“Ben bir kız değilim, zehirim” cümlesiyle birlikte Dior’un en iddialı yeni kadın parfümü Poison Girl, Ocak 2016 itibariyle piyasaya sürüldü. Parfümün ismi ve pazarlama cümlesi arasındaki çarpıcı ilişki Dior’un yakalamayı istediği duyguyu vermiş. Poison Girl, parfümseverlerin iyi bileceği üzere 1985 çıkışlı ünlü Poison kokusunun devamı. Dior’un Poison’ları öylesine ilgi çekiyor ki 32 yıl sonra hala devam parfümü geliyor Poison isminde. Tabii Poison’ların bu kadar meşhur olmasında Hypnotic Poison’un büyük katkısı var. O, bir süper star olarak hala kadınların en sevdiği arkadaşlarından birisi.
Ve 2016 yılında Poison serisine genç bir kız eklendi. Zaten parfümün adı her şeyi açıklıyor. Poison ismiyle eskilerin devamı olduğunu vurguluyor. Girl ile onun yepyeni ve modern bir parfüm olacağının mesajı veriliyor. Şişe tasarımı ve rengiyle de ablası Hypnotic Poison’un yolunda olduğunu vurguluyor adeta. “Ben bir kız değilim, zehirim” mottosuyla masum bir kız değil, tehlikeli bir zehir olduğu mesajını Dior bize veriyor. Bir parfümden amma çok mesaj çıkarttım görüyorsunuz.
Dior’un yeni nesil rakiplerine cevabı olarak düşünülebilir Poison Girl. Hatta Hypnotic Poison’un yavaş yavaş eskimesi ve yıldızının sönmeye doğru evrilmesi yüzünden Dior’un Poison Girl hamlesini yaptığını düşünebiliriz. Tabii parfümün ismiyle genç kızları da Poison’ların içine çekmeye çalışıyor Dior. Bu anlamda gayet bilinçli davranıyor. Sonuçta parfüm kullanma yaşı bütün dünyada giderek düşüyor ve artık genç kızlar, büyük markalar için önemli ve atlanmaması gereken pazar. Biraz daha yakından inceleyelim artık Poison Girl’ü.
Parfümün açılışı oldukça tatlı ve leziz turunçgillerle gerçekleşiyor. Gayet canlı, dinamik, kaliteli ve modern kokan portakal kokusunu sevdim. Orta bölümde turunçgillerin verdiği meyvemsilik devam etse de koku karakteri çiçeksiliğe doğru kayıyor. Orta notalarda beyaz çiçekler ve gülün hakimiyetinden bahsedilebilir. Orta kısımdaki yapay ama kadınsı yapı tam da zihnimdeki kokuyla örtüşüyor. Parfümün bir yerlerinde böyle şekerli-çiçeksi-tonka fasulyesi-vanilya ile karşılaşacağımı tahmin ediyordum. Orta bölümde hafiften Hypnotic Poison esintisi var sanki. Son bölümde tatlılık hala fazla. Resmi olarak açıklanan alt notalarında tonka fasulyesi var. Kapanış vanilya-tonka eşliğinde gerçekleşiyor. Mumsu ve durağan vanilyadan bahsedilebilir.
Kendi sitelerinde Poison Girl’ün içeriğindeki üç nota vurgulanmış: Acı portakal, Grasse gülü ve Venezuela tonka fasulyesi. Parfümün genelini düşündüğümde gayet yerinde olduğunu anlıyorum bu üç notanın öne çıkarılmasının. Açılıştaki turunçgiller gerçekten de acımsı, daha olmamış portakal kokusunu çağrıştırıyor. Genelde ferah parfümlerin üst notalarında kullanılan turunçgiller, burada ferah değil. Tam tersine leziz, cazibeli ve bolca tatlı. Bence parfümün en güzel yeri açılışı. Yüksek kaliteli turunçgiller ne yazık ki kısa zaman sonra yerini orta bölümdeki çiçeklere bırakıyor. Şimdi çiçeksi kısmı inceleyelim kısaca. Çok ilginç ve benzersiz olmayan feminen çiçekler hafiften yapay ve azıcık sıradan. Gül hissediliyor ama tam bir gül parfümü denemez Poison Girl. Daha çok farklı çiçeklerin oluşturduğu gayet tanıdık, ortalamanın altında kalitede, etrafa yayılan, tırnaklarını burnunuza geçiren, iddialı, dolu dolu, cazibeli, hırslı, çarpıcı, arkasından baktıran çiçeklere sahip Poison Girl. Onu kullandığınızda size pek boşluk bırakmıyor ve gerçek bir parfüm kullandığınızı hissediyorsunuz.
Genellikle parfümlere seksi gibi şeyler söylemem. Çünkü artık her alanda öylesine çok kullanılıyor ki bu terim, içinin boşalmaya başladığını düşünüyorum. Onlarca belki yüzlerce parfüm (ağırlıklı olarak kadın parfümü) seksi temasıyla ve tanıtımıyla piyasaya sürülüyor. Onun için hemen hemen hiç kullanmamaya çalışsam da seksi kelimesini, Poison Girl gerçekten de sinir bozucu şekilde seksi, aynı zamanda yapay. Onun genlerini ablası Hypnotic Poison’dan aldığını düşünüyorum. Evet iki parfüm birbirini andırıyor. Poison Girl, belki de Hypnotic Poison’un daha güncellenmiş, modernleştirilmiş ve genç kızların hoşuna gidecek hale getirilmiş versiyonudur. Ne dersiniz, yanlış mı düşünüyorum?
Geleyim kokusunu sevdim mi kısmına. Orta kısmı dışında hoş bir kadın parfümü ama zaten orta notalar parfümün büyük bölümünü kapladığı için benim için çok konforlu değildi onu kullanmak. Zaten oldukça kadınsı kokusunu üzerime sıkıp, dışarı çıktığımı söyleyemem çünkü bana uymayacağı belliydi. Onu hep tenimde denedim ve aşık olmadım, kaliteli bulmadım. Oldukça piyasa işi gibi görünüyor. Dior’un çok satma uğruna karakterinden ödün vermesi denebilir Poison Girl için. Bir sürü çiçeksi-şekerli ortalama kadın parfümüne benzeyen Poison Girl, evet çarpıcı ve iddialı ama yenilikçi ve sıradışı değil. Biraz ukala, azıcık umursamaz, ufaktan küstah ve yeni nesil selfie meraklısı gençler gibi hafiften narsist.
Benim kullandığım EDP olanıydı. Yakın zamanda EDT versiyonu da çıkmış. Kalıcılığı ve fark edilirliği muhteşem olmasa da yeterli. Sonbahar-kış parfümü Poison Girl. Günlük kullanıma ve spor kıyafetlere pek uyacağı izlenimi vermiyor. Akşam ve özel anların kokusu sanki. Kokusunun tasarımını tabii ki Dior’un baş parfömürü Francois Demachy yapmış. Son sözü bay Demachy’ye verelim: “Poison Girl diğer parfümlerden hemen ayırt edilebilen, ödün vermeyen imzanız gibidir.”
Koku Güzelliği:10/6