Jean Paul
Gaultier – Le Male (1995)
"Le
Male'in kokusunun tasarımında şu tema öne çıkmıştı: "Temiz ter". Onun
kokusunda kirlilik bulunmayacaktı. Le Male'in ilhamı,1950'li yıllardaki erkek
berberlerine dayanıyor. O zamanki erkek parfümlerinde ana nota lavanta olduğu
için, Le Male'de de lavantayı kullandık. Onun kokusu 1950'li ve 60'lı yıllarda
bakımına özen gösteren, züppe erkekleri anımsatır.
Le
Male'in başarısını şunlara bağlıyorum: Doğru zaman, doğru şişe-kutu, doğru isim
ve doğru tasarımcı. Eğer Le Male, 1995'in yirmi yıl öncesinde ya da yirmi yıl sonrasında
ortaya çıksaydı başarılı olamazdı.
Vanilya
merkezli bir parfüm olması sebebiyle, tasarım anlamında zorlanmadım. Eğer
benden vanilya yerine karmaşık bir çiçek kokusu istenseydi, bu kadar başarılı olamayabilirdim.
Çünkü kompleks çiçeksi parfümleri yaratmak zordur. Vanilya notası ise
tasarımdaki bir çok hatayı örter."
Bu
aralar kendi markasıyla yeterince meşgul olan Francis Kurkdjian ile yapılmış
söyleşiden kısa alıntı yaptım. Tabii anlaşılacağı üzere söyleşinin konusu Le
Male'ydi. Yirmili yaşlarının ortalarında tasarladığı Le Male'in, dünya parfüm
tarihinin en ikonik eserleri arasına gireceğini muhtemelen kendisi de
beklemiyordu. Neredeyse yirmi yıldır, onun garip sayılabilecek şişesinin
içindeki sıvısı, erkeklerin en çok tercih ettiği parfümler arasına girdi. Yine
uzun uzun anlatmaya gerek görmediğim kült klasikle beraberdim bir süredir: Le
Male.
Uzun
zaman önce kullanmış ve çok sevmiştim Le Male'yi. Hatta bana vanilyalı
parfümleri sevdiren isimdi. Şimdi yeniden kullanıp, fikirlerimin hangi yönde
değiştiğini görmek istiyorum. Jean Paul Gaultier'in kullanışsız internet
sitesinde neredeyse hiç bilgi yok parfümlerle ilgili. Le Male için sadece bir
görselde şu üç notaya vurgu yapılmış: Nane, lavanta ve vanilya.
Le
Male'in başlangıcı kremsi vanilya eşliğinde ferah sayılabilecek naneyle
gerçekleşiyor. Naneyi pek sevemiyorum parfümlerde. Buradaki kullanımını kendime
yakın bulamasam da vanilyanın verdiği yumuşak tatlılıkla tahammül edilebilir
hale geliyor. Orta bölümde nane gidiyor ve yerine yumuşak sıcak baharatlar
geliyor. Tarçın ve kakule olabilir. Çok baskın değil baharatlar. Vanilyanın
egemenliği altındalar. Son bölümde artık tamamen bir vanilya kokusuna dönüşüyor.
Misk, hissedilir oranda eşlik ediyor buyurgan vanilyaya. Kapanışı en sevdiğim
yeri oluyor.
"Parfüm
Merakı bir notayı unuttun: Lavanta" dediğinizi duyar gibiyim. Bizzat
parfümün tasarımcısının bahsettiği lavantayı özellikle yazmadım detaylı nota
analizine. Çünkü lavanta ve vanilya, parfümün sonları dışında, her evresinde
beraberler. Tabii lavantadan ziyade, parfümün oyun kurucusu vanilya. Kremsi,
sütsü, misksi, neredeyse hindistan cevizimsi, lezzetli harika vanilya, Le
Male'in özünü oluşturuyor. Fazlaca şekerli olmayan ama yine de tatlılık barındıran
vanilya, başlangıç dahil sürekli kendisini size cömertçe sunuyor.
Lavanta
ve vanilya. Bu iki başat notanın beraber kullanıldığı en ünlü parfümün Caron
Pour un Homme olduğu bizim için sır değil. Caron'un bu önemli klasiği ile Le Male'deki
vanilya-lavanta kullanımının benzer yanları var mı peki? Çok olmasa da azıcık
bir esinlenme var sanki Le Male'de. Gerçi Caron Pour un Homme'da lavanta, vanilyadan
çok daha baskın. Le Male'de ise tam tersi. Caron Pour un Homme bana göre
lavanta parfümüyken, Le Male vanilya kokusu. Lavanta ve vanilya demişken aklıma
Rochas Man gelmesin mi? Geldi ama Rochas Man daha çikolatamsı kokuyor. Yani Le
Male ile büyük benzerlik taşımıyor.
Evet
vanilya burada çok erkeksi ve sert değil. Gayet yumuşak ve neredeyse dişil. Ama
lavanta ve naneyle birleşince yeterli derecede erkeksi. O garip bir zıtlığın üzerine
konumlanmış sanki. Lavantanın ve baharatların, vanilyaya boyun eğmelerini
tenimde izlemek zevkti benim için. Ondaki iştah açıcı vanilyayı, mümkün olsa yiyesim
bile geliyor. Bana göre hala en cazibeli, en kışkırtıcı ve en güzel vanilya
parfümlerinden birisi Le Male. Zaten bazı kadınların bile kullandıklarını söyledikleri
Le Male, karşı cinsin ilgisini çekmek anlamında gayet başarılı. Bu durumda onun
çok erkeksi kokmadığını tespit etmek gerekiyor.
Lafı
uzatıyor olabilirim. Demek istediğim şu ki Le Male, ilk çıktığı zamanlarda
benzersiz bir eserdi. Evet çok detaylı ve derin değil. Basit ve tek düze ama daha
önce hiçbir parfüme benzememesi onu kolaylıkla 1995 yılının sanat eseri yapmaya
yetiyor. Zaten o tarihten sonra, Le Male'in başarısını örnek alıp ve hatta kopyalayıp,
pazardan pay kapmaya çalışan rakipleri bile oldu ama nafile. Çünkü Le Male,
olanca basit kokusuyla, parfümler tarihine imzasını atmıştı.
Onun,
muhtemelen dünyada en çok taklidi yapılan 3-4 parfümden birisi olduğunu
söylemek yanlış olmaz. Açık/benzer kokular üreten firmaların hala Le Male
taklidi parfümlerini satmaları da tesadüf olamaz. Aradan geçen yirmi yılın
ardından çok satanlar listesinin üstlerinde olması da gayet anlaşılabilir. Her
yıl ne kadar yeni parfüm piyasaya çıkarsa çıksın, Le Male bu durumdan pek
etkilenmiyor anlaşılan. O, hala dünyanın en çok satan ve sevilen erkek parfümlerinden
birisi. Ve önümüzdeki yıllarda da bu durum değişeceğe benzemiyor.
Kısaca
ve son olarak Le Male'in tanıtım kampanyalarından bahsedeyim. Le Male'in
neredeyse bir çok tanıtım görselinde, güçlü-kaslı erkekler ve yarı çıplak
denizciler görülüyor. Burada parfümün geri planda erkek eşcinselliğini
çağrıştırdığını iddia edenler var. Hatta o kaslı erkek figürlerini Tom of Finland'daki
çizimlere benzetenler mevcut. Şöyle söyleyeyim denizci temasını, Jean Paul
Gaultier, sadece Le Male parfümünde değil, bir çok kıyafetinde de kullanıyor
denizciliği hatırlatan ögeleri. O yeşil çizgili tema, bir anlamda Gaultier'in
ve markanın imzası olmuş durumda. Nasıl ki Burberry'nin kareli teması zihinlere
kazındıysa, Jean Paul Gaultier için denizci çizgili desen önemli. Yani buradan
gizli bir eşcinsellik çıkartmak fazlasıyla zorlama olur. Diğer konu ise
güçlü-kaslı erkek figürleri. Le Male'in tanıtım görselleri bu anlamda Etat
Libre d'Orange'ın Tom of Finland'ını anımsatıyor. Fakat bu durum, o parfümleri
eşcinsellerin seveceği ve kullanacağı sonucuna götüremez. Fazlasıyla yüzeysel kaçacaktır
böylesine yorumlar.
Luca
Turin'in kitabında Le Male pudralı lavanta olarak sınıflandırılmış ve beş
üzerinden üç puan almış. EDT konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı yeterli. Fark
edilirliği yüksek olmadı tenimde. Eskiden çok daha dolgun olduğunu hatırladığım
Le Male'in küçük çaplı reformülasyon geçirdiğini düşünmek yanlış olmaz. Erkek
parfümü olarak sunulmasına rağmen kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Yaş
olaraksa yirmi beş ve üzerindeki arkadaşlara öneririm. Sonbahar-kış mevsiminde
kullanmanın iyi sonuç vereceğini düşünüyorum.
Koku Güzelliği:10/7.5
Kim ne derse desi,halen en guzel vanilya parfumlerinden biridir Le Make.Iyi hissettiriyor,keyif veriyor. ..
YanıtlaSil