Eklektizmin, farklı dinlerin, ilginç mezheplerin, vekalet savaşlarının ülkesi Lübnan için Ortadoğu’nun Paris’i denirdi bir zamanlar. Arap-Ortadoğu coğrafyasının en özgürlükçü başkentlerinden Lübnan’ın sadece mutfak kültürüyle değil, dünyaya ismini duyuran bir modacıyla da anıldığını biliyoruz. Lübnan artık iç savaşlarla ve mezhep çatışmalarıyla değil, Elie Saab isimli modacıyla gündeme gelse keşke.
“Lübnan halkına inanıyorum. Kalbim buraya ait” diyen ve Lübnan’da yaşayan modacı Elie Saab’ın kıyafet tasarımları dünyanın en önemli ve lüks mağazalarında satılıyor. Markasını son yıllarda daha da ileri taşımayı başaran Elie Saab’ın, 2011 yılında parfüm işine el atması tabii ki şaşırtıcı değildi. Ağırlıklı olarak kadın modası üzerine çalışan Elie Saab markasının ürettiği parfümlerin çoğu kadınlara yönelik denebilir.
Elie Saab’ın ilk parfümü 2011 çıkışlı Elie Saab Le Parfum idi ve kadınlar içindi. Çiçeksi şipre olarak sınıflandırılan markanın ilk eseri Le Parfum, dünya çapında büyük beğeni kazandı. Kısa süre içinde popüler parfümlerden birisi haline gelen Le Parfum’un kokusunu ünlü isim Francis Kurkdjian tasarlamıştı. Çoğu kullanıcı parfümün bu kadar başarılı olmasının sebebini Francis Kurkdjian’ın yaratıcılığına ve dehasına bağlıyor ki haksız sayılmazlar.
Elie Saab Le Parfum’u üzerime sıktığımda ilk saniyelerde neroliyi aklıma getiren portakal çiçeği kokusuyla karşılaşıyorum. Ferahlık sınırında dolaşan lezzetli ve yüksek kaliteli portakal çiçeği harika diyebilirim. Orta kısma geçildiğinde portakal çiçeğinin etkisi azalırken ortaya beyaz çiçekler çıkıyor. Açıklanan orta notalarındaki yasemini rahatlıkla algılayabiliyorsunuz. Şekerli verilmeyen kuru, sabunsu yasemine, başlangıçtaki portakal çiçeği eşlik ediyor gerilerden. Bu sayede yaseminin o güçlü ve sabunsu karakteri biraz yumuşuyor neyse ki. Kapanışta yine çiçeksilik algılanıyor. Yaseminin etkisi devam ederken egzotik olmayan kuru, çiçeksi paçuli kapanışı domine ediyor. Bal temasına sahip paçuli, uzun saatler boyunca teninizde kokmaya devam ediyor.
Le Parfum, kısaca beyaz çiçeksi paçuli parfümü olarak sınıflandırılabilir. Parfümde üç nota öne çıkıyor: Turunçgiller (Portakal çiçeği ve neroli), yasemin, paçuli. Diğer öğeler tamamen destek (bal, misk) amacıyla kompozisyonda bulunuyor. Le Parfum adeta beyaz bir örtü gibi sarıyor baştan sona kadar sizi. Evet, bu parfüm kesinlikle masum ve beyaz kokuyor.
Le Parfum, basit ve düz çizgide ilerliyor. Sıradışı ya da farklı kokmuyor. Birçok beyaz çiçeksi kadın parfümünü andırıyor ama yüksek kalitesi, doğallığı, pürüzsüzlüğü ve tazeliğiyle, nefis koktuğunu söyleyebilirim. Normalde böylesine baskın yasemini sevemiyorum parfümlerde fakat Le Parfum’de yasemin portakal çiçeği ve paçuliyle öyle güzel dizginlenmiş ki hayran kaldım. Le Parfum’un usta bir burunun eseri olduğu açık ve Francis Kurkdjian iyi iş çıkarmış.
Bu modern, kadınsı, saf ve temiz çiçek parfümü, ne yeni nesil kokulardaki bıktırıcı şekerliliğe sahip ne de özensiz meyveli-çiçeksiler gibi davranıyor. Lüks, ağır başlı, kendine güvenen ve feminen tavrıyla, benim bile takdirimi kazandı.
Sonuç olarak son yılların başarılı çiçeksi kadın parfümlerinden birisi bana göre Elie Saab Le Parfum. EDP formunda ve kalıcılığı gayet iyi. Etrafa yayılımı ortalama seviyede. Ilık ilkbahar-sıcak sonbaharda kullanmak iyi sonuç verebilir. Çok sıcak yaz günlerinde orta kısmı biraz ağır gelebilir.
Koku Güzelliği:10/8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder