Etat Libre d’Orange – Like This: Tilda Swinton
(2010) Markanın ilginç parfümü.
“Size,
gizlide ve açıkta Allah’tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı,
isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı, namaza devam etmeyi, sürekli
olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammüllü olmayı,
aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte
bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır.
Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.
Ölümümüzden
sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.”
Bu sözler onun vasiyetiydi.
13.
yüzyılın hemen başları İslam dünyasının en büyük alimlerinden birisinin
doğumuna tanıklık etmiştir. Onun felsefesi sadece İslam dünyasını değil,
dünyada yaşayan ve onun kitaplarından haberdar olan farklı inançlardaki
insanları bile derinden etkilemeye devam ediyor.
Geçtiğimiz
aylarda bir gazetede onun kitaplarının Amerika’da en çok okunan eserlerden
olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmadım. Hatta çok bile geç kalınmıştı onu
dünyanın keşfetmesi. Neden sekiz yüz yıl beklediler ki?
“Bir
mum, başka mumları da ateşinden faydalandırırsa ışığından bir şey kaybetmez”
diyecek kadar ilmini paylaşmaktan çekinmeyen, “Hamdım, piştim, yandım” cümlesi
ile hayatının özetini yapabilen, “Kim olursan ol gel” diyecek kadar sevgi ve
tahammül dolu bir insan. “Öldüğüm gün sakın üzülmeyin arkamdan. Çünkü sevdiğime
kavuşacağım” diyecek kadar Allah aşkı ile yanan bir sufi.
Yurtdışında
kullanılan ismi ile Rumi, bizim bildiğimiz ismiyle ise Mevlana Celaleddin Rumi.
Şimdi diyeceksiniz ki nereden aklına geldi Mevlana, Parfüm Merakı. Siz sormadan
ben söyleyeyim. Çünkü bugün yazacağım parfümün ilginç bir özelliği var.
Daha
çok uçuk pazarlama stratejileri ve sıra dışı parfümleri ile tanınıyor Fransız
niche parfüm evi Etat Libre d’Orange. Ve onların Like This: Tilda Swinton
isimli parfümlerinin orijinal numunesinin paketini açıyorum. Her zamanki gibi küçük
bir naylonun içinde 1.5 ml. numune ve bir de kağıt var. Tabiki merakla önce
turuncu renkli kağıdı açıyorum. Ve karşıma şu satırlar çıkıyor:
Her
kim sorarsa sana
bütün
cinsel isteklerimizin
kusursuz
tatmininin
neye
benzediğini, kaldır yüzünü
ve
de ki,
Bunun
gibi.
Eğer
birisi dile getirirse gece gökyüzünün
zarifliğini,
dama tırman
ve
dans et ve de ki,
Bunun
gibi.
Her
kim bilmek isterse “ruh” nedir,
yahut
“Tanrının Mis Kokusu” ne demektir,
başını
ona doğru ey.
Yüzünü
yakın tut orada
Bunun
gibi.
Birisi
tekrar ederse eski şiirsel imaji
bulutların
ayın örtüsünü nasıl yavaşça kaldırdığına dair,
yavaşça
gevşet kaftanının iplerini
düğüm
düğüm
Bunun
gibi.
Her
kim merak ederse İsa’nın ölüyü nasıl dirilttiğini,
Mucizeyi
açıklamaya çalışma.
Öp
beni dudaklarımdan
Bunun
gibi.
Sorarsa
birisi “aşk için ölmek,”
ne
demektir diye, burayı
işaret
et.
Bunun
gibi.
Boyumun
ne kadar olduğunu sorarsa birisi, çat kaşlarını
ve
parmaklarınla ölç boşluğu
alnının
üstündeki kırışıklıkların arasındaki
Bu
kadar uzun.
Bu
ruh bazen canı bırakır, bazen de geri gelir.
Birisi
buna inanmıyorsa,
evime
geri yürü
Bunun
gibi.
Aşıklar
inlediği zaman
bizim
masalımızı söylüyorlar
Bunun
gibi.
Ben
ruhların yaşadığı bir semayım.
Esinti
bir sır söylerken,
bu
derinleşen maviliğe bak
Bunun
gibi.
Birisi
sorduğu zaman ne yapmak gerektiğini,
onun
elinde bir mum yak,
Bunun
gibi.
Yusuf’un
kokusu Yakub’a nasıl geldi? Huuuuuuu.
Yakub’un
gözleri tekrar nasıl gördü? Huuuuuuu.
Biraz
merak göz arındırır.
Bunun
gibi.
Şems
Tebriz’den geri gelince,
koyacak
başını kapının kenarından hemen
bizi
şaşırtmak için
Bunun
gibi.
(Mevlâna
Celâleddin-i Rûmi)
Evet
yanlış okumuyorsunuz. Ya da yanlış anlamıyorsunuz. Like This: Tilda Swinton
parfümünün içinden Mevlana’nın “Bunun Gibi” şiirinin çıkması emin olun beni de
sizin kadar şaşırttı. Son yıllarda Mevlana’ya büyük bir ilginin olduğunu
biliyordum yurt dışında. Ama onun şiirinin isminin bir parfümde canlanacağını
hiç düşünmezdim. Like This (Bunun Gibi) ismi bu şiirden geliyor. Çünkü Bunun
Gibi şiiri başarılı oyuncu Tilda Swinton’un en sevdiği şiirmiş. Bu konuda bazı
demeçleri de var zaten. Hatta Swinton’un Mevlana’nın bu şiirini kendi sesiyle
okuduğu bir kayda bile rastladım.
Başarılı oyuncu Tilda Swinton.
Fakat
dikkatinizi çekmiştir. Parfümün ismi sadece Like This (Bunun Gibi) değil. Bir
de Tilda Swinton var. İskoç asıllı bir ailenin kızı olarak 5 Kasım 1960 yılında
Londra’da doğmuş Tilda. Cambirdge üniversitesinde sosyal ve politik bilimler
eğitimi almış. Üniversiteden sonra tiyatro eğitimi de almış. Ve ilginç yüzü
onun en büyük yardımcısı olmuş. Kısa zamanda ünlü yönetmenlerin dikkatini
çekmeyi başarmış. Bir çok filmde oynamış. Keanu Reeves’in tuhaf filmi
Constantin’de Cebrail rolüyle karşımıza çıkmış. Ayrıca Tom Cruise’ün ünlü filmi
Vanilla Sky’da rol almış. Leonardo di Caprio’nun tropikal bir adada geçen “The
Beach” filminde de rolü varmış. 2007 yılında ise “En iyi yardımcı kadın oyuncu“
alanında Oscar ödülü almış. Yani karşımızda başarılı da bir aktris var.
Tilda Swinton'un kendi sesinden Like This (Bunun Gibi) şiiri.
Etat
Libre d’Orange bugün inceleyeceğim parfümlerinin oluşturulmasında hem Mevlana
ve onun şiirinden hem de güzel oyuncu Tilda Swinton’dan ilham almış. Unutmadan
ekleyeyim. Like This markanın ikinci olarak ünlü bir isme adadığı parfüm. Daha
önce de Rossy de Palma için bir parfüm üretmişlerdi. Artık biraz da kokusuna
bakalım Like This’in.
Like
This, kendi sitelerinde hiçbir kategoriye sokulmamış. Fragrantica’da ise
çiçeksi denmiş. Bence pek çiçeksi değil. Sanki baharatlı-odunsu-deri kısmı daha
öne çıkıyor. Sınıflandırması zor bir kokuya sahip zaten. Kullanım sürecinde
kafam allak bullak oldu çoğu zaman. Yine de elimden geldiğince anlatmaya
çalışayım.
Parfümün
açılışı parlak bir turunçgil ile gerçekleşiyor. Portakal-mandalina ikilisi
ışıltılı ve biraz yapay. Zaten bu kısım çok kısa sürüyor. Daha sonrasında işler
biraz karışıyor. Orta notalara doğru çok garip bir koku burnuma geliyor. Tarif
etmek zor. Bir çok yorumcu bu kokunun Amerika’ya özgü bir tür bal kabağı
kokusuna çok benzediğini söylemiş. Açıklanan notalarında böyle bir bilgiye rastlamadım.
Ama neden olmasın diyesim var. Sanki turunçgilimsi-meyvemsi-yapay bir hali var.
Biraz Serge Lutens’in ekmek kokan parfümü Jeux de Peau’ya benzettim. Kimi
yorumcularda zencefilli ekmeklere benzetmişler. Evet haklılar. Çünkü sonrasında
güçlü baharatlar devreye giriyor. Zencefil baş rolde. Epey tatlılık mevcut bu
arada. Orta notaları anlatmak gerçekten zor. “Tatlı zencefilli ekmek gibi”
deyip işin içinden çıkıyorum. Son kısım ise yine bir garip. Tuhaf, plastiğimsi
bir deri alttan alta hissediliyor. Birazda tozlu bir kabe samanı. Fakat ağırlık
karanlık odunsu notalarda. Tütsü burada önemli bir rol oynamış. Hatta yanmış ve
bitmiş tütsülere benzettim alt notaları. Böylece de tenden ayrılıyor.
Like
This tuhaf bir parfüm. Kokusunu bir şeylere benzetmek zor. Özellikle orta
notalarından itibaren ortaya çıkan bal kabağımsı parlak koku ayrı bir karakter
katmış. Yani çok güvenli ve herkesin sevebileceği gibi bir arkadaş değil. Resmi
tanıtımlarında Türkçeye ölmez otu olarak çevrilen immortelle’den bahsedilmiş.
Daha önce hiç ölmez otunu koklamadığım için bir yorum yapamayacağım. Genel
olarak oldukça tatlı bir yapısı var. Neredeyse şekerli bile diyebilirim. Ama
öyle içinizi bayan ve rahatsız edecek kadar değil. Yine de tatlı kokuları
sevmeyenlerin hoşuna gideceğini sanmıyorum. Bir yorumcunun dediği gibi
“baharatlı, portakallı keklere” benziyor diyebiliriz. Böylece parfümümüz
rahatlıkla gourmand sınıfına giriyor sonucuna varabiliriz.
Like
This, deneysel bir kokuya sahip diyebilirim. Yani biraz uçlarda dolaşıyor. Bu
tabiki bilinçli bir seçim marka için. Zaten Etat Libre d’Orange’ın bir çok
parfümü kendine özgü. Yani yaratıcı bir yanı var Like This’in. Şöyle bir
düşündüğümde hiç benzerine rastlamadığım bir eser. Ve bu da parfüm dünyası için
yeni bir kapı demek. Bu anlamda başarılı buldum konsepti. Hatta 2011 yılında
bir de ödül almış parfüm olarak.
Kokusu
nasıl derseniz genele hakim öğe baharatlar (zencefil) diyebilirim. Zaten
parfümün tanıtım afişlerinde zencefil yönü vurgulanmış. Buradaki zencefile
vanilya veya çikolata gibi popüler öğeler destek vermiyor. Daha plastiğimsi ve
odunsu bir zencefil kullanımı görüyorum. Like This ne tam turunçgilli, ne tam
çiçeksi, ne tam miskli. Garip bir yerde duruyor.
Yukarıda
parfümü detaylı olarak yazarken Serge Lutens’in ilginç parfümü Jeux de Peau’ya
benzetmiştim. Yine bazı yorumcularda bana katılmışlar. Fakat arada şöyle bir
fark var. Jeux de Peau daha tereyağlı ekmek gibi kokarken, Like This portakallı ve zencefilli bir ekmeğe benziyor.
Birde Like This’in son kısımlarındaki baskın tütsü de iki parfümün ayrılan
noktalarından.
İyi
de Parfüm Merakı kokusunu beğendin mi diyeceksiniz büyük ihtimalle. Valla ilk
kullandığımda oldukça beğenip ilginç bulmuştum. Fakat geçen günlerin ardından
biraz tek düze geldi. Yani uzun süreli kullanımda sıkıcı olacağa benziyor. Çok
alışıldık bir kokusu yok. Onun içinde bir çok kişi burun kıvırabilir. Ki bunu
da anlayışla karşılarım. Sonuç olarak çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Ama böyle
ilginç bir kokuyu deneyim olması bakımından bile koklamanızda fayda var.
Parfümümüzü
Mathilde Bijaoui tasarlamış. Etat Libre d’Orange’ın iki yeni parfümü Sex
Pistols ve Bijou Romantique’e de imza atmış. Ayrıca Penhaligon’s – Lily &
Spice, Roberto Cavalli – Just Cavalli I Love Him, Jacomo For Men ve Lalique –
Hommage a L’Homme parfümlerini de tasarlamış Mathilde Bijaoui. Fakat genel
olarak çok ismi duyulmuş bir burun değil.
Like
This, Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonunda. Bu durum kalcılığına olumlu
yansımış. Kalıcılığı fena değil. Farkedilirliği başlangıçta yüksek. Sonrasında
normale dönüyor.
Sanırım
esinlendiği kişi bir kadın olduğu için kadın parfümü olarak değerlendiriliyor.
Fakat bence hiç de kadınsı bir yanı yok. Hatta erkek kullanımına daha yakın
gibi duruyor. 30 yaş üzerindeki ve belli bir parfüm tecrübesine sahip
arkadaşların kullanması daha uygun olur diye düşünüyorum. Yoksa konsept pek
anlaşılamaz. Benden söylemesi. Tam bir sonbahar-kış parfümü. Yazın biraz
rahatsız edici olabilir.
Artıları:
+
İlginç ve uçlarda dolaşan konseptini beğendim.
+
Son kısmı bence parfümün en güzel tarafı.
+
Parfümün isminin Mevlana’nın bir şiirinden gelmesi mutluluk verici.
Eksileri:
-
Orta notalarını bir türlü sevemedim. Ki zencefili çok severim.
-
Oldukça riskli bir kokusu var. Denemeden almak sizi üzebilir.
-
Biraz tek düze sanki. Çok büyük değişim geçirmiyor kokusu.
Koku Güzelliği:10/7