başlangıcı keskin sayılabilecek bir turunçgil ile gerçekleşiyor. Çok basit hatta ucuz kokan bir tarzda diyebilirim rahatlıkla. Açık parfümcülerde rastlanacak cinsten sanki. Açılışını sevmedim. Bir süre sonra orta notalara geliniyor. Ucuz kokan turunçgillere çok yapay baharatlar ekleniyor. Fakat yapaylık rahatsız edici seviyede. Son olarak da yine o metalik turunçgil benzeri koku eşliğinde yapay odunsu notalar. Muhtemelen sedir. Böylece de tende ayrılıyor. Yani özetle: Yapay turunçgil, yapay sıcak baharatlar ve yapay odunsu notalar.

Dirty English son zamanlarda denediğim en başarısız parfümlerden birisi. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Başlangıcındaki o metalik ve yapay turunçgil hiç hoş değil. Hele ki o yapay sedir notasına tahammül edemedim bir türlü. Sanırım bu parfümde yoğun bir ISO E Super sentetik elementi kullanılmış. Kokusu çok andırıyor. Gördüğüm kadarıyla gençlerin kullanımına yönelik aromatik odunsu bir parfüm tasarlamak istemişler. Fakat bence hiç de iç açıcı bir sonuç çıkmamış. Bazı yorumlarda Gucci Pour Homme’a benzetmişler. Evet sedir notası biraz andırıyor. Ama Gucci Pour Homme’un yanında Dirty English çocuk oyuncağı gibi kalır. Ne kalite ne de koku güzelliği anlamında Gucci Pour Homme’un yanına yaklaşamaz. Bu çok açık. Ancak kötü bir “benzeri” olabilir. Parfümün tasarımını ise Claude Dir isimli pek parlak işlere imza atamamış bir arkadaş yapmış. Pek tavsiye etmem. Denemeden almayın derim.

Kalıcılığı fena değil. Hatta parfümün tek olumlu yanı diyebilirim. Farkedilirliği başlarda iyi gibiyken daha sonraları tene yakın kalıyor. 30 yaş altı genç arkadaşlara tavsiye edebilirim. Sonbahar-kış mevsimi kullanımına daha yakın.

Artıları:
+ Alt notaları idare eder.
+ Kalıcılığı fena değil.

Eksileri:
- Başından sonuna hissedilen vasat kalitesi ve yapaylık bir süre sonra baş ağrısı yapmaya başlıyor.
- Kötü bir Gucci Pour Homme denemesi.
   
Koku Güzelliği:10/4   Kalıcılık:10/6   Farkedilirlik:10/5