İtalyanların niş parfümeri sektöründeki atakları son yıllarda iyice görünür olmaya başladı. Birbiri ardına karşımıza çıkan İtalya merkezli niş parfümevleri gayet başarılı işlere imza atıyorlar. 2013 yılında Giovanni Sammarco’nun kurduğu niş parfümevi, sahibinin soyadıyla anılıyor. İtalya’da doğup büyüyen Giovanni Sammarco’nun hukuk alanında yüksek lisans derecesi olmasına rağmen o aşık olduğu parfümeri sektörüne yönelmiş ve İsviçre’de kendi markasını oluşturmaya başlamış. Kendi kendisini yetiştiren bay Sammarco, 2013 yılında ilk parfümlerini piyasaya sürdü. 2018 yılı Nisan ayı itibariyle altı parfümlük koleksiyona sahip Sammarco.
Vitrum markanın ilk çıkan parfümlerinden. Kendi sitelerinde Vitrum’un Federica isimli bir gazeteci için yapıldığından bahsedilmiş. Sıra dışı verilmiş vetiver yağı, gül ve karabiber notaları vurgulanmış. Dumansı ve erkeksi yanından da bahsedilmiş Vitrum’un. Benim de ilk Sammarco deneyimim olması bakımından merakla denemeye koyuldum.
Vitrum’un açılışı oldukça sert, kuru, dumansı ve küflü vetiverle gerçekleşiyor. Burada sevmesi oldukça zor ağaçsılıktan bahsedebilirim. Kimi zaman ayakkabı boyalarını andıran üst notalarda deri de olabilir. Başlangıcı bana göre değil. Orta bölümde o küflü ve neredeyse hayvansı taraf geriye çekiliyor. Bu kısımda daha sevilesi vetiver kaşımıza çıkıyor. Karabiberin hafiften destek verdiği vetiver oldukça kaliteli ve hoş. Son bölümde vetiver temasına devam edilmiş. Kapanışta artık neredeyse saf bir vetiver var. Ne karabiber, ne bahsettikleri gül ve tozlu-küflü yapı alt notalara sirayet etmiyor. Hafiften yeşil, tatlılığı az, ferah, tuzlu, köksü ve nemli vetiver koklamaya değer. Harika bir vetiverle bitiriliyor Vitrum.
Vitrum, tabii ki bir vetiver parfümü, hem de her şeyiyle. Zaten gerek isminden gerekse tanıtımından dolayı vetiveri merkeze koyduğu anlaşılıyor Vitrum’un. Başlangıcındaki inanılmaz karanlık, tozlu, kuru ve çürümüş ağaçlara benzeyen o garip kokuyu atlatabilirseniz orta notalarda sizi daha yumuşak bir vetiver bekliyor. Her ne kadar o küflü koku yaklaşık 1-2 saat kadar sürse de orta kısmın sonlarına doğru neyseki etkisini kaybediyor. Bu andan itibaren vetiver sevenler için şölen denebilecek kısım başlıyor ve enfes bir şekilde kapanışı yapıyor Vitrum.
Şimdi arkadaşlar Vitrum’un açılışı benim için gerçekten berbat. Tahammül etmekte zorlandığım ilk bir saatlik kısımdan sonra parfümün yüksek kalitesine ve doğallığına şaşırmamak elde değil. Gerçekten de son zamanlarda denediğim en kaliteli vetiver kokusuna sahip, özellikle kapanışı. Bu anlamda vetiver sevenlerin denenmesi gereken bir eser. Vitrum’un hafiften Encre Noire’yi, birazcık da Kinsk’yi andırdığını söyleyebilirim. Sonlarıysa Sycomore’yi anımsatıyor. Bu benzetmeler eşliğinde Vitrum’un nasıl koktuğunu tahmin edebileceğinizi düşünüyorum.
Peki benim için durum ne? Vetiver hayranı olmadığımı biliyorum. İlk kullandığım zamanlarda da başlangıcı yüzünden oldukça olumsuz düşüncelere sahiptim Vitrum’la ilgili. Şimdiyse başlangıcını saymazsak çok iyi bir vetiver parfümü olduğunu düşünüyorum. Parfümün çok derin ve katmanlı olduğunu söyleyemem. Genel olarak tek düze ilerliyor ve koku zenginliği açısından harikalar yaratmıyor fakat bir niş markanın yapması gereken radikal koku formu çıkarma çalışması yapıldığını ve bunun da ilk bir saate sığdırıldığını sanıyorum. Parfümün sonrasını bir şekilde seviyorsunuz ama aşık olduğumu söyleyemem Vitrum’a.
Sonuç olarak vetiver koleksiyonerlerinin deneme listelerine almaları gereken bir parfüm Vitrum. Extrait de Parfum formundaki yapısıyla kalıcılık konusunda iyi yerde olan Vitrum, etrafa yayılımda iyi performans sergileyemiyor. Parfümün genelinin erkek kullanımına yakın olduğunu söyleyebilirim. Başlangıcı günlük kullanıma uymayacak gibiyken sonlara doğru gayet uyumlu bir arkadaş rolüne geçiveriyor.
Vitrum’un kokusunu Giovanni Sammarco tasarlamış. İlkbahar-sonbahar kullanımına yakın gibi duruyor.
Koku Güzelliği:10/6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder