2014 yılının şubat ayında tanışmıştık onunla. Parfüm Merakı sitemizdeki bir çekilişe katılabilmek için twitter’dan mesaj yazmasıyla kokulara tutkuyla bağlı dünya tatlısı hanımefendi hayatıma girivermişti. Parfümlerle ilgili sohbetimiz aralıklı olarak 2018 yılının sonlarına kadar devam etti. Kendi parfüm markasını oluşturmak en büyük hayaliydi. Hatta son yazışmalarımızda ona bazı parfüm şişesi üreticilerinin bilgilerini bile vermiştim. Çünkü biliyorduk ki onun hayatının parfümü Marni by Marni Woman’nın benzeri parfümü üretecek ve markasının baş tacı olacaktı o koku.
Zaman içinde öğrendik ki henüz yirmili yaşlarında lösemiye yakalanmıştı. Ara ara onunla görüşür ve hastalığı kolayca yeneceğini söylerdim. Babasını bu hastalıktan kaybetmiş birisi olarak biliyordum ki işi çok zordu ve savaşması gerekiyordu. Onu her zaman yüreklendirdim, moral verdim ve başarabileceğini söyledim.
Yaklaşık 8-9 aydır görüşemiyorduk hayatın koşuşturmacasından dolayı. Geçen hafta tamamen rastlantı eseri Hazal’ın bir arkadaşı benimle iletişime geçti ve onu sordu. Öğrendik ki parfümlere aşkla bağlı Hazal, 26 Temmuz 2019’da hayata gözlerini yummuş.
Oysa Hazal’la Kadıköy’de bulunan Syed Junaid Alam parfümlerinin satıldığı mağazaya gidip, oradaki bütün esansları denemek için uzun zaman önce sözleşmiştik. Onun en büyük hayali olan çıkaracağı parfüm markası için farklı kokuları seçmesine yardımcı olacaktım. Markanın konseptini birlikte hazırlayacaktık ve bütün dünyaya satılan bir marka yaratacaktık… Hatta Vedat Ozan hocamızın yanına gidip, onunla tanıştıracaktım. Saatlerce Vedat hocaya sorular sorup çileden çıkarmayı bile planlamıştık keyifle. Tabii bunlar hayal olarak kaldılar…
Bu yazı anlaşılacağı üzere bir parfüm yorumu yazısı değil, ikinci defa karşıma çıkıp bir yakınımı elimden alan amansız hastalık yüzünden hayata gözlerini yuman, en büyük tutkusu olan parfümler sayesinde tanıştığım ve dört senelik çok güzel bir arkadaşlığın arkasından yazılan ağıttır. Onun anısı Parfüm Merakı sitesinde ve kalbimde yaşayacak.
Evet, biliyorum kısacık ömründe şansın hiç yaver gitmedi. Bana anlattığın hayal kırıklıkları, mutsuzluklar ve umutsuzluklar yakanı hiç bırakmadı. Seninle Kadıköy sokaklarında saatlerce dolaştığımız, küçük ama harika pizzalar yapan yerde karnımızı doyuruşumuz, alakasız mağazalara laf olsun diye girip bakınmamız ve bol bol gülüşmemiz de muhakkak ki yaşamımın geri kalanında hoş anılar olarak benimle birlikte kalacaklar. Yine bir tedavin sırasında senin hastanede olduğunu öğrendiğimde ertesi gün İstanbul’a gelip, hafta sonu olmasına rağmen, odanı bulup, sana bir sürü parfümü getirip, hasta halinle gözlerindeki o mutluluğu görmem ve sana trombosit verebilmek için hastanenin kan ünitesini birbirine katmam da ölene kadar hatırlayacağım hoş anılar olacaklar.
Meleklerin, gittiğin yerde sana eşlik etmesi dileğimle… Mekanın Cennet bahçeleri olsun…
Hazal Kayar’ın hatırasına…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder