Fransa Alplerinin kalbinde yaşayan bir İtalyan ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş Laurent Mazzone. Çok küçük yaşlarında parfümlere ve kokulara tutkuyla bağlıydı. İlerleyen yıllarda kokulara olan arzusu, onun koku hissinin gelişmesine vesile oldu. On iki yaşında yaşadığı yerdeki yerel mağazalardan koku numunelerini karıştırıp, kendince oyunlar oynuyordu. Aslında onun aklında tek bir şey vardı: Yeni parfümler keşfetmek.
Ergenlik yıllarında ise DJ’lik yapmaya başladı Laurent Mazzone. Geceleri insanları çaldığı müziklerle eğlendiriyordu. Ve tesadüfe bakın yine “sample” karşısına çıkıyordu. Yaratıcı içgüdüleri moda dünyasına yönlendirdi daha sonra onu. İlk kıyafet mağazasını açtıktan sonra yerinde saymadı. Başka mağazalar da açtı. Farklı objelerin ve yaratıcı kıyafetlerin bulunduğu mağazalarının ardından daha ilginç ne yapabilirim diye düşünmeye başladı.
Çok geçmeden dükkanlarını “duyusal laboratuarlara” dönüştürdü. Mağazasında kullanmak üzere etrafa güzel aromalar yayan kokulu mumlar yapmaya başladı. Bu hayalini gerçekleştirdi ve test bile etti. Mağazasına gelen müşterileri bu mumları çok beğendiler ve devamını istediler. Artık Laurent Mazzone’nin hayatıyla ilgili karar verme zamanı gelmişti.
Parfümün başlangıcı anlatması zor şekilde gerçekleşiyor. Saldırgan ve tuhaf üst notaları tanımlamakta zorlanıyorum. Çok keskin anasona benzetiyorum elimde olmadan. Kimileri başlangıcını odunsu notalarla özdeşleştiriyor. Pek öyle olduğunu sanmıyorum. Neredeyse ilacımsı anason diyeceğim son tahlilde. Yanılıyor olabilirim ama rakıya bile benzettim açılışını. Zor ve sert üst notalar bana göre değil. Orta kısma hemen geçilmiyor. Yaklaşık yarım saat sonra tuhaf anasonsu yapı geriye çekilirken ortaya tütün, yağımsı paçuli ve kuru-temiz deri çıkıyor. Geri planda azıcık tütsü de var. Başlangıcına göre çok daha kabul edilebilir orta bölüm. Son kısımda güzel bir sürpriz var: Baharatlar. Baharatlar, alt notalarda daha belirgin. Büyük ihtimalle tarçın. Baharatlara vanilya eşlik ediyor. Musc Ravageur’un sonlarını hatırlatıyor bana. Parfümün en sevdiğim yeri oluyor alt notaları.
Başlangıcını, milyonlarca yıl geçse bile sevebileceğimi sanmıyorum. O garip, rakıya benzeyen yapı tam olarak içkimsi de değil. Acı, buruk, kimyasal atıkları hatırlatan üst notaları gayet itici. Orta kısımda neyse ki o koku geri çekiliyor ama geri planda hala oralarda olduğunu hatırlatıyor. Orta bölümde paçuli, tatlı ve kremsi olarak karşımıza çıkıyor. Köksü ve çikolatamsı değil paçuli. Ağır paçuli yağlarını andırıyor. Paçuliye eşlik eden deri fazla sorumluluk almıyor ve geri planda kalmayı tercih ediyor. Reçineler, paçuliye hatırı sayılır destek veriyor. Sonlarda pudralı zayıf vanilya dikkat çekici.
Patchouli Boheme, reçinemsi, balsamsı, derili, tütünlü, baharatlı bir paçuli kokusu. Başlangıçtaki garip ve zorlayıcı kısmı dışarıda bırakırsam, paçuliden sonra ikinci öğenin tütün olduğunu söyleyebilirim. Eski ve olgun olarak verilmiş tatlı tütün, ıslak hissiyatı veriyor. Deri, yarı karanlık sanki. Baharatlar, pudramsı vanilya ile kol kola. Tatlığın ise tonka fasulyesinden geldiğini düşünüyorum. Eşine az rastlanabilecek yapıda olduğunu söylemeliyim.
Şu bir gerçek ki karşımızda gerçekten de zor bir parfüm var. Çünkü hem sevmesi hem de kullanması zor, fazlasıyla tematik, ilk dakikalarda neredeyse tahammül edilemez, saldırgan, azıcık kaba, uçlarda dolaşan, rahatsız edici, değişken, şaşırtıcı ve bohem. Aynı ismi gibi paçulinin ve bohemliğin etkisi altında Patchouli Boheme.
Kimilerinin onun kokusunu 68 kuşağının çiçek çocuklarına benzetmesini anlayabilirim. Evet günümüzün parfümlerine pek benzemiyor. Paçulinin vermiş olduğu olgunluk dikkat çekici. Başlangıcını saymazsam, hüzünlü ve depresif koktuğunu söyleyebilirim. Çok canlı ve parlak değil genel havası. Tatlılık baştan sona mevcut. Zengin ve detaylı sayılabilecek harmanı tatmin edici fakat koku güzelliği anlamında şüphelerim var. Onu severek kullandığımı söyleyemem. Ağır ve yağlımsı yapısı nedeniyle çok soğuk günlerin parfümü olduğunu söyleyebilirim. Ilık bahar aylarında bile rahatsız edici olabilir.
Bazı kaynaklarda Patchouli Boheme’in ünlü isim Mona di Orio tarafından tasarlandığı söylenmiş. Kendi sitelerinde bu yönde bilgi bulunmuyor. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek, sonrasında normale dönüyor. Erkek kullanımına daha yakın gibi duruyor. Yüksek fiyatı ve farklı kokusu sebebiyle denemeden bir şişesini almanızı önermem.
Koku Güzelliği:10/6.5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder