Xerjoff – Kobe
(2009)
12
Şubat 1947 tarihinde, o zamana kadar insanoğlunun gördüğü en büyük meteor
yağmuru başlamıştı. Sabah 10.38'de başlayan meteor yağmuru, Rusya'nın
soğuklarıyla ünlü Sibirya'sında gerçekleşmişti. Yine buz gibi soğuk havada hem
de gündüz vakti gerçekleşen dünyanın en büyük meteor yağmurunun etkileri kimi
araştırmacılara göre bir kilometre kareye yayılmıştı. En büyük parçasının yirmi
altı metre büyüklüğünde olduğu söylenen meteor yağmuru, 2009 yılında bir
İtalyan beyefendisinin çok ilgisini çekti.
Sergio
Momo, İtalya merkezli niş parfüm evi Xerjoff'u kurduğunda, hala astronomiye
büyük tutkuyla bağlıydı. Hatta bir söyleşisinde "parfümlerden sonraki en
büyük tutkum gökyüzü ve uzayın mucizeleri" diyordu. Hatta 2009 yılında
"Shooting Stars" isimli parfüm serisini çıkardığında, tahmin edeceğiniz
üzere ilhamını Rusya'da 1947 yılında gerçekleşen meteor yağmurundan alacaktı.
Evet karşımızda pek de alışık olunmayan bir esinlenme söz konusu. Parfümler ve
meteorlar!
Ultra
lüks parfüm evi Xerjoff, Avrupa kıtasında oldukça popülerken, aynı şeyi Amerika
kıtası için söyleyemeyiz sanırım. Son yıllarda yeni parfümleriyle niş
segmentinde iddialı olduğunu kanıtlamaya çalışıyor Sergio Momo. Shooting Stars
serisi, 2015 yılı itibariyle on yedi üyeye ulaşmış durumda. Markanın en sevilen
parfümlerini içinde barındıran serisi olan Shooting Stars'dan Kobe ile
birlikteydim geçtiğimiz günlerde.
Kobe
kendi sitelerinde turunçgil ailesine dahil edilmiş. Farklı bir distilasyon
tekniğiyle oluşturulduğu belirtilmiş. Az bulunan ve egzotik doğal içeriklerin
kullanıldığı vurgulanmış. Kobe'nin açılışı ferah turunçgillerle gerçekleşiyor.
Müthiş bir bergamot daha ilk saniyelerde sazı eline alıyor. Doğal ve tozlu
bergamota neroli eşlik ediyor turunçgil ailesinden. Üst notaları lezzetli kılan
şeyse aromatik Akdeniz otları. Bergamot-neroli ikilisi ile müthiş bir uyum
sağlayan aromatik otlar (ıhlamur, kekik vb.) onu hem zengin hem de olgun hale
getiriyor. Enteresan ve çok başarılı bir turunçgil açılışına sahip. Başlangıcı
gayet güzel. Uzun süren başlangıç fazından sonra orta kısım kendisini
göstermeye başlıyor. Yavaş yavaş ortaya çıkan tatlı reçineler ve öd, parfümü
bambaşka noktaya taşıyor. Turunçgiller ve aromatik otların kaybolduğunu fark
ediyorum. Orta notalarda parfüm tamamen sıcak baharatlı bir oryantal haline
geliyor. Kendi sitelerinde gül ağacından bahsedilmiş orta bölümde. Gül ağacı
nasıl kokar bilemiyorum ama öd olduğuna eminim. Zaten yine kendi sitelerinde
ödün, parfümün anahtar notası olduğu söylenmiş. Öd ve sıcak reçineli
baharatları da oldukça beğendim. Son kısma geleyim. Parfüm yine radikal şekilde
değişiyor. Öd ortadan kaybolurken yumuşak odunsu notalar ortaya çıkıyor. Tatlı
sayılabilecek odunsulara biraz da mumsu vanilya ve amber eşlik ediyor. Alt
notalardaki tatlılık tonka fasulyesinin işi olabilir. Kapanışını çok çarpıcı ya
da ilginç bulmadım.
Kobe,
şaşırtıcı bir parfüm. İlk yarım saat oldukça ferah. Neredeyse sıcak yaz günlerini
çağrıştıran bergamot-neroli ikilisine eşlik eden Akdeniz otları, Xerjoff'un
İtalyan karakterine gönderme yapmış olabilir. Hafif tozlu turunçgiller çok şık
ve müthiş kaliteli. Daha çok üst yaş beyefendi parfümlerindeki kullanımı
çağrıştıran turunçgiller koklamaya değer. Orta bölümdeki büyük değişim
şaşırtıcı ve kafa karıştırıcı. Orta kısımda turunçgiller ortadan kaybolurken
birden Arap pazarını hedefleyen ödlü baharatlı oryantalle karşılaşmak açıkçası
o ferah açılıştan sonra beklediğim şey değildi. Ben daha çiçeksilik ekseninde
ilerleyeceğini düşünürken yavaş yavaş reçineler burnunuza nüfuz etmeye
başlayınca kendinize geliveriyorsunuz. Orta bölümdeki öd kullanımı gayet
sevilesi, ilaç gibi kokmayan ve rafine. Biraz Creed'in Royal Oud'una benzettim
orta kısmı. Hatta azıcık Tom Ford'un Tobacco Oud'unu andırıyor öd kullanımı. O
iki parfümü de sevdiğim için Kobe'nin de orta bölümünü sevdim. Son kısımsa
nefis üst-orta kısımdan sonra sıradan geldi bana. Yapay değil ama özensiz.
Vanilya ve amberle yumuşatılmış sedir ağacı, daha önce örneğine defalarca
rastladığımız şekilde verilmiş.
İtiraf
edeyim ki Xerjoff gibi ultra lüks parfüm evinden benim de beklentilerim çok
yüksekti. Nasıl olmasın ki? Bildiğim kadarıyla dünyanın en pahalı fiyat etiketine
sahip 4-5 markasından Xerjoff. Bu da onun parfümlerini denerken ekstradan yük
getiriyor markaya. Kobe, kalite anlamında gayet yeterliydi. Son kısmı dışında
kusursuza yakın kompozisyona sahip. Üst-orta-alt nota geçişleri etkileyici. Bu
anlamda kompleks yapıyla karşı karşıyayız. Notalar gayet doğal ve net. Fakat
yine de dünyanın en lüks parfüm markalarından birisi daha farklı ve iyi olmalı
mı? Belki evet belki hayır. Sonuçta hiç bir parfümden ya da markadan mucizeler
beklemek doğru değil. Son kısmı dışında Kobe, verdiğiniz inanılmaz yüksek
fiyatı hak ediyor bence.
Kobe,
modern, tatlılık barındıran ama içinizi baymayan, hem ferah hem de sıcak
olabilen, dinamik, olgun, yarı resmi ve şık. Aklımı başımdan almadıysa da
günlük kullanım için uygun hatta takım elbise için bile düşünülebilecek çok yönlü
başarılı bir parfüm. Harikalar yaratmasa da görevini fazlasıyla yerine
getiriyor.
Kaynaklarda
erkek parfümü olarak görülüyor. Bence de erkek kullanımına daha yakın. Fark
edilirliği başlarda yüksek. Saldırgan yarım saatten sonra tene yaklaşıyor
kokusu. Kalıcılığı EDP standartlarını düşünürsek makul. Üst notalarına aldanıp
sıcak yaz günlerinde kullanmayın çünkü ilerleyen saatlerde rahatsız edici olabilir.
Yaş olarak yirmi beş ve üzerindeki arkadaşlara uyacak gibi. Fazla genç
delikanlı kokusu değil.
Kobe'nin
tasarımını birçok niş marka için işlere imza atmış burun Jacques Flori yapmış.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/7.5
Abercrombie & Fitch - Fierce sence nasıl bi parfüm?
YanıtlaSilJean Paul Gaultier - Le male mi tavsiye edersin A&B Fierce mi ?
Abercrombie & Fitch - Fierce'ı henüz denemediğim için hakkında yorumda bulunamayacağım.
Sil