30 Mart 2017 Perşembe

Rasasi – Daarej Pour Homme

İsmi yurt dışı merkezli parfüm platformlarında sıkça geçen bir maka Rasasi. Ülkemizde satışı olmadığı için pek bilinmiyor. Kimi parfümleri, deneyimli kullanıcılar tarafından olumlu yorumlar yapılan Rasasi’nin ana vatanı Birleşik Arap Emirlikleri. Merkezi ve üretim tesisleri Dubai’de olan Rasasi markasının, genellikle Ortadoğu coğrafyasında güçlü olduğu biliniyor. 2017 yılı itibariyle 60’dan fazlaya ülkede satılan Rasasi parfümleri, uygun fiyatlı ürünleriyle, bu segmentin önemli isimlerinden birisi olma yolunda ilerliyor.

Tabii Arap coğrafyasına ait olması sebebiyle çok sayıda, o yöreye yakın kokulara sahipler. İçeriğinde öd ağacı ve gül bulunan oldukça fazla parfümleri var fakat bir süredir Rasasi’nin daha Avrupai diyebileceğim kokusuyla hasır neşirim. Daarej Pour Homme, kendi sitelerinde “baharatlı, seksi ve romantik” olarak tanımlanmış.

Daarej Pour Homme’un başlangıcı oldukça tuhaf. Tarçın olduğunu düşündüğüm metalik baharatlı açılışında bir parça çikolatamsı yapı da var gibi. Açıklanan üst notalarında kakule, kimyon ve pelin otu olan Daarej Pour Homme, sıcak ve şekerli olmayan baharatlarla başlıyor ve öyle de devam ediyor. Orta bölümde ve son kısımda büyük değişim yaşanmıyor. Kimi kullanıcılar gülden bahsediyor ama bana pek de mümkün gelmiyor gül. Gerçi açıklanan orta notasında gül var. Eğer gül varsa da hiç de alıştığımız gibi verilmemiş. İlerleyen saatlerde yapay tonka fasulyesi ve kötü bir vanilya kapanışı yapıyor.

Kafamı karıştıran ve bir koku grubuna oturtamadığım Daarej Pour Homme için yumuşak-kremsi baharatlı oryantal diyebilirim belki de. Metalik ve plastiğimsi baharatlara eşlik eden garip sabunsuluk, anlamsız şekilde hafiften kadınsı hissiyat veriyor. Ambersi sıcak baharatlar çok keskin değil ama bariz şekilde metalik ve düşük kalitede.

tek daarej yen

Kompozisyonun bütünü detaylı değil. Tek çizgide ilerliyor, vasat kalitede ve piyasaya işi. Bir yorumcunun onu saç spreyi kokusuna benzetmesine katılıyorum. Daarej Pour Homme hakkında ne diyeyim bilemiyorum. Kokusu bana göre değil. Markanın genel Arap-Ortadoğu çizgisine uymuyor. Arada derede kalmış hali var. Biraz ucuz market parfümlerini hatırlattı bana. Kimi arkadaşların övgülere boğduğu Daarej Pour Homme’da ben mi bir şey kaçırıyorum yoksa abartma hastalığı bulaşıcı mı karar veremiyorum.

Sonuç olarak oldukça yapay bir sıcak baharat-tonka-vanilya parfümü. 25 yaş altı deneyimsiz arkadaşları tavlayabilecek bu kompozisyon, benden geçer not alamayacak gibi görünüyor.

EDP formunda. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği yüksek değil. Sonbahar-kış kullanımı için uygun. Günlük kullanımda sırıtmaz.

yatik daarej yen

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği: 10/5

26 Mart 2017 Pazar

Rania J – Ambre Loup (2012)

Sizlerle beraber çıktığım parfüm yolculuğunda beni en heyecanlandıran durum yeni markalar. Özellikle 2000’li yıllardan sonra parfümeri sektörünün büyüklüğü, çok sayıda küçük yatırımcı ve parfümör tarafından keşfedilmiş durumda. Art arda açılan onlarca yeni niş parfümevinin eserleri, rafları süslüyor. Fransa merkezli yeni sayılabilecek niş parfümevi Rania J de isminden yavaş yavaş söz ettirmeye başlıyor. Rania Jouaneh’in kurduğu ve kokularını tasarladığı Rania J markasının en bilinen parfümü olarak Ambre Loup gösterilebilir.

Kendi sitelerinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış Ambre Loup. Parfümün açılışı keskin ve kuru baharatlarla gerçekleşiyor. İlk saniyelerdeki kuru tarçın, adeta burnu yakan cinsten. Tarçına ilerleyen dakikalarda karanfil güçlüce eşlik etmeye başlıyor. Bu andan itibaren hafiften tatlanıyor Ambre Loup ama asla çok değil. Orta kısımda baharatlı ana yapıya odunsular katılıyor. Kuru ağaçlar ve dumansı tütsü, orta bölümü daha da zenginleştiriyor. Geleyim kapanışa. Alt notalar da gayet başarılı. Tatlı olmayan vanilyaya eşlik eden yüksek kaliteli odunsular neredeyse hatasız.

Ambre Loup, öncelikle sıcacık bir parfüm. Gerek baharatlar gerekse reçineler onu sıcak hale getiriyor. Kısaca tanımlayacak olsaydım şöyle derdim: Kuru baharatlı reçinelerin hakimiyetindeki dumansı ağaçlar ve tütsü işbirliği. Tabii parfüme ismini veren amberi ve hayvansallığı unutmamak gerekiyor. Fakat bu iki nota, bence büyük yer kaplamıyor ana tabloda.

Peki onu sevdim mi? Sevmek ne kelime bayıldım. Son zamanlarda denediğim en başarılı parfüm Ambre Loup. Bir kere her nota o kadar kaliteli verilmiş ki yapaylık bulmaya çalışıyorum ama nafile. İkinci olarak çok doğal kokuyor. Hem baharatlar hem de ağaçsı-tütsü gerçeğe o kadar yakın ki… Üçüncü olarak çok zengin ve detaylı kokuyor. Başlangıcındaki baharat zenginliği, orta kısımdaki dumansı-reçinemsi gizem ve sonlardaki sade ve sakin yapı müthiş. Genellikle vasat verilen ağaçsılık burada çok özenli ve olabilecek en yüksek kaliteli haliyle verilmiş. Ayrıca parfümün ana unsurlarından olan karanfil, tam sevdiğim gibi kullanılmış. Dumansılık ve reçineler gayet dengeli.

top loup yen

Eğer Budizmi bir parfümle anlat deseniz listemin üst sıralarında yer alır Ambre Loup. Bir tarafıyla barışçıl, bir tarafıyla mistik, diğer tarafıyla meditatif hali var. Küçük çaplı bir başyapıtla karşı karşıyayız muhtemelen. Bravo ve teşekkürler Rania J.

Kimi yorumcuların Chergui’ye benzettikleri Ambre Loup, ondan çok daha az tatlı ve daha kuru. Aralarında büyük benzerlik olmasa da bir parça andırdığı söylenebilir. En az Chergui kadar sevdim Ambre Loup’u. Sanırım bu tür parfümlere karşı zaafım var 🙂

Karanlık ama sabunsu değil Ambre Loup. Reçinelerin marifetiyle sıcacık kokan ve insanın içini ısıtan bu harika eser, buz gibi kış günlerinin en güzel sürprizi olabilir sizin için. Modern ve yüksek kaliteli kokusu, günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlar. Uniseks olarak sınıflandırılsa da erkek kullanımına yakın duruyor. Otuz yaş üzeri, parfüm deneyimi olan arkadaşlara öneririm.

yatik loup yen

Parfümün tasarımcısı, aynı zamanda markanın sahibi Rania Jouaneh. EDP konsantrasyonunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği yüksek değil.

Koku Güzelliği:10/9

22 Mart 2017 Çarşamba

Givenchy – Play Intense (2008)

Aman Allah’ım. Bu kadar kötü bir şişe tasarımı nasıl olabilir 🙂 Givenchy’nin Play serisinin şişelerinin MP3 çalar formunda olması 2008 yılı için belki iyi fikirdi ama artık akıllı telefonlar var ve MP3 çalara kimin ihtiyacı var ki? O zamanın favori müzik dinleme aracı MP3 çalar, Givenchy’nin Play parfümlerine ilham kaynağı olmuş gibi görünüyor. Zaten 2008 çıkışlı Play isimli parfümlerin tanıtım yüzü de dönemin en popüler pop ikonu Justin Timberlake idi. Görüleceği üzere Givenchy, Play isimli parfümleri için masraftan kaçınmamıştı. Oysa bu kadar pazarlamaya rağmen, Play ve Play Intense bir türlü beklediği ilgiyi görmedi parfümseverlerden.

4-5 yıl önce kullandığım Play Intense’i, çok hatırlamadığım için tekrardan şans vermek istedim. Belki eski anıları da tazelerim bu şekilde. Kendi sitelerinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış Play Intense. Yine kendi sitelerinde orta notalarında Amyris Ağacı var ki, parfümlerde fazla denk geldiğimiz bir nota değil. Üst notalarında pembe biber ve alt notalarında tonka fasulyesi olduğunu öğreniyoruz Play Intense’nin.

Parfümün açılışı kremsi modern turunçgillerle gerçekleşiyor. Tatlı turunçgillerden bence baskın olanı mandalina. Ferah olmayan kremsi turunçgil açılışı fena değil. Orta kısımda kremsilik ve tatlılık devam ediyor ama turunçgiller geri plana geçiyor. Orta bölümde tonka fasulyesi bütün gücüyle ortaya çıkıyor. Kremsi tonka fasulyesine biraz da çikolata hissi veren kakao eşlik ediyor. Son kısımda tonka fasulyesi, vanilya ve yumuşak odunsularla birleşiyor. Sıradan bir kapanışa sahip Play Intense.

Öncelikle absürt şişesinin renginin siyah olması koyu ve karanlık parfümle karşılaşacağımızı düşündürüyor. Evet, ferah olmayan bol tatlı karanlık sayılabilecek bir arkadaş Play Intense. Bana göre parfümün ana oyuncusu tonka fasulyesi. Orta kısımdan itibaren ağırlığını arttıran tonkanın etkisiyle iyice şekerli kıvama geliyor. Bu anlamda çok ilgimi çekemedi ne yazık ki. Ayrıca vasat son bölümü de unutmamak lazım. Parfümün ev sevdiğim yeri açılışı oldu.

justin play yen

Givenchy, Play Intense ile şunu yapmaya çalıştı muhtemelen. Rochas Man, L’Instant de Guerlain Pour Homme, YSL – La Nuit de L’Homme, Chanel – Allure Homme Sport gibi modern ve tatlı baharatlı parfümlere rakip çıkarmaya çalıştı. Gerçi Givenchy’nin ünlü parfümü Pi, bu rakiplerle epey savaştı ama Pi’nin eski popülerliğinin kalmadığını söyleyebiliriz. Fakat ne yazık ki Play Intense, bu şöhretli ve esaslı rakipleriyle baş etmekten uzak. Neden mi?

Bir kere Play Intense, kendine özgün kokmuyor. Diğer piyasa rakiplerine çok benziyor, bize değişiklik vaat etmiyor. İkincisi çok düz çizgide ilerliyor ve neredeyse hiç değişmiyor. Üçüncüsü orta kısımdan itibaren kalite hissiyatı zayıf. Dördüncüsü performans anlamında başarılı değil. E daha ne olsun?

Gerçi hakkını yemeyelim, çok yapay kokmuyor Play Intense. Givenchy’nin belli bir kalite dokunuşu var ama çarpıcı ve farklı değil. Genel beğeniye uygun, 30 yaş altı erkeklerin sevebileceği ve günlük kullanımda rahatlıkla kullanabileceği risksiz bir arkadaş. Muhtemelen karşı cinsten de övgüler alacaksınız. E fiyatı da uygun sayılır.

tek play yen

Parfümün tasarımını sektörün tanınan isimleri Emilie Coppermann ve Lucas Sieuzac yapmış. EDT formunda. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği yüksek değil. Sonbahar-kış için daha uygun.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com’a teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

18 Mart 2017 Cumartesi

Perris Monte Carlo – Patchouli Nosy Be (2014)

Madagaskar’ın kuzeybatısındaki bir adaymış Nosy Be. Yerel halkın söylediği şekilde Nossi Be adası, çoğu yerde “kokulu ada” olarak geçiyor. Madagaskar’ın sevilen turizm bölgelerinden olan Nosy Be adası, yüksek kaliteli parfümlerde kullanılan içeriklerin yetiştiği yer olarak da biliniyormuş. Sebze ve baharat üretimi anlamında verimli bir yer olan Madagaskar’da ylang ylang, vanilya, kahve, kakao, biber, sardunya, tarçın yetiştiği söyleniyor ki, parfümlerde çokça kullanılan içerikler bunlar.

Monte Carlo merkezli niş parfümevi Perris, 2014 yılında Nosy Be adasından esinlendiği ve paçuliyi merkeze aldığı parfümü Patchouli Nosy Be’yi piyasaya sürdü. Kısa süre içinde Perris’in ilgi gören eserlerinden birisi haline geldi Patchouli Nosy Be. Hakkında okuduğum övgülere ve nota dizilimine baktığımda seveceğimi düşündüğüm Patchouli Nosy Be’yi epeydir kullanmak istiyordum. Ve artık zamanı geldi.

Kendi sitelerinde tek tek parfümler hakkında bilgi olmayan Perris’in, Patchouli Nosy Be hakkında da ayrıca tanıtımı yapılmamış. Parfümün açılışı tatlı ve karanlık paçuliyle gerçekleşiyor. Paçuli yağlarına benzeyen bu ağır kokuyu beğendim. Orta kısımda güzel bir sürpriz var. Paçuliye, çikolata eşlik etmeye başlıyor. Açıklanan notalarında kakao var. Muhtemelen kakao, çikolata hissiyatı veriyor. Orta notalar gayet leziz ve sevilesi. Kapanışta çikolata ve paçuli geri çekilirken tatlı ve modern vanilya ortaya çıkıyor. Tatlılığın iyice arttığı alt notalar fena değil ama biraz fazla şekerli.

Patchouli Nosy Be, ismindeki paçuliyi başlangıçta ve orta kısımda size gayet net şekilde hissettiriyor. Başlangıçtaki acı paçuli yağı ve orta bölümdeki çikolatalı paçulinin verilişi çok başarılı. Son kısımdaki şekerli vanilya biraz sıradan. Kapanışı dışında sevdim Patchouli Nosy Be’yi. Zaten paçuli ve çikolata-kakao karışımlarını genelde severim. Gerek Coromandel gerekse Borneo 1834 bu tarzın favorileri benim için. Ve şimdi bu ikiliye üçüncü isim ekleniyor: Patchouli Nosy Be.

nosy be yen

Yüksek kaliteli, karanlık, olgun ve ciddiyetini bozmayan Patchouli Nosy Be, benim için kullanması ve sevmesi kolaydı. Paçulinin bu tür dumansı ve neredeyse tütünsü verilmesini her zaman benimserim. Orta kısımda parfümün sıcaklığının artmasında bir parça baharatların etkisi olduğunu unutmayayım. Genel olarak işini çok iyi yapan bir arkadaş.

Günlük kullanıma da takım elbiseye de uyacaktır. Uniseks olarak sınıflandırılsa da bu tür parfümleri hep erkeklere yakın bulurum. Tam bir kış parfümü. Otuz yaş üzerindeki arkadaşlara öneririm.

EDP formunda. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği ne yazık ki zayıf.

Koku Güzelliği:10/8

14 Mart 2017 Salı

Estee Lauder – Modern Muse Le Rouge (2015)

Dışa dönük, cazibeli, sofistike.

Cesur olun. İlham kaynağı olun. Cazibenizi, sofistikeliğinizi ve gösterişinizi barındıran bir kokuyla tanışın.

İki farklı gül esansının seksi ve tahrik edici kontrastı, olgun meyvelerin canlılığı ve baş döndürücü ipeksi kremin büyüsü unutulmaz etki yaratır. Kendisine ilham veren kadın gibi karmaşık fakat büyüleyici.

Ödüllü orijinal Modern Muse ve Modern Muse Chic gibi, Modern Muse Le Rouge da modern kadının karmaşıklığından ilham aldı. Modern Muse Le Rouge nedir? Kendini tek kelime söylemeden güçlü ve renkli şekilde anlatan cazibeli kadındır. Felsefesi ve söyledikleri mutlaka fark edilir. Cesur, korkusuz ve baştan çıkarıcı. Hayranlık uyandıran etki bırakmak istediğinde kusursuz kırmızıyı kullanır: Le Rouge.

afis le rouge yen

Estee Lauder’in kendi sitesindeki Modern Muse Le Rouge parfümünün tanıtımı yukarıdaki cümlelerle yapılmış. Estee Lauder’in 2013 yılında piyasaya sürdüğü Modern Muse’un şimdiden altı yeni devam parfümü geldi. Artık Modern Muse için parfüm serisi diyebiliriz. Modern Muse’nin 2015 yılındaki devam parfümünün adı Le Rouge olarak belirlenmişti. Yine kendi sitelerinde meyvemsi doğu çiçekleri gibi koktuğu belirtilmiş ve şu notalardan oluştuğu ilan edilmiş: Bulgar gülü, okka gülü özleri, ahududu, pembe biber, safran, Madagaskar vanilyası, paçuli, güve otu, yasemin özleri, manolya.

Modern Muse Le Rouge’un açılışı leziz kırmızı meyveler ve yumuşak pembe biberle gerçekleşiyor. Bu ikiliye eşlik eden harika gül, başlangıcı şölene çeviriyor. İlerleyen dakikalarda kırmızı meyveler ve baharatlar geri plana geçerken, ortaya parlak, kadifemsi paçuli ve beyaz çiçekler çıkıyor. Geri planda pudra, kendisini hissettiriyor. Orta bölüm sıcak baharatlı ve çiçeksi diyebilirim. Son kısımda kadifemsi paçuli ve yumuşak odunsu notalar var. Miskin rahatlıkla hissedildiği kapanış idare eder.

Modern Muse Le Rouge, genel olarak meyveli-çiçeksi tarzına yakın. Kokusu çok tanıdık bir gül yorumu. Birçok kadın parfümünde benzerine rastlanan gül ve pudralı beyaz çiçek destekli ana yapı, yaratıcı değil. Kadınsı yönün ağır bastığı genel karakteri, çoğu hanımefendinin hayır diyemeyeceği kadar çarpıcı ve cazibeli. Bu anlamda büyük kitlelerin sevmesi için tasarlanan Modern Muse Le Rouge, bu hedefine kısa sürede ulaşacaktır.

Başlangıcı leziz meyveli, orta kısmı çiçeksi-meyveli (gül baskın), alt notalarıysa odunsu-miskli kompozisyon için ne söyleyebilirim bilmiyorum. Benim için ve genelde erkekler için fazlaca kadınsı koku formu olduğunu kabul etmek gerek. Bazı kadın parfümlerini erkeklerin kullanabileceğini düşünürüm ama bunu değil. O tam bir dişi ve 15-30 yaş arası hanımefendilerin favorisi olabilecek nitelikte.

buyuk le rouge yen

İyi ama kokusu güzel mi? Bu soruya herkesin vereceği farklı cevaplar olabilir. Bence yaratıcı değil, yüksek kaliteli olduğu da söylenemez. Özellikle orta kısımda burnu tırmalayan ve zorlayan yapaylık var. Bu anlamda baş ağrısı yapmaya müsait. Ortalama ve sıradan genç kız parfümü hissi veriyor Modern Muse Le Rouge. Harika başlangıcıyla umutlandığım fakat orta kısımdaki yapaylığa dayanamadığım bu eser, Estee Lauder’in şanlı tarihine ve isminin büyüklüğüne yakışmayacak kadar vasat sonlanıyor. Parfümcülüğün ticari endüstri olduğunu kabul edersek, Estee Lauder gibi dev markanın daha iyi işlere imza atmasını bekleriz ama uygulamada pek öyle olmuyor. ‘Herkesin seveceği vasatlıkta parfüm üreteyim’ kaygısı, bu tür küçük kazaları beraberinde getiriyor. Bu anlamda Modern Muse Le Rouge, bir sürü örneğine rastlanabilecek meyveli-çiçeksi arkadaş. Daha fazlası değil.

EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ilk saniyelerde yüksek. Sonrasında tene yakın kalıyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanılmasını öneririm. Günlük kullanıma uyacak canlı ve çekici kokusu, gayet modern ve steril.

Koku Güzelliği:10/5

12 Mart 2017 Pazar

Ex Nihilo - Amber Sky (Yeni Parfüm)

Fransa merkezli yeni sayılabilecek niş parfümevi Ex Nihilo, 2016 yılının ortalarında Amber Sky isimli parfümünü piyasaya sürmüştü. Tabii bu parfüme neden özellikle yer verdiğimi düşüneceksiniz. Amber Sky, ilhamı İstanbul Boğazı’ndan almış. Markanın kendi sitesindeki Amber Sky’ın tanıtımında da boğazdan bahsedilmiş.

İsminden anlaşılacağı üzere amber merkezli parfüm olacağını düşündüğüm Amber Sky, İstanbulluların ilgisini çekebilir. Benden söylemesi…

Parfümün tasarımcısı ünlü isim Olivier Pescheux.

10 Mart 2017 Cuma

Parfums MDCI – Les Indes Galantes (2015)

İsmini ve ilhamını ünlü Fransız besteci Jean-Philippe Rameau’nun 18. yüzyıla ait eseri Les Indes Galantes’ten alan bir parfümle beraberim. Fransa merkezli niş parfümevi MDCI’nın 2015 çıkışlı parfümü Les Indes Galantes, kendi sitelerinde kadın bölümüne konulmuş. MDCI’nın şöhretli parfümlerinin biraz gerisinde kalan Les Indes Galantes, yine kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış: ” Hayali bir egzotik ülkeye seyahat etmeye davet eden, rafine ve şehvetli bir parfüm. Değerli baharatların, çiçeklerin ve meyvelerin sarhoş edici kokuları duyu ve duyguları uyandırır.”

Les Indes Galantes’in açılışı kremsi turunçgillerle gerçekleşiyor. Portakal-mandalina ikilisine benzettiğim başlardaki turunçgiller, modern, tatlı ve yüksek kaliteli. Üst notaları çok güzel. Orta bölümde turunçgiller biraz geri plana geçiyor ve bu sefer kremsi baharatların gelişine şahit oluyoruz. Tarçın ve karanfile benzettiğim baharatlar kaliteli. Orta bölümden itibaren tatlılık devam ediyor ve azıcık artıyor. Orta kısımda baharatlara biraz badem ve vanilya da eşlik etmeye başlıyor. Orta kısmı da beğendim. Kapanışta vanilya artık tek oyuncu. Tatlılık kapanışta üst sınıra dayanıyor. Şekerli vanilyaya dönüşen alt notaları epey sıradan.

Başlangıçtaki ferah olmayan kremsi turunçgillerin dinamik ve başarılı kokusu, orta kısımda yoğun baharatlarla birleşiyor. Orta bölümdeki badem sürprizi gerçekten ilginç. Böyle bir kompozisyona badem yakışırdı ve parfümün tasarımcısı Cecile Zarokian bu fırsatı kaçırmamış. Gerçi badem büyük rol oynamıyor ana yapıda.

Les Indes Galantes’in baharatlı bir vanilya parfümü olduğunu söyleyebilirim. Bu ana kompozisyona eklenmiş turunçgiller, reçineler, badem ikincil elemanlar olarak düşünülebilir. Tatlılığın her daim olduğu fakat sonlarda iyice abartıldığı Les Indes Galantes’in, üst-orta bölümünü beğendim, kapanışını başarılı bulmadım. Keşke tatlılık daha az verilseymiş.

yakin galamentes yen
Fotoğraf parfumo sitesinden alınmıştır.

Sonuç olarak sıcak, reçinemsi, vanilyalı, baharatlı bir parfüm arıyorsanız, Les Indes Galantes emrinize amade. Kadın parfümü olarak sunulsa da erkekler rahatlıkla kullanabilir. Tobacco Vanille ve Herod’dan daha kadınsı değil. Ha bu arada kimi kullanıcıların Tobacco Vanille’ye benzettiği Les Indes Galantes, bence koku güzelliği anlamında Tobacco Vanille ve Herod’un gerisinde. Bunu da küçük bir not olarak belirteyim.

Sonları dışında belli bir kaliteyi tutturan Les Indes Galantes, EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ortalamanın biraz altında. Tam bir kış parfümü. Günlük kullanıma uyabilecek ve çoğu kişinin hoşuna gidebilecek tarzıyla, markanın başarılı sayılabilecek eserlerinden birisi. Muhteşem mi? Değil. Benzersiz mi? Cık. Kötü mü? Tabii ki değil.

Koku Güzelliği:10/7

6 Mart 2017 Pazartesi

Masque – Montecristo (2013)

İtalyanların niş parfüm sektörünü sevmeye başladığını düşünüyorum. Her ne kadar Fransız ve Amerikalı rakipleri kadar saldırgan olamasalarda, geleceğini parlak görüyorum İtalyanların. Niş parfüm alanında Acqua di Parma ve Lorenzo Villoresi’nin başarılı işlerinin etkisiyle, ilgimi çekiyor İtalya merkezli niş markalar. Ve 2012 yılında yeni bir marka doğdu Milano’da.

Riccardo Tedeschi ve Alessandro Brun’un kurduğu Masque ana çalışma alanını parfümler olarak belirlemiş. Henüz on bir parfümleri olan Masque’nin ilerleyen zamanlarda yeni işlere imza atmaları sürpriz olmaz. Masque’nin muhtemelen en popüler parfümü olarak öne çıkan Montecristo’yu gelecek vaat eden parfümörlerden Delphine Thierry tasarlamış.

Montecristo’nun açılışı keskin ve kuru baharatlarla gerçekleşiyor. Kimyon, tarçın ve küçük hindistan cevizi benzeri yapıya ilk dakikalarda karanfil de ekleniyor. Orta kısmın başlangıcında devam eden baharatlara eklenen kuru ve dumansı tütün, hayvansallık ve içki teması parfümün daha da zenginleşmesine sebep oluyor. Son bölüme gelmeden geç orta notalarda müthiş bir tütsü algılıyorum. Kapanışta, artık odunsu notaların hakimiyeti var. Sedir ağacı alt notalara imzasını atarken biraz sıradan ve plastiğimsi de kokmuyor değil.

Montecristo’nun üst ve orta kısmı nefis. Son bölüm ortalama. Üst ve orta bölümdeki keskin-kuru baharatlı ana yapıya eklenen hayvansallık-tütün-tütsü teması çok başarılı. Dumansı, derin ve entelektüel çağrışımlar yapan orta bölüm, parfümün en ilginç yeri. Koku zenginliğinin üst seviyede olduğu orta bölüm, erkeksi ve sağlam. Kapanışı kötü değil ama sedir ağacının bu tür kullanımına yakın hissetmiyorum kendimi.

yatik montecristo

2013 yılında piyasaya sürülmüş bir parfümün, günümüzün bol tatlı modern kokularına hiç benzememesi ilginç. Tatlılığın neredeyse olmadığı kuru yapı, acımsı aromatik otları bile anımsattı bana. Parfümün tasarımcısı Delphine Thierry, Montecristo’yu tasarlarken deri ve içki (rom) notalarından ilham aldığını ayrıca tütün yaprakları, kullanılmış oyun kartları ve şömine gibi bir ambians düşündüğünü belirtmiş.

Montecristo, aldığı övgüleri hak edecek kadar güzel. İçkiye yatırılmış tütün yapraklarına eklenmiş tütsümsü, dumansı karakter gayet şık. Yüksek kaliteli notaları, zengin ve derin kokusu, bol tatlı günümüz parfümlerinden ayrılan tarzıyla, denenmesi gereken bir eser. Yarı karanlık ve gizemli duruşu, onu koklamayı daha da keyifli hale getiriyor.

Son olarak hayvansallığın ayarında verilmesi iyi olmuş. Kimilerinin Muscs Koublai Khan’a benzettiği Montecristo, bana göre çok daha başarılı Lutens’in eserinden. Ayrıca kullanması ve sevmesi daha kolay Montecristo’yu. Hayvansallık benim için bile rahatsız edici değil. Zaten bana göre bir baharat parfümü Montecristo. Çoğu kişinin aksine deri ve hayvansallığın ikinci hatta üçüncü planda olduğunu düşünüyorum. Belki de benim tenimde öyle davranıyordur Montecristo.

puro montecristo yen

İtalyan niş parfümcülüğünün bu yeni ve başarılı eseri EDP formunda. Kalıcılığı iyi. Kötü haber şu ki fark edilirliği zayıf. Kullanım döneminde bol bol sıkmama rağmen sonuç değişmedi. Tam bir kış parfümü. Uniseks olarak geçse de erkek kullanımına yakın. Günlük kullanıma da uyar ama sanki takım elbise-akşam tarzına daha yakın. Yaş olaraksa otuz ve üzerindeki arkadaşlara önerebilirim.

Koku Güzelliği:10/8

2 Mart 2017 Perşembe

Thierry Mugler – A Men Pure Leather (2012)

1992 yılında parfüm dünyasında küçük çaplı devrimin adıydı Angel. Thierry Mugler’in bu müthiş kadın parfümü, 1990’lı yılların başlarından itibaren imrenilecek büyüklükte başarıya imza attı. Çarpıcı ve cezbedici karamel-paçuli ikilisi, daha sonraki yıllarda Mugler parfümlerinin ana gövdesini oluşturmaya devam etti. Angel’in kadın versiyonunun başarısının ardından gelen A Men, erkekler için de karamel-çikolata-paçuli birleşimini müjdeliyordu. 1996 çıkışlı A Men’de çok sevildi erkek kullanıcılar tarafından.

Bu kadar ilgi gören A Men’in ardı ardına bir sürü devam parfümü piyasaya sürülmeye başlandı Mugler tarafından. 2008 yılında ilk “Pure” isimli A Men, yani Pure Coffee yine başarılı bulundu. Limitli üretim olarak tasarlanmıştı “Pure” serisi. Neredeyse her yıl yeni bir “Pure” isimli Mugler gördük. 2012 yılında Pure Leather karşımıza çıktı. Mugler’in parfüm birimi, önemli notaları (deri, tonka, kahve, tütün, ağaç, içki) merkeze alan “Pure” serisine devam ediyor. Biz, bugünkü yazı konuğum olan Pure Leather’a odaklanalım artık.

Kendi sitelerinde Pure Leather’in, Thierry Mugler’in parfümlerinin yirminci yılı anısına piyasaya sürüldüğü belirtilmiş. Limitli üretim olduğunu da biliyoruz Pure Leather’ın. Parfümün açılışı klasik A Men tadında gerçekleşiyor. Karanlık, şekerli paçuli ve çikolata ilk saniyelerde A Men’i kokladığınızı düşündürtüyor. Açılışı gayet güzel Pure Leather’in. Orta bölümde parfüme ismini veren deri ortaya çıkıyor. Deri, çikolatalı paçuliyle gayet uyumlu. İşin ilginci deri biraz plastiğimsi, kuru ve erkeksi. Hala karanlık Pure Leather. Son bölümde deri etkisini kaybederken tatlı vanilya kapanışı yapıyor.

Pure Leather için özetle şöyle diyebilirim: Klasik A Men’in orta notalarına deri eklenmiş hali. Parfümün genelinde bolca tatlılık içeren koyu çikolatalı paçuli ana yapı hakim. A Men’den bildiğimiz bu yapı, Pure Malt ve Pure Havane’de de tekrarlanmıştı. Onun için Pure Leather’daki A Men benzerliğine şaşırmadım ve yadırgamadım. Gördüğüm kadarıyla Mugler parfüm biriminin böylesine tutarlı çizgisi var. İsminin başında Pure olan parfümler bir şekilde klasik A Men ile ilişkililer. Tabii denemediğim diğer Pure isimli Mugler parfümlerini dışarıda tutuyorum.

fra leather yen

Orta kısımdan itibaren karşımıza çıkan karanlık, kuru, plastiğimsi ve erkeksi deri bence harika değil. Hafiften yapaylık hissi veriyor deri. Koyu yapısı günlük kullanıma uymayabilir. Konforlu ve kolay giyilebilir bir parfümden ziyade iddialı ve tematik deneme Pure Leather. Ne muhteşem ne de kötü. Mugler kalitesini ve çizgisini hissediyorsunuz.

Sonuç olarak artık piyasada bulması zor olan Pure Leather, plastiğimsi deriyi düşünmezsem gayet güzel. Tabii deriyi dışarıda tutmak mümkün değil çünkü parfümün büyük kısmında varlığını hissettiriyor. Bu anlamda Pure Leather’in, kullanılmaması büyük eksiklik olmayacaktır. Ortalama bir Mugler Pure Leather. Pure Havane, benim için hala “Pure” isimli parfüm serisinin yıldızı.

EDT formundaki Pure Leather’in kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği biraz düşük. Tam bir kış parfümü. Ilık havalarda bile fazla gelecektir. Özel günlerin, akşam çıkmalarının ya da takım elbisenin üzerine daha bir yakışacaktır sanki.

Koku Güzelliği:10/6