Dsquared² - He
Wood (2007)
Çok
klişe olacak ama söylemek zorundayım: Yıllar ne kadar çabuk geçiyor. 18-19
yaşlarında insan bir an önce çalışmaya başlayıp hayatın içine girmek istiyor.
Fakat otuzlu yaşlarına gelince o hevesle istenen hayatın, aslında çok matah bir
şey olmadığını anlıyor. İnsanları tanıyor, hayatı anlıyor ve yaşamın aslında
Musa Eroğlu’nun türküsünde söylediği gibi "Yalan Dünya" olduğunu
görüveriyor. Bu "görmek" eylemi çoğu kişide derin hayal
kırıklıklarına sebep oluyor. “Ee hayat bu mu?” noktasına geliniyor çoğu zaman.
Evet dostlar hayat sadece bu, daha da fazla bir şey değil.
Çabucak
geçiveren altı yıl öncesine götüreyim sizi. 2009 yılında, serin sonbahar
mevsiminde, kapalı ve kasvetli havanın esir aldığı Ankara'nın sokaklarında
dolaşırken belki de ta o zamanlardan gelen parfüm merakı, beni Sevil
mağazasının Tunalı Hilmi şubesine çekivermişti. İçeriye amaçsızca girdiğimde
aklımda bir parfümü denemek vardı: Kouros.
Hakkında
okuduğum övgü dolu sözler ve yurt dışı merkezli parfüm platformlarında göklere
çıkarılan Kouros'u muhtemelen ilk orada denemiştim. Sanırım ilk orada nefret
ettim Kouros'tan. Kouros'un neredeyse hiç bir yerde bulunamayan flanker'ı
Fraicheur'ı mucizevi şekilde görmüş ve
büyük hevesle denemiş fakat klasik Kouros'un biraz daha hafifletilmiş hali
olduğunu anlayıp hayal kırıklığına uğramıştım.
O
mağazaya girerken hatırladığım en net görüntü ise girişin sağına yerleştirilmiş
kocaman Dsquared standıydı. Rakiplerini düşünecek olursak henüz yeni
sayılabilecek hazır giyim markası olan Dsquared'in, 2007 yılında parfüm işine
girdiğini biliyoruz. Mağazadaki kocaman standın üzerinde duran He Wood'un
ahşabı andıran şişesini görünce açıkçası hiç sempatik gelmemişti. Biraz zorlama
ve abuk bir fikir olarak aklımda kalmış ahşap temalı parfüm şişesi. Tabii bu
anlamda Dsquared'in gayet tutarlı davrandığını görüyoruz. İsmi Wood olan bir
parfümün şişesinin de ahşap görünümlü olması gayet mantıklı. Hele bir de
parfümün odunsu nüanslar taşıması konseptsel anlamda bütünlük sağlandığının
habercisi olarak düşünülebilir.
Kendi
sitelerinde parfümleriyle ilgili hiç bir bilgi olmamasını nasıl açıklayacağımı
bilemiyorum. Sanırım parfümlerine fazla önem vermiyorlar ki 1-2 cümle yazıyı
bile esirgemişler. Neyse ki parfümün EDT forumunda olduğunu belirtmişler.
Dsquared'in ilk parfümü olan He Wood'un ilhamını, hava-su-ağaç kombinasyonundan
aldığı söyleniyor. Doğanın dört temel elementinden ikisini bünyesinde
barındırmayı düşünen He Wood'un detaylarına geçeyim artık.
He
Wood'un açılışı yeşil çiçekler ve tuhaf salatalığımsı kokuyla gerçekleşiyor.
Başlangıçtaki yeşil aromatik otlar, lavanta ve salatalık benzeri yapı tabii ki
aklıma ünlü Fahrenheit'ı getirdi. Üst notalarını sevdiğimi söyleyemem. Orta
kısma geçildiğinde yeşil erkeksi çiçeklerin hakimiyeti devam ediyor. Bu sefer
sahneye menekşe çıkıyor. Ne yazık ki menekşeyi parfümlerde bir türlü
sevemiyorum. Ve bu durum He Wood için de geçerli oldu. Orta notalar bana göre
değil. Geleyim son kısma. Alt notalardan pek umudum yoktu ve beni şaşırtmadı.
Sonlarda parfüme ismini veren odunsu notalar ortaya çıktı nihayet. Yapay ve
plastiğimsi sedir ağacı en sevmediğim şekilde verilmiş. Misk ve yapay vetiver,
kapanışta var ama keşke olmasalarmış. Ne sıradan ve ne sıkıcı bir son.
Sanırım
ciddi bir şanssızlık var bu durumda. Çünkü parfümde en sevmediğim ne kadar nota
varsa hepsi He Wood'un içine yerleştirilmiş. Başlangıçtaki itici ve sucul
olmaya çalışan salatalık benzeri yapı Wall Street'i anımsattı. Bond No.9'daki
kullanımı da sevmemiştim He Wood'daki kullanımı da sevemedim. Her ne kadar
benim için parfümün en kabul edilebilir tarafı olsa da başlangıcı için “eh işte”
diyebilirim. Orta bölümde bütün gücüyle karşımıza çıkan menekşe, erkeksi bir
meydan okumayla etrafa satır sallayan "palalı" gibi. Narciso
Rodriguez For Him'dekine benzer verilmiş menekşe, yeşil ve erkeksi ama bana
hitap etmiyor. Orta bölüme kadar devam eden nispi doğal koku, alt notaların
sahne almasıyla büyük hayal kırıklığına dönüşüyor. Sonlardaki yapay sedir ağacı
ve vetiver, güya ıslak ve rutubetli kokmaya çalışıyor ama ne mümkün. Eğer o
kadar yapaylığa tahammül ederseniz, sizi alt notaların sonlarında hiç bir şey
beklemiyor. Gönlünüz rahat olabilir.
Değerli
dostlar belki de patavatsızlık edip, sonda söylemem gereken şeyi başta
söyleyeceğim. He Wood'u kullanmasanız veya denemeseniz hiç bir şey kaybetmiş
sayılmazsınız. Vasat bir Fahrenheit-Wall Street-Narciso Rodriguez For Him
kırması diyesim var He Wood için. Evet bu parfümle kesin bir kan uyuşmazlığı
sorunum var. Yıldızımızın barışacağını ise hiç sanmıyorum.
Ya
da lafı fazla uzatmayayım ve bitireyim. He Wood, asla çok ferah sayılamayacak
yeşil salatalık-menekşe-sedir ağacı-vetiver koalisyonu olarak kafamda yerini
alıyor. Orta notaların sonlarından itibaren yapaylığın bariz hissedildiği,
farklı olmayan karakteri, yenilik barındırmayan yapısı, itici tarzı ile bu tür
parfümleri sevenleri avlayabilecek bir arkadaşa benziyor. Kokusunun gayet
erkeksi olduğu konusunda şüphe yok. Sonları dışında tatlılık kullanımı
kontrollü.
Potion’dan
sonra kullandığım ikinci Dsquared parfümü ve sonuç yine hüsran. Hiçbir markaya
ön yargıyla yaklaşmak doğru değil. Umarım başka Dsquared parfümlerini
beğenirim.
Parfümün
tasarımını Daphne Bugey yapmış. Bugey, popüler ana akım markalar ve Le Labo,
Eau d'Italie gibi niş marklar için de çalışmış. Parfüm kritikçisi Luca Turin,
He Wood'u meyveli fujer olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden üç puan vermiş.
Başka bir yazar Chandler Burr'da beş üzerinden üç puan vermiş He Wood'a.
Kalıcılığı
ve fark edilirliği ortalama. Kimi zaman 8-9 fıs sıkmama rağmen fark edilirliği
vasatı aşamadı. Sıcak yaz günleri dışında her zaman kullanılabilir. Çok genç
arkadaşları hedeflediğini düşünmüyorum He Wood'un. Her ne kadar böyle yaş
vermek doğru olmasa da yirmili yaşların ortalarından itibaren kullanılırsa fena
olmaz.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/5
he wood'u denemedim. ama he wood silver wind ve he wood rocky mountain mani denedim. hatta rocky mountain yıllardır vazgeçilmezim. dior homme intense ile beraber.
YanıtlaSilstil itibariyle "ayı" olmak isteyenler için birebir. birde onun kritiğini bekliyoruz:)