Montblanc –
Legend (2011)
"Verba
volant, scripta manent” yani “söz uçar, yazı kalır” demiş eski Romalı bilgeler.
Yazılanları ölümsüzleştirmenin yollarından biri de, yazıları ölümsüz kalem
markaları ile yazmak. Kullanana prestij kazandıran kalem markalarının başında
da Montblanc dolmakalemleri geliyor. Üst düzey yöneticilerin ve devlet
adamlarının cebinden eksik olmayan bu kalem markası, geçmişte büyük satış
başarılarına imza atmış ve günümüzde de aynı başarısını sürdürüyor.
1900’lerin
başlarında yazı yazmak için masa başına oturan bir kişinin, mürekkep hokkasına
batırılıp yazan tüy uçlu ya da sivriltilmiş tahta kalemlerden başka seçeneği
yoktu. Hazneli dolmakalemler ise sadece çok zengin azınlığa özgü pahalı yazı
malzemesiydi. Dolmakalemlerin halka yaygınlaştırılmasını amaçlayan Hamburg'lu
Alman kırtasiyeci Claus Johannes Voss, 1906 yılında yanına bankacı Christian
Lausen ve mühendis Wilhelm Dziambor'u alarak mürekkep hazneli dolmakalem
imalatına başladı. Şirketin kuruluş yıllarındaki adı “Simplo Dolmakalem
Şirketi” olarak belirlendi. “Simplo” kelimesi İngilizce “basit” anlamına gelen
“simple”dan türetilmişti. Şirketin ilk kalemleri siyah gövde üzerine kırmızı
kapaklı olarak üretiliyordu ve bu sebeple “Rouge et Noir” markasıyla
satılıyordu.
1910
yılında kapaktaki kırmızı renk, altı yuvarlak köşeli beyaz yıldızla
değiştirildikten sonra, dolmakalem tarihinin en ünlü markasının doğması için
fırsat yaratılmış oldu. Bir toplantı sırasında kapağın tepesindeki yıldız,
dağların zirvesindeki buzullara benzetilince, kalemlere Avrupa’nın en yüksek
dağı olan Montblanc’ın isminin verilmesine karar verildi.
Seçilen
bu isim aynı zamanda şirketin üstün kaliteli ürünler sunma konusundaki
kararlılığını da en iyi şekilde sembolize ediyordu. Bu yıldız, günümüzde sadece
dolmakalemlerin kapağında değil, deri eşyalardan gözlüklere, saatlerden
parfümlere kadar Montblanc markasını taşıyan tüm ürünlerin üzerinde yer alıyor.
(http://guleryuzshop.com)
Yukarıdaki
alıntıda Montblanc markasının kısa tarihçesi ve ana faaliyet alanı anlatılmış. Lüks
ürünler imalatçısı Montblanc, ilk parfümünü 2001 yılında piyasaya sürdü.
Presence isimli ilk parfümleri erkek kullanımı için olsa da ilerleyen yıllarda
kadınlar için de kokular ürettiler. 2015 yılının Nisan ayları itibariyle
yirmiye yakın parfüme imza atmış durumdalar. Gerçi parfümleri piyasada çok
tutulmasa da, Montblanc yeni kokular yaratmaktan geri kalmıyor. 2014 yılında
Emblem ve Emblem Intense'i görücüye çıkardılar. Ben ise ilk Montblanc parfümü
deneyimim olan Legend'e odaklandım bir süredir.
Legend,
kendi sitelerinde ferah fujer olarak sınıflandırılmış. Üzerime sıktığımda beni
ferah aroma karşılıyor. Bergamot, limon, turunçgiller ve ananastan oluşan üst
notalar modern, canlı, enerjik ve gayet güzel. Meyveli sayılabilecek başlangıç
sevilmeyecek gibi değil. İlerleyen dakikalarda aromatik otlar ve ananasın
yerini buruk bir tat alıyor. Lavanta orta notalarda etkin hale geliyor. Oldukça
tatlı verilmiş lavantaya muhtemelen tonka fasulyesi ve erkeksi gül eşlik
ediyor. Başlangıçtaki neşeli ve canlı yapının yerini buruk fujer yapı alıyor.
Çok ferah olduğunu söyleyemeyeceğim orta kısım hem erkeksi hem de olgun
kokuyor. Orta kısmı pek kendime yakın bulamadım. Son kısım, orta notaların
düzleminde ilerliyor. Alt notalarda yumuşak ve şekerli odunsu notalar dışında
aynı buruk fujer karakter kapanışta da mevcut. Eh işte.
Legend,
başlangıcındaki heyecanlı ve ferah açılışla çoğu kişiyi rahatlıkla tavlayacağa
benziyor. Canlı meyvemsilik gayet başarılı. Orta kısımda ise tatlılık
hissedilir derecede artıyor. Tonka fasulyesinin bu tatlılıkta rolü olduğu
düşünülebilir. Lavanta, Caron Pour Homme'deki gibi değil, tonka fasulyesi ve
erkeksi vasat gül ile harmanlanmış. Biraz Burberry For Men ve Paco Rabanne -
XS'i hatırlatıyor orta notaları. Zaten kokusu benzer düzlemde ilerliyor
rakipleriyle. Bu tür buruk kokuları sevemiyorum. Evet bir süre kararsız
kaldıktan sonra pek de kullanabileceğimi sanmıyorum Legend'i uzun süre.
Anladığım
kadarıyla bu parfümde biraz popülist yol izlenmiş. Risk alınmamış. Çok satan
örneklerin benzeri yapılmaya çalışılmış. Tek fark ilginç başlangıcı. Yenilikçi
ve özgün tarzı yok. Genç arkadaşları hedefleyen, lavanta marifetiyle erkeksilik
etkisi verilmeye çalışılmış, çoğu kişinin beğenebileceği yapısı ile büyük
kitlelere hitap edeceği söylenebilir. Fakat ben o kitlenin içinde değilim neyse
ki.
Açıklanan
notalarında meşe yosunu da bulunuyor Legend'in. Kullanım döneminde pek dikkat
etmemiştim. Şimdi düşündüğümde meşe yosunu varsa bile fazlasıyla sıradan
verilmiş ya da harmanın içinde kaybolmuş. Heyecanlanmıştım meşe yosununu
görünce ama bu durum kısa sürdü.
Sonuç
olarak Legend'i ve temsil ettiği koku tarzını sevemiyorum. Siz yine de bakmayın
benim beğenmediğime. Gidin, deneyin hatta kullanın. Belki de sizin tam
aradığınız parfümdür.
EDT
konsantrasyouna sahip Legend. Kalıcılığı iyi, farkedilirliği zayıf. Çok sıcak
yaz günlerinde tatlılık oranı rahatsız edici olabilir. Serin/ılık günlerin
parfümü bence. Kokusunun tasarımına sektörün tanınmış ismi Olivier Pescheux
imza atmış.
Koku
Güzelliği:10/6
Bu kokuyu merak edenler, AXE'nin APOLLO deodorantını deneyebilirler :) Bana göre Axe firması deodorantı piyasaya çıkarırken Mont Blanc'ı referans almış :) Birebir aynı kokuyor :)
YanıtlaSil