Johann Pachelbel’in dünyaca ünlü harika eseri Canon In D Major’u dinliyorum. Odayı dolduran keman ve yaylı sazların ahenkli, ritmik, barışçıl, enerjik notaları rafine ve huzur verici. Hayatın her şeye rağmen güzel ve yaşanabilir olduğunu düşündürten anlardan birisi de böylesine şahane müzikal eserlere dalıp gidebilme lüksümüz.
Canon In D Major’u dinlerken kolumdan yayılan gül kokusuna odaklanıveriyorum. Nedense yüksek kaliteli gül parfümleri ile klasik müziğin notalarının evrenin herhangi köşesinde birleşip, bütünleştiklerini düşünürüm. Lancome’un şöhretli klasiklerinden Tresor’un devam parfümlerinden Midnight Rose, ismindeki gül temasını parfüme yansıtmayı başarıyor.
Tresor Midnight Rose’un ilk saniyeleri modern ve bolca şekerli, meyveli gül temasıyla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında ahududu ve gül özütü görünüyor ki ilk saniyeler modern meyveli-çiçeksi tarza yakın duruyor. Lezzetli başlangıcı biraz fazla genç kızlara yönelik gibime geldi. Orta bölümde şekerlilik azalıyor neyse ki. Meyvemsi gül birlikteliği orta kısmı da domine ediyor. Açıklanan orta notalarında frenk üzümü tomurcuğu gibi ilginç öğe bulunuyor. Üzüm tomurcuğundan ziyade orta kısımda feminen çiçeksiliğe şakayık ekleniyor. Başlangıcı ve orta kısmı gayet kadınsı davranan parfümün alt notalarında nötr havaya bürüyor. Kapanışta gül yine orada duruyor. Güle, tatlılığı az vanilya, bir parça misk ve erkeksi olmayan sedir ağacı eşlik ediyor. Kapanışı parfümün en sevdiğim yeri oldu.
Bir taraftan 17. yüzyıla ait Canon In D Major’u dinliyorum, diğer tarafta gözlerimi kapatıp 2011 yılının eylül ayında dünya pazarlarına sunulan Tresor Midnight Rose’un üzerimden yayılan notalarını kokluyorum. İki eserin yaratılması arasında üç yüz yıl olsa da, duygularım karışık. Bir tarafta modernitenin sosyolojik kritiğini yapıyorum içimden, diğer taraftan, klasisizmden ayrılasım gelmiyor. Parfümler ve müzik… Keman ve gül kokusu… Barok dönem ve bilgi çağı…
Tresor Midnight Rose, başlangıcında çocuksu ve jelibonları andıran şekerli ahududu-gül ikilisinin şımarık ve bıktırıcı gülüşünü sunuyor. İlk saniyeler dikkat çekmeye çalışan rüküş hanımefendiye benziyor. Orta bölümü güllü lokumlara benzetiyorum. Tatlılığın kademe kademe azalması, onun geri planındaki amacını da yansıtıyor. Kötü başlayan ama güzel biten romantik film gibi Midnight Rose.
Teorik olarak notalarına baktığımda sevdiğim temalar var. Gül, ahududu, pembe biber, kuş üzümü, kaliteli kullanılırsa parfümlerde harika kokabiliyorlar. Tresor Midnight Rose’da uzun süredir buzdolabında duran ve artık şekerlenmiş gül reçeli hissiyatı veren üst-orta notalar, onun rafine ve ilginç olma ihtimalini azaltıyor. Kapanışı Lancome kalitesindeyse de, kıyafet üzerinde, tatlı kasesine düşmüş balık gibi.
Özgün, sıra dışı ve zengin kokmadığına emin olabilirsiniz. Koku formuna bütünsel anlamda baktığımda, Lancome’nin, sanatsallığı pek umursamadığı anlaşılıyor. Amaç yine çok satan modern genç kız kokusu yapmak, araç olarak da gül ve meyveleri kullanmak. Canlı, eğlenceli, hoppa, bir süre sonra kullanmaktan sıkılabileceğiniz (kim böyle bir şey ister ki) meyveli-çiçeksi parfüm istiyorsanız, emrinize amade sizi bekliyor.
EDP formundaki parfümün kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk patlama dışında saldırgan değil. Sonbahar-kış dönemine uygun olacağını tahmin ediyorum. Günlük kullanıma ve akşam gezmelerine uyum sağlayacağını düşünüyorum.
Koku Güzelliği:10/6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder