Aquae Nobilis, Latinceden Türkçeye çevrildiğinde “Asil Su” olarak karşımıza çıkıyor. Tabii artık kullanılmayan bir dilden gelen ismi, ilk başta anlaşılamayabilir. İtalya merkezli niş parfümevi Profumum Roma’nın, Latin kültürüne ve diline gönderme yapmasıysa sürpriz olmamalı. Zaten Avrupa kültürünün kökeninin Latinlere dayandırılması, şüphesiz günümüz İtalya’sı için haklı bir övünç kaynağıdır. Profumum Roma’nın sahipleri de muhtemelen bu haklı gururu yaşıyorlar.
İsmi epey geçen bir marka Profumum Roma fakat sadece tek parfümlerini denemek kısmet olmuştu, o da Santalum’du. Oldukça sevdiğim bir sandal ağacı yorumuydu Santalum. Nihayet ikinci Profumum Roma deneyimine sıra geldi. Şimdiki şanslı, pek popüler olmayı başaramasa da Aquae Nobilis.
Kendi sitelerinde “asalet” vurgusu öne çıkıyor. Açıklanan iki nota ise hemen ilgimi çekiyor: Meşe yosunu ve absent. Parfümün başlangıcı kuru ve tozlu gerçekleşiyor. Üst notalardaki tozluluğun sebebi vetiver veya aromatik kuru otlar olabilir. Açılıştaki yeşil hissiyat oldukça güçlü. Kimilerinin çimensilikle ifade etmesi mantıklı. Orta kısma doğru tozlu ve buruk üst notalar geride kalıyor. Tatlılık az da olsa artıyor. Bu andan itibaren sabunsuluk sınırındaki temiz vetiver ortaya çıkıveriyor. Yeşil hissiyat hala eşlik ediyor vetivere. Son bölümde büyük değişim yok. Gerilerde az da olsa tütsü algılıyorum. Bir parça ağaçsılık da mevcut. Orta bölümle paralel ilerliyor sonları.
Aquae Nobilis, ferah, temiz, başlangıcı dışında pürüzsüz ve yumuşak bir vetiver parfümüne benziyor. Orta bölümden itibaren biraz Grey Vetiver’i çağrıştırıyor. Tabii aklım hep meşe yosunu ve absentte. Acaba bu notalar ne kadar etkili diye inceliyorum ama başarılı olamıyorum. Çünkü meşe yosununa rastlamadım denemelerimde. Çok isterdim ama ne yazık ki yoktu. Bir diğer element absentti. Genellikle keskin içki temalı parfümlerde gördüğümüz absent notası bence var ama oldukça sınırlı. Aquae Nobilis, hiç bir zaman içki temasına sahip değil.
İsmindeki su, bana hep ferah ya da sucul bir arkadaşla karşılaşacağımı düşündürttü. Kullanım döneminde pek de akuatik temayla karşılaşmadım. O daha çok, yumuşak, sakin, sabunsu yeşil vetiverdi. Tabii yüksek kaliteli. Onu boynumda ya da kıyafetimde her hissedişimde tatlılarda kullanılan damla sakızına benzettim. Hatta garip şekilde onun kremsi ve bazen sütsü de koktuğunu düşünüyorum. Her ne kadar çok ferah olmasa da, ılık ilkbahar dönemine uygun bence kokusu. Soğuk mevsimleri seveceğini sanmıyorum Aquae Nobilis’in.
Sonuç olarak, farklı başlangıcı ve sonrasında barışçıl yapıya bürünmesiyle, örneğine sık rastlanacak bir parfüme benzemiyor. Hem kadınlar hem de erkekler için pazarlansa da, bir parça erkek kullanımına yakın sanki. Yüksek kalitesi ise takdire şayan. Hoş parfüm ama pek bana göre değil son tahlilde. Yine de yüksek fiyat etiketini göze alırsanız, muhakkak deneyin derim. Bu tür kokuları seviyorsanız sizi güzel bir sürpriz bekliyor olabilir.
Basit, sade, naif, çok katmanlı olmayan tarzına kimileri minimal demiş, haksız sayılmazlar. Konsantrasyonu yüksek bir EDP olduğu söylenebilir. Kalıcılığı gayet iyi fakat fark edilirliği konusunda sınıfta kalıyor. Günlük kullanıma uyabilecek yapısı memnun ediyor.
Koku Güzelliği:10/7
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder