24 Nisan 2015 Cuma

Givenchy – Ange ou Demon (2006)




Givenchy – Ange ou Demon (2006)

İyi ile kötü, cennet ve cehennem, Adem ile Havva, melek ile şeytan... Bu ikilik örneklerini arttırabiliriz. Hatta muhtemelen insanlığın ilk kıssası ve binlerce yıldır bu dünyada yaşamamızın sebebi Hz. Adem kıssasına bakabiliriz. Kuran-ı Kerim'de detaylıca verilmiş olan Adem kıssası ve ondan önce Allah'ın "yeryüzünde bir halife yaratacağım" müjdesini incelemeliyiz belki de.

Şeytan'ın, ilk yaratılmış insana boyun eğmeyi reddetmesi ve Allah'ın makamından kovulmasının anlatısını Kuran'ın çeşitli ayetlerinden okuyoruz. Farklı ayetlerde ise meleklerin güzel karakterlerinden bahsedilir ve övülürler. Yani karşımızda ikili bir yapı var. Bir tarafta iyiliği, temizliği, saflığı temsil eden melekler, diğer taraftaysa kibri, şımarıklığı ve saygısızlığı temsil eden şeytan.

2006 yılında dünyanın en ünlü moda markalarından Givencyh, yeni kadın parfümünün ismini "Ange ou Demon" koyduğunda ilgi çekeceğini tahmin ediyordu. Teoloji ile güzellik endüstrisinin fazla yolu kesişmese de, zaman zaman dini referanslı isimlere rastlıyoruz parfümlerde. Givenchy'nin Ange ou Demon'unu da bu bağlamda düşünebiliriz.

Türkçe karşılığı "Melek ya da Şeytan" olan Ange ou Demon'un kadın parfümü olarak piyasaya sürüldüğünü görüyoruz. Tabii burada kadınların anlaşılmaz, değişken ve öngörülemez ruh hallerinin, güçlü duygusal tepkilerinin, şeytan ve melek ikiliğiyle bağdaşlaştırılmaya çalışıldığını söyleyebiliriz. Kadının istediği zaman etrafa mutluluk saçan bir melek olabildiğini, kalbi kırıldığında ya da yaralandığında intikamını acımasızca alabilen şeytana dönüşebilmesi, kadın denen mucizenin kimi zaman meleklik kimi zaman şeytanlık payesi almasına sebep oluyor. Tabii buradan hiç bir kadına ya da genel anlamda insana melek veya şeytan gibi sıfatları layık görmüyorum. Givenchy'nin ve yine genelde birçok markanın "tanıtımda çarpıcılık" ilkesine sadık kaldıkları söylenebilir. Zaten biliriz ki şeytan da melek de aslında içimizde bir yerlerde saklıdır, ta ki biz onu ortaya çıkarıncaya kadar.


Givenchy'nin yeni nesil kadın parfümlerini temsil eden Ange ou Demon, markanın iddialı işlerinden birisi. Büyük reklam kampanyaları ile dünya çapında güçlü şekilde piyasaya sürdükleri Ange ou Demon'un, yakın zamanlarda farklı versiyonları da çıkarıldı. 2015 yılı itibariyle Ange ou Demon isimli on altı parfüm satışa sunuldu. Yani asıl Ange ou Demon'u saymazsak on beş flanker'ı bulunuyor.

Kendi sitelerinde çiçeksi oryantal olarak sınıflandırmışlar Ange ou Demon'u. Zambak çiçeği ve meşe ağacının belirgin etkilerinin olduğunu vurgulamışlar. Parfümün açılışı tatlımsı turunçgiller (mandalina ağırlıklı) ve kremsi yeşil yapraklara güçlü şekilde eşlik eden anason/meyan köküyle gerçekleşiyor. Başlangıcı yeşil, neredeyse çimensi, ilginç ve güzel. Açılışını beğendim. Orta bölüme geçildiğinde turunçgillerin etkisi zayıflıyor. Bu andan itibaren kadifemsi notalar öne çıkıyor. Çok kadınsı olmayan çiçekler, bademli yapay vanilya, şekerli meyan kökü/anason, orta notaları oluşturuyor. Oldukça tatlı kadifemsi orta bölüm hem yapay hem de cazibeli ve kışkırtıcı. Orta kısımda biraz Hypnotic Poison etkileri var sanki. Muhtemelen bademli vanilya teması böyle düşünmeme sebep oluyor. Geçeyim sonlara. Alt notalarda yumuşak odunsu notalar mevcut. Açıklanan notalarında meşe yosunu var ama yine rastlayamadım bu müthiş notaya. Kapanışta ilginç bir sürprizle karşılaşıyorum: tütsü. Karanlık verilmiş tütsü, yeterince rafine ve başarılı. Tatlılığın oldukça azaldığı alt notaları beğendim.

Ange ou Demon, başlangıçta şaşırtıcı şekilde meyan köklü yeşil ve turunçgil meyvelerini merkeze alıyor. Yapaylığa rastlanamayan üst notalar gayet güzel. Hatta parfümün açık ara en sevdiğim yeri oluyor. Kimileri başlangıcını tuhaf ve itici bulsa da bence başarılı açılışı. Orta kısımda kadifemsi meyan kökü ve bademli vanilya hissi, kokuyu farklı tarafa çekiyor. Bu anlamda başlangıcından farklı kokuyor orta bölüm. Ne yazık ki artan yapaylık, orta notaları benim için sevmesi zor hale getiriyor. Kimi kullanımlarda baş ağrısına sebep oluyor orta notalar. Aynı şeyi Hypnotic Poison'da da yaşamıştım. Evet rahatsız edici şekilde yapay orta bölüm ama yine de insanın bir şekilde ilgisini çekmeyi başarıyor. Son kısımda iyice zayıflayan kokusu, kadın parfümlerinde fazla rastlanmayan kuru odunsu ve tütsülü yapıyla kapanışı yapıyor.


Parfümün kapsamlı ve karmaşık olduğu söylenebilir. Kokunun üzerinde hayalet gibi dolaşan kadifemsi ve meyan kökü benzeri yapı, sonlara kadar devam ediyor. Zengin ve dolgun bir koku. Alt, orta ve son kısımdaki ayrım ve değişim keyif verici. Düz çizgide ilerlediğini söylemek haksızlık olur. Bu anlamda başarılı.

İddialı, cazibeli, hırslı ve çarpıcı bir koku olması düşünülmüş tahminimce Ange ou Demon’un. Öteki türlü çok güçlü rakipleri ile nasıl baş edebilir ki? Angel, Hypnotic Poison, Rush, Lolita Lempicka, Addict ve diğerleri meydanı kolay kolay Ange ou Demon'a kaptırmak istemeyeceklerdir. Modern, çekici, yapay, dişi, fettan, vamp, dikkat çekici bir parfüm. Yüksek kaliteli olduğunu söylemek zor.

Kullanım sürecinde nedense erkeklere de uyabileceğini düşündüm. Özellikle başlangıcı erkek kullanımına yakın. Gerçi orta kısımda kadın tarafına kayıyor. Yine de üzerinde ve tenimde çok da kadınsı durmadığını düşünüyorum. Bilemiyorum, siz yine de deneyin belki seversiniz.


Ange ou Demon, bademli vanilya efekti ile Hypnotic Poison çağrışımı yaparken, meyan kökü temasıyla Lolita Lempicka'yı (kadın) anımsatıyor. Hatta biraz ileri gidip Lolita Lempicka ile Hypnotic Poison'u bir şişeye doldurup çalkalasak, belki de Ange ou Demon'a yakın bir koku elde ederiz. Kim bilir.

Son olarak geleyim Melek-Şeytan ikiliğine. Parfümün ismindeki melek ve şeytan, şüphesiz ki Givenchy'nin bize küçük bir oyunu. Ange ou Demon, meleğe mi uyar yoksa şeytana mı? Bence çok masum ve romantik bir parfüm değil. Onun içindir ki meleğe yakıştıramadım bir türlü. Onun günaha, baştan çıkarıcılığa, baş kaldırmaya daha yakın olduğunu düşündüğüm için şeytana daha çok yakışacağını hissediyorum.

Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. Sonbahar-kış kullanımı için daha uygun. Günlük kullanımdan ziyade, özel anların, gece gezmelerinin, akşam yemeklerinin parfümü olmalı. Yaş olarak ise otuz ve üzerindeki kadınlara öneririm. Genç kız kokusu değil. Denemeden almak riskli olabilir, benden söylemesi.

Luca Turin'in kitabında Ange ou Demon, çiçeksi oryantal olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden bir puan verilerek en düşük not layık görülmüş. Böylece bay Turin'in en sevmediği kadın parfümlerinden birisi olmuş.


Kokusunun tasarımına Jean-Pierre Bethouart ve Olivier Cresp birlikte imza atmış. Önemle belirtmem gereken durumu da açıklayayım. Bazı dini hassasiyetleri yüksek olan ülkelerde (Orta Doğu ve Arap pazarı), Ange ou Demon ismi yerine Ange ou Etrange adı altında piyasaya sürülüp satılıyor. Buradaki amaç şu olabilir. Demon kelimesinin şeytanı çağrıştırmasına önlem olarak ismi değiştirilmiş bazı ülkeler için. Yani Ange ou Etrange ismine rastlarsanız biliniz ki Ange ou Demon ile aynı parfüm.

Koku Güzelliği:10/7

2 yorum:

  1. Raşit Bey, yorumunuz gerçekten çok doğru. Acayip bir yapaylık var, tenime sıktığımda ise acımsı bir kokuya dönüşüyor. Ben de Luca Turin gibi hiç beğenmeyenlerdenim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet garip bir yapaylık var ama tuhafta bir cazibesi var. Sevmek ile nefret etmek arasında bırakıyor insanı. Ben yine de sevdim Ange ou Demon'u.

      Sil